DÜNYA’DA ve ABD’de NELER OLUYOR? * DÜNYA VE YAŞAM YENİDEN ŞEKİLLENİYOR

Gazeteci Gökhan GÜLER
1)ABD’nin Minnesota eyaletine bağlı Minneapolis şehrinde polis Derek Chauvin’in diziyle boynuna bastırarak öldürdüğü siyahî George Floyd cinayeti sonrasında başlayan ırkçılık karşıtı protesto gösterileri etkisini her geçen gün arttırarak devam ediyor.
2) ABD genelinde 140’dan fazla şehirde günlerce sürecek sokak olaylarının fitilini ateşlemiştir. Sokak gösterilerinin her ne kadar bir kısmı demokratik ortamda geçse de gösteriler boyunca işyerleri yağmalandı, araçlar ateşe verildi ve birçok bina hasar gördü.
3) Yaşananların ardından New York ve Washington D.C. de dahil olmak üzere 40’dan fazla şehirde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Yirmiden fazla eyalette ABD Ordusu bünyesindeki Ulusal Muhafız birimleri gösterileri kontrol altına almakla görevlendirildi.
4) Ülke adeta bir iç savaşın eşiğine geldi. Geçmişte ABD’nin, dünyanın birçok yerinde çıkardığı kargaşa ve iç savaşlar gibi bir durum ortaya çıktı. İki kutuplu dünya düzeni içerisinde ABD’nin hedefinde, hep Sovyetler Birliği ve sosyalist rejimler vardı.
5) Bu dönemde birçok devlete doğrudan ya da dolaylı olarak müdahalelerde bulundu. Her daim sözünü dinleyecek rejimler kurmaya çalıştı. Yaptığı müdahalelerle dünyanın dengesini alt üst etti.
6) Demokrasi götürmek gerekçesi ile askeri darbeler, suikastlar, terör örgütleriyle kurulan özel ilişkiler, muhaliflerin finanse edilmesi ve şantaj gibi daha birçok yola başvurdu. Gittiği her yerde, her şey eskisinden daha kötü oldu.
7) ABD gittiği yerlere kan, gözyaşı, sefalet, iç savaş, bölünmüş devletler, fakir ekonomiler miras bıraktı.
Yugoslavya, Irak,  Afganistan, Gürcistan, Ukrayna, Libya, Suriye, Venezuella, Bolivya söz konusu ülkelerden bazıları.
8) Çıkardığı iç savaşlarda, yüz binlerce insan öldü. Milyonlarca insan, mülteci durumuna düştü. Gerçek amaç, ülkeleri kontrol altına almak ve doğal kaynaklarını sömürmekti. ABD dünyaya yaptıklarının bedelini mi ödüyor? Yaşattıklarını yaşayacak mı?
9) Yaşanmakta olan olaylar, ABD’nin içinde bulunduğu derin siyasi ayrışmaları yeniden gündeme getirerek alevlenmesine neden olmuştur. Siyasiler ve bürokratlar aklıselim ortak bir yöntem geliştireceklerine birbirlerini suçlamayı tercih etmektedirler.
10)ABD, gerçekten süper güç mü? Yoksa ABD’nin arkasında onu yönlendiren başka bir güç mü var? İki kutuplu Atlantik dünya düzeni 2019’un ikinci yarısında yerini çok kutuplu Asya dünya düzenine bırakmaya başlamıştı. İşte tam da bu arefede Korona Virüs salgın süreci ortaya çıktı!
11) Koronavirüs doğal mı? Biyolojik bir silah mı? Salgın süreci sonrasında dünya düzeni temelinden sarsılarak değişecekse coronavirüsün doğal bir salgın olduğunu kim iddia edebilir?
12) ABD, SSCB’nin soğuk savaş sonrasında dağılmasına benzer bir süreç mi yaşayacak? Ya da birileri böyle olsun mu istiyor? ABD’de corona virüs ile birlikte yaşanmaya başlanan süreç doğal mı? Yoksa birilerinin planlı ve programlı bir projesi mi?
13) Covid19, dijital para, dijital kimlik, aşı ve çip doğal gibi durmuyor! Son 40 yıl içerisinde bu konularda yazılan kitap, makale ve raporlara (RockefellerVakfı ) film, dizi, çizgi film(TheSimpsons) ve konferans konuşmalarına(BillGates) bakacak olursak doğal olmadığı görülecektir.
14)ABD’de yaşanan süreci sadece ırkçılık karşıtı gösteriler olarak görmek büyük bir yanılgı olacaktır. Zira böyle bir bakış açısı ABD üzerinden uzun yıllar boyunca dünyadaki ekonomik düzeni yönetip yönlendiren organizasyonu görmememizi sağlayacaktır.
15)ABD’de 1871’den itibaren kurulmuş olan vesayet sistemi görülmezse mesele doğru biçimde değerlendirilemez. ABD’de neler olup bittiğini anlayabilmek için öncelikle Amerika Kıtası’nın keşfedilmesinin ardından yaşanılan tarihi süreci ana hatları ile iyi bilmek gerekir.
16)1492’de keşfedilen Amerika’da koloni düzeni ilk olarak 1580-1588 yılları arasında İspanya’nın denetimi altında kurulmuş. 1588’de İngiliz Donanması’nın İspanyol Donanması’nı yenilgiye uğratması üzerine İspanya’nın Amerika kolonileri üzerindeki kontrol ve denetimi son bulmuştur.
17)Bu süre zarfında Hollanda, İngilizlere karşı iki deniz savaşı kaybetmiştir. Hollanda,1667de aldığı yenilgilerin ardından Kuzey Amerika’dan çekilmek zorunda kalmış. Fransa ile İngiltere Kuzey Amerika’daki koloniler için uzun yıllar savaşmışlar.
18) 7 Yıl Savaşları sonunda Paris Antlaşması ile Fransa, kolonileri İngiltere’ye kaptırmıştır.
19) İngiltere’de 1640’da Kral I. Charles’ın İngiliz darphanesinde saklanan altınlara el koymasının ardından artık kuyumcular değerli madenlerini İngiliz darphanesi yerine Goldsmith’ler adındaki kuyumcunun yaptırdığı kasalarda saklamaya başlamışlardır.
20)Goldsmith’ler kendisine verilen altın, gümüş vb. madenler için Goldsmith teminatlı kağıt vermiştir. İngiltere’de böylece ilk banknot kullanılmaya başlanmıştır. Amerika’da ise 1690’dan sonra kolonilerin karşılıksız kağıt para basması(Benjamin Franklin)söz konusu olmuştur.
21)Bu süre zarfında Amerikan kolonilerinde bir zenginleşme refah dönemi yaşanmıştır. Başka devletlerce koloni idaresi altında yönetilmekte olan Amerika’da böyle bir süreç acaba nasıl meydana gelmiş olabilir?
22)Bu durumu öğrenen Bank Of England yetkilileri konuyu Benjamin Franklin’e sorarak işin aslını öğrendiklerinde büyük bir şok yaşamışlardır. İngiliz Meclisi süratle konuyla ilgili olarak bir yasal düzenleme yaparak tüm kolonilerde para basma yetkisini yasaklamışlardır!
23)İngiltere, Yedi Yıl Savaşları’nın ağır mali yükünü, yeni vergilerle kolonilerden çıkartmaya kalkışınca bu durum Kuzey Amerika kolonilerinde ciddi huzursuzluk yaratmıştır. Para basma yetkisi yasaklanan Amerikan kolonilerinde bir yıl içerisinde sokaklar işsizlerle dolup taşmış.
24)1774’de Onüç Koloni’nin başlattığı Amerikan Bağımsızlık Savaşı 1776 yılında bağımsızlık ilanıyla bir üst seviyeye taşınmış. Yedi Yıl savaşlarında İngilizlere karşı yenilgiye uğrayan Fransa’nın da Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nı desteklemesiyle 1782 yılına kadar sürmüştür.
25)İngiltere 1782’de Amerika’nın bağımsızlığını kabul etmiştir. 7 Yıl Savaşları ve Amerikan Bağımsızlık Savaşı ile ilgili ciddi iddialar söz konusudur. 7 Yıl Savaşları’nda küresel sermaye temsilcilerinin İngiltereye oldukça yüklü miktarda altınla borç verdiği iddia edilmektedir.
26)Rothschild ailesinin aynı zamanda Amerikan Bağımsızlık Savaşı sırasında da Amerikalılara el altından yine hatırı sayılır ölçüde maddi manevi destekte bulunduğu da iddia edilmektedir.
27)İngiltere’nin Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nı kaybetmesi sonucunda Rothschild ailesine olan borcunu ödeme zorluğu içine girdiği ve bunun üzerine Bank Of England’ın önemli yetki ve imtiyazlarının kendilerine devredildiği ifade edilmektedir.
28)Amerikan Bağımsızlık Savaşı’na el altından vermiş olduğu destek nedeniyle Rothschild ailesine, süreç içerisinde Federal Rezerv Bank sistemini kurmasına(J. P. Morgan) olanak sağlandığı da ifade edilmektedir.
29)Federal Rezerv Bank, bilindiği üzere, özerk bir bankadır ve dolar basma yetkisine sahiptir. Federal Rezerv Bank, kurulduğu günden buyana doları basarak faizle ABD hükümetlerine satmaktadır!
30)ABD’de vesayet düzeni, 1871 Anayasası, Amerikan Federal Rezerv Bank’ın özerk yapısı, özel imtiyazlı vakıfların kurulması ve ABD’nin Başkenti Washington’da Columbia bölgesi içerisinde kurulmuş olan özerk District of Columbia( Washington DC) aracılığı ile kurulmuştur…
31)ABD’nin Başkenti Washington’da Columbia bölgesi içerisinde özerk bir yapı olarak kurulmuş olan District of Columbia( Washington DC) aynen İngiltere’de olan özerk London of City ve İtalya Roma içerisinde yer alan özerk Vatican City gibidir.
32)ABD, 1871’in ardından Küresel Oligarşik Sermaye Düzeni tarafından sarılıp sarmalanmıştır. Sadece ABD mi? ABD üzerinden bütün dünya bu organizasyonun etkisi içerisine girmiştir.
33)Bu yapı, ABD’de District of Columbia’da( Washington DC) Federal Rezerv Bank üzerinden Petro-Dolar sistemini, İngiltere’de London of City’de, Bank of England üzerinden ise sterlini kontrol ediyor.
34)Bu organizasyon aynı zamanda 1930 yılında İsviçre’nin Basel şehrinde kurulan Uluslararası Ödemeler Bankası, (Bank for International Settlements) yani BIS üzerinden de üye ülkelerin merkez bankalarının rezerv politikalarını da kontrol altında tutmaktadır.
35)Küresel oligarşik sermaye, Fransız İhtilali’nin ardından nasıl süreç içerisinde imparatorlukların yıkılıp yerlerine nasıl ulus devletlerin kurulmalarına vesile olmuşsa günümüzde de ulus devletleri tasfiye ederek yerine tekbir dünya devleti kurabilme
hayali peşindedir.
36)Küresel oligarşik sermaye bir devleti, milleti, dini ve dili yoktur. Tarihsel süreçte kime ihtiyaç duyarlarsa onları kullanma eğilimi içerisindedirler. İşte bu bağlamda ulus devletlerden tek bir dünya devletine geçiş aşamasında ABD’ye olan ihtiyaçları ortadan kalkmıştır.
37)Dolayısı ile korona virüs süreci ile birlikte ABD’de kurumlar arasında yaşanmaya başlayan çatışma ortamı bu şekilde ortaya çıkmış ve davam etmektedir.
38)Tabi yeri gelmişken bir duruma daha özellikle dikkat çekmek istiyorum. Uluslararası seviyede yer alan organizasyonların neredeyse ezici bir çoğunluğunun 2. Dünya Savaşı’nın ardından 33. ABD Başkanı Truman döneminde kurulduğunu biliyor muydunuz?
39)ABD’nin en önemli istihbarat örgütü olan CIA başta olmak üzere, Birleşmiş Milletler, NATO, IMF(Uluslararası Para Fonu), Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Bankası 33. ABD Başkanı Truman’ın imzaları ile kurulmuştur!
40)Sonuç itibarı ile küresel oligarşik sermaye organizasyonu tek dünya düzeni ile birlikte insanın algoritmalarını çözebilme peşindedir. İnsana takılacak çip ve implantlar sayesinde karar verme yetisi elinden alınmak istenmektedir.
41)Keza dijital vatandaşlık ID2020, dünyadaki tüm bilgileri içerisine alacak blokchain bilgisayar sistemi ve dahası bu organizasyonun dijital dünya düzenini kurabilmek için ileri sürdüğü projelerdir.
42)Küresel oligarşik sermaye düzeni temsilcileri, tüm insanlığın süper güç olarak gördüğü ABD’yi içten bölme peşindedir. Siyahi genç George Floyd cinayeti bunun yansımalarının sadece birisidir.
43)Küresel oligarşik sermaye düzeni temsilcileri, ABD’de başlattıkları iç savaş ve bölme girişiminde başarılı olmaları halinde bunu tüm dünya geneline yayarak ulus devletleri bu sayede tasfiye edebilme hayalleri peşindedir.
44)Küresel oligarşik sermaye düzeni temsilcileri, eğer bu savaşta başarılı olurlarsa insanoğlu aşı ve çiplenme sonrasında kendi kararlarını kendi veremez bir noktaya adım adım gidecektir.
45)Bu süreç insan görünümlü robotlaşma dönemi olarak adlandırılabilir! İlk duyulduğunda komplo teorisi olarak algılansa da bugüne kadar insan kopyalandığını, beynimize ara yüzler ve implantlar(çip) aracılığı ile müdahale edilebilecek seviyeye gelindiğini kimse unutmamalıdır.
46)Herkesi Elon Musk’un konuyla ilgili yapmış olduğu tüm açıklamalarını yeniden okuyarak değerlendirmeye davet etmek istiyorum. İçerisinde olduğumuz savaş görüldüğü üzere insanoğlunun robotlaştırılmak istenme süreci ile alakalı bir savaşa dönüşmüştür. Konu bundan ibarettir.”.
This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, DÜNYA ÜLKELERİ, FAŞİZM, Saglik. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *