Pearl-Harbor-Taarruzu’nda-görev-yapmış-olan-bombardıman-uçağı-pilotları
Japonların Gözünden Pearl Harbor Taarruzu, 7 Aralık 1941
Japon bombardıman uçakları 7 Aralık 1941’de Pearl Harbor üzerinde göründüğü vakit Japonya ile Birleşik Devletler arasındaki gerginlikler yaklaşık 10 senedir artarak sürüyor ve bu durum savaşı kaçınılmaz kılıyordu. Müşterek-Filo başkomutanı Amiral Isoroku Yamamoto, Japonya’nın Almanya ve İtalya ile müttefik olmasına ve Çin’i işgal etmesine karşı çıkmıştı. Ayrıca kendisi Birleşik Devletler’in dört bir yanına seyahat ederek çalışmalar yapmış ve Amerikalıların geniş kaynakları ve endüstriyel kapasitesi karşısında Japon İmparatorluğu’nun uzun bir savaştan muzaffer çıkamayacağını anlamıştı.
Gariptir ki, Yamamoto Pearl Harbor’a Taarruz planını bizzat tertiplemiş olsa da hücuma açıkça karşıydı. Yamamoto, Pearl Harbor’a taarruz etmenin getireceği riskleri biliyordu. Bu durum sadece Hawaii hava-sahasına girecek filoyu değil, aynı zamanda Japonların tüm amaçlarını da kapsayan bir tehdit teşkil ediyordu. Taarruzu destekleyenler, Birleşik Devletler’in icra edilecek baskından dolayı zor durumda kalacağına inansa da, Yamamoto —tam da doğru tahmin ettiği şekilde— bunun Amerikan ulusunu fitilleyerek Japonya’yı zaferle çıkamayacağı bir savaşa sürüklemesinden korkuyordu.
Yamamoto Pearl Harbor Taarruzu’na açıkça karşı çıktığını belirtse de yetkililer en nihayetinde taarruzun icrası yönünde karar almıştı. Japon İmparatorluk Donanması Kurmay Başkanı Osami Nagano, Yamamoto’nun endişelerine itiraz ederek Birleşik Devletler ile müzakerelerin zaman kaybı olduğunu savundu. General Hideki Tojo’nun da desteğini alan Nagano, Pasifik’te Birleşik Devletler ve Birleşik Devletler’in Güneydoğu Asya’da Koloni sahibi olan Avrupalı müttefikleri de dahil Japon İmparatorluğu’na ayak bağı olan uluslara karşı askerî müdahalelerin gerekliliğinden sık sık söz etmekteydi. Hem Nagano hem de Tojo, Birleşik Devletler’le olan müzakerelerde kendilerine sunulan taleplere razı olmanın İkinci Çin-Japon Savaşı sırasında elde edilen kazanımları tersine çevirebileceğinden korkuyordu.
Yamamoto, Pearl Harbor’a taarruz edilmesine ilişkin endişelerini ne kadar ifade ettiyse, Nagano da taarruzun bir o kadar gerekli ve mümkün olan tek eylem olduğuna tereddütsüz inanıyordu. Taarruz başlamadan bir ay önce, yani 3 Kasım 1941’de, Nagano nihaî onay için İmparator Hirohito’ya taarruz planını sundu. İki gün sonraki İmparatorluk Konferansı’nda taarruza onay verdiğini ilan eden İmparator, ABD ile müzakerelerin başarısızlığa uğraması durumunda Aralık ayının taarruz başlangıç tarihi olması yönünde karar aldı.
26 Aralık’ta, o zamana dek toplanmamış türden bir donanma kolu bir araya getirilerek Japonya’dan yola çıktı ve Kuzey Pasifik üzerinden gizlice harekete geçti. Dokuz muhrip, iki savaş gemisi, üç kruvazör, üç denizaltı, yedi akaryakıt tankeri ve 400’den fazla uçak taşıyan altı uçak gemisinden müteşekkil bu gizli filo, şimdiye dek denizde görülmüş en büyük hava-taarruz gücüydü.
Filodakilerin çoğu bu iki haftalık deniz yolculuğunun Amerikalıları alarma geçirmeden icra edilmesine imkansız gözüyle bakıyordu. Tespit edilmeleri durumunda bunun sonuçları Japonlar için ölümcül olabilirdi. Fark edilmelerini engelleyebilmek adına, uçak gemisi görev kuvveti telsiz susturma uygulamasına gitti ve Hawaii’ye kuzey istikametinden yol aldı. Bu güzergâh nadiren tercih edilirdi çünkü kış fırtınalarına eğilimliydi, ki bu da hava keşfini önleyebilirdi.
Pearl Harbor’a taarruz planını tertipleyen Amiral Isoroku Yamamoto.
7 Kasım’ın erken saatlerinde Oahu’nun 230 mil kuzeyine kadar ulaşan gemiler halen tespit edilmemişti. Japon denizaltıları adanın güney tarafında, Pearl Harbor ağzının dışında pusuya yatmıştı. Saat sabah 6’da, 183 avcı ve bombardıman uçağından oluşan ilk dalga kalkışa geçti.
Pearl-Harbor Taarruzu’nda görev yapmış olan bombardıman uçaklarının pilotları
İlk dalganın komutanı Mitsuo Fuchida saat 07.40’ta Pearl Harbor’daki askerî tesislerin yerlerini saptadı. Herhangi bir hareketlilik görmediğinden taarruz emri verdi ve hemen ardından ‘’Tora! Tora! Tora!’’ sinyalini filoya iletti — bu, baskın etkisinin bütünüyle sağlandığı anlamına geliyordu. Torpido-bombardıman uçakları tarafından bırakılan, hususi olarak tadil edilmiş torpidolar, sığ limana doğru büyük bir süratle ilerleyerek Battleship Row’da demirli gemilerin karinalarını patlattı. USS Arizona savaş gemisi cephaneliğinin yanına düşen bir bomba tarafından vurulduğunda ortaya çıkan dehşet verici patlama neredeyse 1,200 denizcinin hayatına mal oldu.
Amerikalılar gafil avlanmış ve şaşkına dönmüş olsalar da, tertiplenmeye koyularak dakikalar içerisinde karşı ateşe başladılar. Saat 9.45’te Japon taarruzunun 171 uçaktan müteşekkil ikinci dalgası geldiği vakit gökyüzü artık uçaksavar ve hafif silah ateşiyle doluydu. Japon taarruzu saat 9.45’te sona erdi – taarruz sadece iki saat sürmüştü. Japon pilotlar muzaffer bir şekilde uçak gemilerine dönerek gözden kayboldular. Taarruz boyunca 2.403 Amerikan asker ve sivil öldürülmüştü. Japonlar 19 gemiye hasar vermiş, 188 Amerikan uçağını imha etmiş ve çok daha fazlasını zarara uğratmıştı. Bunun karşılığında ise sadece 29 uçak ve 64 personel kaybetmiş ve bir denizaltı mürettebatları esir alınmıştı.
Ford-Adası’nın-dibindeki-Battleship-Row’da-demir-atmış-USS-West-Virginia’nın-bir-torpido-tarafından-vurulması-sonucu-büyük-bir-su-kütlesinin-şiddetle-havaya-kalkması..
Fakat taarruz stratejik hedefleri bakımından başarısızlığa uğradı. Japonlar her ne kadar çarpıcı bir darbe indirmiş olsalar da, Amerikan savaş gücü için son derece önem taşıyan yakıt depolarını, kuru-havuzları ve diğer tesisleri ortadan kaldırmayı beceremediler. Birkaç savaş gemisinin kaybı, millerce uzaktaki uçak gemilerinin güvertelerinden gittikçe şiddetlenir surette icra edilen bir çarpışmada beklenilenden daha az belirleyici olacaktı.
Ele geçirilen bir Japon cep-denizaltısında bulunan Pearl Harbor haritası.
Resmî bir savaş ilanı olmaksızın düzenlenen taarruz, Amerikanları boyun eğmeye mecbur bırakmaktan ziyade intikam için adeta tahrik etmiş ve bütün müzakereleri sona erdirmiştir. Baskının mimarı Yamamoto’nun, harp ilanının taarruzun bitimine dek iletilmediğini öğrendiğinde, şu sözleri söylediği rivayet edilir: “Korkarım ki bugün icra ettiğimiz baskın, uykusundaki koca bir devi kışkırtıp büyük bir felakete sevk etti.’’