Emre Kongar
ekongar@cumhuriyet.com.tr
15 Kasım 2018 Perşembe
Baltanın sırrı Mısıroğlu’nda
Sonunda Atatürk’e baltayla da saldırıldı…
Hem de Atatürk tarafından özgürleştirilen bir kadın tarafından!
Diyanet İşleri Başkanı olan Profesör unvanlı zâtın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “hocam” diye hitap ettiği, Kurtuluş Savaşı için “Keşke Yunan galip gelseydi, ne hilafet yıkılırdı, ne şeriat yıkılırdı” diyen Kadir Mısıroğlu’nu, tam Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü öncesinde, 9 Kasım günü ziyaret etmesi ile başlayan olaylar tırmanıyor:
1) Diyanet İşleri Başkanı olan zâtın, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığıyla maruf Kadir Mısıroğlu’na resmi elbiseleriyle yaptığı ziyaret, 10 Kasım günü medyaya yansıdı.
2) Edirne’de 10 Kasım Atatürk’ü anma töreni sırasında tören alanına gelen E.Ş. isimli kadın, “Atatürk ilah değildir, Allah’ın kanunları var. Atatürk Batı’nın kanunlarını getirdi” diye bağırmaya başladı.
3) Erciyes Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekan Vekili olan, Harf ve Kıyafet Devrimlerine karşı bir profesör, “Her şeyden önemlisi Türk’ün 1000 küsur yıl tabi olduğu Allah’ın ahkâmını ecnebi kanunlarıyla değiştirdi” dedi.
4) Şapka devrimine karşı olan bir bilek güreşçisi de “O sizin atanız değil, taştan yapılmış bir heykel” dedi.
5) Edirne’deki kışkırtmayı yapan kadına Hüda-Par ve Hizb-ut Tahrir gibi örgütlerden destek geldi.
6) Bu olaylar vesile edilerek Sosyal Medyada müthiş bir Atatürk karşıtlığı kampanyası başlatıldı.
7) Ve son olarak da Çorlu’da bir kadın, Atatürk heykeline baltayla saldırdı.
***
Ne oluyor diye soranlara yanıtı “Şu Şeyhülislam’ın beni ziyareti var ya tarihi bir hadisedir” diyen Mısıroğlu verdi:
“Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin en itibarsız adamıydım. Beni görüp de yolunu değiştiren ahbaplar biliyorum. Bir yatakta yattığım talebelikte arkadaş, bakan oldu beni tanımadı. Birisi tanıştırdı. O da hâlâ hayatta. Bunları hep gördüm. Şimdi de Reisi Cumhur ziyaretime geliyor. Hele hele Diyanet İşleri. Şeyhülislam geliyor ziyaretime.Ben vebalıydım. Kemal ilah. Ona karşı laf söyleyen birisini nasıl ziyaret edersin?”
Bu sözlerde, sanki Atatürk’e ilah diyen varmış gibi, Sosyal Medyada sürdürülen “Atatürk ilah değildir” kampanyasının da nereden kaynaklandığını da görüyoruz.
Masum “başörtüsü”nü, Doğramacı’nın koyduğu isimle “türban” adı altında “sıkmabaş”a dönüştürerek siyasallaştırılan ve baltalı saldırı çılgınlığına kadar yol açan bu Atatürk/ Cumhuriyet ve Demokrasi karşıtı ortam, Mısıroğlu’nun dile getirdiği siyasal atmosferdir. Son 16 yılda yoğunlaşan bu siyasal atmosfer:
1950’den beri Cumhuriyet’in ve Çağdaş Demokrasi’nin altını oyan Din/Tarım toplumu kalıntılarının emperyalistlerle işbirliği yapan siyasal liderleri… Demokrasiyi askıya alan 12 Mart ve 12 Eylül Askeri Darbeleri… Ve onlar tarafından hem geri bıraktırılan hem de kışkırtılan kitleler tarafından yaratılmıştır.