SİYASETEN ATANMIŞ REKTÖRE MEKTUP …Hasan Tan’ı hatırlayan var mı? 

Hasan Tan’ı hatırlayan var mı? 

ODTÜ’lü bir mühendisin 6 Ocak’ta BÜ’nün atanmış rektörüne
yazdığı açık mektup, son damlanın tarihçesini güzel özetliyor:


Melih Bey,
ODTÜ 1983 Makine Mühendisliği bölümü mezunuyum.
Yeni atandığın görev hayırlı olsun diyemeyeceğim. Çünkü Boğaziçi Üniversitesi’nin en başta binlerce öğrencisi ve yüzlerce öğretim üyesi sana “hayır” dedi. Bu durum, yeni bir akademik ve idari görev için hiç de “hayırlı” bir başlangıç değildir.
Öğrencilik yıllarımda, Hasan TAN diye biri ODTÜ’ye “siyasi kimlikle kayyım rektör” atanmıştı. Ancak işçisi, öğrencisi, öğretim üyesi, aileleriyle ODTÜ’lü bizler, şimdi senin durumuna benzer bu atamayı kabul etmemiştik. Buna rağmen Hasan TAN, mevcut hükümeti de arkasına alıp dayatınca, öğrenciler dokuz ay süren boykota başlamışlardı. Bu süre içinde Hasan TAN, üniversiteye polis ve jandarma eşliğinde girebildi. Sebep olduğu üzücü olaylar sonucunda istifa ederek ayrılmak zorunda kaldı. Bir öğrenci arkadaşımız öldü, onlarcası yaralandı, şiddet görüp tutuklandı. Aileleri ve öğrenim yaşamları örselendi. Eğitim ve öğretim aksadı…
Şimdi senin atanmanla da benzer şeyler yaşanıyor. Polis üniversiteye giriyor, öğrenciler okula alınmıyor, yerlerde sürüklenip şiddet görüyor, üniversite kapısı kelepçe vurularak öğrencilerin yüzüne kapatılıyor…
Binlerce öğrencinin tamamı provokatör olabilir mi? Üniversite demenin en geniş anlamıyla “özgürlük” demek olduğunu ODTÜ’de mutlaka yaşamış ve anlamış olmalısın.
Boğaziçi Üniversitesi’nde bin civarında ve senden çok daha kıdemli öğretim üyesi varken, senin üniversite dışından rektör atanmış olmanın, üniversitenin 150 yıllık birikimini örselediğini, kuruma emek vermiş yüzlerce öğretim üyesinin onurlarını incittiğini ve seçme özgürlüklerine darbe olduğunu anlaman gerekiyor.
İtiraz edilen “akademik kimliğin” değildir. Akademik kimliğinin önüne geçmiş olan siyasi kimliğin üzerinden atanma şeklindir.
ODTÜ’lü bir büyüğün olarak önerim, bir an önce istifa etmendir. Kalmakta ısrar edersen, hem COVID-19 pandemisi hem de yaşanabilecek gerginlikten dolayı tarafların uğrayacağı zararların müsebbibi konumunda kalacaksın. Şu anda ODTÜ ve kamuoyu, 1977’deki istenmeyen gelişmelerin sorumlusu olarak atayanlardan daha çok, atanan ve istifa etmemekte direnen Hasan Tan’ı hatırlıyor.
Nasıl anılmak istediğin, tarihe nasıl geçeceğin, tam, şimdi senin tercihine bağlı. İstifa edersen, çok kısa bir süre için de olsa, öğrencilerin ve toplumun nezdinde unutulmayan bir rektör olursun. Bu gibi durumlarda istifa, çok onurlu bir davranıştır. Boğaziçi Üniversitesi gibi bir kurum ve kamuoyunda gönüllerin rektörü olarak kalmanın onuru, “istenmeyen kayyım rektör” olmanın yanında paha biçilmez değerdedir.*
Serdar ERKAN / ODTÜ-ME’83
This entry was posted in EĞİTİM, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *