Önce ilke, sonrası hülle!

Mine G. Kırıkkanat / 03 Mayıs 2020 Pazar
kirikkanat@mgkmedya.com

Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü gibi çok sanıklı davalara bakmak zordur. Hele örgütün başı içeride, ama kuyruğu dışarıda kalmış olup Türkiye’nin yetkili mercileri arasında eli, kolu bulunuyorsa...

Düşünün ki iddianameye giren dijital verilerden, eski bakan Yaşar Okuyan’ın Adnancılarla sıkı fıkı olduğu ortaya çıkıyor ve örgüte yapılacak polis operasyonunu, Adnan Oktar’ın siyasi işler sorumlusu Aylin Atmaca’ya günler öncesinden bizzat Yaşar Okuyan’ın haber verdiği iddia ediliyor!*
Başka bağlantıları, gizli Adnancıları, varın siz hayal edin.
Örgüt hâlâ paraya para demiyor. Ev hapsi verilen sanıklar, yedi-sekiz kişilik gruplar halinde örgüt evlerinde kalıyorlar ve dijital medyada ciddi faaliyet içindeler. Gazetecilere gönderdikleri yüzlerce propaganda metni dışında, her duruşmada ifade verenlerin isimlerini, fotoğraflarını paylaşıyorlar.
Operasyon öncesi Adnan Oktar’ın Türkiye’deki tüm adliyeleri davaya boğan, binlerce kişiyi tweet attı, hakaret etti diye doğrudan tazminat davası ya da arabuluculuk bedeliyle mağdur eden elliden fazla örgüt avukatı vardı. Bunlardan bazıları tutuklandı, çoğu serbest. Halen devam eden davada vekâleti olan örgüt avukatları, Silivri’de bir villada nöbet tutuyorlar. Silivri 9. Cezaevi’ndeki Adnan Oktar’a ne vekâleti ve zaten ne de davayla ilgisi olan avukatlar götürüp sabahtan akşama kadar görüştürüyorlar. Bu vekâletsiz avukatların ortak özelliği, hepsinin genç, güzel hanımlar ve yeni mezun ya da stajyer olmaları. Kabinler Adnan Oktar’ın görüşmecileriyle doluyor, başka davaların avukatları müvekkillerini görebilmek için saatlerce beklemek zorunda kalıyor.
Mahkeme sağlam duruyor, gizli eller oynuyor
Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü davasını üstlenen İstanbul 30. Ceza Mahkemesi’nin işi hiç kolay değil, ama bugüne kadar saygın ve sağlam bir duruş sergiledi.
Oysa isteyerek ya da istem dışı hatalar eksik değil ve nedense, hepsi Adnancı sanıkların lehine işleyecek nitelikte.
Örneğin operasyon sonrası ifadeleri zaten çocuk şubesinde alınan, yaşı küçükken cinsel istismara maruz kalan üç mağdure, iddianamede “yaşları büyük” diye anılıyor.
Mahkemenin ısrarla ve defalarca talebine karşın, Adnan Oktar’ın cinsel içerikli mesajlarının ses ve el yazısı analiz sonuçları Adli Tıp’tan bir türlü gelip dosyaya giremiyor…
Daha da kötüsü, gizli ellerin ayak oyunları!
Örneğin temmuz ayında yayımlanan birinci iddianamede, örgütün “çalışan bacılar imamı” diye bilinen Pelin Akçalı (kod adı İpek), tepe sanıklar arasında yer alırken… Sihirli bir değnek UYAP sisteminden adını sildi, sanıklığı kayıplara karıştı! Yokluğunu müşteki savunucularından Av. Eser Çömlekçioğlu fark etti.
Ailesi örgüte yakın bir boya şirketinin sahibi olan Pelin Akçalı’nın UYAP’ta yargılanması gereken dosyadan çıkartıldığından mahkemenin haberi yoktu. Sonuçta gereken yapıldı, mahkeme başkanı dosya savcılığına talimat verip sanık Pelin Akçalı’nın ek iddianameyle davaya dahil edilmesini sağladı. Ama çok önemli bir örgüt yöneticisinin nasıl ve hangi ellerdeki sihirli değnekle UYAP sisteminden silindiği hâlâ meçhul.
Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü davası, sadece zorla fuhuş ve işkence çetesi değil, çocukları kendilerinden koparılan yüzlerce ailenin, mahkemelerde haksız yere mağdur edilen binlerce yurttaşın, siyasete sızan şantajın, haracın ve kan satışından istihbarata, yabancı güçlere çalışan derin bir mafyanın davasıdır.
Slogan ilke, aksiyon hülle!
İstanbul Barosu’nu 2018’den beri Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu yönetiyor. Çok ilkeli baro yönetimi, bir önceki yazım üzerine pazar günü demeyip toplandı ve Ümit Kocasakal ile Uğur Poyraz’ı naçiz şahsıma karşı savunan bir açıklama yaptı. Aynı yönetimden iktidarın hedefe koyduğu, gerçek tehdit altındaki meslektaşları, Ankara Barosu için de benzer duyarlık göstermeleri ve açıklama bekleniyor, ama nafile. Kol kanat gerdikleri kılavuz hocalarına gelince…
Avukatlığın mesleki etik kurallarına göre, bir müdafi aynı davada hem hukuki görüş verip hem de duruşmalara katılamaz. Okuyalım.
27 Nisan 2020 tarihli Hürriyet gazetesi. Ayşegül Usta’nın “Mine Kırıkkanat’a avukat tepkisi” haberi.
Prof. Dr. Ümit Kocasakal: “(Adnan Oktar davasında yargılanan bir avukatla ilgili) Verdiğim bir hukuki görüşle ilgili, avukatlık hukuku ile ilgili, bir avukata getirilen görüş yasağı ile ilgili… Benim doğrudan bir vekâletim yok.”
30 Eylül-1.2.3.4 Ekim 2019 Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü davası duruşma tutanağı. Sayfa 291-298.
Mahkeme Başkanı: “Siz kimin müdafisiniz?”
Sanık Mehmet Noyan Orcan müdafi Av. Ümit Kocasakal: “Noyan Orcan’ın”.
Mahkeme Başkanı: “Vekâletiniz var mıydı?”
Sanık Mehmet Noyan Orcan’ın müdafi Av.Ümit Kocasakal: “Sunmuştuk Başkanım.”
27 Nisan 2020. Hürriyet Gazetesi.
Ümit Kocasakal: “Bir öğrencim müdafilik yapıyor. Onun yetki belgesiyle onun yanında ona yardımcı oluyorum. Yetki belgesi ile bazı duruşmalara girdim. Bunun bir önemi yok.”
30-31 Ekim,1 Kasım 2019 duruşma tutanağı. Sayfa 309-317.
Sanık Mehmet Noyan Orcan’ın müdafi Av.Ümit Kocasakal söz aldı: “Bakın ben defaatle geldim gittim. Çok sayıda usule aykırılık gördüm. Bunları ana hatlarıyla belirlemem belirtmem lazım.”
Sözümün özüdür: Ben size “Mafyanın avukatı olamazsınız” demedim, “İlke öncüsü olamazsınız” dedim!
* Kaynak: https://www.ahaber.com. tr/gundem/2019/09/23/adnan-oktaraoperasyon-yapilacagini-eski-bakanyasar-okuyan-mi-haber-verdi
This entry was posted in TARİKAT VE CEMAATLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *