FELSEFE * SPİNOZA’nın TANRISI

Spinoza’nın Tanrısı

Orhan Selen

Tanrı inancı çok eskidir ama din kavramı oldukça yeni sayılır.
İnsanlık tarihi 50 bin yıldır dinler tarihi ise 4000  yılı ancak zorlar.
Tanrı inancı dinlerle birlikte gelmemiştir. Daha eskidir ve yerleşiktir.
Einstein’ın Tanrı’ya inanmıyor musunuz sorusuna
Evet ben Spinoza’nın Tanrısına inanıyorum.
Spinoza’yı okumayan kişi aynı yerde kalır.
Demiştir ve doğru da söylemiştir.
Spinoza’nın Tanrısına ya da doğasına göre Tanrı şöyle derdi:
Dua etmeyi ve boşuna göğsüne yumruk atmayı bırak.!
Yapmanı istediğim tek şey, dünyaya çıkıp hayatının tadını çıkarmandır.
Eğlenmeni, şarkı söylemeni ve senin için yaptığım her şeyin tadını çıkarmanı istiyorum..
Kendi inşa ettiğin tapınaklara gitmeyi de bırak.
Oraların benim evim olduğunu söylüyorsun
Benim evim dağlarda, ormanlarda, nehirlerde, göllerde, plajlarda ve senin kalbindedir..
Sefil hayatın için beni suçlamayı bırak;
çünkü ben sana hiçbir zaman yanlış bir şey olduğunu ya da günahkar olduğunu
ya da cinselliğinin kötü bir şey olduğunu söylemedim!
O yüzden seni inandırdıkları her şey için beni suçlama..
Benimle hiçbir ilgisi olmayan ve anlamadığın halde sözde kutsal yazıları okumayı da bırak;
Gün doğumunda, bir manzarada, arkadaşlarının dostluğunda,
küçük bir çocuğun gözlerinde beni okuyamıyorsan,
henüz yazının bilinmediği devirlerde,
benim adıma yazıldığı iddia edilen hiçbir kitapta beni bulamazsın.
Bana güven, ama önce kendine güven ve her şeyi benden istemeyi bırak;
Bana işimi nasıl yapacağımı sen mi söyleyeceksin?
Benden korkmayı da bırak; Çünkü ben öcü değilim ve seni yargılamıyorum,
seni eleştirmiyorum, sana sinirlenmiyor,
seni rahatsız etmiyorum, asla seni cezalandırmıyorum.
Beni sadece sevmen yeterlidir..
Benden özür dilemeyi de bırak, çünkü affedilecek bir şey yok.
Eğer seni ben yarattıysam; Seni özgür iradenle donattım.
Sana verdiğim akıl ve iradeni kullanarak yaşıyorsan seni nasıl suçlayabilirim.
Seni sen olduğun için nasıl cezalandırabilirim.
Bir yaratıcı bunu nasıl yapabilir
Her türlü emirleri unut, her türlü yasayı unut;
bunlar seni manipüle etmek için, seni kontrol etmek için,
senin suçluluk hissetmeni isteyenlerin kurgusudur.
Bunlara inanma, sadece kendi aklını kullan..
Kendine saygı göster ve kendin için istemediğin şeyi başkalarına da yapma.
Senden tek istediğim hayatına dikkat etmen.
Çünkü bu hayat ne bir test, ne bir basamak,
ne bir adım, ne bir prova ne de cennete giden bir yoldur.
Ben seni tamamen özgür kıldım.
Ödül yok, ceza yok, günahlar yok, erdem yok,
kimse skor taşımıyor, kimse kayıt tutmuyor.
SADECE SEVGİ VAR.
Ancak hayatında bir cennet veya cehennem yaratmak için kesinlikle özgürsün.
Bu hayattan sonra ne olup olmadığını söyleyemem, ama sana bir  öneride bulunabilirim.
Bu hayattan sonra bir şey yokmuş gibi yaşa.
Düşün ki bu hayat senin zevk alman, sevmen ve var olman için vardır,
yani hiçbir şey yoksa, sana verdiğim bu yaşama fırsatından zevk almış olacaksın.
Ama eğer bir şey varsa, orada da sana iyi mi kötü mü diye sormayacağım.
Sana soracağım tek şey, beğendin mi.?
Eğlendin mi.?
En çok neyi beğendin?
Yaşamında ne öğrendin ve hangi güzel işleri yaptın, olacaktır.
Bana inanmayı bırak; inanmak tahmin etmek, hayal etmektir.
Bana inanmanı istemiyorum, beni kendinde hissetmeni istiyorum.
Beni sevmen yeterli.
Övülmekten  sıkıldım, teşekkür edilmekten bıktım.
Minnettarlık hissediyor musun.? Bunu kendine, sağlığına,
ilişkilerine ve dünyaya göz kulak olarak ifade et.
İzlendiğini mi hissediyorsun.
Neşeni  göster. Beni övmenin doğru yolları bunlardır.
İşleri zorlaştırmayı bırak ve benim hakkımda,
birilerinin öğrettiklerini papağan gibi tekrarlamaktan vazgeç.
Emin olabileceğin tek şey burada olduğun, ve yaşadığındır.
Nitekim bu dünya harikalarla doludur.
Etrafına baktığında beni görecek ve hissedeceksin.
Neden daha fazla mucizeye gerek var ki.
Beni dışarıda ararsan bulamazsın.
Beni sadece kendi içinde bulursun.
Spinoza böyle bir Tanrı’ya inanıyor.
Aramızda ortak bir nokta olduğunu düşünüyorum.
Ben de Tanrı’yı hiç  bulunmayacağı yerlerde aramadım.
Birilerinin onu bulmama yardımcı olacağına ise asla inanmadım.
Çünkü dünyaya geldiğim andan başlamak üzere
Tanrı içimdeydi ve benimleydi.
Tüm hayatımda huzurumu buna borçluyum.
Kaynak: Spinoza’nın Tanrısı
http://www.ngazete.com/spinozanin-tanrisi-76404h.htm

Spinoza!

“Spinoza pek çok açıdan zamanının çok ilerisindeydi, ama sadece bu da değil: Bizim zamanımızın da ilerisindedir. Spinoza ‘mucizesi’ derken kastettiğim budur.” Frederic Lenoir… Yirmi üç yaşındayken sapkınlık suçlamasıyla Yahudi cemaatinden atılan Baruch Spinoza, yaşamını felsefeye vakfetmeye karar verir. Amacı “üstün ve daimi bir sevincin hazzını kendisine sonsuza dek verecek” gerçek iyiyi bulmaktır. Hayatının kalan yirmi yılında devrimci bir yapıt inşa edecek, filolojinin, sosyolojinin ve etolojinin yanı sıra derinlik psikolojisinin de fikir babalarından biri olmayı başaracaktır. Ama hepsinden önemlisi, arzuyu ve hazzı merkeze alan, Tanrı, ahlak ve mutluluk tasavvurumuzu sarsacak bir felsefenin mucidi olacaktır.
Baruch Spinoza, 17. yüzyıl felsefesinin en önde gelen rasyonalistlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Tam bir bilge yaşamı yaşadığı belirtilen Spinoza’nın En büyük eseri Ethica adlı kitaptır. Spinoza’nın felsefi çalışmalarının anlaşılmak ve değerlendirilmek bakımından özel zorlukları olduğu bilinen bir gerçektir. Peki, Spinoza kimdir?
Baruch Spinoza, 24 Kasım 1632 tarihinde Amsterdam’da dünyaya geldi. Ailesi Yahudi’ydi ve Portekiz’den engizisyonun baskıları dolayısıyla kaçıp önce Nantes’a sonra da Amsterdam’a gelmişlerdi. Bilimsel buluşların, dinsel bölünme ve çatışmaların, siyasal değişikliklerin ve felsefi gelişmelerin yoğun olduğu bir sırada Hollanda’da yaşadı.
Spinoza’nın babası ticaretin yanı sıra sosyal alanda da gelişme kaydetmiş ve Amsterdam’daki Sinagog’un ve Yahudi okulunun müdürü olmuştu. Ailesi Spinoza’nın haham olarak yetişmesini istemiş ve bu yönde gelişmesi için her türlü eğitim olanaklarını sağlamıştı. Spinoza bu nedenle erken yaşta gittiği Yahudi okullarında ve sinagoglarda İbranice öğrenmiş, Yahudi ve Arap teologların çalışmalarını öğrenme olanağı bulmuştur.

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/spinoza-1809091
This entry was posted in AKIL FİKİR YAZILARI, FELSEFE ve GÜZEL DEYİŞLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *