TARİHİN İÇİNDEN * Tepedelenli Ali Paşa’dan Monte Kristo Kontu’na

Cumhuriyet / Mine G. Kırıkkanat
27 Eylül 2020 Pazar / kirikkanat@mgkmedya.com

Ali, ezeli düşmanları Gardiklilerin önünde diz çöküp baş eğmelerini bir süre sessizce seyretti. Sonra onlara güvence verdi, bol bol kardeşlerim, oğullarım, canlarım gibi muazzez isimlerle hitap etti. Hepsine parlak vaatlerde bulunup komşu bir hana çağırdı. Orada, Gardiklilere mutabakat teminatı olarak muhteşem bir ziyafet sunacaktı.
Gardikliler Ali’ye dua ettiler, iyi niyetinden şüphe duydukları için birbirlerini suçlayıp neşeyle hanın yolunu tuttular.
Şendriya kayalığından tahtırevanla inen Ali, kayanın dibine gelince atına bindi ve askerlerini arkasına alarak hana ilerledi. Duvarların çevresinde atıyla iki kez tur attı ve Gardiklilerin üstüne kapatılan kapının önünde durup, içeri girin işareti verdiği Müslüman çuhadarlara: “Gebertin!” diye bağırdı.
Çuhadarlar şaşkınlık ve dehşet içinde donakaldılar. Öfkeli paşa emrini tekrarlayınca, silahlarını yere attılar. Paşa infial halindeki askerleri önce pohpohladı, sonra tehdit etti, ama boşuna. Onları geri çekip bu sefer bayrağı altındaki Mirdita Katoliklerine hitap etti:
Latinler dediler ki cellat değiliz!
“Namıma düşman olanları yok etme görevini şimdi size tevdi ediyorum, cesur Latinler! İntikamımı alın, bu hizmetin karşılığını en büyük mükafatlarla vereceğim!”
Mirdita saflarından bir homurtu yükseldi. Ali Paşa, katliama biçilmesi gereken bedeli tartıştıklarını sandı.
“Söyleyin” diye haykırdı. “Sizi dinleyip hoşnut etmeye hazırım!”
Mirdita Katoliklerinin başı, öne çıkıp paşaya yaklaştı. Siyah pelerinin kapüşonunu indirdi, yüzüne karşı “Ali Paşa” dedi kararlı bir sesle. “Sözlerin bize hakarettir. Silahsız esirleri boğazlayacak tıynette insanlar değiliz biz. Gardiklileri serbest bırak, onlara silahlarını geri ver. O zaman savaşırız onlarla. Biz asker olarak senin hizmetindeyiz, cellat olarak değil!”
Siyah pelerinli Katolik taburun tezahürat yaptığı bu sözler üzerine Ali Paşa korktu. Çevresini kuşkuyla gözlerken tam Gardiklileri bağışladığını ilan edecekti ki, Rum dönmesi ve Paşa’nın pek kıymetlisi, hatta gayri meşru oğlu olduğu söylenen Tanaş Vanya, çapulcuların başında ilerleyip infazı üstlenmeyi önerdi. Ali Paşa rahatlamıştı. Tanaş Vanya’ya yetki verdi ve katliam manzarasının tadını çıkarmak üzere atının sırtında yüksekçe bir tepeye çıktı.
Katolik Mirditalılar ile Müslüman çuhadarlar bir araya gelip vadesi dolan talihsiz Gardiklilerin ruhuna dua etmek için diz çöktüler.
Ali Paşa’nın karabinayı ateşleyerek verdiği işaretin ardından hanın içinden korkunç feryatlar yankılandı.
Bir saat süren katliamdan sonra zemini tamamen cesetlerle kaplanan han, kasvetli bir sessizliğe büründü.*
Ali, Cesare Borgia’nın Müslüman olmuş hali**
Osmanlı’ya Mora’yı kaybettiren vali olarak da bilinen Tepedelenli Ali Paşa; ahlaksız kişiliği ve gaddar zekâsıyla  Machiavelli’nin adeta Müslüman ruh ikizi olarak 18. yüzyıl Batı edebiyatçılarının çok ilgisini çekmiştir. Örneğin emperyal İngiltere’nin en büyük şairi sayılan Lord Byron, pek çok Avrupa ülkesiyle doğrudan ilişki kuran Ali Paşa’yı 1809 yılında ziyaret etmiş ve hakkında bir dizi yazı yazmıştır.
Üç Silahşörler başta olmak üzere pek çok unutulmaz romanın yazarı Fransız Alexandre Dumas ise Osmanlı’ya karşı başlayan Yunan isyanını bastırmak için 1788’de Vanya valisi atanan, ama Epir bölgesinde nüfuzunu genişletip Osmanlı’ya isyan etmesinin ardından 1822’de kurşunla infazını takiben kesilen kellesi İstanbul’a gönderilen Tepedelenli Ali Paşa’yı, ölümünden çok sonra derinlemesine irdeleyen edebiyatçı olmuştur.
1844 yılında yayımlanan ve dünya çapında ün kazanan Monte Kristo Kontu romanında geniş biçimde Vanya valisinin yaşamından esinlenen Alexandre Dumas; 1862 yılında “Ali Pacha” başlığını taşıyan biyografik romanla “Tiberius, Caligula ve Neron’u kişiliğinde buluşturan adam” diye nitelediği Tepedelenli’nin en ayrıntılı portresini edebiyat tarihine kazandırmıştır.
Cehalet zindanında Osmanlıyız diye volta atarken, liselerde Türkiye’nin ilk Cumhurbaşkanı kim sorusuna “Recep Tayyip Kılıçdaroğlu” yanıtı veren gençler yetiştiren ülkemizde, okumaya ve okutmaya klasiklerden başlamakta yarar var.
*Alıntı/Tepedelenli Ali Paşa (Çeviren: Didem Tuna) Kırmızı Kedi Yayınevi, 2020
**Alexandre Dumas’nın betimlemesi, sayfa 33.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mine-g-kirikkanat/tepedelenli-ali-pasadan-monte-kristo-kontuna-1769141

YAZIYA KATKI 
“Monte Kristo Kontu”nda Tepedelenli Ali Paşa
Yıllar önce Alexander Dumas’nın meşhur romanı Le Comte de Monte Cristo’yu okumuştum. Wordsworth kitabevinde basılmış ingilizce bir tercümeydi. Çok güzel bir tercümeydi ve takriben 900 sayfayı bulan bu kitabı elimden düşürememiştim. Monte Kristo Kontu’nu bilmeyenler için kısaca özetleyeyim;
Edmond Dantes IXX. yüzyılın başlarında Marsilya’ da Mercedes isimli çingene kızıyla evlenme hayalleri kuran iyi bir denizcidir. Napoleon Bonaparte’ı da içine alan siyasi bir komplo neticesinde If Şatosu isimli berbat bir zindana atılır. Bu komployu ona çalıştığı geminin kendisini hiç çekemeyen muhasebecisi ile evleneceği kızın kuzeni ve daha sonra kocası olacak ispanyol kökenli bir şahıs birlikte kurmuştur.
Zindana neden atıldığını bilmeyen ve intiharın eşiğinden dönen Dantes’in kaderi aynı zindanda kaçış planları yapan ihtiyar bir adamın kendisine ünlü İtalyan kardinali Spada’nın muazzam servetinin yerini söylemesiyle değişir. Zindandan kaçarak Monte Cristo adası isimli adadaki hazineyi bulan Edmond Dantes artık dünyanın en zengin insanlarından biri ve zindanda kendisine bir baba şefkatiyle yaklaşan Abbe Faria’ (hazineyi haber veren) nın kendisini içinde bulunduğu cehaletten kurtararak ona karşı gerçekleştirilen komplonun faillerini haber vermesiyle iyice bilenerek ait olduğu yere geri dönen bir intikam meleğidir.
O artık gizemli bir kont, Monte Kristo kontudur. Gerisini de artık kitabı okuyunca öğrenmiş olursunuz. Kesinlikle mükemmel bir eser diyebileceğim bu kitabı muhakkak okumalısınız. Benim bugün sizlere bahsetmek istediğim konu ise bu eserde adı geçen ve ihmal edilemeyecek denli bir yer tutan Tepedelenli Ali Paşa ve onun Osmanlılar’a karşı başlattığı isyandır.
Yanya Paşası olan Ali Paşa bugünkü Balkanlarda görev yapmış bir Osmanlı valisidir. Ataları Kütahya’dan göç etmiştir. Onu farklı kılan gereğinden fazla kaprisli bir adam olması ve kendisini merkezi hükümetten daha güçlü görmesidir. Baskı ve hileyle servetine servet katan paşa, Osmanlı başkentini sürekli olarak bahaneler ve hediyelerle oyalamayı bilir.
Ali Paşa Mora isyanında çok önemli bir görev ifa eder. Yunan isyancılarını merkezi hükümete karşı tahrik ederek desteklediği bilinmektedir. Sonunda merkezi hükümeti güçlendirmeye karar vermiş olan 2. Mahmut Ali paşayı ortadan kaldırmaya karar vermiştir. Kendisine düşmanlık besleyen Arnavut ve Türk beyleri ile Yunan milliyetçilerinin Osmanlı hükümetini sıkıştırması da bu kararda etkili olmuştur.
Osmanlı askerleri iyice yalnız kalan Paşa’yı evinde öldürerek kesilen kafasını İstanbul’a padişaha yollamıştır. Özetle böyle Paşa’nın macerası. Ölmek her zaman hikayenin bitmesi anlamına gelmez tabii ki. Bu hikayede sürekliliği sağlayan şey kesik kafa olacaktır. 2013 yılında Arnavutluk Başbakanı Ali Paşa’nın Silivrikapı taraflarında üç oğluyla birlikte gömülmüş olan başını Türk yetkililerden isteyince hikayenin henüz bitmediğini görmüş olduk bizler de. Bu konuyla ilgili olarak Sabah gazetesinde 12 Şubat 2013 de çıkan haberde şöyle denilmektedir;
Başı ise Zeytinburnu Ayvalık Mezarlığı’na gömüldü. 2006’da mezarlıklarda 2 yıla yakın çalışma yapan ve 3 bin 500 mezar taşını envantere işleyen Yalova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Süleyman Berk, Tepedelenli’nin kallavi kavuk ile temsil edilen mezar taşını bulduklarını ve mezarlık envanterine eklediklerini belirtti. Berk, “Paşa’nın mezar taşı bizim tarihimiz için önemli bir kültürel değer. Taşın verilmesi değil ama başın verilmesi hoş karşılanabilir” dedi.

http://kiraatevi.blogspot.com/2019/12/monte-kristo-kontunda-tepedelenli-ali.html
This entry was posted in EDEBİYAT - ANI - ÖYKÜ - ŞİİR, GEÇMİŞİN İÇİNDEN, Tarih. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *