Sadik Ridvan Karluk
21 Ağustos 2019 Çarşamba
Kanada’dan Gelen Kaz Dağları Mesajı
Yaklaşık 34 yıldır Kanada’da yaşayan sayın Ozbay Menai’den bana ulaşan bir dileği paylaşmaktan memnun olacağım. Çevreye duyarlılığınızdan şüphe etmediğim sizlerle Menai’nin bir anısını paylaştıktan sonra bir ricam olacak.
“Bundan yaklaşık 25 yıl önce bir Cumartesi günü öğle yemeği için bir restorana gidiyorum. Hava güzel artı 14 derece.. Ağaçtan bir dal kırdım, elimde restorana götürdüm. Garson kızlar beni tanırlar, her gidişimde tebessümle karşılarlardı. Üniversite öğrencisi kızlar çiçeği elimde görünce tebessümle karşılamadılar. Balkonda oturanlar da çiçeğe doğru baktılar, anlayamadım. Garsonlardan biri ya da müşterilerden biri telefon etmiş olacak ki 20 dakika geçti, çiçek masanın üzerinde. Belediyeye ait çevre koruma arabası geldi, park etti. İçinden 35 yaşlarında bir adam çıktı, gülümseyerek bana doğru geldi. Masadaki çiçeğe baktı. Nezaketli bir şekilde ‘O çiçeği alıp arabama gelir misiniz?’ dedi.
O zaman anladım. Bu çiçeği dalıyla kırmak yasak. ‘Mahkemeye mi gitmek istiyorsun, yoksa para cezası mı vereyim’ dedi. ‘Ne kadar para cezası’ dedim. Bir metre çıkardı ve dalın boyunu ölçtü. Yaklaşık 40 cm. ‘40 dolar yazacağım’ dedi ve yazdı. Pazartesi günü 40 doları belediyeye ödedim. Kendi ağacının dalına dokundurmayan Kanadalı bizim Kaz dağlarını dümdüz ediyor. Hem doğayı katlediyor, hem de siyanürle altın arıyor, insan sağlığını tehdit ediyor. Bunlar 40 cm ağaç dalı için ceza kesiyor. Bizimkilerde …… bizim dağlarımızı bunlara peşkeş çekiyor. Bizimkiler gelsin, bunların iki ağacını kessin. Yere iki kazma atsın. Ağacı da, kazmanın sapını da …….ar.”
Ozbay Menai, “Kanada Hükümetine, Kanada Büyükelçiliğine, Kanada Sivil Toplum örgütlerine aşağıdaki metni (dilediğiniz uyarlamaları yaparak) yollayabilirsiıniz, bol fotoğraf ekleyebilirsiniz… gruplarınızda paylaşabilirsiniz” diyor. Ben de aynı fikirdeyim. Eğer uygun görürseniz, aşağıda yer alan adreslere gönderebilirseniz, en az Fazıl Say konseri ve Tarkan’ın şarkısı kadar etkili olur kanaatindeyim.
KANADA HÜKÜMETİNE VE SİVİL TOPLUM
ÖRGÜTLERİNE GÖNDERİLECEK MEKTUP VE ADRESLER
Dear Sirs,
I am writing this letter to inform you about a Toronto based Canadian Company Alamos Gold’s actions in Turkey. Recently, there has been a big public outcry about deforestation of the “Kaz Dağları” (Kaz Mountains). This mountain range is of critical importance and a nature wonderland. The current government authorities of Turkey obviously gave license to Alamos Gold.
To date it was estimated that 195,000 trees were cut in these mountains and below pictures should give you some idea of the disaster. People of the region have been desperately trying to stop this carnage. They claim that theirlivelihood is at stake. Kaz Dağları is known with its clean air that many asthma patients come to feel better.
Below please find the points that the CEO of Alamos Gold gave during an interview. He is boasting that the investment they make is only 100 million USD. The estimated earnings from this operation can be as high as 4 billion USD. The people of the region and Turkey will be left with contaminated land and ground water while some take their profits and go away.
These types of licensing cannot be received easily. The Turkish company they set up for this operation is Dogu Biga Madencilik has received so many exemptions including financial and tax related ones from the Turkish government. The below link also shows CEO’s comments during an interview: https://streamable.com/ofied
I now as a fact that such companies cannot behave the way they do overseas. I am very upset seeing these images day after day and the desperate fight people do. As a citizen of the world, I believe each tree and the nature belongs to all of us. We cannot have different standards for different parts of the world. Canada’s forest areas are even bigger than the entire land of Turkey. Think about cutting close to 200.000 trees in Canada! I can probably hear the public outcry all the way from here. So, why a different standard applies to Turkish forests? This is not moral or ethical either. Protection and preservation of nature is a universal value for all of us…or is it not?
Below please find more pictures showing ordinary citizens putting up a fight. They say “forest, soil, water and mercy”. The awareness has been growing and this news has been on the front pages for some time. I am not sure if this may catch your attention. However, I have personally experienced and seen that if a western company did something against people’s will in another part of the world, there is chance that the citizens of that country could change anything.
To enable people to have a voice, that country needs a proper democracy and strong public institutions. As a result, the only way out is to bring the issue home, to Toronto and greater Canada. The concern about nature is universal for all of us. I would appreciate your attention to this matter and similar ones.
Adınız Soyadınız
ADRESLER
MEKTUBUN KONU ( Subject) kısmına;
Toronto based Canadian Company Alamos Gold’s actions in Turkey — yazınız
===================================================
ADRESLER
Kanada Devletinin Çevreden Sorumlu Birimleri
Kanada Sivil Toplum Kuruluşları