Kanal İstanbul Montrö’yü deler
07 Aralık 2019 Cumartesi / Dr. Cihangir Dumanlı / E. Tuğgeneral
2011 yılında Başbakan Erdoğan tarafından ortaya atılan “çılgın proje” Kanal İstanbul gündemdeki yerini korumaktadır. Bugüne kadar projenin şehircilik, sismik, ekonomik, ekolojik etkileri üzerinde durulmakta ancak jeopolitik, jeostratejik ve askeri yönleri ihmal edilmektedir.
Mevcut durum
Boğazların uluslararası hukuki statüsü halen yürürlükte olan 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile tespit edilmiştir. Montrö Boğazlar Sözleşmesi, 1923 tarihli ve Türkiye’nin egemenlik haklarını kısıtlayan, güvenliğini tehlikeye sokan Lozan Boğazlar Sözleşmesi’nin, 1936’da değişen uluslararası güvenlik koşullarına göre ve Türkiye ile Karadeniz’e kıyıdaş devletlerin güvenliğini artırmak maksadıyla yine Türkiye’nin talebi üzerine yapılmıştır.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne göre:
Boğazlar gece ve gündüz, herhangi bir bayrak altında ve herhangi bir yükle geçen tüm gemilerin hiçbir formalite olmaksızın ücretsiz geçişine açıktır.
Savaş zamanında Türkiye muharip değilse yukarıdaki geçiş serbestisi yürürlüktedir.Q (md.4).
Savaş zamanında Türkiye muharip ise yabancı gemiler düşmana yardım etmemek koşulu ile boğazlardan gündüz geçebilirler (md.5).
Denizaltılar gündüz, yüzeyden ve teker teker geçebilir (md.12).
Savaş gemileri diplomatik kanallardan 8 gün önce Türkiye’ye haber vermek koşulu ile geçebilir (md.13).
Savaş gemilerinin komutanı boğazlara girerken Türk yetkililere bilgi verir (md.13).
Boğazlardan geçen savaş gemilerinin toplam tonajı 15 000 tonu geçemez ve aynı anda 9 gemiden fazla geçemez (md.14).
Boğazlardan geçen gemiler uçaklarını uçuramaz (md.15).
Karadeniz’e kıyısı olmayan devletlerin Karadeniz’deki toplam tonajı 30 bin tonu geçemez bu limit 45 bin tona kadar yükseltilebilir(Md. 18b).
Yukardaki tonajların 2/3’den fazlası tek bir devlete ait olamaz (md.18c).
Karadeniz’e kıyısı olmayan devletlerin savaş gemileri bu denizde 21 günden fazla kalamaz (md.18d).
Savaşta Türkiye muharip değilse muharip devletlerin savaş gemileri boğazlardan geçemez (md.19).
Savaşta Türkiye muharip ise savaş gemilerinin geçişi Türk hükümetinin takdirine bırakılmıştır (md. 20).
Görüldüğü gibi Montrö boğazlar sözleşmesi yapılış amacına uygun olarak iki konuda güvenlik sağlamaktadır:
Geçiş esnasında Türkiye’nin güvenliği, geçtikten sonra Karadeniz’e kıyıdaş devletlerin güvenliği.
Kanal İstanbul açılırsa
Kanal İstanbul açıldığı takdirde Montrö’nün söz konusu güvenlik önlemleri işlemez hale gelebilecektir. Şöyle ki;
Kanal’ın Türkiye’ye bir maliyeti olacağından gemi geçişlerinden ücret talep edilecektir. Gemiler Boğaz’dan ücret ödemeksizin geçme hakkına sahipken kanaldan ücret ödeyerek geçmeye nasıl yönlendirileceklerdir?
“Boğazlardan geçen savaş gemilerinin toplam tonajı 15 bin tonu geçemez ve aynı anda 9 gemiden fazla geçemez” denilmektedir. Bu gemilerden bir kısmı Boğaz’dan geçerken bir kısmı kanaldan geçerse Türkiye’nin güvenliğini sağlayan bu sınırlama anlamsız hale gelmeyecek midir?
Boğazlardan geçen gemiler uçaklarını uçuramaz kuralına rağmen kanaldan geçen gemiler uçaklarını uçurabilecekler midir?
Kıyıdaş ülkelerin güvenliğini sağlamak maksadıyla Karadeniz’e kıyısı olmayan devletlerin bu denizdeki tonajları ve kalış süreleri sınırlandırılmıştır. Bu gemiler “biz Boğaz’dan geçmedik, kanaldan geçtik” derlerse Karadeniz ülkelerinin güvenliği nasıl sağlanacaktır?
“Savaş zamanında Türkiye muharip ise yabancı gemiler düşmana yardım etmemek koşulu ile boğazlardan gündüz geçebilirler”(md.5)”.Düşmana yardım eden gemiler kanaldan geçebilecekler midir?
Uygulamada benzer diğer sorunlarla karşılaşılacağı olasıdır.
Projenin askeri açıdan değerlendirilmesi de gerekmektedir. Bu bakımdan projenin askeri makamlarla da koordine edilmesi bir zorunluluktur.
Sonuç
Montrö Boğazlar Sözleşmesi Türkiye’nin ve Karadeniz’e kıyıdaş devletlerin güvenliğini sağlamaktadır. Kanal açıldığı takdirde önlem alınmazsa bu güvenlik önlemleri tehlikeye girebilecektir.
Bu durum özellikle Rusya için geçerlidir. Zira Karadeniz Rusya’nın hassas karnıdır. Karadeniz’in ABD/NATO tarafından doldurulması Rusya’nın güvenliğini doğrudan tehdit eder. Bu durum ABD-Rusya stratejik rekabetinde ABD’ye önemli avantaj sağlar,
Montrö Sözleşmesi 83 yıldır sorunsuz olarak uygulanan nadir sözleşmelerden biridir. Türkiye bugüne kadar sözleşmenin delinmemesi konusunda hassas davranmıştır. Kanal İstanbul projesi Türkiye’nin bu geleneksel politikasından sapma anlamına gelecektir.
Bu nedenlerle:
Böyle bir stratejik yatırıma sadece rant açısından bakmak yanlıştır. Kanal uluslararası hukuku ilgilendiren çok boyutlu bir konudur.
Kanal İstanbul projesinin başlangıcında ekonomik, ekolojik, şehircilik yönlerinin yanında yukarıda değinilen stratejik ve askeri yönleri de dikkate alınmalıdır.
Konu Karadeniz ülkelerinin güvenliğini yakından ilgilendirdiğinden başta Rusya olmak üzere Karadeniz’e kıyıdaş devletlerle yakın işbirliği yapılmalıdır.
Kanalın yeri, fiziki özellikleri ve statüsü askeri makamlarla koordine edilmelidir.
Montrö’nün sağladığı güvenlik önlemlerinden ödün verilmemek koşulu ile kanalın uluslararası statüsü planlama aşamasında ilgili devletlerle tespit edilmelidir. Aksi takdirde proje bittikten sonra büyük sorunlarla karşılaşılabilir.