ŞİİR ALEV DENİZİNİ MUMDAN GEMİLERLE GEÇMEKTİR * Kırk Şairden Kırk Şiir; Aşk ve Sevgi * Bölüm I

Kırk Şairden Kırk Şiir; Aşk ve Sevgi

YASİN / 29 MAYIS 2020

Şiir okumayı ve dinlemeyi sevenlerin beğeneceğini umut ettiğim şiirleri bir araya getirmek istedim. Bunu yaparken okuması kolay olsun diye her şiire ayrı ayrı bağlantı verdim. Başlıklara tıklayarak dilediğiniz şiire kolayca erişebilirsiniz. Buraya topladığım şiirlerin çoğunu tekrar tekrar okudum, dinledim. Bazı şiirleri ise güzel bir başlık oluşturmak amacıyla bu yazıyı kırk şiire tamamlarken keşfettim. Şiirleri toplarken belli bir tema üzerinde yoğunlaşmak istedim. Şiirleri sonradan sıralamayı düşünsem de bundan vazgeçtim. Bu yazıyı ilk oluşturmaya başladığım günden beri hiç sırasını bozmadan, en doğal haliyle siz değerleri okurların beğenisine sunmak istedim. Bu seçkiye almadığım şiirleri ise bir sonraki seçkide sizlerle buluşturmak istiyorum. Bir sonraki seçki için siz de şiir önerilerinizi yorumlara yazabilirsiniz. Keyifli okumalar.

Lavinia – Özdemir Asaf
Desem Ki – Cahit Sıtkı Tarancı
Tek Hece Aşk – Cemal Safi
Aşk Risalesi – Erdem Beyazıt
Bir Eflatun Aşk – Behçet Aysan
Siyah Gözlerine Beni De Götür – Nurullah Genç
Annabel Lee – Edgar Allen Poe
Sen Sen Sen – Yavuz Bülent Bakiler
Bir Yastıkta Olacağız Seninle – Louis Aragon
Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman – Bahattin Karakoç
Mihriban – Abdurrahim Karakoç
Elif – Karacaoğlan
27 Nolu Rubai – Ömer Hayyam
Beklesem – Fazıl Hüsnü Dağlarca
Aşk Buzlu Bir Yanardağ – Ferman Karaçam
Bir Sevgi İletisi – Cezmi Ersöz
Gidersen Yıkılır Bu Kent – Ahmet Telli
Neredesin Sen – Neşet Ertaş
Ne Ağlarsın – Pir Sultan Abdal
Gülüşün – Pablo Neruda
Seni, Yalnız Seni – Rabindranath Tagore
Gecenin Soğuk Caddelerinde – Füruğ Ferruhzad
Hiç Kimse Bilemez Beni – Paul Eluard
Sevincin Yarısı – Melih Cevdet Anday
Hasretinden Prangalar Eskittim – Ahmed Arif
Hatıra – Ahmet Muhip Dıranas
Seni Anmakla Artıyorum – Kemal Özer
Onar Mısra – Yaşar Nabi Nayır
Sığınak – Ahmet Oktay
Sitem – Bedri Rahmi Eyüboğlu
Sevgilinin Yakınlığı – Johann Wolfgang von Goethe
Sevi Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan
Kuş Koysunlar Yoluna – Nilgün Marmara
Tahirle Zühre Meselesi – Nazım Hikmet Ran
Yerçekimli Karanfil – Edip Cansever
Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek – Adnan Yücel
Eğer – Can Yücel
Sen Aydınlatırsın Geceyi – William Shakespeare
Bir Adın Kalmalı Geriye – Ahmet Hamdi Tanpınar
Sevmek Ne Uzun Kelime – Cemal Süreya

BÖLÜM I

Lavinia
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
Özdemir Asaf
——————————-
Desem Ki
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki…
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Cahit Sıtkı Tarancı
————————————-
Tek Hece Aşk
Var mı beni içinizde tanıyan
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim
Kalmasa da şöhretimi duymayan
Kimliğimi tarif etmek zor benim
Bülbül benim lisanımla ötüştü
Bir gül için can evinden tutuştu
Yüreğine Toroslar’ dan çığ düştü
Yangınımı söndürmedi kar benim
Niceler sultandı, kraldı, şahtı
Benimle değişti talihi, bahtı
Yerle bir eyledim taç ile tahtı
Akıl almaz hünerlerim var benim
Kamil iken cahil ettim alimi
Vahşi iken yahşi ettim zalimi
Yavuz iken zebun ettim Selimi
Her oyunu bozan gizli zor benim
Yeryüzünde ben ürettim veremi
Lokman Hekim bulamadı çaremi
Aslı için kül eyledim Keremi
İbrahim’in atıldığı kor benim
Sebep bazı Leyla bazı Şirin’di
Hatırım için yüce dağlar delindi
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim
İlahimle Mevlana’yı döndürdüm
Yunusumla öfkeleri dindirdim
Günahımla çok ocaklar söndürdüm
Mevladanım hayır benim, şer benim
Benim için yaratıldı Muhammed
Benim için yağdırıldı o rahmet
Evliyanın sözündeki muhabbet
Enbiyanın yüzündeki nur benim
Kimsesizim hısmım da yok hasmım da
Görünmezim cismimde yok resmim de
Dil üzmezim tek hece var ismimde
Barınağım gönül denen yer benim
Benim adım aşk!
Cemal Safi
—————————–
Aşk Risalesi
Ama sen uzaklardaydın ey kalbim
Uzaklardaydın, sevdiğim uzaklardaydı
Ayın ve yıldızların çağlayarak
Berrak şelaler yaparak
Coşku içinde aktığı
Bir yerlerdeydi.
Hani bir gün bir çobana rastlamıştık
Kavalıyla bir sümbülü emziriyordu
Adı Ferhat mıydı neydi
Koyunların, kuşların, böceklerin ve çiçeklerin
Sadakatten mest oldukları
Her birinin gözlerinde
Kaybolur gibi kayar gibi
Dalıp gittiğimiz o saadet evreni
Kayaların yüzlerinden okuduğumuz o ebedi bilinç
Bizi çekip almıştı kılcal damarlarımızdan
Yaslan göğsüme sevdiğim
Benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir
Pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir
Toprak gibidir
Sen ki bulut gibisin
Ay gibisin güneş gibi bazen
Usul usul inen
Yağmur tıpırtılarını
Dinler gibi
Dalıp gitmiştik
Sen konuşuyordun
İpil ipil yağan bir yağmur gibi konuşuyordun
Onlar ki konuklarımızdı
Adları Keremdi, Yusuftu, Kaystı
Hepside ezelden tanıdıktı dosttu.
Erdem Beyazıt
——————————-
Bir Eflatun Aşk
I.
Benim o hep fırtınalarla boğuşan ruhum
Yorulmuyor yaşamaktan.
Midyat’lı bir gümüş ustasıdır, süryani
Ve yüzündeki çıban gibi
Yüreğinde yaralar
Taşımaktan.
Yorulmuyor yorulmuyor
Ağır işçi
Kedere ve aşka çalışmaktan
Kiminde peçeli bir gülüş çağırıyor
Kiminde kovuluyor kapılardan.
2.
bak sabah yaklaşıyor birazdan ufuk
moraracak
sevgilim çıplak sokaklarında
ayak seslerim dolaşsın
yasak
ırmaklarında yıkanayım
avuçlarına karlı öpüşler
bırakayım
rüzgar
unutulmuş
bir dağ çeşmesine
götürsün bizi.
Zamanın saatleri unuttuğu
Şavkıyan bir dağ çeşmesine.
3.
ey eflatun aşk
bana eflatun yağmurlar
yağdırabilir misin
getirebilir misin geçen günleri geri
tutup yıldızları yanıma oturtabilir misin
sana neyi anlatayım
her sarnıç küflü bir yağmuru
her sevda bir ayrılığı yaşar.
Behçet Aysan
————————————-
Siyah Gözlerine Beni De Götür
Daha dokunmadan kurudu irem
çöllere bir türlü yağamıyorum
yeni bir koşunun başlangıcında
biraz deprem sonrası
biraz şehir hülyası
bir kalp yangınından geriye kalan
siyah gözlerine beni de götür
artık bu yerlere sığamıyorum.
Pembe uçurtmalar yolladığından beri
sarardı tiryaki menekşeleri
sonbaharın tozlu kafeslerinde
sevgi turnaları yakalıyorum
turnalar gidiyor; ben kalıyorum
avareyim, asudeyim, yorgunum
bilmiyorum neden sana vurgunum
Erzurum garında banklar üstünde
uyku tutmuyor karanlıkları
yitik düşlerimi kovalıyorum
gölgeler gidiyor; ben kalıyorum.
Binbir türlü kokuyorsa yaylalar
siyah gözlerine beni de götür
baharın koynundan koparıp sana
ipek bir mendile sardığım yüreğimle
şehzade gülleri gönderiyorum
umutlar kalıyor; ben gidiyorum.
Bütün yelkenlileri, deniz fenerlerini
kaptanları sorgulayan
yanından geçen küheylanların
korku tufanına yakalandığı
siyah gözlerine beni de götür
güneş ülkesinden gelen yiğitler
benzeri olmayan bir dünya kursun
cellat, ayrılığın boynunu vursun.
Usul usul intizarı çürüten
bu hercai diken, bu çılgın arzu
sürüklüyor imkansız muştuların
eşiğine gönül vadilerini
bir ağaçtan düşen yapraklar gibi
düşüyorum tanyerine
ya topla yaralı kırlangıçları
ya da bu vefasız şarkıyı bitir
özgürlüğe giden tutsaklar gibi
siyah gözlerine beni de götür.
Nurullah Genç
—————————-
Annabel Lee
Senelerce senelerce evveldi
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı bileceksiniz
İsmi; Annabel Lee
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni
O çocuk ben çocuk, memleketimiz
O deniz ülkesiydi
Sevdalı değil kara sevdalıydık
Ben ve Annabel Lee
Göklerde uçan melekler
Kıskanırlardı bizi
Bir gün işte bu yüzden göze geldi
O deniz ülkesinde
Üşüdü rüzgarından bir bulutun
Güzelim Annabel Lee
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni
Mezarı oradadır şimdi
O deniz ülkesinde
Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskanırdı bizi
Evet! Bu yüzden ‘Şahidimdir herkes ve deniz ülkesi’
Bir gece bulutun rüzgarından
Üşüdü gitti Annabel Lee
Sevdadan yana kim olursa olsun
Yaşca başca ileri
Geçemezlerdi bizi
Ne yedi kat göklerdeki melekler
Ne deniz dibi cinleri
Hiç biri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee
Ay gelir ışır, hayalin erişir
Güzelim Annabel Lee
Orada gecelerim uzanır beklerim
Sevgilim sevgilim hayatım gelinim
O azgın sahildeki
Yattığın yerde seni…
(Çev. Melih Cevdet Anday)
Edgar Allen Poe
————————————-
Sen Sen Sen
Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyorum yeniden.,
Dağ başı yalnızlığı ölümden beter.
Hiç kimse aramasa sormasa beni
Sen gelsen yeter…
Huzur ellerinin güzelliğidir.
Gözlerin karşımda mutluluk denizi.
Her sabah soframızda ekmeğimizi
Sen bölsen yeter…
Yüreğim seninle yaylalar kadar serin
Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam
Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam
Sen dolsan yeter…
Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm.
Bende sabır sende naz…
Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz
Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter…
Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün,
Sende karar kıldığını…
Ve içimin şerha şerha yarıldığını,
Sen bilsen yeter..
Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi…
Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek..
Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek,
Eğilsen yeter………..
Yavuz Bülent Bakiler
———————————
Bir Yastıkta Olacağız Seninle
bir yastıkta olacağız seninle..
Pazar da olsa pazartesi de
Akşamda ya da sabah gece yarısı öğle
İster cennette ister cehennemde
Aşk benziyor birbirine
Dün’dü bunu sana söylediğimde
bir yastıkta olacağız seninle…
Evet bu dün’dü bu ise yarın
Yolum olarak bir tek sen varsın
Kalbimi verdim avuçlarında kalsın
Ne güzel yol alıyor seninkisiyle
Ama hepsi ömrü kadar insanın
bir yastıkta olacağız seninle…
Sevgilim var olan olacak yeni
Gökyüzü bir çarşaf üzerimizde
Seni kollarımla kuşattım işte
Ve içim sevdanla pır pır etse de
Dilediğin istediğin sürece
bir yastıkta olacağız seninle..
Louis Aragon
——————————–
Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırır beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.
Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.
Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdığım, sâdığım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
(Uzaklara Türkü)
Bahattin Karakoç
———————————-
This entry was posted in EDEBİYAT - ANI - ÖYKÜ - ŞİİR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *