DOKUZ BAŞLIKTA OTOKRASİ NEDİR?

Bertelsmann Vakfı’nın Dönüşüm Endeksi‘nde Türkiye, “ılımlı otokrasi” olarak sınıflandırıldı. Raporda 137 ülke arasında 77’nci sırada gelen Türkiye için “de facto diktatörlük” nitelendirmesi yapıldı.


Devlet üstündeki iktidarın tek bir kişinin elinde toplandığı yönetim biçimi olan otokrasinin özelliklerini dokuz başlıkta inceleyebiliriz:

1.Yürütme yetkisini genişlet: Otoriterliğin en önemli unsurlarından biri parlamento, yargı gibi hükümet kurumlarını zayıflatırken kendi iktidarını güçlendirmedir.
Bu iktidar alanı açma sürecinde yasal yollar kullanılarak demokratik meşruluk sağlanır. Örneğin başkanlık süresi dolsa da bu sınırları ortadan kaldıracak yasal adımlar atılması gibi.
2. Hükümetten hesap sorulmasını engelle: Muhalif görüşler ve vatandaşların haklarını arama yolları bastırılarak hükümetin hesap verilebilirliği ortadan kaldırılır.
Halkın toplanma, gösteri ve eylem yapma hakları engellenir ya da kolluk kuvvetleriyle ölçüsüz güç uygulanır.
3. Elitlerin desteğini al, ihtiyaç kalmadığında düşman ilan et: Otokratik liderler ekonomik büyüme ve refahla elitlerin desteğini almaya çalışırlar.
Devlete ait şirketler, medya holdingleri, serbest piyasa şirketleri üstünden yaratılan bağlarla para ve siyaset iç içe geçer. Yeni ekonomik zümre oluşturulur. Yolsuzluk artar. Şirketler yönetimin siyasi eğilimlerine göre hareket eder. Karşı gelenler cezalandırılır.
4. Popülizm ve milliyetçilik: Otokrat liderler toplumların karmaşık yapısındaki gerilimleri kullanarak kendilerine destek yaratırlar. Göçmen karşıtlığı, dini ve etnik farklılıklar, ülke sorunları için dış güçleri suçlama sıklıkla başvurdukları yöntemlerdir.
5. İçeride bilgiyi kontrol et, dışarıda yanlış bilgilendir: Devlet kontrolündeki medya ile yaygın tek sesli propaganda düzenlenir. Muhalif medya itibarsızlaştırılır, marjinalleştirilir.
Sosyal medyanın kontrol altına alınması için yasalar, sansürler ve önlemler getirilir. Kullanıcılar yakından izlenir.  İçeriden istenmeyen bilgilerin dışarı sızmasını önlemek için internet yavaşlatma ya da kesme gibi yollara başvurulur.
6. Muhalefeti felç et: Muhalefet partilerini tamamen yok etmeden işlevsiz hale getirilir ve hasar verilir.
Muhalefet içindeki ayrımlar, görüş ayrılıkları tetiklenir, tehdit ve gözdağı devamlı hale gelir. Siyasette sözde bir rekabet hissi uyandırılırken öte yandan tabandaki demokratik grupların birleşmesi ve güç kazanması önlenir.
7. Üstü kapalı seçim manipülasyonu: Modern otokratlar doğrudan oy çalma ya da satın alma yollarına pek başvurmuyor.
Medya erişimine engel olmak, hile yapmak, seçim sistemini ya da seçmenlik kurallarını değiştirmek, ya da seçim komitelerine taraftarlarını atamak gibi taktikleri var.
8. Olağanüstü hal kartını oyna: Kimi otokrat liderler olağanüstü hal ilan ederek yönetmeyi seçer.
Terörizm, organize suçlar, savaş söylemi, dış mihraklar, darbe söylentileri, uyuşturucu kartelleri gibi bahaneler kullanılır. Muhalif sesler sıkıyönetim kuralları altında susturulur hapse atılır, sürgüne kaçmak zorunda bırakılır.
9. Etki alanını genişlet: Otokrat liderlere yalnızca kendi ülkeleri yetmez. Benzer yapıdaki ülke ve liderlerle işbirliği, orta projeler, uluslararası anlaşmalar için çalışmalar yaparlar. Bölgedeki güçlerini artırmak amacıyla lobi şirketleri ve halkla ilişkiler uzmanlarıyla çalışırlar.
*Bu yazıyı yazarken Freedom House ve The Conversation gibi düşünce platformlarından yararlandım.

Cumhuriyet 18.01.2021 Elçin Poyrazlar’ın “Dokuz başlıkta otokrasi” yazısından
This entry was posted in FAŞİZM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *