CUMHURİYET TARİHİMİZE NOT DÜŞENLAR * Köy Enstitülülerin “Tonguç Babası” 24 Haziran 1960 günü sonsuzluğa göçmüştü.

Mehmet Boz / 24.Haziran 2020
Mazlum milletlerin de önderi Atatürk’ün en büyük devrimlerinden “Eğitim Devrimi”ni ülkemizin bütününe yayma görevini gönüllü üstlenen, Köy Enstitüleri’nin kurucusu, kuramcısı ve uygulayıcısı, çağdaş eğitim bilimcisi , Köy Enstitülülerin “Tonguç Babası” İsmail Hakkı Tonguç’u ölümünün 60. yılında saygı anıyoruz.
Orhan Veli “Neler yapmadık şu vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik.” der şiirinde.
Onun tümceleri ile usumuzda yer etmesi ve gerçekleştirilmesi gerekenler:
“Köy meselesi bazılarının zannettikleri gibi, mihaniki surette ‘köy kalkınması’ değil, manalı ve şuurlu bir şekilde ‘köyün içten canlandırılması’dır. Köylü insanı öylesine canlandırılmalı ve şuurlandırılmalı ki, onu hiçbir kuvvet yalnız kendi hesabına ve insafsızca istismar edemesin.

Ona esir ve uşak muamelesi yapamasın.Köylüler, şuursuz ve bedava çalışan birer iş hayvanı haline gelmesinler. Onlar da her vatandaş gibi her zaman haklarına kavuşabilsinler. Köy meselesi, köyde eğitim problemleri de içinde olmak üzere bu demektir.” (1939)
“Demokrasinin iki çeşidi vardır.
‘Biri zor ve gerçek olanı, öbürü de kolayı, oyun olanı…
Topraksızı topraklandırmadan, işçinin durumunu sağlama bağlamadan, halkı esaslı bir eğitimden geçirmeden olmaz birincisi, köklü değişiklikler ister. Bu zor demokrasidir ama gerçek demokrasidir.
İkincisi kâğıt ve sandık demokrasisidir. Okuma yazma bilsin bilmesin; toprağı, işi olsun olmasın, demagojiyle serseme çevrilen halk, bir sandığa elindeki kâğıdı atar. Böylece kendi kendini yönetmiş sayılır. Bu oyundur, kolaydır. Amerika bu demokrasiyi yayıyor işte. Biz demokrasinin kolayını seçtik, çok şeyler göreceğiz daha…”(1954)
İsmail Hakkı Tonguç’un bakış açısıyla, köye dayanmayan hiçbir teşkilatın verimli, faydalı olması; köyden kuvvet almayan hiçbir işin geliştirilmesi; köylünün katılmadığı hiçbir hareketin “güzel ve kuvvetli” olması mümkün değildir.
Köylüyü bir kıymet olarak almayan köye yönelik her teşebbüs, şehir ve kasabada kalmaya mahkûmdur. Köy güzelleştirilmedikçe bütün memleket güzelleştirilemeyecek; köy canlanmadıkça umumi hayat canlanamayacak; köylü gülmedikçe şehirli de gülemeyecektir.( Canlandırılacak Köy/Yayınlanma tarihi: 1947)
İsmail Hakkı Tonguç ‘un savının hala geçerli olduğunu ,Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu süreçte olup bitenler göstermektedir.
Yüzde doksanı okuryazar olmayan, arpa ekmeğiyle yavan bulgura, yağsız peynire tutsak yaşayan, hayvanıyla birlikte yatan, bitten pireden yakasını kurtaramamış, bin yamalıkla gezen, emeği yedi bin yıldır tefeci bezirgân zümre ve toprak ağaları tarafından sömürülmekte olan, ter ve tezek kokulu köylüde var olan değer neydi acaba? (1)
“…bir sandığa kağıt attık adı Demokrasi oldu “mu olmadı mı Türkiye’nin geldiği yerin verileri göstermekte..
Video izleme önerisi:

İsmail Hakkı Tonguç’un oğlu Dr. Engin Tonguç, babasını ve köy enstitülerini anlatıyor. (48:37 Dakikadır)
( 1 ) Alper Akçam’ın 23.06.2013 yazısından
This entry was posted in CUMHURİYET - DEMOKRASİ - ÇAĞDAŞLIK, DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, EĞİTİM, KÖY ENSTİTÜLERİ, TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *