Naci Kaptan / 25.03.2019
Sayın Ayla Çokbudak her zaman olduğu gibi önemli ve toplumsal öğreti veren konulardan yukarıdaki TOBLERON davasını da paylaşmış . Bu dava bana 2008 yılında zamanın Devlet Bakanı olan Abdullah Gül hakkındaki zimmet davasını hatırlattı .
Gelişmiş ülkelerde , ahlaki değerlerin de bizlere göre yüksek olduğunu üzülerek görüyoruz. Bir Tobleron çukulata diyelim ki 5 euro’dur ve bu harcamayı Devletin kartı ile yapan kişi bunu bilerek yapmaz . Fakat bizde aşağıda dökümü olan ve yaklaşık 2 milyarı bulan harcamalar istençle ve bilerek yapılır. Üstelik de inançları gereği Devlet malının , kul hakkının yenmesi haram olmasına rağmen . Ve bu para ancak yargı yoluyla tahsil edilir.
18 Ağustos 2008 tarihli Cumhuriyet gazetesinden ;
Abdullah Gül, özel harcamalarını kendisine bağlı Türkiye
Kalkınma Bankası’na ödettiği için keyfi harcamadan hüküm giymişti.
Refah Partisi’nden siyasete atılan Abdullah Gül, REFAHYOL hükümeti döneminde devlet bakanlığı görevini üstlenmişti. Abdullah Gül hakkında “özel harcamalarını” kendisine bağlı Türkiye Kalkınma Bankası tarafından karşılanmasını sağladığı iddiasıyla, bakanlıktan ayrıldıktan sonra alacak davası açıldı.
Kalkınma Bankası, Abdullah Gül’ün devlet bakanı olarak görev yaptığı 1996-1997 tarihleri arasında yemek gideri 1 milyon 692 bin 225 TL, çiçek gideri 57 milyon 025 bin TL, hediyelik eşya bedeli 83 milyon 539 bin 569 TL, konaklama gideri 11 milyon 750 bin, kartvizit, davetiye ve zarf bedeli 124 milyon 832 bin 500 TL olmak üzere toplam 1 milyar 949 milyon 372 bin 324 TL tutarındaki harcamasını bankaya ödettiği iddiasındaydı.
Mahkeme suçlu buldu
Kalkınma Bankası Teftiş Kurulu tarafından düzenlenen raporda, Gül’ün bankaya ödettiği harcamanın bir bölümünün “görev gereği yapılan resmi harcama” sayılabileceği; 1 milyar 735 milyon 849 bin 824 TL’lik tutarın ise “görev gereği olmayan şahsi ve keyfi harcama niteliğinde” olduğu belirlemesine yer verildi. Bu saptama üzerine 3 ay arayla gönderilen iki yazıyla Abdullah Gül’den bu paranın ödenmesi istendi. Gül’ün kişisel harcama olarak değerlendirilen parayı ödememesi üzerine de harcama tarihinden itibaren yasal faiziyle ile birlikte paranın kendisinden tahsilatı için dava açıldı. Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, Gül’ü suçlu bulmuştu. Mahkeme, harcamalarının 1 milyon 652 bin 310 TL’lik bölümünü şöyle değerlendirmişti: “Şahsi harcaması niteliğindedir. Kişisel ilişkileri ile ilgili bulunmaktadır. Görevin gereğinden kaynaklanmamıştır. Bu bakımdan davalı bizzat kendisi ödemekle sorumludur.”
Mahkeme, 1 milyar 652 milyon liralık tutarın Gül’den yüzde elli faiziyle alınmasına da karar vermişti. Gül’ün kararı temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’ne geldi. Daire yaptığı incelemenin ardından, “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün (Gül’ün kişisel harcamasını bankaya ödettirmesi) onanmasına” karar verdi. Alacak Abdullah Gül’ün maaşından kesilerek alındı.