Değerli kalem dostum, Yurtsever entellektüel aydın Burhan Savaş “BİLİM, BİLİŞİM, AKILCI ÇAĞDAŞ EĞİTİM VE İSLAM ÜLKELERİ” başlıklı aşağıdaki yazıma kendine has uslübu ile yorum yaparak katkı vermiş. okumanıza sunuyorum.
Naci Kaptan
“T.C. BURHAN SAVAŞ” <burhan@superonline.com> 3.07.2021
Bazı Şeyler’i UZUN , UZUN , İlşkileri ile , anlatmadan ,
asla TAM anlatamazsınız. Bilim ve Teknoloji Böyle Bişey.
.
Değerli Büyük Türk Kaptanı ,.
Çoktandır yazmak istediğim , çok ilginç ve gözümüzün önünde danseden Kosmoz , Hayat , Mayat (!) ” içiçe geçmiş veya bilerek içiçe geçirilmiş Olaylar var.
.
” Tarih ” te Rol alıyor Bu Tiyatro Kozmos Olayları’nda.
Tarih , Cosmoz’un , olmazsa olmaz kullandığı bişey , zaten..
.
Kaptan , gene ” pas” atmış. Şu Pas’ı kıymetlendiriim , dedim. Para kazandırmadan milyon kez değerlidir , bu Pas ve Pas Değerlendirmeler.
.
Yıl 1765-70’ler. Cosmoz , Benjamin Franklin adlı kefereyi görevlendiriyor. Çook uzun süredir Müslüman çağırmıyor Cosmoz Bol Para , Yüksek Hayat üretmeye yarayan Bilim , Teknoloji İşleri’ne.
.
Benjamin Franklin , een az 1 Milyon 170 Aykû’lu Aynştayn eder bir Özel İmâlat Adem’dir Benim Kitabım’da. Beti Benzeri Yoktur ” El” Atıp , Dünya’yı Sallama İşleri’nde.
” Bir’i ” ;
Senin El Attığın “Yapay Zekâ Teknolojisi ” ;
” Yarı İletken” ( Germanyum , Silisyum Dioksit , v.s . Gibi ) Ağır , Düşük Hız , Yani ” öldürmeyen akım şiddeti ” ile Elektron sebep oluyor. Hızı Her Enerji seviyesindeyken ( yani öldüren , öldürmeyen hâllerinde hızı değişmez , hep Işık Hızı’nda’dır.. Yarı İletkenler’i kullanan bilgisayar , cep ve her türden teknolojik cihazın hız , kapsam kabiliyeti,
Tamamen İnsan Bağımlı ” Transistör” Çip- Mikroçip”lerin işletilmesinde hemen hergün bulunan ” dikey Teknolojik” Ticari Buluşlar.
.
Evren’in En Esrarengiz Fırıldağı ELEKTRON’dur.. O bir Kimya Bilim ve Teknoloji Tanrısı’dır. O’nun çok , çok sınırlı ” Teknolojik” Özellikleri’dir , kullanabildiğimiz..
Bilim Özellikleri henüz ” Sır”. İşte Müslümanlar , Şimdilik buradan yırtıyor..
.
Hayatımız’ı işleten Hücrelerimiz’deki Mitekondri Enerji Santralı , sıradan bir Teknolojik olarak Elektron Enerjisi “yakan” Şömine’dir.
.
Şaka ve Gülünç gibi ; İnsan veya herhangi Bi canlı oksijen ve Glikoz , Yağ , protein ile Enerji üretmek mecburiyetinde değil.. Elektron doğrudan devreye sokulabilir. İşte Bu Elektron Bilimi gerektiriyor..
.
Bu ; İnsan ve Canlı’nın Galaksiler’de , cepte bir pil , oksijen , yiyecek , içeceksiz
Zaman’la dalga geçerek Gezeceğini gösteriyor..
.
Cosmoz’da da , İçinde olduğumuz Güneş Sistemi’nde Bu Yaşamı , her koşulda , her yerde
Kesintisiz Sürdürme İmkânı bazı buzul kaymalarında ortaya çıkan elektron bulutları içinde kullanılıyor.. Artık , çoktan beri , çoktan dedikse Bi kaç yıldanberi (!) Astronomlar , şurda , burda Hayat Olamaz İddiası ileri sürmeye çok korkuyor :))
.
İnsan Mahlükatı , Elektron’un akılalmazlığının daha yeni , yeni farkına varıyor.
.
Elektron , Bilim’den çok “Teknoloji ” için bilinmesi gereken bir Cosmoz Yaratığı’dır.
Çünkü , işlevi , nerdeyse tamamen Teknolojiktir. Elektron Olayın’ın , İLK farkına varan (kendisinin değil de , neden olduğu Yıldırım Olayı ile ) Benjamin Franklin’dir.
Yıldırım sanılan , yüksek Voltaj farkı ile göklerde , deli , deli vaziyetler yaratan aslında
Elektron’dan başka bişi değil.
.
Benjamin , Elektron enerjisinin ” kolay” Bi ortam bulunursa içine sokulup tehlikenin savuştrulacağını ” farketti”. Ucu Sivri Bir Elektron İletkeni Metal Çubuk ( Paratoner) keşfedildi..
…………..
100 Yıl böyle geçti , Benjamin bu arada ABD’yi kurdurdu. İngiliz Kolonisi Amerika’ya Fransız’ın iliğini sömürerek 1789 Fransa Açlık İsyanı’na sebep oldu. Bu Yeteneği , tamamen Zamparalık ve İkna Yeteneğiyledir. Kâşif Beyni ile ilgisizdir. Benjamin 70 Yaşındayken bile tüm zamanların En Zampara Şahsiyeti’dir. Bu özelliği ile ,Tarih’in , O’nun kadar ” Belini Kırmış ” Şahsiyeti Dünya Hayatı’nda henüz görülmemiştir.
.
Bu Bir Muhteşem Tarih Yaratma Olayı’dır.
Ayrıca , yazacağım.
Bu Yazı’da kaybolmamalı :))
………………….
Elektronlar’ın , aynen Jesus gibi Babası yok . Anası var. Anası Nötron.
Nötron , Elektron doğunca Nötronluğu sona erer , o artık Proton’dur.
.
Benjamin’nden 100 yıl sonra , yine Amerika’da 3 Şahıs ortaya , aynı yıllara , Şikago civarında ortaya çıktı.. Kafayı İletkenliğe taktılar ; Dikkat edin hâlâ etkisi , özelliği üstünden yapılacak buluşlar. Elektron denen Babasız’ın , Anası Nötron’un evlâdı ELEKTRON , şekil , şemail olarak bilinmiyor !
.
Newton ,
( Ampülcü , Doğru Akımcı , Ticari Kafasız , Yalancı , Korkunç Kıskanç Bi Herif )
.
Tesla ,
( Yüksek Gerilim ile çok ucuza çok uzaklara elektrik iletmeyi bulan Sırp Dahi )
.
Westinghouse
( ABD Tipi İş Adamı , Parayı Koklayan , Risk Alan , Yatırım İhâlesi için her kılığa giren , gerekirse anasını ” denk ” getirip satıveren Özel Bir Dehâ )
.
Tesla , ABD ‘de ( ve İngiltere’de ), hâlâ süren SIRP Nefreti’nden payını aldı , Şikago Elektrik Fuarı sonunda kazanılan Şikago Elektrifikasyon İhâlesi’ni kazanan , Newton Elektrik’in Yeni Adı General Elektrik’e Dünya’nın İlk Elektrifikasyon İhâlesi olan 1893’te Yüzyılların kapkaranlık geceli Şikago’yu Elektrik Işığı ile gündüz hâline getiren ASIL OĞLAN TESLA Bi Şikago üllüz Oteli’nde parasız , yoksul olarak öldü..Bi sürü onlarca başka buluşu çalındı , yağmalandı..Tesla ailesi olmayan bir mazlum Yalnız Adamdı..
Ama , onu otellere , yoksulluğa iteleyen , perde arkasında , paragöz , ahlâksızca Kıskanç Edison’du. Edison , Dandik ve Uygulamada çok pahalı DOĞRU AKIM Jeneratörleri ile Elektriğin iletilmesini kabul ettirmek için sayısız Medya mensubu kiraladı , basın toplantısı düzenledi. Işığı O ilk kez , 22 saat süreyle , ampülde sönmeden tutmuştu..
Ama , bu yarım bir buluştu , bir başka Dehâ Teslâ’ya , onun Yüksek Gerilim Buluşuna da ihtiyacı vardı.. Kıskanç herif , Teslâ’yı akıl almaz propagandalarla , Teslâ’nın toplumdaki Sırp önyargısını da kullanarak resmen infaz etti. Bugün Teslâ , her Elektrik , Elektron atraksiyonunda ( meselâ elektron yani elektrikli araçlarda ) Gökler’e çıkarılıyor.
Bence , Dahi Edison Eğitim’den yoksun , Kıskanç ve özellikle Bir Şerefsiz’di.
.
Veee 10 yıl geçti , geçmedi , 1900’lerin başında , İngiliz Razaford ( Rutherford) Atom’un ve Elektron’un Şekili , Şemâlini perspektif olarak , en basit şekliyle ” İnsanlığın” önüne koydu..
.
100 yıl kadar sonra da , maalesef yine ABD Kültürü’ne de artık oturmuş , potansiyel farkını hisseder , hissetmez METÂLLER’de Deli deli saldırganlaşarak akan ELEKTRİK- ELEKTRON’un AMETAL adı verilen , Anorganik , Organik Arası Özellikli Kimya’nın YARIMETAL – Yarı İletken’lerin İçinde bambaşka imkânlar sunduğu anlaşıldı ” Fırıldak Elektronumuz”un..
.
Göreceksiniz , Gelecek’te Elektron Bilim’e Süvari olup ne filmler , danslarla İnsanların aklını alacak..
.
Fen’e Yatırım ;
Elektron- Elektriğe , Bilim’e , Teknoloji’nin Sihir Gibi Dünyaları’nda Uçma’ya Yatırım’dır.
.
Heeerkes , Ailesi’nde zeki çocuklarını , mutlaka Fenci yapmalıdır.
.
T.C. Burhan
Naci Kaptan
Akılcı bilim eğitiminin vardığı yerin örneklerinden birisi yukarıdadır. Yukarıda bulunan video’yu izledikten sonra Ülkemin durumunu düşünerek üzüldüm. Teknoloji devrimini sürdüren ülkeler toplum yaşamını kolaylaştıracak bir çok icatlar ve keşifler yapıyor. Ar-Ge araştırmalarına büyük kaynaklar ayırıyor, teknolojik gelişimi sürdürecek akıllı, zeki kuşaklara büyük eğitim yatırımları yapıyorlar.
İslam ülkeleri ise bilimi önceleyen ülkelerin yarattığı, toplum hizmetine sunduğu teknolojik ürünleri kullanıyor fakat Dünya’ya islam ülkeleri tarafından yaratılan teknoloji ile ilgili hiç bir icat ve keşif sunamıyor.
Çağdaş eğitim içinde Matematik – Fizik – Kimya – Sosyoloji – Mantık – Felsefe – Elektronik – Bilişim v.b dersleri barındırıyor. Teknoloji ve bilişim devrimi hızla geleceğe yol alırken gelişmiş ülkelerin liyakatli yöneticileri eğitimi buna göre şekillendiriyor. Ruhban/Din görevlisi yetiştiren okullarında okuyanlar aldıkları eğitim konusunda görev alıyorlar. Din eğitimi veren okullardan mezun olanlar kaymakam, vali, genel müdür, bakan, cumhurbaşkanı olmak için çabalamıyorlar. Siyasetten uzak duruyorlar.
İslam ülkelerinin teknoloji ve bilim/bilişim yarışında geri kalmalarının ana nedeni çağdaş bilim adamı yetiştirmek yerine din eğitimine yönelmeleridir. Alınan din eğitimi ile bilim ve teknolojide ilerlemek mümkün müdür? Din kuralları değişmezdir. Her türlü yeniliğe kapalıdır. İslam dinini kabul eden toplumlar kuranda var olduğu söylenen diğer dünya için yaşarlar. Bu dünya onlar için gelip geçicidir ve bu nedenle kendisine verileni kabullenir. Düşünmez, üretmez… Rıza gösterir, birey olmak yerine kul olur. Topluma ise akıl, bilim yerine tarikatlar ve cemaatler egemen olur. Rant üzerine DİN yapanların tamamı siyasete bulaşmıştır. Allah ve Din adını kullanarak ticaret yapar, zenginleşirler.
İşte bu nedenle İslam ülkeleri, Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyası, Müslüman toplumların yaşadığı ülkeler yokluk, yoksulluk içinde emperyal sistemin güdümünde ve kışkırtmasında sürekli olarak kendisi ile aynı inancı taşıyan insanlarla, etnik gruplarla, aynı dinin farklı mezhepleriyle savaşarak bir birlerini kırarlar. Oyun büyük oyundur.
Camiler CEM yapılan, yani insanların bir araya geldikleri ibadet alanlarıdır. Fakat günümüzde camiler ibadet alanı olmaktan çıkartılmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığının, din alanını SİYASETE AÇMASIYLA, camiler ve imamlar Siyasal islamcı iktidarın propaganda alanı haline gelmiştir. Bu nedenle cami cemaatının bir bölümü camiye gitmekten vaz geçmiştir. Din, DİNBAZ’ların etkisi ile kudsiyetini kaybetmeye başlamıştır.
İslam ülkelerinde çağdaş, bilimsel, akılcı eğitime izin verilmez. Küresel baronların sözde müslüman taşaronları O ülkenin yönetimine getirilerek topluma çağdaşlık yerine din dayatılır. Bu nedenle son 20 senedir ülkemizin en değerli okulları, eğitim kurumları kapatılıyor, çağdaş, Kemalist öğretmenler tasfiye ediliyor ve bunların yerine sürekli olarak imam-hatip okulları açılıyor, Laik Cumhuriyet ve Atatürk, aydınlanma devrimleri karşıtı yobazlar bu görevlere atanıyor. MİLLİ EĞİTİM bu yolla çökertiliyor.
İslam ülkeleri işbirlikçi hain taşaronları iş başından uzaklaştırmadıkça, toplum akılcı, bilimsel, çağdaş eğitimi benimsemedikçe, Laiklik ilkesi topluma egemen olmadıkça İslam ülkeleri hep yerinde sayacak ve Dünyanın çağdaşlaşmasına, ilerlemesine ve kültürel, sosyal gelişimine hiç bir şekilde katkı veremeyecek ve Çağdaş ülkelerin marabası olarak, saygı duyulmayanlar olarak sürekli istikrarsızlıklar ve yoksulluk içinde içinde yalpalayacaktır.
Naci Kaptan / 01.07.2021