Lozan anlasmasi. 24 temmuz 1923

Lozan anlasmasi. 24 temmuz 1923

Birinci Dünya Savaşı, 1914 yılında Avrupa’da başlamış, ancak dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin katılması ve diğer kıtalardaki sömürgelere de yayılması nedeniyle “dünya savaşı” olarak adlandırılmıştır…

Birinci Dünya Savaşı’nı kazanan İtilaf Devletleri, yenilgiye uğrattıkları Almanya Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan ile derhal barış antlaşması imzaladıkları halde, Osmanlı Devleti ile yapacakları antlaşmayı Osmanlının nasıl paylaşılacağı konusunda kendi aralarında çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle geciktirmişlerdir
Sevr antlaşması; I. Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu hükümeti arasında 10 Ağustos 1920’de Fransa’nın başkenti Paris’in 3 km batısındaki Sevr (Sèvres) banliyösünde bulunan Seramik Müzesi’nde (Musée National de Céramique) imzalanmış antlaşmadır.
Osmanlı imparatorluğunun filen sonu demekti , ülke işgale başlanmıştı bile, Yunanlılar; Bursa, Balıkesir ve Edirne’yi işgal etmiş. İngilizler; Bandırma ve Mudanya’ya asker çıkarmıştı. İstanbul işgal edilmiş, işgal hızla yayılmaya başlamıştı.
10 Ağustos 1920′de imzalanan Sevr antlaşması .Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce tartışılmaya değer bile sayılmamıştır. Emperyalist işgalci ülkelere karşı Ulusal kurtuluş savaşı verilmiş ,Ülke Emperyalist ve işgalciler temizlenmiş
Osmanlı hükümetinin imzaladığı Sevr Antlaşması ile Ege adaları da dâhil olmak üzere diğer yerler işgal devletleri tarafından paylaşılmış ancak Atatürk’ün önderliğinde verilen kurtuluş mücadelesiyle, bu antlaşma, Türk Milleti tarafından tarihin çöplüğüne atılmıştır.
Ege Adaları; Osmanlı hükümetleri döneminde, 1830’dan itibaren Birinci Dünya Savaşı öncesi ve süresince tamamen kaybedilmiştir
Atatürk’ün önderliğinde emperyalist işgali püskürten Türk Milleti Lozan Barış Antlaşması ile bağımsızlığının ve egemenliğinin tapusunu elde etmiştir. Lozan Barış Antlaşması, tarihi boyunca özgürlük tutkusunun simgesi olan Türk milletinin varoluş savaşımını bütün dünyaya duyurduğu sesidir.
Lozan Barış Antlaşması’nın kabulünün onuncu yılı dolayısıyla yayınladığı iletide “Lozan antlaşması, Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr antlaşmasıyla tamamlandığı zannedilmiş, büyük bir suikastın yıkılışını ifade eden bir belgedir. Osmanlı devrine ait tarihe eşi geçmemiş bir siyasi zafer eseridir”
Genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti ise Lozan Barış Antlaşmasıyla; Gökçeada, Bozcaada, Tavşan Adaları ve Anadolu sahillerine üç milden az uzaklıkta bulunan adalar ile haklarından feragat etmediği ada, adacık ve kayalıklar üzerindeki Türk egemenliğini kazandırmıştır.
Bugün siyasi iktidara düşen görev, Ege’deki hak ve menfaatlerimizin korunmasıdır.
Lozan Barış Antlaşması, mazlum bir milletin emperyalizme karşı olan ilk siyasi zaferidir. Ağa Han şu ifadeleri kullanacaktır: “Tarihte ilk kez bir İslam ulusu tarafından kesin eşitlik esasına dayanarak Batı’nın yüce devletleriyle bir antlaşma imzalanmıştır. Bu antlaşama Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın sarsılmaz önderliğinde ve İsmet Paşa’nın sabırlı diplomasisine verilen krediyi yansıtır. Türk ulusuna sağlamış olduğu özgürlük bir bütündür.” Lozan Antlaşması, Doğu (mazlum)’nun Batı (emperyalizmin) karşısındaki zaferidir. İzvestiya (SSCB) Gazetesi bu durumu şöyle tespit eder: “Lozan yalnız Türkler için değil, doğunun tüm halkları için bir zaferdir.”
Meshur ingiliz diplomat Sir Andrew Ryan’a (4. mart 1921- 22. temmuz 2009) göre Lozan İngiltere için bir hezimettir. Ryan yaptığı değerlendirmede ‘Lozan’da onursuz bir barış imzalandi. Bu İngiltere’nin şimdiye dek imzalamış olduğu antlaşmaların en uğursuzu, en mutsuzu ve en kötüsüdür’ demiştir
Emperyalizme karşı destansı bir mücadele ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin doğum belgesi ve tapusu olan Lozan Barış Antlaşmasını, başta Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü olmak üzere kurtuluş kahramanlarını Türk Milletinin gönlünden ve vicdanından silmeye ve itibarsızlaştırmaya kimsenin hakki yoktur.
Biz Lausanne’a toprak almaya gitmedik, cünkü istedigimiz topraklari zaten almistik. Abdülhamit zamaninda verilen kapitülasyonlari, ticari, hukuki, mali haklarimizi teker teker aldik. Hemde dislerini söke söke aldik. Bazi emperyalist Avrupa devketlerinin Asya’ya yayilmasi Türkiye’nin kapisinda durduruldu. Bati tarihinde ilk defa Dogu’nun karsisinda basini egdi. Bunlari kimse inkar edemez.
Bazi kimseler maalesef, hic düsünmeden, arastirmadan, sanki Lausanne anlasmasi hakkinda yazili baska eser yokmus gibi, tarihci gecinen bir kimsenin yazdigi Lozan. Hizmet mi? Hezimet mi? kitabinin akintisina kapilarak Lausanne kahramani diye bilinen Ismet Inönü’yü, sanki kendileri cok iyi bilirlermis gibi, cekinmeden, daha ileri gidip, vatan haini olarak vasiflandiriyorlar. https://www.youtube.com/watch?v=ce3m-Wjm9cs
Onlarin asil hedefi Ismet Inönü degil: Atatürk.

The Treaty of Lausanne was a surprising contrast to the Treaty of Sevres. The Great Powers who had been so ready to dictate terms, not only of peace but of national destruction, to the Turks now found themselves obliged to bow their heads.
Winston CHURCHILL (1874-1965). Prime Minister of the United Kingdom 1940-1945; 1951-1955. Vol. The Aftermath of the 6 volumes The World Crisis. 1928 (p. 437)
Schoolboys in Europe are at present taught in their lessons on contemporary history, that one of the victories of the Entente at the end of 1918 was the victory over Turkey.
Now, the truth is, that if the victor is the country that gains everything in the treaty of piece at Lausanne, and the defeated are those who lose all the privileges they enjoyed
in that country before the war, there is no doubt that it is Turkey which had won the war against us.
Count Carlo SFORZA (1872-1952), Italian Foreign Minister (1920-1921). Makers of Modern Europe. 1930 (p. 346)
Dank Gasi Mustafa Kemal wurde der Lausanner Konferenz am 24.7.1923 der Freibrief der neuen Turkei. Die Glocken der christlichen Kathedrale läuteten den Wendepunkt in der Geschichte ein. Zum ersten Mal hat das neuere Europa Asien gegenuber eine Niederlage erlitten. Der Ausdehnungsdrang des Westens nach dem Osten hin war an der Schwelle des asiatischen Kontinents zum Stillstand gekommen.
Dagobert von MIKUSCH (1874-1950). Deutscher Historiker. Gasi Mustafa Kemal. 1929, (S. 304)
The Conference of Lausanne, which met from Nov. ’22 to July ‘24 was one of the most important diplomatic gatherings after the WW I. It marked the definite triumph of Turkish nationalism under Mustafa Kemal, the disastrous defeat of Greece and Hellenic dreams in Asia Minor, and dignified a victory of French over British policy in the region of the Near East. …………….. The long struggle of the Turks for national independence was one of the great epics of recent world history. That independence won on the battlefields of Asia Minor was to be completed by no less notable victories in diplomacy at Lausanne.
Harry N HOWARD (1902-1987). Adviser to the Department of State 1947-1956. The Partition of Turkey. A Diplomatic History 1913-1923. 1966. (Chapter IX. p. 277)
The latest promoted and youngest general of WW I. Admirable military leader and revolutionar. His reversal of the Treaty of Sevres after the WW I is a remarkable diplomacy.
Austin BAY retired US Army high ranking officer. In his recent book Ataturk: Lessons in Leadership from the Greatest General. 2011.
After eight months of bargaining at Lausanne, the Allies have given away each and everything they have won by centuries and by the Great War. Indeed, the Lausanne conference, no doubt, in every aspect, has been, a complete failure.
James STUART. The Failure of the Lausanne Conference. Fortnightly Review. vol. CXIV. July-Dec. 1923 (pp. 574-581)
The Treaty of Lausanne. which gave to Turkey the whole of the conditions claimed by the National Pact, coupled with the Allied evacuation of Constantinople, made Mustafa Kemal the creator of modern Turkey and the winner not merely of a military victory over the Greeks, but a far-reaching diplomatic success againgst the Western Powers.
H. Charles WOODS. Ghazi Mustafa Kemal Pasha. His Career. Power and Achievements. Forthnightly Reviw. Vol. CXXII. July-Dec 1927 (pp. 637-642)
The Peace Treaty of Lausanne is the decisive stage in the history of the Eastern Question and the start of the new glorious period of the Turkish nation on the national soil in both Europe and Asia.
Bernard LEWIS. (1916-2018) Worldwide famous Prof. in history at Princeton University. Turkey Today. 1940. p. 30
Azmi Güran
This entry was posted in ATATURK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *