Konu bağı nedeniyle ek yorum;
İlahiyat bilgini Cemil Kılıç : DİYANET BAŞKANI YALAN SÖYLÜYOR
https://youtu.be/Wf-LlAa4nrA
TÜRKÇE İBADET İSLAM’IN GEREĞİDİR.
Türkçe ibadete karşı çıkmak, TÜRKLÜĞE DÜŞMANLIKTIR.
İslam uleması, “KUR’AN’IN TERCÜMESİNE KUR’AN DENİLEMEZ” diye görüş birliği içinde değildir. Diyanet İşleri Başkanı açıkça, gözlerimizin içine baka baka YALAN SÖYLÜYOR. Yalanla iman bir arada olmaz!
Güzide Filiz Tuzcu / 24 Aralık 2020 Perşembe
Konu: “TÜRKÇE KURAN TARTIŞMASI”
Televizyon kanallarına çıkıp, (22 Aralık akşamı CNN- Akıl Çemberi Programı) Türkçe Kuran ve ibadete karşı çıkan, hatta hatta dolayı yollardan Büyük Atatürk’e hakaret eden, İslâm ve Kuran hakkında yalan yanlış şeyler söyleyen Doç. Hasan Basri Yalçın‘a mektup.
Sayın Yalçın,
Sizin İslâm’da “Türkçe Kuran – Ezan ve İbadet” konularıyla ilgili televizyon tartışma programlarındaki konuşmalarınızı dikkatle dinledim. Oldukça haddini aşan – talihsiz sözleriniz var! Bir kaç çarpıcı alıntı yapacağım;
“Kuran’ın Türkçeleştirilmesi, bu ülkenin tarihinde en acı hikayedir! Milletin burnuna Türkçe ibadet dayatılmıştır! Türkçe ibadetten rahatsızım vs…” !!!!!!
Cüretinize hem sinirlendim, hem de hayret ettim…
Önce size sormak isterim? Arap mısınız, Türk müsünüz ? Önce bu konuyu açıklığa kavuşturmak gerekir. Çekinmeyin lütfen açıkça söyleyin. Kanaatimce Türk olsanız, Türkçe Kuran’dan, Türkçe ibadetten ve ezandan rahatsız olmazdınız. (Akıl var – mantık var.)
Biz Türkler, bırakın rahatsız olmayı, TÜRKÇE KURAN’DAN VE TÜRKÇE İBADETTEN çok çok memnunuz. Doğal olarak…
İkinci husus, siz “Türk Milleti adına” konuşma yetkisini kendinizde nasıl buluyorsunuz????
Üçüncü husus, siz Kuran’ın tebliğ ettiği Gerçek İslâm hakkında konuşma yetkisini kimden ve nerden aldınız???? (Çünkü sözleriniz, Kuran Âyetlerine tamamen ters düşmektedir!)
En son olarak da sözlerinizin “Türkiye Gerçekleriyle – Tarihi Gerçeklerle, ve tabi ki İslâm ve Kuran gerçekleriyle” uzaktan veya yakından hiç bir ilgisi ve alâkası yoktur! Yani meydanı boş bulmuş, fırsat bu fırsattır diyerek istediğiniz gibi konuşmaktasınız!!!
Ortaçağda da – aynı sizler gibi – Hıristiyan papazlar ve ruhban sınıf da herkesin anlamadığı “Grekçe ve Latince İncilleri” zorla Hıristiyanlara dayatıyor ve “kutsal İncil asla tercüme edilemez” diye iddia ediyorlardı… Ancak Alman papaz Luther bu kısır döngüyü kırarak tüm Hristiyan milletlere örnek olmuştur; şöyle ki İncil’i Almancaya tercüme etmiş ve Almanların inandıkları dini anlamalarını – öğrenmelerini ve dinen bilinçlenmelerini sağlamıştı. Böylece ruhban sınıf, “Hıristiyanlık Din Kisvesiyle ” bir daha Almanları kandıramamıştır.
Siz ve sizin gibiler – aynı Osmanlı devrinde olduğu gibi – İslâm’da bizlere Arapça dayatarak – bizleri ortaçağ karanlığına geri götürmek istiyorsunuz!
Aslında sizler, ortaya çıkıp açıkça “Biz Türkçeye – Türk Milletine – Türk Milletinin Ebedi Lideri Büyük Atatürk’e karşıyız” diyemiyorsunuz ve dolaylı yollardan Türkçeye ve Milli Değerlerimize hücum ederek, bu Vatanın Kahraman Kurtarıcısı ve Büyük Kurucusuna “dolaylı yollardan” hakaret etmeye kalkıyorsunuz!
Bu asla kabul edilemez – asla affedilemez bir davranıştır! Unutmayın ki sizin maaşınızı Türk Milleti veriyor.
Lütfen biraz cesur olun, açık sözlü olun, “Bizim asıl – gerçek maksadımız Türklere ve Türkçeye karşı çıkmaktır…” deyin. Ha gayret…
Bilmenizi isterim ki İslâm ve Kuran tüm dünyada ki İNSANLIK ÂLEMİNE gelmiştir; evrenseldir…
Kuran, bizzat kendi “okunmak, anlaşılmak, uyarı, ders ve ibret vermek” için geldiğini bildirmiştir; böylece her millet onu kendi ANA DİLİNE tercüme ederek, anlayarak, ders ve ibret alarak okuyacak ve anlayarak ibadetini yapacaktır.
Ayrıca Yüce Allah, Arapçadan başka dil bilmiyor mu ki, herkes bilmeden – anlamadan – robot gibi arapça ezberlerle ibadet etsin??? Bu nasıl bir saçmalıktır? Bu “insan aklına, insanlığa ve Kuran’a” tamamen terstir. Arapça dayatması emperyalist bir siyasettir – zulümdür.
Büyük Atatürk yüzyıllarca süren bu korkunç – Arapça dayatması – zulmünü ortadan kaldırmıştır. Ona sonsuza kadar minnettarız…
Burası TC Devletidir, bu devleti bizim TÜRK Atamız – BÜYüK ATATÜRK kurmuştur, Biz Türk’üz ve bizim dilimiz TÜRKÇEDİR; siz ise – aynı Osmanlıda olduğu gibi – “zorla Arapçayı burnumuza dayatmaya” çalışmaktasınız! Bu çok “acı bir hikayedir – resmen zulümdür“…
Dünyada hiç bir millet, evet hiç bir millet bilmediği ve anlamadığı bir dilde ibadet etmez!
Yeter artık, herkes haddini bilmelidir.