STOCKHOLM SENDROMU VE İŞÇİLER * Ezenler Ezilenlerden Yana Olamaz

Ezenler Ezilenlerden Yana Olamaz

Cumhuriyet – Dr. Engin ÜNSAL / 23 Ocak 2021 Cumartesi

Sendrom, bir insanın kendisini zora sokan koşulları kabullenmesi, ezilmesine rağmen ezenin yanında yer alması anlamına gelir. Sosyopsikolojik anlam içeren bu deyim, 1973’te Stockholm’de soygun amacı ile bir bankaya giren soyguncular dolayısıyla insan ilişkilerinde yaygın bir deyim olarak kullanılmaya başlanmıştır. Soyguncular, dört banka çalışanını altı gün boyunca 131 saat rehin almış ve polise teslim olmamıştır.
Banka etrafında toplanan kalabalık ve rehineler, polis kuşatmasına direnen soygunculara saygı duymaya, direnmenin uzaması ile alkışlamaya ve onlara destek olmaya başlamıştır. Soyguncular, altı günün sonunda teslim oldukları zaman banka çalışanları, soyguncular aleyhine ifade vermeyi reddetmiştir. Daha da ileri giderek soyguncuları savunmak üzere aralarında para toplayarak avukat tutmuşlardır.
Soygunculara duyulan bu hayranlık o kadar ileri gitmiştir ki rehinelerden bir kadın, soygunculardan biri ile evlenmiştir. Ezene duyulan bu hayranlık, günümüz insan ilişkilerinde ve özellikle emek-siyaset ilişkisinde gözlenebilir bir netlik kazanmıştır.
AKP’NİN YAPTIKLARI
2002 yılından bu yana iktidarda olan AKP, iktidarını sağlamlaştırmak ve uzun süreli kılmak için yandaş yetiştirmekte çok başarılı olmuştur. Demokrasinin tüm kurallarını ve özellikle hukukun üstünlüğünü askıya alan AKP, emek alanında da yandaş yaratmakta önemli adımlar atmıştır. Bugün çalışan kesimin, örgütlü emek gücünün ve sendikaların çoğunluğu Stockholm sendromunu yaşatarak AKP’ye destek olmaktadır. Oysa bu iktidar hiçbir zaman emekçinin yanında durmamış, sürekli güçlü olan sermayeyi ve sermaye sahiplerini savunmuştur.
Her şeyden önce “İş Yasası, Sendikalar Yasası, İşsizlik Yasası, Sosyal Güvenlik Yasası, İş Sağlığı ve Güvenliği” yasalarında bulunan ve değiştirilmesi gereken birçok maddeyi görmezlikten gelmiştir. Özellikle salgın döneminde çıkarılan yasalar, yayımlanan Cumhurbaşkanlığı genelgeleri bardağı taşıran damlalar olmuştur.
……………………………
BU BÖYLE SÜRMEMELİ
AKP’nin israfa batmış ekonomi anlayışı böylesine işçi aleyhine iken işçiler ve sendikalar kitlesel protesto haklarını kullanmamış, sendikalar sessiz kalmıştır. Bu nedenin altında, kurulan polis devletin ve sözleşme yetkisi alabilmek için sendika yöneticilerinin çoğunun yandaşlık yarışına gitmesi sayılabilir. İşçilerin çoğunluğunun AKP’ye oy vermesi, ezilenlerin ezene destek olmasından başka bir şey değildir.
Üyesini ve üyelerini siyaseten bilinçlendiremeyen sendikaların kâğıttan kaplana dönüşmesi kaçınılmazdır. Bu durum, demokrasimiz için büyük bir tehlikedir ve siyaset fukarası sendikalar, rafa kaldırılan demokratik ilkelerin başlıca sorumlusudur.
Bu düzen değişmelidir ve bunu 20 milyonluk emek gücü rahatlıkla yapabilir. Sendikalar, ücret sendikacılığı yerine sınıf sendikacılığı yaparak işçi sınıfına daha güvenli bir yaşam sağlayabilir. Siyasetten korkan sendikaların tarihin sayfalarında kaybolan gerçeği unutulmamalıdır.
DR. ENGİN ÜNSAL GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/ezenler-ezilenlerden-yana-olamaz-dr-engin-unsal-1808184
This entry was posted in Calisma Dunyasi - Is ve Emekciler, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *