Tuncay Mollaveisoğlu / 9 Ağustos 2019 Cuma
Topraklarınıza derebeylerini sokmayın…
Sırtını yemyeşil bir tepeye yaslamış, taş sokakları, meyve bahçeleri, güzel insanları ile Ege’nin inciri gibi altın kasabalarından biri Şirince…Efsaneye göre Şirince’yi ilk keşfedenler zorbalıktan kurtulan kölelermiş.
Derebeyi’nin özgür bıraktığı insanlar yollara düşüp doğasına, havasına hayran oldukları yöreyi yurt yapmışlar. Ancak sertliği ile meşhur Derebeyi’nin ziyaretinden çekindikleri için soranlara, “‘çirkince’ bir tepeye yerleştik” diye anlatmışlar…
İlk yerleşenler köyün güzelliğini, ismini “Çirkince” koyarak saklamaya çalışmış… yıllar içinde adı Şirince’ye dönüşmüş. Derebeyi, kölelerinin yerleştiği köyü buldu mu bilinmez ama onun yağmacı torunları Şirince’deki mermer ocaklarını keşfetmiş! Dozeri, kepçesi, kamyonu ile yeni dünyanın derebeyleri, köyün kapısına dayanmış.
Şirince ayakta!…
Tarımın yanında turistik bir köy olarak da dünyaya ün salan Şirince’yi nasıl mahvederiz diye düşünseler, bundan daha iyi bir “çözüm” bulamazlardı! Şirince, Selçuk’a bağlı… Selçuk’ta CHP, AKP ve MHP’li belediye meclis üyeleri ve sivil inisiyatifler, mermer ve jeotermal projelerinin karşısına dikilmiş.“Şirince’nin geleceğini koruyacağız” sözünü veriyorlar.
Olayı Meclis’e taşıyan CHP milletvekili Murat Bakan ise; “Gezi Parkı, Cerattepe, Kuzey Ormanları, Hasankeyf, Kaz Dağları, Salda Gölü…Rant ve talan rejimini Şirince Köyü’ne sokmayacağız” diyor. Yalnızca Şirince değil, Kaz Dağları değil… Dünyanın en güzel iklimi ve doğasına sahip Ege’nin dört bir yanı, rantın çölleştiren pençesinde.
Aydın’a bakın… Dağlarından, ovalarından bereket taşıyor.
AKP iktidarı 64 noktada yeni jeotermal tesis ihalesine çıkmış, Efeler’in yüreğine ateş düşmüş.“Önce toprağımız ve suyumuz zehirlenecek ardından tarım ve hayvancılığımız bitecek” diyerek meydanlarda toplandılar.Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay; “Enerjiye değil, incirimizi, kestanemizi, zeytinimizi, insanımızı yok eden vahşi üretime karşıyız” diyor. Kurulmuş olan 35 santrala dikkat çeken Atay; “Siz daha çok kazanacaksınız diye halkımızı kanser edemeyeceksiniz” sözünü veriyor. Aydın’da faaliyette olan Jeotermal Enerji Santralları’nın (JES) çevreye verdiği zararı Aydın Tabip Odası takip edip rapor haline getirdi. Hükümetten de santralların doğaya, tarıma etkisi üzerine bir araştırma yapması isteniyor ancak Ankara’da bu çağrıyı duyan yok.
Ege’de; Çanakkale’nin Kaz Dağları’ndan başlayıp Muğla’nın Turgut köyüne kadar uzanan alanda halk toprağına sahip çıkarken, AKP iktidarı her türlü devlet gücü ile küresel şirketler ile yandaşların önünü açıyor.
Ortaçağ’ın karanlık derebeyleri, zorbaları insanlığın en büyük kazanımlarından olan örgütlenme ve dayanışma gücü karşısında yenilgiye uğradı.Demokrasiye inanan, barışı, iyiyi, doğruyu savunan örgütlenmiş gücün karşısında kimse duramaz.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yarın CHP il ve ilçe başkanları ile Kaz Dağları’ndaki yağma ve talan düzenine meydan okuyacak.Aydın’ın merkez ilçesi Efeler’de yapılan JES ihalesine firmaların hiçbirinin katılmaması, örgütlenme gücünün bir yansıması değil mi? Belediye Başkanı Fatih Atay’ın halkla omuz omuza gösterdiği direnç, şirketlerin iştahını şimdilik törpülemiş görünüyor.
Ege direniyor. Köylüsü, kentlisi, genci, yaşlısı… Ta ki; her dönem kılık ve şekil değiştirerek yeryüzünün ve insanlığın tüm değerlerine saldıran derebeyleri vazgeçinceye kadar…