PANDORANIN KUTUSU * ÜLKE EKONOMİSİ NASIL ÇÖKERTİLİR? * [1] İslam’a yeni güncelleme geldi de bizim haberimiz mi yok? * [2] ”Dinen Caizdir” denen vergi kaçırma olayları

 [1] İslam’a yeni güncelleme geldi de
bizim haberimiz mi yok?

Murat AĞIREL / 28 Ekim 2019
murat.agirel@hotmail.com


Bugün sizlere ünlü firmaların İslam’ın kurallarına uygun faizsiz işlem yaptığını savunan bankalar aracılığıyla devleti nasıl zarara uğrattığını anlatacağım.Okudukça çok ilginç bulacağınızdan eminim.Olay İslami bankacılık modeli olan faizsiz bankacılık hizmeti veren Türkiye Finans Katılım Bankasında gerçekleşiyor.Önce bu banka hakkında biraz bilgi vereyim ardında banka işleyişi hakkında ve olay hakkında ayrıntıları anlatayım.

Türkiye Finans Katılım Bankası Ülker Grubu’nun Family Finans ve Boydak Grubu’nun Anadolu Finans şirketlerinin birleşmesi ile oluştu. Birleşme sonrası 9 kişilik yönetim kurulunda Ülker ve Boydak Grubu’ndan 4’er kişi yer aldı. Bu birleşme ve fon büyüklüğü ile birlikte katılım bankaları arasında yüzde 31’lik payla lider konuma yükseldi.

Türkiye Finans Katılım Bankası’nın Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Mustafa Boydak getirilirken, Murat Ülker Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı oldu. Yönetim Kurulu Üyeleri Hacı Boydak, Yusuf Boydak, Memduh Boydak, Ali Doğan, Atilla Kurama, İlhan İmik ve Yunus Nacar’dan oluştu.

Türkiye Finans Katılım Bankası (TFKB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Boydak 15 Temmuz darbe girişiminden sonra görevinden istifa etti.

FETÖ’nün finans ayağına yönelik olarak Kayseri’de yapılan soruşturma sonucunda Boydak ailesi üyelerinden eski Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak, eski CEO Memduh Boydak, Yönetim Kurulu üyelerinden Şükrü, Bekir ve İlyas Boydak tutuklandı ve Boydak Holding’e 5 kişilik kayyum heyeti atanmıştı. Boydak Grubu’nun Türkiye Finans’ta yüzde 22.34,Ülker Grubunun yüzde 10.57’lik payını koruyor. NCB, Türkiye Finans’ın yüzde 67.03 hissesi ile yönetimini elinde bulunduruyor.

Türkiye Finans’ın en büyük hissedarı NCB, 10,9 milyar dolar özkaynak toplamı ile Suudi Arabistan’ın en büyük, körfez bölgesinin ise önde gelen bankasıdır. 2013 yılsonu itibarıyla 100,6 milyar dolar aktif büyüklüğe sahip.

Bankanın işleyişi nasıl?

Türkiye’de, İslami bankacılık olarak bilinen faizsiz finansman modeli katılım bankalarınca yapılıyor. Fazisiz katılım bankacılığında danışma Kurulu var. Yani, bahsettiğim kurul finans sektörünün uzmanlarından oluşan bir danışma kurulu değil. Bahsettiğim Danışma Kurulu bir fetva makamı.

Şöyle ki katılım bankalarının faizsiz finansman modeli danışma kurullarında temin edilen fetva ile işletilir, bu uygulama sadece faizsiz finans kuruluşlarına özgüdür.

Katılım bankaları ihtiyaç halinde danışma kurullarından temin ettiği fetva ile müşterilerine özel hizmetler gerçekleştirebiliyor. Fetvası alınmamış bir standart veya özel muamele katılım bankalarınca gerçekleştirilmiyor. Bu noktada bir bağlayıcılık söz konusu değil ancak danışma kurulunca yani fetva makamınca verilen karar bağlayıcı olmasa da katılım devamlı sadık kalınan bir uygulama.

Türkiye Finans Katılım Bankasının Danışma Kurulu yani fetva kurulu kimlerden oluşuyor?

– Yeni Şafak yazarı Prof. Dr. Hayrettin Karaman (Başkan)

– Daha önce Fatih Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde görev yapan 17/25 Aralıktan sonra görevinden istifa eden Prof. Dr. Hamdi Döndür

– Prof. Dr. İsak Emin Aktepe

Danışma Kurulunda kararlar oy çokluğu ile alınır.

İyi de…

Ben bu bilgileri size neden anlattım?

İşin bam telini anlatıyorum.

Bu bankada çalışan bir kişi bazı usulsüz işlere şahit oluyor. Durumu banka yetkililerine bildiriyor ancak bir sonuç alamıyor. Şahit olduğu usulsüzlük ise aynen şu şekilde anlatıyor:

“Bir Gayrimenkulünüz var ve gayrimenkulü satmak için benimle anlaştınız. Gayrimenkulün değeri mesela 5 milyon TL. Bu parayı ben size vereceğim ve tapuda devrini yapacağız. Ben size diyorum ki benim bu kadar nakitim yok, bankam var ilişkilerim çok iyi oradan kredi çekeceğim bedel sana ödenecek diyorum. Buraya kadar bir şey yok. Ancak sizin bir çekinceniz var nedir o. Ben 5 milyon TL kredi çekip bu bedel sizin hesabınıza gayrimenkul bedeli olarak geçerse sizi iki şey bekliyor. Birincisi tapuda bu satış bedelini de rayiç bedeli ne olursa olsun en az 5 milyon TL göstermelisiniz. Bu da en az 200 bin TL tapu harcı ve şartlarına göre yani siz bunu beş yıl içinde alıp sattığınız için aradaki fark kazancınızın gelir vergisi olarak ödemek zorundasınız.

İkincisi hesabınıza 5 milyon geçse de bunu devlete 1 milyon TL beyan edersiniz ama Maliye bu kredileri kontrol ettiği için iki sene sonra sizi çağırıyor aradaki 4 milyonu izah et deyip size fark ve cezalar kesiyor. Bunu artık tapudaki güvenlik görevlisinden müdürüne kadar herkes biliyor ve uyarıyor zaten.

Ben kredi çekeceğim için sizde bu durumu bildiğiniz için bana diyorsun ki sen bankadan kredi çekecek isen ben bu satışa pek sıcak bakmam vergi yükü artar buna katlanamam ya da ben burayı sen kredi çekeceksen kusura bakma 5’e değil o zaman 6’ya satarım diyorsun. Olay burada tıkanıyor. Ben satın alacağım gayrimenkulü alamıyor, siz satamıyor, banka da kredi kullandırıp kar elde edemiyor.

Peki, ne oluyor sonra?

İşte bir bankacı olarak benim itiraz ettiğim konu, usulsüz etik bulmadığım konu ortaya çıkıyor. Genel müdürü dahi Türk olmayan bu banka ikimizi çağırıyor, ‘arkadaşlar boş verin devletin vergisini ben size bir çözüm önerisi sunuyorum’ diyor. Sana soruyor ‘en fazla ne kadar beyan edeceksin bu satışı’ diyor 1 milyon TL cevabınıza istinaden banka bana 1 milyon TL konut kredisi tahsis edip bunu senin hesabına geçiyor ve gidiyor satışı yapıyorsun. Kalan 4 milyon için ayni oran ve vadeden ayni gün LMB (LONDRA METAL BORSASI) piyasasından bana emtia alım satımı gösterip 4 milyon TL tahsis edip geçici hesaba bu bedeli geçip nakit ödeyeceğini ve bu bedeli sana nakit vermemi organize ediyor. Bunun karşılığında da kredi komisyonu 10 ise benden 20 alıyor çünkü sizi vergi yükünden kurtardım diyor.

Bunu yapan İslami bir banka, yani ‘faiz haramdır’ anlayışta olan bir banka olduğu için, kredilerin dinen uygun olup olmadığı danışılan bir danışma kurulları var, bunlar İslam alimleri, yani hocam çok vergi çıkıyor hepsini gayrimenkul kredisi olarak kullandırmayalım, 4 milyonu ihtiyaç kredisi LMB verelim nakit verelim bu dinen uygun mu diye izin isteniyor ve buna ünlü İslam alimleri evet dinen uygundur diyebiliyor.

2017 yılından beri ‘arkadaşım siz yapıyorsunuz, tamam vergi yüksektir, çoktur bu ayrı bir konu ancak mevcut bir kanun var ve rakamlar yüksek niye aracılık edip yârdim ediyor ve devleti de yanıltıyoruz’ dedim, ‘sanane devletin vergisinden, bu kadar da vergi almasın’ ifadeleri ile karşılaştım.”

***

Evet…Bu vatandaşımız bu işin üzerine gitmeye devam etmiş ve sadece kendi şubesi ile sınırlı olmadığını tespit etmiş. Tek tek belgelerini çıkarmış. Soluğu da BBDK’da almış. Devletim zarar ediyor diye şikayet etmiş. BBDK konuyu incelemiş ve haklı olduğuna kanaat getirmiş vergisel hususlar içerdiği için Maliye incelesin demiş. Maliye vatandaşı çağırmış anlattırmış.

Tabi hemen soruşturma ve inceleme başlamış. Bu sürede vatandaş işinden olmuş, tehdit de edilmiş, iftiralarda atılmış.

Maliye sonra vatandaşa yazı göndermiş ve haklısın demiş. İlk aşamada tespit edilen usulsüz şekilde kullandırılan 28 işlem 58 mükellef ve kullandırılan kredi miktarı tam 50 milyon TL!

“Listede kimler var kimler” diyor vatandaş. Kimler var diye sordum tabii cevap olarak, TAŞ Yapı’dan tutun SS Motor’a varana kadar birçok ünlü firma var. İsteyen savcı, Milletvekili tüm evrakları Maliye müfettişlerinden alabilirler. Alamazlar ise ben evrakları vermeye hazırım.

Vatandaş sadece mükelleflere para cezası kesilmesini yeterli bulmamış ve durumu TBMM’ye taşımış.

Evrakların, belgelerin bazılarını ben de ekliyorum.

Şimdi soruyorum faizsiz Bankacılıkta faiz haram değil mi?

Peki, vergi kaçırmak haram değil mi?

Vergi kaçırmaya göz yummak ve organize etmek haram değil mi?

Vergi kaçıran kişi üzerine kul hakkı geçmiş olmuyor mu?

Danışma kurulundaki İslam alimleri bunları bilmiyorlar mı?

Bilmezler mi “alimler” her şeyi bilir!


[2] ”Dinen Caizdir” denen vergi kaçırma olayları

Bir önceki yazımda, faizsiz bankacılık hizmeti veren Türkiye Finans Katılım Bankası ile ilgili bazı bilgiler vermiş ve devam edeceğimi bildirmiştim.

Okumayanlar için bir önceki yazımı kısaca hatırlatmak istiyorum.

Türkiye Finans Katılım Bankası, Ülker Grubu’nun Family Finans ve Boydak Grubu’nun Anadolu Finans şirketlerinin birleşmesi ile oluştu.

Türkiye’de, İslami bankacılık olarak bilinen faizsiz finansman modeli katılım bankalarınca yapılıyor. Faizsiz katılım bankacılığında danışma kurulu var. Yani, bahsettiğim kurul finans sektörünün uzmanlarından oluşan bir danışma kurulu değil. Bahsettiğim Danışma Kurulu, bir fetva makamı. Fetva kurulunda tanıdık isimler var.

Yeni Şafak yazarı Prof. Dr. Hayrettin Karaman (Başkan), daha önce Fatih Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde görev yapan 17/25 Aralıktan sonra görevinden istifa eden Prof. Dr. Hamdi Döndür ve Prof. Dr. İsak Emin Aktepe…

Bankada çalışan bir vatandaş bazı usulsüzlüklere şahit oluyor. Banka yetkililerine durumu bildiriyor ancak sonuçsuz kalıyor. Soluğu BBDK da alıyor ve belgeleri sunuyor. BBDK inceleme neticesinde usulsüzlükleri tespit ediyor ve durumu hemen Maliye Bakanlığına yönlendiriyor.

Durum ise şu.

Türkiye’de kurulu bazı firmalar ve sahipleri ev almak istiyorlar. Bir kısmı kredi çekmek istiyorlar. Mesela 5 Milyon TL’lik bir ev alacak, 3 milyonunu peşin veriyor. Diğer kısmını ise kredi çekiyor. Tam bu noktada tapudaki alım satımlarda iki taraf içinde düşük vergi ve alım satım çıkması için çekilen kredi miktarı emlak kredi için değil Londra Borsasından başka bir işlem yapmış gibi gösteriliyor. Bu durumda devlet vergi kaybına uğruyor.

Yazım yayınlandıktan sonra onlarca elektronik posta mesajı aldım. Durum sandığımızdan daha vahimmiş. Tüm bankalar bu metodu uyguluyormuş. Bu konu üzerine geniş çaplı bir araştırmaya başladım. İlerleyen günlerde tekrar sizle paylaşacağım. Bugün ilkyazımda paylaştığım bilgilerin devamını aktarıyorum.

Banka yetkilileri kendi arasında elektronik postalar ile mesajlaşıyorlar. Kredi başvurularını değerlendiriyorlar. Konuşmalar ve talepler gerçekten çok ilginç.

Mesela lüks araba satan S&S Motor adlı firmanın sahibi Sinan Kandemir, 9 Milyon TL’ye bir gayrimenkul almak istiyor. 6 milyon TL kredi istiyor. Ancak 1 milyon TL’sinin konut kredisi geri kalanının ise tüketici kredisi olarak verilmesini istiyor.

Diğer bir örnek Eryap Grup. Sahibi Kahraman Eruslu. 20 milyon TL’lik bir yer satın almak isteniyor. 10 milyon TL firmanın hesabından geri kalan 10 milyon TL ise bireysel destek finansmanı kapsamında tahsis edilip Kahraman Eruslu’ya elden teslim edilecek tapu ise Eryap Grup adına düzenlenecek. İşlem gerçekleşiyor ve Eruslu 10 milyon TL’yi de elden alıyor.

Diğer bir mesajlaşma ise daha da ilginç

Siirt Kurtalan Belediye Başkanı Mesut Karatay, Batıkent Atlantis AVM Karşısında Yenimahalle Belediye Başkanlığının yapmış olduğu Meydan AVM’de bulunan ve Burger King’in kiracı olduğu yeri 5 Milyon TL’ye satın almak istiyor. Satın alma işleminin akrabası Şükriye Karatay üzerine yapılmasını istiyor.

12 ay vade ile 2 milyon TL kredi istiyor. Satıcı, tapuda 1 Milyon beyan edeceğini bildirmiş ve bankada küçük çaplı kriz yaşanmış. Satıcı ise Özçelik İnşaat. Hemen çözüm bulmuşlar kredileri başka şekillerde kullandırmaya çalışmışlar.

Burada tabi hemen dikkatimi çeken konu şu oldu. Yazışmayı olduğu gibi yazıyorum:

“Şube müşterilerimizden Vadi Botanik Ltd. Şti firmasının Siirt Kurtalan Belediyesinin 69 Milyon TL’lik ihalesini almıştır. Bu işin taşeronluğunu Siirt Belediye Başkanı’nın firması almış ve avans bedelini oğlu Harun Karatay hesabına 2 milyon TL yatırmıştır.”

Hemen ihale yapılmış mı diye baktım gerçekten yapılmış. İhale 17.09.2015 tarihinde 2015/125347 ihale kayıt no ile yapılmış. İhale konusu “Kurtalan İlçesi Muhtelif mahallelerde kanalizasyon alt yapı inşaatı” işi. İhale pazarlık usulü verilmiş. 2 teklif var. Ancak 1’i geçerli sayılmış. Geçerli teklif sahibi firma Girişimciler İnşaat ve Vadi Botanik İnş. Firması iş ortaklığı bedeli ise 69 milyon 920 bin TL.

Yani banka yazışmalarındaki bilgiler doğru!

İhale pazarlık usulü verilmiş, taşeron firma sahibi  Belediye Başkanı’nın oğlu!

Ya tüm bu işlemlere ”dinen uygundur” diye fetva veren danışma kurulunda bulunanlar?

Hayrettin Karaman, sadece Türkiye Finans Katılım Bankasının danışma kurulunda değil, Ziraat Portföy ve Ziraat Emeklilik Danışma kurulu üyesidir kendisi. Yeni Şafak gazetesinde yazılar yazmaya devam ediyor.

Prof. Dr. Hamdi Döndür, Tuzla Belediyesinin evlenen çiftlere dağıttığı içerisinde “Kızlar 9 yaşında evlenebilir”, “Eşinizi iz bırakmadan dövebilirsiniz” gibi görüşlerin var olduğu iddia edilen Delilleriyle Aile İlmihali adlı kitabı yazan kişidir. Kendisi hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ve bağlı bulunduğu üniversite YÖK’e başvurmuştu. Kendisi daha sonra yazılanların çarptırıldığını, görüşlerinin bu olmadığını açıklamıştı.

İsak Emin Aktepe, kızı Bursa 2.Ağır Ceza Mahkemesinden bankada çalışmasına müsaade etmeyen bir ceza almasına rağmen bu bankaya girdirmiş.

Yazacak o kadar çok şey var ki…

Herkes bir yol tutturmuş ve bu şekilde gidiyor. Milleti kimsenin düşündüğü yok. Hiç birinin zerre umurunda değil.

Kazançlarına kazanç, karlarına kar eklemişler.

Bu topraklardan para kazanmışlar ancak iş devlete ödeyecekleri vergiye gelince hepsi kendi cebini düşünmüş. Bunlara göz yuman, ön ayak olanlar da İslami bankalar. Yazık…


Kaynak Yeniçağ:

[1] https://www.yenicaggazetesi.com.tr/islama-yeni-guncelleme-geldi-de-bizim-haberimiz-mi-yok-53705yy.htm
[2] https://www.yenicaggazetesi.com.tr/dinen-caizdir-denen-vergi-kacirma-olaylari-53729yy.htm
This entry was posted in YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *