Çin ile Batının farkı
Mehmet Ali Güller
Batı merkezlerinde Çin’in koronavirüse yenileceği beklentileri bitti, o haberler kesildi. Anımsayın, ABD Ticaret Bakanı Wilburr Ross 30 Ocak’ta “Bu salgın Amerikan ekonomisine yarayacak. İstihdam Kuzey Amerika’ya geri dönecek” diye seviniyordu…
Şimdi o insanlık dışı beklentilerin yerini, ölüm korkusu aldı…
BATI ÖLÜMÜ BEKLİYOR
Almanya Şansölyesi Angela Merkel, koronavirüsün Alman nüfusunun yüzde 60 ile 70’ine bulaşabileceğini açıkladı (BBC, 11.3.2020).
Almanya’nın nüfusunun 83 milyon olduğu göz önüne alınırsa, bu beklentiye göre 58 milyon Alman’a koronavirüs bulaşacak. Bu virüsten ölümlerin ortalama yüzde 3 olduğunu varsayarsak, Merkel bu durumda 1,74 milyon Alman’ın öleceğini hesaplıyor…
Benzer tablo İngiltere için de geçerli…
İngiliz Guardian gazetesi, Sağlık Bakanlığı’na bağlı İngiliz Kamu Sağlığı Birimi’nin gizli raporunu ele geçirdi. Rapora göre İngilizlerin yüzde 80’ine koronavirüs bulaşacağı öngörülüyor (BBC, 16.3.2020). Rapora göre nüfusun yüzde 15’i yani 8 milyon kişi hastaneye yatabilir.
56 milyon İngiliz’in yüzde 80’ine, yani 45 milyon İngiliz’e koronavirüs bulaşması ve bunların yüzde 3’ünün ölmesi halinde, 1,35 milyon İngiliz’in ölümü gerçekleşecek maalesef…
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) beklentileri de çok farklı değil. ABD Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) tarafından yapılan değerlendirmede “en kötü senaryoya” göre koronavirüs ABD’de nüfusun yüzde 65’ini enfekte edebilir ve 1,7 milyon kişinin ölümüne neden olabilir (Euronews, 14.3.2020).
ÇİN İLE BATININ FARKI
Geçen haftaki “Salgınlarda Kamuculuk Başarılı” başlıklı makalemizde üzülerek belirttik: “Ne yazık ki insanı rakama indirgeyen bu istatistikleri, son tahlilde insanlığın toplam yararı için vermek durumundayız. Zira istatistikler bize gittikçe pandemi olmaya [Dünya Sağlık Örgütü 12 Mart’ta pandemi ilan etti] doğru ilerleyen koronavirüsle mücadelede kimi önemli işaretler veriyor…” (CRI Türk, 10.3.2020).
Çin’de koronavirüs bulaşan insan sayısı 81.020. Ve bunların sadece 3.217’si yaşamını bitirdi (16.3.2020 verileri).
Son bir haftadır vaka sayısı da, ölüm sayısı da hızla azalıyor. Çin neredeyse bu sorunu çözdü bile diyebiliriz. Oranlarsak, 1,386 milyar nüfuslu Çin’de 80.020 vakanın görülmesi, nüfusun sadece yüzde 0.006’sının koronavirüse yakalandığı anlamına gelir.
ABD, İngiltere ve Almanya’nın beklentileriyle karşılaştırılamayacak kadar az…
BATININ SÖZDE İNSANİ GELİŞMİŞLİK ENDEKSİ
Peki, neden böyle? Çinlilerin yüzde 1’i bile koronavirüse yakalanmamışken, ABD, İngiltere ve Almanya gibi gelişmiş Batı ülkelerinde beklenti neden yüzde 50’lilerin üzerinde?
Mesele gelişmişlik düzeyinden ne anladığımızla ilgili mi? Kısmen evet: Gelişmişlik sadece kişi başına düşen gayrı safi milli hâsıla payın büyüklüğü değildir. Gelişmişlik sadece kişi başı elektrik sarfiyatı değildir. Gelişmişlik tüketme çokluğu değildir. Gelişmişlik sadece bir toplumdaki ortalama eğitim süresi de değildir.
Evet, bunlar Batının insani gelişmişlik endeksinin ana verilerinden bazılarıdır. Ama görülüyor ki, tüm bu insani gelişmişlik verileri, insanı ölümden korumuyor!
İşte mesele budur. Mesele “önce insan” mı, yoksa “önce kâr” mı meselesidir. Daha da somutlarsak, mesele kamuculuk mu, özelcilik mi meselesidir? Yani “mesele sosyalizm mi, kapitalizm mi meselesidir.”
YA SOSYALİZM YA BARBARLIK
Görülüyor ki, kendine özgü sosyalist bir model uygulayan Çin, “önce insan” felsefesiyle vatandaşlarını ölümden korumayı esas almış ve bunun için yapılabilecek her şeyi yapmıştır.
“Gelişmiş” Batı ülkeleri ise “önce kâr” dediği için, maliyet hesabı yapmakta, kurtarılacak insanların harcanacak paraya değip değmeyeceğine bakmaktadır. Özetle kamucu ekonomiler ve “önce insan” diyen sistemler insanı yaşatmaktadır.
Tarihidir. Rosa Luxemburg, Birinci Dünya Savaşı’nın ortasında, 1915’te yazdığı “Alman Sosyal Demokrasisinin Bunalımı” başlıklı broşüründe şöyle demişti: “Friedrich Engels bir keresinde şöyle demişti, ‘Burjuva toplumu bir ikilemle karşı karşıyadır: Sosyalizme yönelme ya da barbarlığa dönme.’ Bu ifadeyi, korkunç anlamını kavramadan düşüncesizce okuyup yineledik… Bugün Friedrich Engels’in bir kuşak öncesinde kehanette bulunduğu gibi, korkunç önermenin önünde duruyoruz: Ya emperyalizmin zaferi ve tüm medeniyetin antik Roma’da olduğu gibi çökmesi, nüfusun azalması, ıssızlaşma, yozlaşma, bir büyük mezarlık. Ya da sosyalizmin zaferi, yani sınıf bilinçli uluslararası proletaryanın emperyalizme ve onun yöntemi olan savaşa karşı mücadelesi.”
İnsanlık buradadır: Ya sosyalizm ya barbarlık!
KORONA GÜNLERİNDE İNSANLIK
En sonunda sosyalizmin kazanacağının işaretlerinden biri de “korona günlerinde insani yardım”dır.
– ABD’de hâlâ tartışılıyor: Sigortası olmayana bedava test yapılacak mı, yapılmayacak mı? Zira bedava test kapitalizmin ruhuna, kâr hırsına aykırı… İşte bu şartlarda Çinli Ali Baba’nın kurucusu Jack Ma’nın Vakfı, ABD’ye 500 bin test kiti ve 1 milyon maske bağışladı (NTV, 16.3.2020).
– Çinli Jack Ma’nın Vakfı Avrupa’ya da geçen hafta 1,8 milyon maske bağışlamıştı.
– ABD Avrupa’ya uçuşları yasakladı. Ama Çin ve Küba, İtalya’ya uzman doktor grubu ve yardım gönderdi (Sol, 14.3.2020).
– Küba koronavirüs nedeniyle hiçbir ülkenin kabul etmediği İngiliz gemisini, yolcuları tedavi amacıyla ülkeye kabul etti (TeleSUR, 16.3.2020).
Korona günlerinde insanlık kazanacak, “önce kâr” değil, “önce ve her zaman insan” diyen sistem kazanacak!
Mehmet Ali Güller