Allah’tan Korktuğu İçin
Cezalandırılan Müezzin
Engin Uçar / 19.02.2020
Gezi Parkı eylemleri 6 yıl sonra yargıya taşındı. Neden? Yapmayı planladıkları icraat ne ise… O icraat nedeniyle, Gezi Parkı Eylemleri gibi bir eylem başlatılabileceğini hesap ediyor olabilirler mi? O hesap üzerinden millete gözdağı vermek için, gezi eylemleri yargıya taşınmış olabilir mi? Olabilir.
Gezi eylemlerinde bir suç varsa, hükümet edenlerin işlediği suçlardır. Polisin AKP’li sivil militanları gösteri düzenleyenlere karşı kullandığı yazıldı. Rahmetli Ali İsmail Korkmaz’ın üzerine salınan sivil katil gibi… Yasal mı? Değil. Hangi savcı o polisler hakkında dava açtı? Elinde silah olmayan çocuklarımız(hepsi Alevi), hedef alınarak öldürüldü. Bu alçaklık mezhep kışkırtması değil de nedir?
CİA, Kahramanmaraş, Çorum katliamlarıyla zaten ALEVİ-Sünni kışkırtması tezgahlamıştı. Hükümet gözetiminde yapılınca, CİA operasyonu olduğu örtülmüş mü oluyor?
Gezi Parkı eylemleri sırasında Kabataş’ta türbanlı bir kadının tartaklandığına ilişkin en üst perdeden yalan söylendi. Görevli gazeteci artıkları, ‘tartaklanma vidiosunu izledik’ diye ahlaksızca yalan söyledi. O yalan ve iftira hiç masum değildi. ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçu işlendi.
Yetmedi! Dolmabahçe’deki Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi’nde içki içtiler iftirası yapıldı. ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçu en yüksek perdeden işlendi.
Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi’nin müezzini konuştu:
‘- Cami’de içki içmediler. Ben Allah’tan korkarım, yalan söyleyemem’ dedi. Gerçek bir din adamını, TEM’de 6 saat sorguladılar. Yetmedi, Diyanet İşleri Başkanı müezzin hakkında soruşturma açtı. Müezzin ALLAH’TAN KORKTUĞU İÇİN sürüldü. Eşi kanser hastasıydı. Müezzin Allah’tan korktuğu için meslekten atıldı. Yani,
Ebucehil, Hind gibileri kendine örnek alanlar, Bilal-i Habeşileri işkenceye tabi tuttu.
Ve Allah’tan korkan din adamına, Allah’tan korktuğu için zulmedenler başardı. Hadis uydurarak, Ortaçağ Papazları gibi cennetten yer satan, Allah’tan korkmaz, Peygamberinden utanmaz bir DİB’ları oldu.
Karasineklerin neye konduğunu herkes iyi bilir.
O müezzin ne oldu bilmiyorum. Eşi ne oldu bilmiyorum.
Allah’tan korktuğu için yalan söylemeyen bir müezzin, din tüccarı bir şebeke tarafından cezalandırıldı. Ekmeğiyle oynandı. Bizlere din satan güruh, o gün susarak çok büyük bir suça ortaklık etti. Aslında inancını inkar edip Ebucehillerin safında yer tuttu.
Müezzin’e yapılanlar, içimde bir kordur. Koca bir taştır yüreğime oturan. Koskoca ülke, o gün o müezzine sahip çıkamadı ya? İnanıyorum diyenler YALANCI olduğunu ispat etti. Hümanistim diyenler riyakar olduğunu ispat etti. Ve büyük bir insanlık suçu işlendi. O suça susarak veya destekleyerek milyonlar ortak oldu.
Yalan söylemediği ve otoriteye ‘hak ve hakikat adına’ boyun eğmediği için bir insan hüküm giyiyorsa… O ülkede susan herkes aslında hüküm giymiştir. Doğrunun yanında yer alacak cesaret ve Erdemi gösteremeyenler, aşağılık bir şekilde yaşamayı seçmiştir. Bütün korkaklar gibi… Bütün çıkarcılar gibi…
O gün insanlar seçimini yaptı. Karanlıktan yana taraf oldu muhafazakarlar(!)… Yani, inancını muhafaza edemeyenler..
Doğruya, haklıya, mazluma sahip çıkmayanların;
Yalandan, haksızlıktan, zulümden şikayet etmeye hakkı yoktur. Çünkü seçimini kötülükten yana yapmıştır.
Kendilerinden korkmayıp, Allah’tan korktuğu için birini cezalandırmak…
‘Allahlık taslamak’ değil de nedir?’
Küfrün ve ahlaksızlığın dibine vuranlara mühlet verilir ama çok uzun süre izin verilmez.
Kendi çirkefinizde yok olun diye verilir o mühlet. Siz o mühleti kendi aklınızla, çevirdiğiniz dümenle aldığınızı ve zirveye çıktığınıza inandığını an başlar düşüş.
BU DA BÖYLE BİLİNE!
Zahide UÇAR(18.02.2020)
