ORGANİZE İŞLER * Devlet şirketinin gelirine moda deyimle çökme

Çizgi sanatçısı değerli Ergin Asyalı’ya teşekkürler


Devlet şirketinin gelirine moda deyimle çökme

Orhan UĞUROĞLU


GÜBRETAŞ’ın İran’da Razi Petro Kimya Şirketi’ne yüzde 50 ortak olduğu 2008’den bu yana, geçen 13 yıldır 2 Türk ile bir İranlının kimlikleri, “devlet sırrı” ya da “ticari sır” gerekçesiyle AKP hükümetleri tarafından korunuyor. 9 Haziran 2010 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde MHP’nin aktif muhalefet yaptığı günlerde resmî Meclis tutanaklarına göre MHP milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici kürsüden diyor ki?

– “Birinci soru önergemde, konsorsiyum ortaklarının kimler olduğunu,
– Sermaye paylarının neler olduğunu,
– Taahhüt edilen sermaye paylarının ödenip ödenmediğini,
– GÜBRETAŞ’ın bu ortaklık yapısıyla sağladığı avantajları,
– Ülkemize buradan gübre ithalatı yapılıp yapılmadığını ve
– Şirketin alınmasından bu yana yapılan kâr transferlerini Sayın Bakandan öğrenmek istedim.”

* Bakanın yanıtı, Dönemin Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker yanıtında diyor ki;

– “Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürlüğü, Sermaye Piyasası Kanunu, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’ndan, Türk Ticaret Kanunu gereği sorularınız “Ticari Sır” kapsamındadır.”

Muhalefeti güçlü yapma, sorunun peşini bırakmama kararında olan MHP’li Ekici ile telefonda uzun uzun konuştum. Ekici, “O gün elimize gelen ‘Ticari Sır’ cevabı üzerine, konuyla ilgili pis kokular daha da arttı. Bu sebeple, bu konuda soruların tekrarından oluşan ve bunların ticari sır olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek tekrar ikinci soru önergesini de verdim” diye konuştu.

* Yine Kamu Bankaları: Tekrar Meclis’in resmî tutanaklarına ve kürsüden konuşan Ekici’nin söylediklerini özetleyelim:

– “Değerli milletvekilleri, şimdi, bu ihalede çayın taşı ile çayın kuşunun nasıl vurulduğunu izah edeyim.

GÜBRETAŞ ile ihaleye giren bir Diyarbakırlılar şirketidir.  Tamamen bu ihale için kurulmuş naylon bir şirkettir. Konsorsiyumun bir diğer ortağı Kocaeli şirketi son derece sıkıntılı durumdadır. Ancak, nasıl olmuşsa, GÜBRETAŞ, biri naylon, diğeri can çekişen iki şirketle kol kola bu ihaleye girmiş. Ne var ki 7 Nisan 2008 tarihinde iki devlet bankamız bu naylon ve batık durumda olan şirketlere kredi kullandırıyor.

İzmit şirketi diyor ki; ‘Stratejimiz, Razi’den gelecek kâr paylarıyla borçlarımızı kapatmak, bu süre içinde faaliyetimizi küçülerek sürdürmek, 2010 yılında ise ekonomik hareketliliği tekrar kazanmaktır.’ Sayın Bakan buradaymış ve tekrar soruyorum:

20 Şubat 2008 tarihinde GÜBRETAŞ’ın yanında konsorsiyuma dâhil edilen bu 2 şirket ne şekilde seçilmiş, hangi kriterler göz önüne alınmıştır?  Onca gübre firması varken hangi güç batık ve naylon şirketi tercih etmiştir? Birinci sorum budur.

İkinci sorum: Üç aylık şirkete 20 milyon avro krediyi Halk Bankası ve Vakıfbank hangi siyasi etkenlerin başlığında kullandırmıştır? Üç aylık şirkete 20 milyon avro!

– Peki, bunda Bakan olarak etkiniz oldu mu?
– Ama hepsinden daha önemlisi:
– Bu naylon ve batık şirketin arkasında kim var?
– Kim kolluyor?
– Kim kâr ediyor?
– Türk çiftçisinin kârı yok.

Bir gram gübre almadınız, İran’a 600 milyon dolarlık yatırımdan bir gram gübre Türkiye’ye girmedi. – Burada yolsuzluk vardır net olarak söylüyorum burada kirlilik vardır. Sayın Bakan da soğan yemediyse, ağzı kokmuyorsa gelsin, burada, 20 günlük şirketi nasıl 600 milyon dolarlık yatırıma ortak ettiğini bize anlatsın.”

Bakan Eker kürsüye çıkıp yasalardan bahsediyor ama tek bir soruyu yanıtlamadan özetle diyor ki;

– “30 günlük bir şirketi ortak yaptı, yapmadı, o benim bileceğim bir iş değildir.
– Alelusul, lalettayin açıklama yapmam.”

Değerli okurlarım, Yazımdan sonra GÜBRETAŞ ortaklarının isimleri ve bağlantıları açısından bazı iddialar bana geldi. İstiyorum ki “Şeffaf Devlet” anlayışı içerisinde resmen açıklansın. İranlı ortak olabilir ama GÜBRETAŞ neden doğrudan kendisi girmedi de 2 Türk şirketini ortak aldı?

İstiyorum ki MHP’liler bugün de bu soruların yanıtını ortaya çıkarsınlar. 13 yıldır öyle bir koruma var ki ucunun kime dayandığını, kimin korunduğunu tahmin etmek hiç de zor olmuyor. Bu işe bir devlet kuruluşu olan GÜBRETAŞ’ın kârından siyasilerin rant alma ortaklığı denebilir. Ya da devletin gelirine moda deyimle “çökme” operasyonu da denilebilir.


https://www.yenicaggazetesi.com.tr/devlet-sirketinin-gelirine-moda-deyimle-cokme-459026h.htm

This entry was posted in ORGANİZE İŞLER, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *