Barış Terkoğlu / 08.04.2019
Komando İbrahim’in acıklı öyküsü
Albayrak’ın İstanbul işleri
Şimdi ne Tanrı ne din ne de yıkmak istedikleri Cumhuriyet.
Tek yıkılmaz tabuları var: Patron ve parası.
Gazetelerinde herkesi eleştirebilirsiniz. İşverenler aleyhindeki fısıltınıza işaret parmaklarıyla sus işareti yaparlar. Nereye gitti Yeşilçam’ın yoksul evlerden yeşeren filmleri. Şimdi onların televizyon dizilerinde, saray evlerdeki topuk seslerinin yankısından konuşulan replikleri duyamıyoruz.
Karagül, girdiği son İstanbul savaşının sahibini,
Yeni Şafak’ın patronu Albayrak Grubu’nu yazabilir mi?
Aldıkları İstanbul metro ihalesini anlatabilir mi? Yasalar delinerek bir seçim öncesi damatlarına verilen VIP otobüs ihalesini irdeleyebilir mi? İSKİ’nin ve İGDAŞ’ın sayaç okuma işlerinden, belediyenin araç kiralama ihalelerinden söz edebilir mi? 169 villalık Hilal Konakları’ndan ya da 121 villalık Başakşehir Villaları’ndan bahsedebilir mi? Halkalı’daki Güneş Park ya da Esenler’deki Kemer Park…
Binlerce konutluk inşaat projelerinin maliyetini hatırlatabilir mi? Bayrampaşa Ticaret Merkezi ya da İETT Ayazağa Garajı inşaatını? İstanbul’da katlı otopark ihaleleri alıyorlar, hastaneler inşa ediyorlar. Belediyenin reklamlarını kapıyor, binlerce gazetelerini satıyorlar.
Albayraklar’ın kırık dökük bir otobüsle başlayıp holdinge uzayan hikâyeleri hep İstanbul Belediyesi ile kesişiyor. Belediye yolsuzluklarında “olağan şüpheli” oluyorlar. Mustafa Albayrak, 2001 yılında, yani AKP iktidarda bile değilken DGM’de verdiği ifadede ne demişti: ‘‘1994 yılından bu yana Büyükşehir Belediyesi’nden 33 ihale aldım.”
Sonraki yılları siz düşünün. Sadece damatlarının, bir yılda, bir şirketiyle, belediyeden 250 milyonluk ihale topladığını biliyoruz.
Gülen’in Yeni Şafak’taki fedaileri
15 Temmuz’un ardından “Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Fıkhını Anlamak” isimli kitabını savcılara anlatan yazar Yeni Şafak’ta. Pensilvanya’ya el öpmeye giden öbürü de Yeni Şafak’ta. FETÖ’nün Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı yöneticisi de Yeni Şafak’ın kalemi. Ama 31 Mart’ta sandığa gidenler terörist, öyle mi?
Ülkemizin her fikirden yurttaşının emperyalizmi sorgulamasından, bağımsız bir ülke istemesinden mutlu oluruz. Ama Albayrak’ın ihaleleri vatan değildir. Albayrak’ın otobüsleri ordu değildir. Samson girdiği savaşın sonunda kendisiyle birlikte herkesi yok etmişti.
Keşke İbrahim Karagül patronunun kapısını çalsa. “Sizin ihalelerinizin fedailiği için taşıdığım bu komando kıyafeti bana artık dar geliyor” dese. Kapıyı çekip çıkarken masanın üzerine de bir tutam saç bıraksa. İpek takım elbiselerinden, lüks arabalardan, deri koltuklardan başka kaybedeceği bir şey yok. Kazanacağı bir dünya var.