Yazan: Jeanne Whalen, The Washington Post
Çeviren: M. Birol Guger / 21 Ağustos 2019 Çarşamba
Kuantum devrimi kapıda!
On yıldan uzun bir süre önce, 21. yüzyılın en önemli teknolojilerinden biri üzerine yapılan araştırmaları yönetmek için Avrupa’dan anavatanı Çin’e dönen, fizikçi Pan Jian-Wei, bu yaz Şanghay’da düzenlenen bir konferansta, ‘devrim’ niteliğinde yeni bir projeyi tanıttı. Pan ve ekibi konferansta, ülkelerinde kurdukları, korsan saldırılarına dayanıklı iletişim ağlarından, sisli havada sağlıklı görüntü elde etmeye yarayan algılayıcılardan ve bir gün var olan tüm makinelerin hesaplama gücünü geride bırakabilecek prototip bilgisayarlardan bahsettiler.
Çin, ABD’yi geride bırakıyor
Ekibin sözünü ettiği sistemlerin donanımı, bilgi işleme teknolojisini kökten dönüştürebilecek; bu gücü elinde tutacak olan ülkelere de büyük ekonomik ve ulusal güvenlik avantajlar sağlayacak olan kuantum teknolojisine dayanıyor. ABD’li bazı bilim insanlarına göre, Çin’in bu alandaki müthiş yatırımları, Batı’yı yakaladığını, hatta bazı alanlarda geride bıraktığını işaret ediyor.
Pekin, kuantum alanındaki araştırma ve geliştirme çalışmalarına milyarlarca dolar harcamanın yanı sıra, Batı laboratuvarlarında çalışan Çinli bilim insanlarına evlerine dönmeleri için büyük avantajlar sunuyor. Çin ile ABD’nin bu alanda yaptığı bazı bilimsel işbirlikleri, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’na destek sağlayacağı ve dolayısıyla ABD’nin çıkarlarına zarar vereceği endişesiyle Trump yönetimini kaygılandırıyor.
Bir diğer önemli mesele ise ABD’de bu alanda eğitim gören Çinli öğrenciler. Trump yönetimi zaman zaman, ABD’de kuantum bilimi gibi hassas alanlarda çalışmalar yürüten Çinli öğrencilerin sayısıyla ilgili endişelerini dile getiriyor.
Yeni Amerikan Güvenlik Merkezi tarafından (CNAS), Çin’in kuantum çalışmaları üzerine hazırlanan yakın tarihli bir raporda ise aynen şu ifadeler yer alıyor: “ABD, geleneksel teknolojik üstünlüğünün yeni ve belki de benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya olduğu bir geleceğe hazır olmalı…”
400 milyon dolarlık yeni laboratuvar
Bir pazar araştırmaları şirketi olan Patinformatics’e göre, geçen yıl Çin’de, iletişim ve kriptoloji cihazlarının da dahil olduğu kuantum teknolojisi alanında, ABD’nin neredeyse iki katı kadar patent başvurusu yapıldı. Ancak ABD yine de IBM, Google, Microsoft ve diğer dev şirketler tarafından yapılan yoğun yatırımlar sayesinde, kuantum piyasasının en kârlı dilimi olan, ‘kuantum bilgisayarları’nın geliştirilmesinde dünya lideri.
Çin’in kuantum programının başında, Çin medyasının “kuantumun babası” olarak adlandırdığı Pan Jian-We bulunuyor. 49 yaşındaki takım lideri, Şanghay ve Hefei’deki Çin Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (USTC) laboratuvarlarında 130 araştırmacıya önderlik ediyor. Nature dergisi 2017’de onu, ülkede yürütülen kuantum çalışmalarına katkılarından ötürü, “yılın en önemli on kişisinden biri” olarak tarif etti.
Çin medyasına göre Pan, zaman zaman çalışmalarına büyük ilgi duyan Başkan Xi Jinping’e laboratuvar turları yaptırıyor ve ayrıca Anhui eyaletinde, devletin kuantum araştırmaları için 400 milyon dolar yatırımla kurduğu yeni bir ulusal laboratuvarın çalışmalarını da denetliyor. Çin, 2016 yılında uzaya fırlattığı bir uydu sayesinde, “Pekin ve Viyana arasında, korsan saldırılarına kapalı bir video konferans” düzenlemeyi başarmıştı.
Pan ve ekibi bugün, verileri daha güvenli bir şekilde iletmek için kübitleri “kuantum bitleri” (1) kullanacak olan, bir tür takım uydu sistemi ve ülkeyi saracak yeni bir fiber optik ağ oluşturmayı hedefliyor. Bu arada Pekin, Şanghay ve diğer kentleri birbirine bağlayan yaklaşık 1300 kilometrelik bir fiber bağlantı ağı halihazırda faaliyetine devam ediyor.
Bazı Batılı bilim insanlarına göre, söz konusu ağın inşası tamamlandığında, ABD’nin, Çin’in askeri ve siyasi kurumlarına yönelik teknik takip çabaları tehlikeye girebilir. Bu bilim insanlarından biri olan ve yılın bir bölümünü Şanghay’daki USTC’de misafir öğretim üyesi olarak geçiren, fizik profesörü Jonathan Dowling’e göre, iki ile üç yıl içinde Çin’e yönelik teknik takip faaliyetlerinden sonuç alınamayacak duruma gelinecek ve rakipleri artık bu tarz yöntemlerle ülkedeki kurumları dinleyemeyecek.
Snowden ilham verdi
Pan, bu bağlamda, Çin’in kuantum araştırmalarındaki artışı etkileyen önemli olaylardan birinin de, eski ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) görevlisi Edward Snowden’ın açıklamalarının olduğunun altını çiziyor. Pan’ın basına verdiği demeçlere göre Snowden’ın açıklamaları, Çin’in daha güvenli iletişim sistemleri geliştirmek adına daha fazla yatırım yapmasına yol açtı.
Kuantum bilgisayarlar bir gün var olan tüm şifreleme biçimlerini kırabilir. Kuantum algılayıcılar ise Çin ordusunun düşman birliklerini daha hassas bir şekilde izlemesine ve hedef almasına yardımcı olabilir.
Pan’ın çalıştığı üniversite olan USTC, bu noktadan hareketle, devlete ait savunma şirketleri ile donanmanın savaş kabiliyetinin artırılması gibi amaçlar doğrultusunda kuantum araştırma ortaklıkları geliştirdi.
Kuantum bilgisayarlar
Şu an için Çin, belki de bu alandaki en önemli yarışta ABD teknoloji endüstrisini geriden takip ediyor: kuantum bilgisayar teknolojileri. Tamamen kuantum prensipleriyle işleyen bir bilgisayar, bir çok alanda dönüştürücü olma potansiyeline sahiptir. Örneğin, katlanarak artan hesaplama gücü, zor hastalıkların tedavisinde yeni kimyasal bileşimlerin tanımlanmasına yardımcı olabilir.
Maryland Üniversitesi’nden fizikçi ve IonQ’un kurucu ortağı Chris Monroe’ya göre, kübitlerin sayısından daha önemli olan, birlikte ne kadar etkili çalıştıkları. Şirket yakın zamanda geliştirdikleri prototip bilgisayarın, rakip makinelere göre daha hassas ve karmaşık hesaplamalar yapmalarını sağlayan 11 kübit kullandığını bildirdi. (IonQ’nun yatırımcıları arasında, Jeff Bezos’un kurucusu olduğu Amazon’un bir yan kuruluşu olan AWS bulunmakta.)
Kuantum bitleri: Bir bit bilginin temel birimidir. ‘Kübit’ ise kuantum- bilgi birimidir.