Odatv.com / 24.06.2019
Sabahattin Önkibar
Kaybeden Binali Yıldırım değil,
asıl kaybedeni söyleyeyim
Baştan belirtelim, İstanbul seçimlerinin mağlubu Binali Yıldırım’dan ziyade Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli’dir, niye mi?
Seçimle ilgili strateji ve taktikleri onlar belirledi de ondan!
Bunlar önce “Beka” deyip, sonra İmralı’ya sığındılar ki, Binali Bey bunu muhtemelen yapmazdı. APO ile kardeşi Osman Öcalan’dan seçime iki gün kala himmet dilemek, yenilen vurgunun en önemli nedenidir. Zira MHP’li ya da ülkücü seçmen bunu gerçek zillet olarak görmüş ve tepkisini sandığa taşımıştır.
Seçimin en büyük kaybedeni olan Tayyip Erdoğan’ın hataları şunlardı:
SİYASET MÜHENDİSLİĞİ VE TÜKENİŞ
17 yıllık iktidarını büyük ölçüde siyaset mühendisliği ve alternatifsizliğe borçlu olan Erdoğan, bu sefer kurduğu oyunu tutturamamış ve büyük bir vurgun yiyerek siyasi tükenişe yelken açmıştır.
Yanlış siyaset mühendisliğinin yanı sıra verilen mağrur- tek adam fotoğrafı ile ekonomi ve dış politikadaki çöküşler kaybına sebep olan diğer başlıklardı.
Keza popülizm, inanç istismarı ve tehdit salma görüntüleri, alınan mağlubiyete katkı sağlamıştır.
Bunlara ilave olarak, Tayip Erdoğan artık Türk insanı için geleceği temsil etmiyor, zira o bağlamda bir mesajı ve duruşu yok. Evet, Erdoğan bugün hayal kurduran değil, korkulan bir siyasi portredir. Buna mukabil, seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu tam tersi imajdadır.
İmamoğlu’nun başarı sırrı, siyasete barış ve uzlaşma dilini getirmesinin yanı sıra, yarınlara umut pompalamasıdır.
SİYASİ KANAMA VE AKP’DEN KOPMALAR
İstanbul seçim sonuçlarının kanıtladığı bir başka husus, Tayyip Erdoğan’ın sol bir adayla değil, her kesimden oy alabilecek bir adayla yenilebileceğinin görülmesidir. Bu noktada Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu kutlamak gerekiyor, zira hem Ekrem İmamoğlu hem Mansur Yavaş’ı CHP örgütlerinin muhalefetine rağmen riske girip aday yapan odur.
Büyük bir farkın oluştuğu seçim sonucu hakkında verilecek genel hüküm ise, Tayyip Erdoğan’ın siyasetinin sonudur, zira İstanbul, Erdoğan’ın adeta varlık kalesiydi… Siyasette yaralandığınızda kanamayı durdurmanın imkanı yoktur ve bunu yakın geçmişte ANAP ile DYP olayında gördük. Hele hele AKP’den kopmaların beklendiği bir süreçte iktidar partisi ile liderini çok çok çetin günler beklediği vakıadır.
ERDOĞAN NASIL GİDECEK?
Her ne kadar kağıt üzerinde seçime daha çok varsa da, görünen, önümüzdeki bir yıl içinde Erdoğan’ın erken seçime mecbur kalacağıdır. Zira iktidar partisinin parlamentoda çoğunluğu yitirmesi bile ihtimaldır. Keza ekonomik koşullar ve sokak Erdoğan’ı buna zorlayacaktır.
Bu arada Tayyip Erdoğan’ın yakın bir gelecekte Bahçeli ile APO ya da yeni açılım arasında bir tercihe gideceği kesindir, ki çöplüğe atılacak olan Bahçeli gibi görünüyor.
Nihayetinde Tayyip Erdoğan artık siyasi yaşamının son evresinde görünüyor. Gidişi nasıl olacak, işte o bundan sonraki en önemli soru ve sorun budur.