DURUM VAZİYETİ * Devlet kendi sağlık çalışanları dururken İran’a, Kuzey Irak’a, İtalya ve başka ülkelere bonkörlük yapıyor. Biz buna Nurosmaniye Caminde dilenir, Eminönü’nde bahşiş dağıtır diyoruz.

İlk olarak devlet adamları ne derse desin, hastanelerde
kişisel koruyucu malzeme yığınağı hala daha çok yetersizdir.

Hekimler ve sağlık çalışanları DİLENİYOR.
Devlet kendi sağlık çalışanları dururken İran’a, Kuzey Irak’a, İtalya ve başka ülkelere bonkörlük yapıyor. Biz buna Nurosmaniye Caminde dilenir, Emin önünde bahşiş dağıtır diyoruz.


Ve İsrail’in sağlık bakanı bizdeki gibi dindarmış. Bakın bunun sonucu nasıl oluyor? Bizden farkı yok. Sağlık bakanı gökten gelecek yardımlarla bu işin halledileceğini umuyor.Bizde de öyle.

Ve sosyal medyada devletin zora düşmüş halkına yardım edecekken, halktan yardım dilenir hale sokulması eleştiriliyor. Bu dayanışma falan değil. Deprem başta olmak üzere devletin halka saldığı ek vergilerin tamamı da çarçur edilmiştir.

Hiçbirisi de ilan edildiği amaçlar için harcanmamıştır. Bu kampanyanın da benzer bir sonuca ulaşmaması imkansız gibidir. Hükümet yine yandaşlara aktarmak üzere ve çarçur etmek üzere para toplama çabasında. Hükümete güven yok.Sosyal medyada konuşulanlar bize bunu gösteriyor.

Ve dayanışma çağrılarına içki içenleri aşağılayan, iğneleyen sivri bir dille katıla AKP’li başkana dikkat çekmek isterim. İnsanların yaşam tarzlarına bundan daha kaba, hoyrat bir müdahale olamaz. Bir dayanışma çağrısının bu şekilde başlatılması kesinlikle katılımını azaltır. Bunların halka bakışını anlatan çok tipik bir örnektir.

AKP’liler toplumun kendileri dışında kalan kesimini kesinlikle kafir, münkir, fasık cinsinden görüyor ve sayıyor. Hiç saygıları yok, insan olarak asgari düzeyde dahi saygıları yok. Ve bütün bunlar orta yerde dururken İslamo fobiden bahsetmek saçmalık. Adı üstünde fobidir.

Bu fobi nereden çıkmıştır, ne sebep olmuştur, kurtulmak için ne yapmak gerekir onu da fobiye sebep olanlar düşünsün. İnsanlar durup dururken korkuya, panik ve endişeye kapılmamıştır. İslamın bir tehlike, sıkıntı konusu olduğu fikrine kimler, neden sebep olmuştur.

Ve monarşi hayranı salaklar için de son bir haber.
Hani şu Osmanlı torunu olan, saltanat heveslileri için bu sözüm. Yalnızca birilerinin pipisinden birilerinin rahmine fışkırtılmış olmaktan kaynaklanan ahlaksızça, fahiş, akıl dışı imtiyazları gerekli ve haklı sayanlar Tayland Kralının haberini okusunlar. İnanın hiç farkı yoktur.

Osmanoğulları hanedanı her döneminde, özellikle de çürüme ve yıkılış döneminde fuhşiyatın her türüne gırtlağına kadar batmıştı. O Abdülhamit Haaaan, Abdülmecit diye gözlerinde büyüttükleri kişiler sayısız kadınla nikah ve ahlak dışı yaşantılar içinde olmuştur.

Vee tuhaftır, tebasına, kullarına yasak olan, ahlak dışı sayan, hatta yargılayan hanedan kendisi ahlakın hiçbir ölçüsüne uymak zorunda kalmamıştır. Daha tuhaf olan ise tebanın, kulların bunu böylece kabul etmesidir. En azından adaletsizliğe isyan eden maymunlar kadar adalet anlayışınız olmalı diye düşünüyorum. Okusanız, ah keşke okusanız bunu görürdünüz.

Burada önemli olan şudur. Hak edilmiş kazancını insanlar çarçur edebilir. İster gaz döker yakar, ister çatır çatır yer. Ama halkın, devletin parası ile hovardalık yapmanın hiçbir ahlaki temeli yoktur. Günümüzde kişisel lüksünü devlete ödeten Yüce Galaksi BAşkanımız da aynı yolunu yolcusudur.

Bilginiz olsun diye özellikle belirteyim. Meşruti, yani anayasalı monarşilerde bir beyaz liste vardır. Osmanlı’da da böyle bir liste vardı.

Bu listeye dahil olanlar yargılanamaz, soruşturulamaz.
Bu listede olanlar vergi ödemezler.
Bu listede olanların vatandaşlık hukuku ile ilgili sayısız imtiyazı vardır.

Monarşi öyle Lady Diana’nın halka gösterdiği gibi bir peri masalı değildir. Monarşi halkın ve devletin kaynaklarına bir ailenin çökmesi, yağmalamasının adıdır. Eski çağlarda bunun alternatifinin olmaması, çağdaş dünyada itibarlı bir müesese olmasını gerektirmez.

Ve örnek olarak İngiliz ve diğer Avrupa kraliyet ailelerini bize gösterenlere şunu söylemek isterim. Onların durumu kendi ülkelerinde de tartışılıyor. Hazmedilmiş, değil, zorunluluklar nedeniyle boyun eğilmiş bir konudur.

Örneğin İngiliz hanedanın küresel para kralları ile yaptığı evlilikler hem o oligarklara asalet kazandırmış, hem de vergi imtiyazları sağlamıştır. Ancak, bu aileler ve hanedan zenginliklerini el konulamaz, devletleştirilemez şekilde Commonwealth ülkelerine dağıtmıştır. Bu nedenle İngiliz Ulus devleti hanedan ile birlikte yaşamaya zorunlu kalmıştır.

Bunu Osmanoğulları da denedi.Başarılı olamadılar.


Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
This entry was posted in DURUM VAZİYETİ, Saglik, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *