KARANLIĞIN ARKASI * MAFYADAN KORUYAN MAFYA * Yalıkavak’ın oligarkları

Aşağıdaki “Mafya çökmesi”ni ve değerli bir mülke el koyulmasının arka yüzünü anlatan haberden önce başımdan geçen bir olayı paylaşmak isterim;

Uzunca seneler önce bir kargo gemisi ile Ukrayna’nın bir liman kentinden yük alıyoruz.  Rusya ve Ukrayna’nın şehirlerinde ağaca ve yeşil alanlara çok yer ayrılıyor. Güzel parklar, meydanlar var. Baharın gelişiyle birlikte parkların genelde merkezlerine yapılmış sahneler ve dans pisti de topluma hizmet veriyor. Belediye bandosu buralarda klasikleşmiş eski parçaları çalar. Yaşları genelde orta ve üstünde olan çiftler buralarda hem müzik dinler, sohbet ve hatta dans ederler. Parkların küçük meydan alanları ve ana yürüyüş yollarında ressamlar ve el işi sanatçıları eserlerini sergiler ve satmaya çalışırlar. Çok güzel el emeği ürünleri buralardan çok ucuza almak olasıdır.
Akşam oldu günlük çalışmalar sonlandı. 3 kişi yürüyüşe çıktık. Çok güzel bir yaz akşamı idi. Kentin birçok yerine dikilmiş olan ıhlamur ağaçlarının baş döndüren kokusu hafif esen rüzgârın önünde tüm çevreye yayılıyor ve doğa tüm güzelliğini insanlarla paylaşıyordu.
Uzaktan gelen bir müzik sesi bizi çağırdı. Sesi takip ederek ağaçların arasına saklanmış büyük tek katlı, taştan güzel bir mimari ile yapılmış eski ve  görkemli bir bina ile karşılaştık. Binanın yerlere kadar inen kocaman camlarından dışarı süzülen solgun ışık ıhlamur kokusu ile bütünleşiyordu.
İçeri girdik, orkestra 70’lerin, 80’lerin “unutulmayanlar” dediğimiz parçalar çalıyor, insanlar dans ediyordu. Kenar bir köşeye oturduk. Garson geldi birer bira sipariş ettik. Az sonra masamıza uzun boylu “body guard ” görünümlü bir genç geldi; parmağınla her birimizi tek tek göstererek “van dolar”, “van dolar”, “van dolar” dedi. Şaşırdık ve neden diye sorduğumuzda yine aynı şeyi söyledi. İngilizce bildiği tek deyiş “van dolar” idi.
Garsonu çağırdık ve neden bizlerden “van dolar” istediğini sorduk. Garson şunu söyledi; “Bu kişi/ler bizi ve müşterilerimizi mafya’dan koruyan MAFYA’DIR. Bu nedenle birer dolar mafya’dan korunma parasını bu mafya’ya vereceksiniz. Mafya burada işte böyle yasallaşmıştı.
Yerli mafyamız Sedat Peker’in suçlamalarına yanıt veren eski dışişleri bakanı Mehmet Ağar, kendi deyişi ile Yalıkavak Marina’ya profosyenel yönetici olarak atanmış.  Emekli bir emniyet genel müdürü ve eski bir siyasetçi olan Ağar acaba hangi liyakat, bilgi ve becerisi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan uluslararası  denizcilik, yatçılık ve marina deneyimi gerektiren bir alana atandı. Bu atamayı kim ve neden yaptı? Açıklamalardan görülen odur ki bu değerli mülke bir el koyma operasyonu yapılmıştır.
Daha da ilginç olanı Ağar’ın şu deyişidir; “ “Bizi buradan uzaklaştırınca yapılacak olan da belli: Buraya mafya çökecek. Bugün eğer mafya buraya giremiyorsa bizim burada olmamızdandır.”
Bundan anlaşılan odur ki Devlet insanların mülkünü korumaktan acizdir. Devletin yerini, devletten daha da güçlü olan ve emsal mafyadan daha gözü kara olanlar almaktadır. Tıpkı Ukrayna’da restaruant’ta bizi mafyadan koruyan başka mafya gibi!!!
Naci Kaptan – 13 Mayıs 2021

Yalıkavak’ın oligarkları

Sözcü – İsmail Saymaz – 13 Mayıs 2021

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker tarafından Yalıkavak’taki marinaya ‘çökmekle’ suçlanan eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, suskunluğunu SÖZCÜ’den Saygı Öztürk’e bozdu. Ağar, marinada yalnızca yönetici olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Bizi buradan uzaklaştırınca yapılacak olan da belli: Buraya mafya çökecek. Bugün eğer mafya buraya giremiyorsa bizim burada olmamızdandır.”
Mafya, devletin tekelindeki zor kullanma gücünün paylaşılmasından doğar. Güvenlikten yoksun bir toplumda polis ve askerin, adaletsiz bir iktidarda yargı erkinin yerine geçer. Kendi yasalarını uygular. Gerekirse infaz eder.
Ağar, kendi yaptırım gücüyle övünürken Türkiye Cumhuriyeti’ni avuç kadar marinada otorite tesis edemeyecek bir çadır devleti seviyesine düşürüyor. Emekli bir bakan olan Ağar, devletten daha mı güçlüdür ki onun yokluğunda marinaya mafya çöküyor?
Polis ne güne duruyor?
Motosiklette bir başına gezen vatandaşa maske takmadı diye ceza yazmak için mi?
Adliye neden var?
Ekrem İmamoğlu ellerini arkadan bağlamasın diye mi?
Kaldı ki…
Yalıkavak Marina, birkaç otopark için kan dökebilen mafyanın boyunun erişemeyeceği kadar büyük bir çıkar mücadelesine sahne oluyor: Oligarklar savaşı.
Kızıl Ordu’dan gemi filosuna; Milli Emlak’a ait olan Yalıkavak Marina, 1996 yılında Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı Yatırımları Ticaret Anonim Şirketi adına tescil edildi.
Marinayı 2003’te Cefi Kamhi aldı ve 2011’de satışa çıkardı.
Şirketin yüzde 90 hissesi Palmali Otel İşletmeleri Yatırım ve Turizmi Limited Şirketi tarafından satın alındı. El değiştirme sonucu hisselerin yüzde 100’ü Palmali Otelcilik, Turizm ve Acentecilik Limited Şirketi’nde toplandı.
İki eşit hissedarı vardı: Biri, Mübariz Gurbanoğlu’na ait Palmali Gemi Hizmetleri.
Diğeri, merkezi Singapur’da bulunan, Anar Alizade’ye ait RSR Holding Pte Ltd.
Gurbanoğlu, 1968’de Azerbaycan’da doğmuştu ve Kızıl Ordu’da yüzbaşı olarak görev yaparken, SSCB dağılınca Türkiye’ye yerleşmişti. ‘Mansimov’ olan soyadını Gurbanoğlu diye değiştirdi.
Alizade ise 1978’de Nahçivan’da dünyaya geldi. İlk soyadı, Aliyev’di.
Singapur’da bulunan Union Grand Energy adlı enerji şirketinin de sahibi.
Birleşik Arap Emirlikleri, Azerbaycan ve Türkiye’de yatırımları var.
Bir vakitler Azerbaycan petrol şirketi SOCAR’ın ortakları arasında.

          Mübariz Gurbanoğlu                                         Mehmet Ağar                                                      Anar Alizade
Marinada sanık, FETÖ’de tanık
Gurbanoğlu yüzde 50’lik hissesini 3 Şubat 2016’da Alizade’ye ait RSR Holding’e sattı. RSR, marinayı Malta’da kurduğu Palmarina Holding Ltd.’ye devretti. Gurbanoğlu, bir yıl sonra dolandırıldığını iddia ederek Bodrum’da dava açtı ve İstanbul’da suç duyurusunda bulundu.
Gurbanoğlu’na göre marinanın brüt ederi, 220 milyon dolardı. Ancak 31 milyon dolar ödenmişti. Gurbanoğlu, görevlendirdiği yöneticilerinin beyanına güvendiği için dolandırıldığını iddia etti. Suçladığı kişiler şunlar: CEO’su Alaattin Aykaç, Finans Koordinatörü Ali Kemal Çelikten ve Finans Denetim Müdürü Mehmet Ercil. Bu üç kişiye nitelikli dolandırıcılıktan dava açıldı.
İddianamede şöyle deniyor:
“Sözleşmenin İngilizce yazılıp çevrilmeden ve müşteki aydınlatılmadan imzalanması, tarafların 220 milyon dolara anlaştıkları yönünde beyanda bulunmaları, marinaya ait banka kredisine ve ihalelere esas bedel ile sözleşmede imzalanan bedel arasındaki fahiş fiyat farkı…”
Dava Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.
Bodrum’daki davayı ise Gurbanoğlu kaybetti. Gurbanoğlu,
Londra’daki Uluslararası Tahkim Mahkemesi’ne gideceğini söylüyor.
Bu arada, Gurbanoğlu’na 2017’de FETÖ soruşturması başlatıldı.
Kanıt elde edilmediği için kovuşturmaya yer olmadığına hükmedildi.
Savcılık yeni kanıtlara ulaşıldığı iddiasıyla 2020’de yeni soruşturma açtı.
Gurbanoğlu, 16 Mart 2020’de tutuklandı.
Yargılama 11 Mart 2021’de bitti.
FETÖ’ye yardımdan beş yıl ceza verildi.
Yeni kanıt dedikleri, Gurbanoğlu’nun şikayeti üzerine yargılanan Aykaç, Çelikten ve Erçil’in de aralarında olduğu tanık ifadeleriydi. Gurbanoğlu’nun uçağıyla gittiler Eski İçişleri Bakanı Ağar, işte bu oligarklar kavgasının tam göbeğinde yer alıyor.
Öğrendiğim kadarıyla Gurbanoğlu ve Ağar, 15 yıldır tanışıyor. İddiaya göre Ağar, 2013 yılında cezaevinden çıkınca Gurbanoğlu’na “Fetullah Gülen’i ziyaret edelim” dedi. Gurbanoğlu’nun uçağı ile ABD’ye uçuldu. Ziyarette Gülen, Erdoğan’a sert ifadeler kullandı. Ağar da Gülen’e “Devlet içinde devlet olmaz” dedi. Aynı uçakla dönüldü.
Tolga Ağar, Gurbanoğlu tarafından 2014’te şirket yönetimine getirildi. Ağar, 2018’de AK Parti’den Elazığ Milletvekili seçilince koltuğu babasına bıraktı. Mehmet Ağar, kendi deyimiyle ‘mafya çökmesin’ diye üç yıldır yöneticilik yaptığı bu marinada, aslında oligarkların saltanatına nezaret ediyor.
Doğrusu, mafya çökmesin diye değil, oligarkların huzuru kaçmasın diye.

https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/ismail-saymaz/yalikavakin-oligarklari-6428100/
This entry was posted in ORGANİZE İŞLER, ÖZELLEŞTİRMELER, YANDAŞ - ÇIKARCI - YAĞCILAR, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *