TARIM ve ORMAN BAKANI YANGIN SÖNDÜRME UÇAĞI ALACAKMIŞ!!! * Cumhuriyetin ilk kanatları *Bakan israfta ısrarlı * Neden Japonya olamadık diye sorma, THK’ye bak…

Cumhuriyetin ilk kanatları


Türk Hava Kurumu’nun kuruluşundan (16 Şubat 1925) 8 ay sonra Kayseri’de uçak fabrikası kurulması için kesin emirler veren Atatürk, teknolojinin dışarıdan satın alınmasına karşıydı. Hatta Atatürk’e göre diğer ülkeler, artık çöp olarak gördükleri teknolojileri, özellikle Türkiye gibi ihtiyacı olan ülkelere satmak istiyorlardı. Atatürk konuyla ilgili, her kelimesiyle hafızalarımıza kazınması açıklaması şöyle:

“Es­ki­miş tek­no­lo­ji­le­ri de­ğil, en ye­ni tek­no­lo­ji­yi ül­ke­ye ge­tir­me­di­ği­miz, ge­ti­re­me­di­ği­miz sü­re­ce, ya­ban­cı ül­ke­le­re ba­ğım­lı ol­mak­tan kur­tu­la­ma­yız. Bu­nun için de müm­kün ol­du­ğu ka­dar ke­mer­le­ri sı­ka­rak ken­di ya­ğı­mız­la kav­ru­la­rak, bir yan­dan da ye­ni pa­ra­sal kay­nak­lar ya­ra­ta­rak çağ­daş tek­no­lo­ji­le­rin en ye­ni­le­ri­ni top­rak­la­rı­mı­za ta­şı­ya­ca­ğız. Es­ki tek­no­lo­ji­le­ri bi­ze ko­lay­lık­lar ta­nı­ya­rak ge­ti­ren ya­ban­cı dev­let­le­rin kur­naz­lık­la­rı­nı an­la­mamak için in­sa­nın ya kör ya da ap­tal ol­ma­sı ge­re­kir.”

“Kı­sa su­re­de ge­li­şen şu sa­vaş araç ve ge­reç sa­na­yi­ne ba­kı­nız… Bi­rin­ci Dün­ya Sa­va­şı bi­ter bit­mez, bu ka­ra gün­ler­de kul­la­nı­lan tüm si­lah­lar bir­den bi­re de­mo­de olu­ver­di. Al­man­lar, Fran­sız­lar, İn­gi­liz­ler, Ame­ri­ka­lı­lar el­le­rin­de­ki bu si­lah fab­ri­ka­la­rı­nı uzun va­de­ler ta­nı­ya­rak ge­ri kal­mış ül­ke­le­re sat­ma­ya ça­lı­şı­yor­lar. Ne­den? Çün­kü on­lar da­ha mo­dern­le­ri­ni, da­ha et­ki­li olan­la­rı ya­pa­bi­le­cek fab­ri­ka­lar kur­mak­la meş­gul­ler. Bu­nu her ala­na ya­ya­bi­lir­si­niz. Teks­til ala­nı­na, ilaç sa­na­yi ala­nı­na, oto­mo­tiv sa­na­yi­ne; kı­sa­ca ak­lı­mı­za ge­len her ala­na… Biz ye­ni ve genç bir Tür­ki­ye ku­ru­yo­ruz. Dost düş­man ül­ke­le­rin ge­ri­de kal­mış, tek­no­lo­ji­le­ri­ne ihtiyacımız yok. Ya en ye­ni­si­ni ku­rar, on­lar­la boy öl­çü­şü­rüz, ya da bi­raz da­ha sab­re­der, bu­nu ya­pa­bi­le­cek gü­ce eriş­me­mi­zi bek­le­riz.” 


Sayın Tuncay MOLLAVEİSOĞLU’ndan Rus „Yangın Söndürme Uçakları“
ve „THK“yla ilgili 12 ve 13 Eylül tarihli iki yazı. (a.k.)

Tuncay Mollaveisoğlu
12 Eylül 2019 Perşembe

Bakan israfta ısrarlı

THK’nin uçakları dururken Rus yangın söndürme
uçaklarına 175 milyon dolar ödenecek

Be200 Rus yangın söndürme uçağı – Sputnik

Türk Hava Kurumu’nun (THK) elindeki 20 yangın söndürme uçağı dururken Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli yeni uçak alımı için Rusya’ya gitti. Rus uçaklarının manevra kabiliyetlerini öven Pakdemirli, “Bu uzun süredir takip ettiğimiz bir uçak. Kumandaları yumuşak, manevraya gelebiliyor” dedi.

Pakdemirli’nin “beğendiği” Be-200 tipi yangın söndürme uçaklarının tanesi 35 milyon dolar. Pakdemirli 5 uçak satın almak için pazarlıklara başlamış. Orman yangınlarına THK uçaklarıyla müdahale edilmemesine ilişkin eleştirileri yanıtlarken “Bu sene 4 milyon Avro vermedik diye mi oluyor bunların hepsi?” diyen Pakdemirli, toplam 175 milyon doları bulan bir harcama planıyor. Oysa Türk Hava Kurumu’nun elinde Türkiye koşullarına uygun çeşitli tipte 20 adet yangın söndürme uçağı bulunuyor. 6’sı hazır durumda, 3’ü bakım gerektiren Kanada yapımı, dünyanın en iyi ve en çok kullanılan 9 adet CL- 215 tipi yangın söndürme uçağının yanı sıra daha küçük kapasiteli ancak manevra kabiliyeti yüksek, dağlar arasında azami derecede alçalabilen Polonya yapımı Dramodor tipi, 11 uçak var.

‘Niye yok ediyorsunuz?’

Pakdemirli’nin Rusya ziyaretini eski Türk Hava Kurumu Başkanı, emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş ile konuştuk. Karakuş, “Atatürk’ün kurduğu Türk Hava Kurumu’nu kalkındırmak varken neden yok olmasının önünü açıyorsunuz?” diye soruyor. Rus uçaklarının satın alınmasının kabul edilemeyeceğini söyleyen Karakuş, şöyle devam ediyor: “İstikbal göklerdedir diyen Atatürk, THK’yi kurup 39 kalem gelir yaratıp bu kuruma bağlamıştır. Mesela şeker fabrikalarının ürettiği ilk ürünün belli bir tonajı THK’ye ayrılmıştır. Atatürk’ün milli uçak yapalım diye kurduğu THK’nin içine sürüklendiği durumu kabullenmek zor!” Orman Bakanlığı’nın “THK’den uçak kiralamak zorunda değiliz, THK de ticari bir kurum” anlamına gelen açıklamasına da tepki gösteren Karakuş, “THK de tıpkı Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı gibi bir kurumdur.

Aselsan için, Havelsan için, TAİ için ticari işletmedir diyebilir misiniz? THK’ye de bunu diyemezsiniz. THK milletin malıdır. Tüm malları kamuya aittir. Yetkililer bunu bilmiyorlar mı?” diyor. Pakdemirli’nin övgü ile söz ettiği uçakların Türkiye için uygun olup olmadığı sorusunu ise şöyle yanıtlıyor:

“Rusya’nın arazileri düz. Be-200 uçakları büyük tonajlı, çok ağır uçaklar. Düz arazide sonuç veriyor. Türkiye’de ise ormanlarımızın büyük bölümü dağlık arazide. Bize en uygun uçağı Kanadalılar üretti ve THK’de bulunan 6 adet uçak, dünyanın en iyi yangın söndürme uçağı. Diğer 11 uçağımızı da biraz para harcayarak uçuşa hazır hale getirebiliriz.” 20 uçaklık bir filoya kavuşması mümkün olan THK dururken, 175 milyon dolar bütçeli Rus uçaklarını satın alma gerekçesini bakanlık açıklamak zorunda. Bu uçakları satın aldığında hangi pilotlarla uçuracağını da.[1]


13 Eylül 2019 Cuma
Tuncay Mollaveisoğlu

Neden Japonya olamadık diye sorma, THK’ye bak…

1952’de Türkiye’de motor fabrikası kapatıldı.
Dünyada uçak üretimini ilk yapan ülkeler arasındayken, uçak fabrikalarımızı da aynı zihniyet kapattı; GDP’ler; Genetiği Değiştirilmiş Politikacılar. Emperyalizmin laboratuvarlarında özenle yetiştirilip Türkiye’de iktidara getirildiler.

Orman yangınlarında Türk Hava Kurumu’nun nasıl devre dışı bırakılıp işlevsiz hale getirildiğini Cumhuriyet’te özel haber seli ile gündeme taşıdık. Dün Orman Bakanı Pakdemirli’nin, Türk Hava Kurumu’nun (THK) elinde 20 uçak dururken Rusya ile uçak pazarlığı yaptığını haberleştirdik. Skandallar zincirinin başından bu yana Bakanlığın “THK alerjisini” anlamaya çalışıyorum.

Açmama izin verin;

Yıl 1925… Cumhuriyet’in ilanından sadece 16 ay sonra Atatürk, Türk Tayyare Cemiyeti’ni (Türk Hava Kurumu) kuruyor. O dönem yalnızca gelişmiş ülkelerin ufkunda olan havacılık sanayisinin tüm unsurları ile Türkiye’de oluşması hedefleniyor.

Atatürk, söz verdiği her şeyi yerine getiren eşsiz bir lider… 1929’da havacılığın en üst organı olan Uluslararası Havacılık Federasyonu’na (FAİ) üye oluyor. THK mühendislerinden Selahattin Reşit Bey, motor ve pervane dışında tüm parçaları Türk malı olan ilk uçağımızı üretiyor. 1935’te Türkkuşu kuruluyor. Kurum Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’in de aralarında yer aldığı savaş pilotlarını eğitiyor. Gökçen, ilk kadın savaş pilotu olarak adını tarihe yazdırıyor.

“İstikbal göklerdedir” diyerek bin yıllık hedef ve vizyon ortaya koyan Atatürk, Türk gençliğini de uçurmak için peş peşe planör, motorlu uçuş ve paraşüt okulları açıyor. 1938’de kurumun yetiştirdiği pilot Ali Yıldız, 14 saati aşan planör uçuşu ile dünya rekorunu kırıyor.

Planör atölyesi uçak fabrikasına dönüştürülüyor. İngilizlerle ortak seri uçak üretimine geçiliyor. 1939’da Etimesgut Uçak Fabrikası kuruluyor.

Türk Hava Kurumu’nun uçak fabrikasında yabancı uçak üretiminin yanı sıra tamamen yerli tasarım uçaklar da üretiliyor. Sadece 10 yılda 126 adet Türk uçağı göklerdeki yerini alıyor. THK’nin ürettiği uçaklara Batılı ülkelerden sipariş yağıyor! 1926’da temelleri atılan Kayseri Uçak Fabrikası’nda ise 15 yılda 200’den fazla uçak üretiliyor.

Atatürk’ün “sadece uçak değil motor da üreteceksiniz” diye görev verdiği kadrolar 1945’te uçak motoru fabrikasını kuruyorlar. Fabrikada hem yabancı uçak motoru hem de yerli motor üretimi yapılıyor! İki yıl sonra uçakların aerodinamik testleri için dünyanın en gelişmiş rüzgâr tüneli Ankara’da kuruluyor.

Peki sonra ne oluyor? Bugün AKP’nin “devamı” olmakla övündüğü Demokrat Parti iktidarı Cumhuriyet’in olağanüstü emeği, birikimi, vizyonu ile kurulan tüm bu kuruluşları kapatıyor. ABD, 1948’den itibaren Marshall yardımı ile ülkemize sızıyor. Özellikle uçak sanayisinde; “üretmeyin, bizden ucuz alın” uyutması ile savaş artığı uçaklarını Türkiye’ye veriyor. Dönemin asker – sivil yöneticileri bu tezgâha ortak oluyor.

Cumhuriyet tarihine adını altın harflerle yazdırmış, ilk uçağımızı üretmiş, ilk motorumuza imza atmış Türk Hava Kurumu, 1980’lerin ortasından itibaren yangın söndürme alanında kendini yeniden var ediyor. Bölgenin en güçlü yangın söndürme filosunu kuruyor. Son dönemde Orman Bakanlığı işte bu kurumu küçük yatırımlarla yeniden ayağa kaldırıp güçlendirmek yerine adeta tasfiyesine, yok olmasına zemin hazırlıyor.

Türk Hava Kurumu’nun kolunun kanadının kırılması, bir dönem yolsuzluklarla içinin boşaltılması, bu yolsuzluklara göz yumulması emperyalizmin ekmeğine yağ sürüyor.

ABD, yakın zamanda Uzay Kuvvetleri Komutanlığı’nı kurdu…

Düşünün, THK Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki gibi yönetilseydi, Türkiye bu yarışta nerede olurdu? [2]

[1] http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1577584/
[2] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/1575597/
This entry was posted in DOĞA - ÇEVRE, Doga - Cevre - Ekoloji - Tarim. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *