DEVLETİ FETÖ’ye KİM TESLİM ETTİ? * TSK NEDEN PİLOTSUZ KALDI?

Naci Kaptan

SAVAŞ PİLOTLARI NASIL TASFİYE EDİLDİ


Aşağıda emekli “UÇUŞ DOKTORU” lisanslı PSİKİYATR havacı yarbay değerli Semih Dikkat’li Türk hava Kuvvetlerinden pilotlarımızın nasıl tasfiye edildiğini içinde yaşayarak gözlemlemiş ve bu tasfiyelere karşı nasıl direndiğini bu nedenle başına gelenleri yazarak paylaşmış. Bu önemli bir yazıdır. Büyük bir devletin ordusunun nasıl tasfiye edildiğini anlatıyor. Sayın Dikkatli’ye bu değerli yazısı için teşekkür ederim.

Olanların ana sorumlusu bir ABD PROJESİ olduğunu bizzat kendilerinin yazdığı, söylediği AKP’dir . AKP kuruluşunda Türkiye’yi yönetebilecek kadrolara, liyakatli yönetici kadrosuna  sahip olmadığı için Fetullah’ı DEVLET YÖNETİMİNE ortak etmiştir. İşte; “NE İSTEDİNİZ DE VERMEDİK” böyle başlamış ve sonunda TSK’nın ve kamu kurumlarının  çökmesine neden olunmuştur. Devlet yönetmek “sucuk imalathanesi” yönetmek değildir.

AKP-FETÖ ortaklığı 17/25 Aralık 2013 tarihinde aralarında başlayan iktidar mücadelesi ve büyük yolsuzluk kayıtlarının ortaya çıkmasına kadar kol kola ve “Aynı yağmur altında beraber yürümüşlerdi” . Ve 15 Temmuz darbe girişimine kadar YAŞ toplantılarında zamanın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve başbakan R.T.Erdoğan, TSK’dan irtica nedeniyle ihraçları onaylamayarak Fetullah’i askerlerin TSK’dan ihracını önlemişler ve TSK içinde güçlenmelerini sağlamışlardır.

“T.H. Kuvvetleri üzerinde kurulan tuzaklarla ve sahtecilikle sadece 2008-2013 yılları arasında Hava Kuvvetleri’nde 60’tan fazla komutanın sahte sağlık raporlarıyla tasfiye edildiği ortaya çıktı. Pilotlar her yıl girilen pilotaj muayenelerinde gerçeğe aykırı raporlarla uçuştan men edildi. Bazı komutanlar üst sağlık kurumlarından ‘uçuşa uygun’ raporu alsa da düzeltme raporlar çeşitli bahanelerle işleme konmadı.

Hava Kuvvetleri’nde Ergenekon ve Balyoz davaları ile aynı dönemde 50’yi aşkın albay ve 10’un üzerinde generalin tasfiye edildiği ortaya çıktı. Tasfiyeler için bu kez yıllık sağlık muayeneleri kullanıldı. Onlarca komutan, her yıl girilen pilotaj muayenelerinde gerçeğe aykırı raporlarla uçuştan men edildi. Bu yöntemle 2008 ve 2013 yılları arasındaki 5 yıllık süreçte 60’tan fazla komutan hava kuvvetlerinden uzaklaştırıldı.

Sağlık raporlarının gerçeği yansıtmadığı ise bazı komutanların farklı kurumlarda kontrole gitmesiyle ortaya çıktı. Ancak, Hava kuvvetleri raporlara itiraz eden askerlere sahip çıkmadı. Bazı komutanlar üst sağlık kurullarından “uçuşa uygun” raporu alsa da düzeltme raporları çeşitli bahanelerle işleme konmadı. Konu Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne bile taşındı. Mücadele eden komutanlara sahip çıkılmadığını gören savaş pilotlarının motivasyonları kırıldı. Onlarca komutan malulen emekliye ayrıldı.”

Tüm bu yapılanlar bir DEVLETİN TASFİYE PROJESİDİR. Bir Devleti çökertmek fiilini ancak başka bir DÜŞMAN DEVLET veya düşman devlet yerine geçmiş olan ve yönetilen oluşumlar yapar. Buna da “CASUS BELLİ” diyebiliriz.

“KESER DÖNER SAP DÖNER…..” 

Naci Kaptan / 17.07.2019


Dr.Semih Dikkatli / 7 Temmuz 2019

TSK NEDEN PİLOTSUZ KALDI?


TSK neden pilotsuz kaldı? Mini bir otobiyografi…
Ben GATA mezunu ve oradan emekli olma şerefine nail olmuş bir Emekli Hava Tabip Yarbayım. Uzmanlık alanım Psikiyatri olsa da ayrıca bir de “Uçuş Doktoru” unvanına sahibim. Okuldan mezun olduğumda ilk görev yerim, Balıkesir 9’ncu Ana Jet Üs Komutanlığıydı.

Oradaki iki buçuk yıllık görevimde savaş uçaklarımızla uçma imkânım oldu ve en çok da helikopterlerle uçtum. Bazı pilotlarımızın şehit olduğuna şahit oldum, bazılarını Ege’nin sularından sağ salim kurtarma şansım oldu. Ege üzerinde onlardan habersiz sinek uçamazdı. Hepsi her an harbe hazır müthiş pilotlardı.

UH-1H helikopterleriyle birçok arama kurtarma görevine ve tatbikatına katıldım.  Bosna Savaşı sırasında altı ay İtalya’da NATO üssünde çeşit çeşit uçak ve helikopterlerin pilotlarının sağlıklarıyla ilgilendim. F-16 filomuzun pilotları o sırada havada 2-3 kez yakıt ikmali yapar, 8-10 saat havada kalırlardı. Aşağıda füze tehdidi varken bile tek saniye tereddüt etmezler, kimsenin uçak indirip kaldıramadığı hava koşullarında çekinmeden uçuş yaparlardı.

Birçok NATO tatbikatında Türk filolarının doktorluğunu yaptım. Onların diğer ülke pilotlarından hem atış hem de yetenek açısından ne kadar üstün olduğunu gördüm.

Tüm bu görevlerim sırasında hep hava pilotlarla çalıştım. Ardından önce 1997 yılında,  sonra da 2000 yılında olmak üzere Güneydoğu bölgesinde 4 yıl çalışma şansı buldum. Bu sırada çeşitli görevlerle Kara Kuvvetlerimizin kahraman ve cesur pilotlarıyla bölgede birçok kez uçma onurunu yaşadım. Eller tetikte, her hava ve görüş şartlarında uçan, dağların tepelerine inen, çatışmaların ortasından korkusuzca yaralıları almak için kelle koltukta mücadele eden bu kahramanlara saygı duydum.

Ardından önce Etimesgut Asker Hastanesinde pilotaj muayenelerine katıldım. Uçuş Doktoru bir psikiyatr olarak onların ruh sağlıklarının uçmalarına uygun olup olmadığı kararlarını verdim. Uçuş heyetinde bazı durumlara itiraz ettim ve hiç alışılmadık bir biçimde bir buçuk yıl sonunda Sağlık Komutanlığının kapanmış bir şubesinin olmayan masasına atandım. Aslında bir nevi açığa alındım.

Bu atamaya sözlü olarak yaptığım itiraz sonrası, ilk atama döneminde, bu seferde yeni kurulan bir şube olan Rapor Şube Müdürlüğüne atandım. Kurulan bu şube için nedense o zamanki sağlık komutanı bir yer tahsis etmedi. Üstelik ne masa ne sandalye ne bilgisayar, bir toplu iğnemiz bile yoktu. Çeşitli birliklerden şubeye atanan birkaç doktor, sağlık sınıfı subay, sivil memur ve sağlık astsubayından oluşan bir ekiple ortada kalmıştık.

Lafın özü çalışmamız istenmiyor gibiydi. Ancak bazı değerli komutanlar sayesinde yoktan bir şube yarattık. TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği, TSK Personeli Sağlık Muayene Yönergesi, PDR Yönergesi ve birçok uygulama emirleriyle çalışmalarımıza başladık. Bir üst onay makamı yarattık.

Bu çalışmalarımız sırasında, tek hekimli askeri öğrenci alım muayeneleri sırasındaki bazı saçmalıkları tespit ettik ve tek hekim muayenesinin kontrol muayenesini de aynı hekimin yaptığını gördük. Bu saçmalığı durdurmak için yaptığımız çalışmalarla askeri öğrenci adaylarına kontrol muayenesi kurumunu getirdik.

Ancak sağlık sistemindeki gariplikler son bulmuyordu. Tam sağlam cıva gibi askeri öğrencilerin saçma raporlarla elendiğini ama kanser olmasına rağmen bazılarının mezun edildiğini gördük, itiraz ettik. 6136 sayılı ateşli silahlar kanunu ve yönetmeliği mazeret gösterilerek neredeyse ordunun yarısının silahının elinden alınabileceği bir dönemde adli müşavirliğin desteğiyle bu vartayı atlattık i o zaman adli müşavir  Ergenekon davasından yıllarca hapis yatan Hıfzı Çubuklu tümgeneraldi ve Sağlık Komutanı da Necati Özbahadır gibi cesur bir komutandı-.

Hava Harp Okulları öğrencilerinin sağlık yoluyla yaşadığı gariplikler için mücadele ettik. Sonra bu FETÖ denilen alçakların birçok kara pilotumuzu sağlık gerekçeleriyle harcamak için nasıl uğraştıklarını gördük. “Pilotaj Görevine devam edemez” raporu düzenlenen pilotlarımıza, binlerce saat uçuşun ardından işitmelerinde oluşan kayıp için “rahatsızlığı askerliğin sebep ve tesiriyle meydana gelmemiştir” raporu verdikten sonra bu kahramanlarla dalga geçerek “nereden bileyim kulaklarını diskoda sağır etmediğini” diyen doktorlar gördük.

Bu hadiseyi yine genelkurmay adli müşavirliğine yazdığımız ayrıntılı bir yazı ve onların da desteğiyle atlattık ve pilotlarımızı görevine iade ettik.

Sonra kardiyoloji kliniklerinde elenen pilotlarımızın elenmesinin önüne geçmek için çaba sarf ettik ve birçok raporu kontrol muayenesine göndererek pilotlarımızın göreve iadesini sağladık. -Onlara haksız ekolarla tanılar konulduğunu, ilaç verilerek verilerinin bozulduğunu sonradan öğrendik-.

Tüm asker hastaneleri sağlık kurullarını çeşitli defalar denetledik ve birçok sahte raporu tespit ederek sorumlularını adalete teslim ettik. Sonra ne mi oldu? Sağlık Komutanlığı Kurmay Başkanı Kurmay Albay Mustafa Uluçakar’ın öncülüğünde askeri sağlık sistemindeki FETÖ uzantıları hakkında rapor hazırlama işine giriştik ve karşılığında Uluçakar Albay emekli edildi ve ben de rapor şubeden GATA’ya atandım.

GATA’da psikiyatri kliniğinin heyet üyesi olarak göreve başladım ve burada, bazı meslektaşlarımla verilen bazı atama raporlarının, sınıf değişikliği raporlarının tuhaflıklarını fark ettik ve heyette kuş uçurmaz hale geldik ve tabii ki sonuç olarak bazılarımız heyetten uzaklaştırıldık. -O sırada Ergenekon kumpasıyla tutuklanan Nejat Bek Korgeneralin çok değerli oğlu, çok iyi bir nörolog olan Semai Bek heyetin çok dikkatli bir üyesiydi ve onun başına gelenler de ortadadır-.

Bu arada sağlık kurulları aracılığıyla birçok subay astsubay tasfiye edilmeye çalışıldı ve benim gibi birçok vatansever askeri doktor onlara direndi. Evet aramızda FETÖ’cü şerefsizler vardı ama sistemin içinde harika doktorlar da vardı. Şimdi sistemde ne pilotlar ne de doktorlar kaldı. Okullarımız kapatıldı ve şimdi emekli pilotları tekrar kazanmaya çalışıyoruz.Yazık ki ne yazık…

Çok geç olmadan Harp Okullarını, askeri liseleri, GATA’yı ve asker hastaneleri açmazsak daha çok emekli askerlerden yardım isteriz. Bu arada eminim benim gibi birçok askeri doktor, askeri pilot ve diğer tüm branşlardan rütbeliler devleti için her an göreve hazırdır…

Bugün çeşitli vesilelerle, yakından tanıdığım kahraman pilotlarımızı anmak istedim. Bu vesileyle tüm hava şehitlerimizi saygıyla anıyorum. Ruhları şad, gözleri ufukta olsun…

Semih Dikkatli / Emekli Hava Tabip Yarbay
Uçuş Doktoru ve Psikiyatri Uzmanı


T C BURHAN SAVAŞ / 17.07.2019

Ne namussuz Fetoymuş bu Arkadaşlar.
Şeytan bunların yanında kör , topal , sağır bir acınacak yaratık olabilir. Ben de Kayseri Tayyare’de çevirdikleri dümenle herkesin titrediği Komutan’ı Silivriye tıkmalarındaki güçlerine pes dedim. Bunu beceren , daha sonra Ortaasya’ya kaçan Feto eğitimli truva atı 2 assubay üstçavuş.

Üs’te onlarca subay var. Her gün 8-10 subay assubayla Üs didik edilerek nöbet tutuluyor. Ama, 2 truva atı fetöcü assubay 1000 işçi çalışan geçmiş başarıları ile ünlü Askeri fabrikayı darmaduman ediyor.
.
TSK NASIL TÜM KUVVETLER’de bu duruma düşer. Demek Atatürksüz yıllarda her muvazzaf ve Yd.Sb.ın gözü önünde ne gafilliklere göz yumulmuş , sert , olmazsa olmaz disiplin yaptırımlarına özellikle komutanlar göz yummuş.

Hava kuvvetlerinde pilotluktan elenen çok büyük sayıda subaydaki psikolojik
çöküntünün ben bu fetuya yol açan ortamı büyük ölçüde yarattığını düşünüyorum.  Assubay Subay ilşkileri de birçok uygulamada problem doğuruyor. Kayseri Tayyare’de 1.5 yıl yaptığım Yd.Sb. Mühendislik hayatımın en gururlu günleri.
.
İnanılır gibi değil bu fabrikayı 2 feto assubayı nasıl çökertir.
.
TSK’NIN AYAKTA KALAN ÇOK SAYIDA HER SINIF VE RÜTBEDE PERSONELİ,ve TESUD gibi emekli çatısında birbirleri ile daha sıkı buluşarak beyin fırtınaları yapmalı,
ESKİ KIRGINLIK ve HATALARI da bir kenara , olan olmuş , mantığı ile tamamen
geçmişe gömmeli,EFSANE TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ’ni yeniden , daha bile güçle özellikle SİYASİ İSLÂMCI ALÇAKLARIN önüne koymalıdırlar.
.
Ve de Siyasal İslâmcı tek haine bile kapısını asla açmamalıdır , bi daha !.
.
Ve bişey önemli. Tüm askeri birlik olan kent ve kasabalarda Belediyeler gün 24 saat inceleme altında tutulmalı, Türkiye doğu ve güneydoğuda esas yılanbaşların ikamet ettiği Devrim Yasası’na rağmen açık olan Medreseler’e çok ama çok dikkat edilmeli.


BENİM NET TESBİTİM ;
BU MEDRESELER YÖREDEN TOPLADIKLARI ÇOCUKLARI VAKIFLAR VE PEK ÇOK DİĞER DEVLET BURSLARINA SIZDIRARAK HUKUK , SİYASAL , FEN DALLARINDA ÜSTÜN EĞİTİM YAPAN FAKÜLTELERDEN MEZUN EDİYORLAR 60- 70 YILDIR.
.
YANİ FETO METO TARİKAT CEMAAT MÜRİDİ OLAYI ÇOK KÖKLÜ BİR GEÇMİŞE SAHİPTİR. İMAM HATİPLE DE ÇOK İLİŞKİSİ YOKTUR. ZATEN , MEDRESELER İMAM HATİPLERDEN NEFRET EDER. BİRBİRLERİNİN RAKİBİDİRLER.

MESELÂ , FETO MEDRESELİDİR. İMAM HATİPLİ TAYYİBLE MİLYON YIL GEÇSE BELLİ BİR KADEMEYE KADAR UZLAŞIR, SONRA BİRBİRLERİNİ YERLER. 2013’TE OLAN , 15 TEMMUZ 2016’DA OLAN BUDUR.

This entry was posted in Fetullah Gülen, İHANET VE YABANCI YANDAŞLAR, TSK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *