T C BURHAN SAVAŞ
24.04.2019
Bu Akkuzuluk Köyü Olayı , 1930’daki Menemen Olayı fotokopisidir.Bu güruhun saha davranışı , tıpkı Menemen’deki gibi gezici oldukları ve bir şeyh tekkesinde eğitildiklerini gösteriyor.
.
Danıştay Cinayeti meczupları da cinayet sırasında onlara görünmezlik (!!) yeteneği kazandıran Okmeydanı’nda yaşlı Bulgaristan göçmeni şeyhlerinin mekânından Ankara’ya cinayet işlemeye gitmişlerdi.
.
1930’dan beri Memleket’te Aydınlanma Düşmanı ticaniliğin , yobazlığın dibinin , şeyh emri ile her çılgınlığın potansiyelinin 1 milim geriletilemediğini gösterdi.
.
Bu tesbiti yapmayan , özellikle iyimserlikte gaflet boyutu ile yaşayan ‘’Cumhuriyet’’ savunucularına ,her türden önleminizi alın , derim.
.
Atatürk’ün ÖZEL İSTİHBARATI ; Olay’ı 1 haftada İstanbul’dan ( Boğaz Nakşi Tarikatı) tezgâhlandığını icraatın Erbili Tarikatı ( mehmet ali erbil’in dedesi) tarafından son derece gözükara olarak sahaya yansıtıdığını ortaya çıkarmıştı.
Kılıçdaroğlu Akkuzuluk veya 2019 Menemen Olayı bağlantısı iktidar tarafından asla ortaya çıkarılmıyacak ,bir Milli Hükümet Dönemi’ni bekliyecek.
.
T.C. Burhan
Habip Hamza ERDEM
Wednesday, April
OSMANIM II
Kemal bey Kılıçdaroğlu’na Çubuk’ta saldıran herifin adı ne ?
Osman Sarıgül.
Hangi ‘Parti’ye kayıtlı?
Alaca Karanlık Partisi’ne..
En son işi ne imiş?
Hırsızlık.
Güzel.
Yalan söyler miymiş?
Polis ve mahkeme tutanaklarına bakın yeter..
Tipik bir AKP’liymiş vesselam.
Bu ölçütlere bakarak, onun daha ‘melanet’ işler yapabileceği kestirimini yapabiliriz.Bu ‘tip’ler, ellerine fırsat geçse, milletvekili ve belediye başkanı da seçilebilirler; bakan, başbakan ve cumhurbaşkanı da olabilirler.
Asker olup, Meclis’i de bombalayabilirler.
Yargıç ve savcı olup, suçsuz insanları hapislere de tıkabilirler.
Gazetecei ve yazar olup, hep karayı ak diye göstermeye çabalayabilirler.
Kitlelerin üzerine Toma ya da tanklarla yürüyebilirler.
Türkiye’yi bırakıp, komşu ya da değil, yabancı ülkelere de saldırabilirler.
Emperyalizmle işbirliği yaparak kendi ülkelerini de satabilirler.
Analarını, bacılarını da satabilirler.
Bunların kancıkları, ‘başörtülü bacı’ olup, her türlü şirreti içlerinde barındırıp, kamu araçlarını taşlayıp, gerekirse komşunun evini yakmaya çabalayabilirler.
Bunlardan her şey ama her şey beklenir.Ancak ve ne var ki, yalan ve iftira ile, riya ile, takiye ile hep karşısındakileri suçlarlar.Zeytinyağı gibi hep üstte kalmaya çabalarlar.
Nereye kadar diyecek olursanız…‘Namuslu insanların en az namussuzlar kadar cesur olabilecekleri gün’e kadar diyelim.Ee peki bu ne zaman olur diyeceksiniz doğal olarak.
Başka hiç kimse değil, evet evet, sadece ve yalnızca Kemal bey Kılıçdaroğlu’nun zerre kadar ‘cesaret’ örneği gösterdiği gün olabilir.
‘Vatandaşımız kızmış tokat atmıştır, beni onu bağışlıyorum’ denecek olursa, sıra sokaktaki sıradan vatandaşımıza gelecek demektir.
Efendim ‘demokrasi-memoktasi’..
Soytarılığı bırakmanın zamanıdır.
Daha önce yazmıştım yineliyorum, ‘terör’ Fransız Devrimi’nin en kutsal dönemidir.Devrim karşıtı olanlar, başkalarını hep ‘terörist‘ olarak suçlamışlardır.
Mustafa Kemal’e de ‘terörist’ denilmiştir.
Deniz Gezmiş’e de, Mahir Çayan’a da, Sinan Cemgil’e de…
Şimdi de CHP’lilere ‘terörist’ deniyor ve hatta İyi partililere de..
Saadet ve Demokrat Partililere de.
Terörist olmayanlar hangileri denilecek olursa, yukarıdan beri anlatmaya çalıştık; hırsız, yalancı, riyakâr, alçak ve namussuz olanlar…
Milletvekili, belediye başkanı, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı, savcı, yargıç, gazeteci, yazar, profesör (!), imam, müftü ve Diyanet İşleri Başkanı olabilenler…
Osman Sarıgül ve tüm Boynukalıngiller de denilebilir.
‘Huzur Ortamı’nı bozmayalım deniyor.
Ne huzuruymuş, kimin huzuru?
Sekseniki milyonda huzur mu kalmış?
Birkaç yüzbin kişinin huzuru ise ‘ülke huzuru’ değildir, ‘millet huzuru’ değildir, ‘Devlet’in bek’ası’ hiç değildir.Şimdi canalıcı soruyu soralım; ‘gerçek huzur’u istiyor musunuz istemiyor musunuz?
Lafı dolandırmanın gereği yok; çünkü bu kadar basit.