Abluka insanlık suçudurGeliştirici: Mehmet Ali Güller |
Yaptırım, ambargo, abluka…
ABD emperyalizminin en modern silahları…
Üstelik emperyalizm bu silahları sadece düşmanlarına karşı değil, hizadan çıkmasınlar diye müttefiklerine de uyguluyor.
Örneğin Rusya’yla enerji işbirliği yapıyor diye G-7 ve NATO ortağı Almanya’ya, örneğin Rusya’dan S-400 aldı diye NATO ortağı Türkiye’ye yaptırım uyguluyor…
Tabi emperyalizm esas olarak kendi küresel sistemine dahil olmayan ülkeleri hedef alıyor.
ABD AMBARGOLARI
Örneğin nükleer programı gerekçe göstererek İran’a ambargo uyguluyor; İran halkının ilaca erişimini bile engelliyor. 2006 yılında İran’da kişi başına milli gelir 6.600 dolar iken, ABD ambargosu nedeniyle 2015’te 5.900 dolara geriliyor.
Örneğin Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne karşı ağır ambargo uyguluyor. 1950’den 1971’e kadar iki Kore’nin ekonomik büyüklüğü neredeyse eşitken, ABD emperyalizminin ağır ambargosu nedeniyle 40 yılda uçurum oluştu. Bugün güneyde kişi başına düşen milli gelir 22 bin dolar iken, kuzeyde 1.300 dolarda kalmış durumda…
Örneğin Rusya’ya yaptırım uyguluyor, Çin’e ticaret savaşı açıyor…
Örneğin kamucu iktidarı nedeniyle Venezüella’ya ambargo uyguluyor. Bu ülkenin uluslararası piyasalardaki parasına, altınına, petrolüne el koyuyor; açık hırsızlık yapıyor emperyalizm…
Buna rağmen halkı istediği oranda iktidara karşı ayaklandıramadığında da, özel harekatçılarının kumanda ettiği paralı askerlerle Venezüella’da iki kez darbe yapmaya soyunuyor.
AMAÇ, HALKLARI YÖNETİME KARŞI AYAKLANDIRMAK
ABD’nin yaptırım, ambargo, abluka gibi silahlarıyla hedeflediği, açlığa mahkûm ettiği halkı yönetimlere karşı kışkırtabilmek, ayaklandırabilmek… O ana kadar ilaca erişemeyen on binlerce bebeğin ölümü, yeterli gıdaya erişemeyen geniş kitlelerin açlığı emperyalizmin umurunda olmuyor tabii ki…
Üstelik ABD bu ağır ambargoların işe yarayabilmesi için başka ülkeleri de ambargo uygulamaya mecbur ediyor; ekonomik ve siyasi sopalarla elbette. Böylece kendisi bir ülkeye ilaç ya da gıda satmadığı gibi, başkasının da satmasını önlüyor. Dahası hedef ülkenin parasının bulunduğu ülkeleri, o paraya el koymaya zorluyor.
Bu, 21. yüzyılın en büyük insanlık suç türlerinin başında geliyor…
KÜBA’DA SOKAKLAR DEVRİMCİLERİNDİR!
ABD’nin ağır abluka uyguladığı ülkelerden biri de Küba. Sosyalist Küba’ya karşı emperyalizm 1958 yılından bu yana abluka uyguluyor. Bu küçük ada ülkesinin sosyalizm hedefinden pes edebilmesi için geride kalan 60 yılda ablukadan CIA operasyonlara, pek çok yola başvurdu, başvuruyor emperyalizm.
Salgın ve Amerikan ablukasının birleşmesinin doğurduğu katlanmış olumsuz tablo, bu küçük ülkede 11 Temmuz günü bir protesto gösterisine dönüştü. Kimi kışkırtıcı fırsatçılar, dünyaya mesaj verebilmek için gösteride Amerikan bayrağı açtılar.
Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel, Havana’da gösterinin yapıldığı yere gidip halkla görüştü, ardından da ekrandan tüm Kübalılara seslendi. Díaz-Canel, Küba’nın yaptırımlar nedeniyle çok zorlu bir süreçten geçtiğini, durumu krize çevirmek isteyenlere fırsat vermeyeceklerini belirterek Küba halkını sokağa davet etti, “Küba’da sokaklar devrimcilerindir, sokağın kime ait olduğunu göstereceğiz” dedi. Çağrıyla halk sokaklara döküldü ve devrime sahip çıkıp emperyalizmi protesto etti.
ABD Başkanı Joe Biden ise “ABD, Kübalıların yanında” diyerek, Amerikan bayraklı protestocuları kışkırtmayı sürdürdü.
DÜNYANIN BÜTÜN KAPİTALİSTLERİ KÜBA’YA KARŞI
Bu küçük ada ülkesine karşı, daha doğrusu sosyalizme karşı kin ve nefret dolu kesimler ise Biden’ın işaretiyle tüm dünyada harekete geçti. Türkiye’deki neoliberaller de dahil, sosyal medyadan ABD’ye “Küba’ya müdahale” çağrısı yaptılar.
Kapitalistler, neoliberaller, sömürgenler, adeta “dünyanın bütün kapitalistleri, sosyalist Küba’ya karşı birleşin” diye slogan attılar 12 Temmuz günü boyunca…
Kuşkusuz yine başaramayacaklar. Onurlu Küba halkı, her türlü zorluğa karşı, 60 yıldır olduğu gibi emperyalizme karşı dimdik ayakta duruyor, duracak!
Mehmet Ali Güller – CRI Türk – 13 Temmuz 2021