YAZIYAyorum
Hep merak ederim , Neyi mi ; EMPATİ’yi ;
ÖRNEK HABERLER ŞÖYLE ;
—- Şehir magandası,3 kadını dövdü
Antalya ‘da yemekten dönen 3 kadın, arkalarından gelen Mert K.’nin (22), tekme ve yumruklu saldırısına uğradı. Kadınlardan Burcu Nihan Barshan yoğun bakımda tedavi altına alındı. Baygın halde Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırılan kadınlardan Burcu Nihan Barshan’ın burnu ile kafatasında kırık olduğu, saldırı nedeniyle psikolojisinin bozulduğu belirlendi. Mert K. mahkeme tarafından serbest bırakıldı . Saldırgan dövdüğü kadınlardan davacı olmadığını !!! söyledi…(12 Şubat 2019 BASINDAN)
—- Edinilen bilgiye göre, önceki gün Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube ekipleri daha önce birçok suça karışan şüpheli M.O.’yu takibe aldı. Ali Fuat Cebesoy Bulvarı üzerinde bir minibüse binen şüpheli şahsı izleyen polisler de aynı minibüse bindi. Şahsı takibe alan polis, şüphelinin oturduğu yerde elindeki poşeti perdeleyerek yanında bulunan şahsın cebinden cep telefonunu aldığını gördü. Cep telefonunu alarak cebine koymaya çalışan şahıs minibüs içindeki polisler tarafından yakalandı. 8 adet yankesicilik, 13 adet hırsızlık ve 1 adet uyuşturucu madde satın almak ve kabul etmek suçlarından kaydının bulunduğu tespit edilen M.O., çıkarıldığı adli makamlarca serbest bırakıldı. 25. kez adliyeye çıkarılan zanlı, gazetecilerin “Dün de aynı suçtan adliyeye çıkarılmıştınız, bugün de serbest bırakılınca aynı işi yapmaya devam edecek misiniz?” sorusunu gülümseyerek karşıladı. (07 Ocak 2011 BASINDAN)
—- Şort giyen kadına otobüste tekme atan saldırgan serbest bırakıldı
İstanbul Çekmeköy’de hemşire Ayşegül T.’ye otobüste şort giydiği için tekme atan saldırgan 35 yaşındaki Abdullah Çakıroğlu yakalandı.Abdullah Ç’nin ilk ifadesinde, “Giydiği şort ortama uygun değildi. Bu nedenle sinirlenip hareketi yaptım Her şey islam hukukuna göre oldu” dedi. Çakıroğlu, savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı. (BİRGUN.NET 18 Eylül, 2016)
Yukarıda paylaştığım 3 haberin benzeri binlerce haber vardır. Haberlerin ortak noktası faillerin suç işledikten sonra SERBEST BIRAKILMIŞ olmalarıdır . Suç işlemeye eğilimli kişilerin ıslahı nasıl olacaktır ?
MERAK ETTTİĞİM ŞUDUR ;
Şayet yukarıdaki haberlerin mağdurları , suç işleyenleri serbest bırakan savcı veya yargıçların aile bireylerinden veya eş dost ahbaplarından birisi olsa veya olay kendi başlarına gelse zanlıyı bırakacaklar mıdır ?
KESİNLİKLE SERBEST BIRAKMAYACAKLARINI DÜŞÜNÜYORUM hatta ceza kesecekleri yasa maddelerini en ağırlarından seçeceklerdir. Konu empati meselesidir.
İşte bu nedenle gözaltına alınırken polis tarafından taciz edilen ve aşağıdaki Işıl Özgentürk yazısında PARMAKLAMAK olarak tanımlanan olayın mağduru BAŞ ÖRTÜLÜ BACIMIZ İçişleri Bakanı Soylu’ya göre tacizi hak etmiştir . Bakana göre mağdur “BABASI ve AĞABEYİ” üzerinden her türlü davranışı hak etmektedir. Suçun şahsiliği ilkesi yok sayılmaktadır .Bakan daha da ileri giderek bu olayı TACİZ olarak yorumlayanları ALÇAK olarak isimlendirmiştir. Bakan Soylu’nun tüm açıklamalarında hakaret , baskı ve küçümseme vardır . Soylu hiç bir demokraside görev alabilecek siyasi demokratik kültüre ve olgunluğa sahip değildir . Değil bakan olmak ,kamuda bile görev alması bence doğru değildir.
SORUDUR ?
Mağdur genç kız şayet Bakan soylu’nun yakını veya AKP’nin kaymak tabakasından birisinin veya Polisi korumaya çalışan kadın AKP milletvekilinin kendisi veya yakını olsa idi ACABA ne olurdu ?
Ben yanıtlayayım ; Görevden hemen alınır ve en kısa zamanda memurluktan atılırdı … Benim beklentim zanlının görevden alınması değil , kamu görevlisi SUÇ işlediğinde “benim polisim” denmeden YASALARIN HUKUK DEVLETİNE UYGUN İŞLEMESİ VE YURTTAŞIN ANAYASAL HAKLARININ KORUNMASIDIR.
Naci Kaptan / 24.02.2019
Işıl Özgentürk
isilozgenturk@gmail.com
24 Şubat 2019 Pazar
Milli sporumuz: Parmaklama
Bu ülkede yaşayan başı bağlı, türbanlı, başı açık genç, yaşlı hemen her kadın hayatında en az bir kez parmaklanmıştır. Hele işlerine giderken toplu taşıma araçlarına binenler, şehirlerarası otobüslerde yalnız seyahat edip derin uykuya dalanlar, kalabalık miting alanları ya da sinema kuyruğunda bekleyenler bir kez değil defalarca arkalarında oldukça inatçı ve işini görmek isteyen o ortaparmağı hissetmiş, ne yapacağını şaşırmış bir halde donup kalmışlardır.
İktidar sahiplerinin kızları, kadınları da zengin olmadan, korumalarla gezmeden önce bu ülkenin erkekleri tarafından parmaklanmışlardır. Parmaklama cinsel hayatı eşeklerden, köpeklerden ve seks işçilerinden öğrenen büyük erkek kalabalığı için doğal bir cinsel tacizdir. Hele şimdilerde fırsat buldukları her an pahalı telefonlarından porno film seyretmeye başlayan erkek kalabalığı artık kendini dizginleyememektedir.
Durum budur. Bunu gizlemenin hiçbir yolu yoktur. Ancak ülkede toplum düzenini koruması için kurulan polis teşkilatının çalışanlarının bir kısmının (görevini sadakatla yapanları tenzih ederim) parmaklama konusunda, hatta işi daha ileri götürüp güçsüz ve savunmasız kadınlara tecavüz etme konusunda sicilleri epeyce lekelidir. Bunu artık altı yaşındaki kız çocukları bile bilmektedir. Çünkü iktidar ne olursa olsun tecavüzleri ve tacizleri saklama konusunda el ele tutuşup bir savunma duvarı oluşturma telaşındadır. Öte yandan artık kendini padişahın Şeyhülislamı gibi gören Diyanet Başkanı, taciz ve tecavüzün adeta doğal bir olay gibi görünmesi için fetva üstüne fetva yayımlamaktadır. Diyanet İşleri Başkanı’na, atanmış bir devlet memuru olduğunu bir kez daha anımsatmak isterim. Yani bizim paralarımızla saltanatını sürdürmektedir.
Bu tanımları desteklemek için gelelim bir polisin bir protesto gösterisi sırasında gözaltına aldığı genç kızı açıkça parmakladığını gösteren fotoğrafa. Savunulacak yanı yok. Adamın parmağına değil, yüzündeki ifadeye bakın. Durumu bu. Ama kesmeye ve biçmeye meraklı İçişleri Bakanımız kızın babasının FETÖ’den, kardeşinin başka bir terör örgütünden olduğunu, kızın da bir protesto mitinginde ele geçirildiğini söylüyor. Daha da ileri gidip bunun bir proje olduğunu söylüyor. Yani sözün kısası “bu kız açıkça parmaklanmayı hak etmiştir,” diyor.
Bir başka kadın AKP milletvekili ise “telaştan böyle bir durum olmuştur,” diyerek olaya bir meslek kazası süsü vermeye çalışıyor. Bu arada parmaklanan genç kız bir avukatın “yüzünüzü gizleyin” uyarısına “benim itibarım değil, polisin itibarı zedelenmiştir” diyerek başında türban yüzünde vakur bir ifadeyle olayı anlatıyor. Kendisini (Merve Demirel’i ) bütün hemcinslerim adına kutlamak istiyorum. Ancak genç kızımızla röportaj yapan Artı-gerçek muhabiri Derya Okutan apar topar gözaltına alınıyor ve evi talan ediliyor. Yani devlet parmaklamayı kabul ediyor ama ceza bunu anlatan genç kıza ve kadın muhabire kesiliyor. Kabataş yalanından ders almayanlar, olayı çevirmeye çalışıyorlar.
Sadece kadınlar parmaklanmıyor, kim ki, doğruyu söylüyor, kim ki bu halkın doğru haber alması için ya da daha eşitlikçi, hukukun tüm normlarıyla uygulandığı bir ülke için çalışıyorsa, iktidar onları sırayla parmaklıyor pardon (parmakla gösteriyor.). Örneğin İstinaf Mahkemesi görülmemiş bir hızla davranıp dostlarımızın, arkadaşlarımızın (Güray Öz, Musa Kart, Emre İper, Bülent Utku, Önder Çelik, Hakan Kara ve Mustafa Kemal Güngör) biraz daha içeride yatmasına karar veriyor. Osman Kavala ve on beşe yakın kişi için de mahkemeye Gezi olaylarıyla ilgili bir iddianame sanıklara ağırlaştırılmış müebbet isteğiyle mahkemeye sunuluyor.
Şunu söylemek isterim; artık içeri girmek, işinden atılmak insanları korkutmuyor. Çünkü bez poşet ve üç kuruşluk çay dağıtan, tanzim satış noktalarında birer kilo domates, patates alabilen halk usuldan kendinin parmaklandığını hissediyor. Ve tanzimlere ilk günlerdeki talep şimdilerde çok azalmış, birkaç tanesini gezdim oradan biliyorum. Birilerinin iktidara bunları söylemesi gerek. Bir de Kılıçdaroğlu’na iyi bir danışman gerek.