Türk üniversiteleri Dünya sıralamasında nerede ?
Kamu üniversitelerinden ilk 500’e giren Üniversite yok .
İngiltere’nin başkenti Londra merkezli yükseköğretim derecelendirme kuruluşu Times Higher Education (THE), ‘Dünya Üniversiteleri Sıralaması 2019’u açıkladı. Listede 23 Türk üniversitesi yer aldı.
Kurumlar öğretim kalitesi, araştırma etkisi, endüstri bağlantıları ile uluslararası görünüm kriterlerine göre sıralandı. Türkiye’den en iyi dereceyi 351-400 sıra bandıyla Sabancı Üniversitesi elde ederken, Koç Üniversitesi 401-500; Bilkent, Boğaziçi ve Hacettepe üniversiteleri 501-600 sıra bandına yerleşti. Dünyanın en iyisi ise yine Oxford oldu. Cambridge ikinci; Stanford üçüncü, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) dördüncü sırada yer aldı.
10’U YERİNİ KORUDU
Bu yıl Çukurova ve Bahçeşehir üniversiteleri listeye girerken, geçen yıla göre dokuz yükseköğretim kurumu sıra kaybetti. 10’u konumlarını korudu. Sadece Hacettepe ile Anadolu daha iyi performans gösterdi. İlk üç sıradakilerin dışında Türk üniversitelerinin 2019 sıralamaları şöyle: İstanbul Teknik ve Orta Doğu Teknik 601-800; Anadolu, Atılım, Erciyes, Gebze Teknik ve İstanbul 801-1000; Akdeniz, Ankara, Bahçeşehir, Çukurova, Dokuz Eylül, Gazi, İzmir Teknoloji, Marmara, Ondokuz Mayıs, TOBB Ekonomi ve Teknoloji ile Yeditepe ise 1000+.
AKADEMİK ÖZGÜRLÜK TÜRKİYE İÇİN HAYATİ
Phil Baty (THE Baş Editörü): Türkiye, uluslararası görünürlük konusunda büyük potansiyele sahip. Araştırma ve yükseköğretimde önemli bir gelişme söz konusu. Buna rağmen bu yıl üniversitelerin çoğu sıra kaybetti. 2019 sıralaması global rekabetin ne kadar genişlediğini gösteriyor. Üniversiteler, izole olarak başarılı ve yenilikçi olamaz. Türkiye’de üniversitelerin dünyaya açık ve akademik özgürlüğe sahip olması hayati. Güçlü yatırımlara ihtiyaçları var. [1]
TÜRK ÜNİVERSİTELERİ NEDEN SÜREKLİ DİPLERE İNİYOR ?
Bunun yanıtını Cumhuriyet gazetesinden Orhan Bursalı veriyor (7 Mart 2019 Perşembe)
“Toplumun cemaatleşmesi, nasıl ve neden” üzerine yazılarıma okur
katkıları da geliyor.. İnönü Üniversitesi’nden bir okur diyor ki:
“Öğrencileri kapma operasyonları birçok tarikatlar eli ile, üstelik üniversiteler yönetimleri eli ile ve artarak sürdüğü gözlemimi aktarmak isterim. Başta Diyanet Vakfı olmak üzere birçok tarikat resmen kampus içinde kayıtlar ve okul açılma döneminde günlerce stant açarak devam ediyor. Hem de üniversitenin resmi öğrenci kulübü imiş gibi yılın her günü faaller. Örnekler;
– Akleden Gençlik Topluluğu
– Birlik Genç Akademi Hanımlar Topluluğu
– Bilinçli Gençlik Topluluğu
– Fıkıh Topluluğu
– Genç Birlik Akademik Topluluğu
– İnsani Değerler Topluluğu
– Kelam Topluluğu
– Kurtuba Topluluğu
– Milli Gençlik Topluluğu
– Üniversiteli Akil Gençlik Topluluğu
Ne yazık ki bunlar bir zamanların bilim, sanat, kültür merkezi
yolunda ilerleyen İnönü Üniversitesi’nde devlet eliyle kuruldu.
Mesela bir haber: Genç Diyanet tarafından belirli aralıklarla düzenlenen ‘Söz Ehlinde’ programlarının bu haftaki konusu ‘Güncel Hadis Tartışmaları’ oldu. İnönü Üniversitesi Mediko Sosyal Tesisleri’ndeki Diyanet Gençlik Çalışmaları Merkezi’nde düzenlenen programa konuşmacı Dr. Öğr. Üyesi Serkan Demir hadisle ilgili İslam âleminde bir farklılaşma, tartışma ve parçalanma olduğunu vurguladı… Bu örnekler artık İnönü Üniversitesinde olağan.”
Kampusu inleten vaazlar
“Akademisyenin tarikata kapılanması konusuna gelince.. Her hafta cumaları üniversite kampusları adeta birer tarikat merkezine dönüşmekte, hoparlörlerden avaz avaz yayımlanan ve nerede ise 1.5 saat süren vaazlarla kampus inletilmektedir. Bir cami yetmedi, 5000 kişilik ikincisinin inşaatı tarikatlar desteğinde sürüyor. Bu esnada adı profesör olan şahsiyetler, belki de bir imam hatip lisesi mezunu birini ağzı açık dinlemekte.” [2]
***
Tarikat merkezi haline getirildiği belirtilen İnönü Üniversitesi işte bu nedenle İLK BİN üniversite arasından dahi yok .Üniversitelerde eğitim seviyesi liselerden bile daha düşük hale getirildi . Bilimsel araştırmalara gereken önem verilmezken yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi Üniversiteleri medreselere çeviriyorlar. Laiklik yok sayılırken din tüm yaşantımıza egemen kılınıyor . Çağdaş akademisyenlere çalışma hakkı tanınmıyor. Üniversite yöneticilerinin ülkenin gelişmesi , çağdaşlaşması ,üniversitelerin bilim ve teknolojide lokomotif olması gibi bir projeleri ve çabaları yok. Tüm bunların nedeni Üniversite yönetimlerinin politize edilmesi ve rektörlerin doğrudan AKP cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atanmasıdır . Bilim ve ilim dinci siyaset eliyle teslim alınmıştır.
Geçmiş olsun Türkiyem
Naci Kaptan / 07 mart 2019