TARİHİN İÇİNDEN GERÇEKLER * Abdülhamit döneminde onur kırıcı bir olay: Midilli Gümrüğü’nün Fransızlarca işgali

Eski Midilli’den bir görünüm.

Abdülhamit döneminde onur kırıcı bir olay:
Midilli Gümrüğü’nün Fransızlarca işgali


Osmanlı, 1875’te Lorando ve Tubini adlı iki Fransız’dan borç para almıştı. 25 yıl boyunca bu borcu geri ödememiş, bu nedenle faizlerle birlikte borç olabildiğince kabarmıştı. İşin ilginç yanı, bu borç para, Abdülaziz’in tahttan indirilmesi işinde kullanılmıştı. 1901’e gelindiğinde Osmanlı’nın Lorando ve Tubini’ye toplam borcu 750000 altın lirayı bulmuştu. Bu borç meselesi, 1901’de Osmanlı ile Fransa arasına bir diplomatik krize yol açtı.
22 Ağustos 1901’de Fransız Büyükelçisi, bu borç ödenmezse dört gün içinde İstanbul’dan gideceğini Osmanlı’ya bildirdi. 26 Ağustos 1901’de Fransız Büyükelçisi, gerçekten de bir trene binip İstanbul’u terk etti. Böylece Osmanlı- Fransa arasındaki siyasi ilişkiler kesildi.
26 Ekim 1901’de Fransa Dışişleri Bakanı, Fransız donanmasının Midilli’ye gidip Midilli Gümrüğü’nü işgal ederek iki Fransız vatandaşının alacaklarını tahsil edeceğini Osmanlı’ya bildirdi. Fransa, sadece Midilli Gümrüğü’nün işgaliyle yetinmiyor, Osmanlı’dan ayrıca şu isteklerde bulunuyordu:
1- Osmanlı, Fransız kültür, din ve tıp kurumlarını derhal tanıyacak,
2- Osmanlı’da zarar görmüş durumdaki Fransız kurumları derhal tamir edilecek,
3- Osmanlı, Papa’nın kabul edeceği biçimde Keldani Patrikhanesi’ne berat verecek.
Fransız Dışişleri Bakanı bu isteklerin altına ayrıca şu notu düşmüştü: “Osmanlı işi uzatırsa Midilli’den belki bir daha çıkmayız!” 1 Kasım 1901’de Osmanlı, Lorando ve Tubini’nin borcunu ödeyeceğini, buna karşın Fransa’nın diğer isteklerinden vaz geçmesini istedi.
2 Kasım 1901’de Fransa bu teklifi reddetti.
5 Kasım 1901’de Fransız donanması Midilli Gümrüğü’nü işgal etti.
II. Abdülhamit, Midilli’nin işgaline seyirci kalmak dışında hiçbir şey yapamadı. 6 Kasım 1901’de Osmanlı, tüm Fransız isteklerini kabul ettiğini bildirdi. II. Abdülhamit, Fransa’ya karşı Almanya’dan ve Rusya’dan yardım beklemiş ancak yardım alamayınca Fransa’ya boyun eğmek zorunda kalmıştı. (Yusuf Hikmet Bayur, Türk İnkılabı Tarihi, C.1,Kısım 1, s. 155,156)
Abdülhamit’in Batı’ya teslim olma örneklerinden biri: Mali İşleri Denetleme Komisyonu Batılı devletler, II. Abdülhamit dönemi sonlarında Osmanlı’nın, Makedonya’da ıslahat yapmasını istiyorlardı. Bu konuda Osmanlı’ya en çok baskı yapan ülkeler İngiltere, Avusturya ve Rusya’ydı.
8 Mayıs 1905’te 6 büyük devlet, Osmanlı’ya bir nota vererek Makedonya’nın ekonomik işlerini yönetmek için birer “mali murahhas” tayin edeceklerini belirttiler.
26/27 Ağustos 1905’te büyük devletler, 4 mali murahhasın tayin edildiğini Osmanlı’ya bildirdiler.
29 Ağustos 1905’te Osmanlı, bu tayinleri kabul etmediğini açıkladı. Ancak Batılı devletler vazgeçmiyordu.
6 Ekim 1905’te 6 Batılı devlet, tayin ettikleri mali murahhasları Üsküp’e göndermeye karar verdiler.
Osmanlı, 6 Batılı devletin – bir oldubittiyle– kendi iç işlerine karışmalarını reddetti. Bunun üzerine olanlar oldu:
26 Kasım 1905’te Almanya hariç, 5 büyük Avrupa devletinin savaş gemileri Midilli Adası’na gidip Midilli gümrüklerini, posta ve telgraf dairlerini işgal ettiler. 5 Aralık 1905’te bu 5 büyük Avrupa donanması, Limni Adası’nı da işgal etti.
Osmanlı toprağı durumundaki Midilli ve Limni adalarının işgaline karşı II. Abdülhamit’in tepkisi ne mi oldu? Bu sorunun cevabını Yusuf Hikmet Bayur’dan alalım:
“Bir gün önce Abdülhamit gevşemiş bulunuyordu… Üyelere mali müşavir adı verilmek suretiyle, büyük devletlerin maliye denetleme komisyonunu kabul etti.” (Bayur, s. 197,198) Batılı ülkeler, II. Abdülhamit’in “yumuşak karnını” bulmuşlardı. İstediklerini alabilmek için adaları işgal ediyorlardı. Ne de olsa donanmayı Haliç’te çürüten Abdülhamit’in adalara yapılan saldırıları engellemesi olanaksızdı.
Abdülhamit’in dış politikası . II. Abdülhamit’in Mabeyn Başkâtibi Tahsin Paşa anılarında aynen şöyle diyor: “Sultan Hamid’in dış politikadaki ilkesi şu idi: Rusya’yı idare etmek, İngiltere ile asla mesele çıkarmamak, Almanya’ya dayanmak, Avusturya’nın gözünün Makedonya’da olduğunu unutmamak, diğer devletlerle mümkün mertebe hoş geçinmek… Balkanları karıştırıp Bulgarlar, Sırplar ve Yunanlar arasında nifak ve anlaşmazlık yaratmak. (…) Sultan Hamid’in en çok çekindiği devlet İngiltere idi…” (Tahsin Paşa, s. 62)
Uzatmayalım! II. Abdülhamit döneminde Avrupa ülkeleri, Osmanlı’dan her istediklerini aldılar:
1- İngiltere, Fransa, Rusya, Yunanistan; bu dönemde Osmanlı’dan istedikleri toprakları kopardılar.
2- 1881’de Düyun-u Umumiye’yi kurup Osmanlı’nın tüm önemli gelirlerine el koyup Osmanlı ekonomisini yönettiler.
3- Kapitülasyon haklarından sonuna kadar yararlandılar.
Daha önce olduğu gibi Abdülhamit döneminde de yabancılar ne vergiye, ne polise, ne adliyeye, ne de genel hukuka tabiydiler. Yabancı büyükelçilerin şımarıklıkları herkesi canından bezdirmişti. Yabancı büyükelçiler Osmanlı’ya sürekli akıl verirlerdi. Avrupa ülkeleri, büyükelçileri aracılığıyla Osmanlı’nın iç işlerine sıkça müdahale ederlerdi.
Osmanlı, bu dönemde demiryolu, liman, fabrika, banka her şeyi yabancıların kontrolüne bırakmıştı. İngiltere, Fransa, İtalya, Rusya ve Almanya, Osmanlı’dan yağlı bir imtiyaz koparmak için birbiriyle yarışırdı. Bu konuda en şanslı ülke Almanya’ydı. II. Abdülhamit, diğer ülkelere karşı sırtını Almanya’ya dayamak istediği için Almanya’ya çok geniş imtiyazlar vermişti. Örneğin, Almanlara verilen 99 yıllık Bağdat demiryolu imtiyazına göre, demiryolunun geçeceği yerlerdeki madenler, ormanlar da demiryolu yapacak Alman şirketine bırakılmıştı.
Demem o ki, Batı, Abdülhamit’ten her istediğini aldı. Abdülhamit siyasetiyle vatan kurtarmak mümkün değildir kardeşim. Hayali Abdülhamit masallarıyla çocuklarımızı kandırmaktan vazgeçin artık.

Sinan Meydan – https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/sinan-meydan/edward-joristen-rahip-brunsona-abdulhamit-siyaseti-2694121/
This entry was posted in SİNAN MEYDAN, Tarih. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *