Reşit Galip ya da Mustafa Reşit Baydur Türk siyasetçi ve doktor. II., III. ve IV. dönem Aydın milletvekilidir. 19 Eylül 1932 – 13 Ağustos 1933 arasında Milli Eğitim Bakanlığı yapmış, onun bakanlığı döneminde Üniversite Reformu gerçekleşmiştir.
Doğum tarihi: 1893, Rodos Sancağı
Ölüm tarihi ve yeri: 5 Mart 1934, Ankara, Türkiye
***
Işık Kansu
kansu@cumhuriyet.com.tr
27 Ekim 2018 Cumartesi
Reşit Galip onurumuzdur
Saraycıların ve liboşların reddettiği
Öğrenci Andı’nın yazarı Reşit Galip kimdir?
Reşit Galip, Askeri Tıbbiye’de 3. sınıf öğrencisiyken öğrenimini yarıda bırakıp Balkan Savaşı’na, ardından 1. Dünya Savaşı’nda Doğu cephesine gönüllü yazılır.Savaşlarda hastalandığı için evine kan tükürerek döner.
Anadolu’nun işgali sırasında arkadaşları ile birlikte yoksul ve bitkin halka karşılıksız sağlık hizmeti verir, eğitim çalışmaları yapar. Tavşanlı’da Yunan işgaline karşı kurulan Müdafaa-i Hukuk örgütünün yöneticiliğini üstlenir. 1925’te milletvekili olur. Halkevleri’nden sorumlu parti yöneticiliğine getirilir.
“Köyün muallimi, köyün hakiki lideri olacaktır. Onları ona göre bütün vasıtalarla teçhiz edeceğiz” sözü ile Köy Enstitülerinin ilk ışıklarını yakanlardan biridir.
Milli Eğitim Bakanlığı döneminde, köy öğretmenleri için “Sağlık Söyleşileri” adlı bir el kitabı yazmış, köy yatılı bölge okullarını açmış ve en önemlisi çağcıl, laik üniversite devrimini gerçekleştirmiştir.
İşte bu yurtsever insanın onurlu, dürüst, halkçı kişiliği; bugün, cahilliğin çakal dişlerine parçalatılmak isteniyor.Reşit Galip’in ömrü boyunca yurda verdiği özverili hizmetlere sahip çıkmak, ulusal olmaktan öte insancıl bir görevdir.Boşuna uğraşmasınlar…Reşit Galip, Türk ulusunun geçmişte olduğu gibi, gelecekte de gurur duyduğu biricik evlatlarından olacaktır!
Ensar’ın hedefi
Kimilerinin hâlâ “Atatürkçü” sandığı bakanın sorumluluğundaki Milli Eğitim Bakanlığı, imzaladığı protokol yargı tarafından hukuksuz bulunmasına karşın Ensar Vakfı ile ortaklığını büyük bir vurdumduymazlıkla sürdürüyor.Sürdürmemesi olanaksız.
Saray’daki reisin eşi, Ensar Vakfı toplantısına katılıp demişti ki:
“Artık yeni bir kavşaktayız. Türkiye’nin 90 yıllık enkazını kaldırdık.”
Kaldırdıkları “enkaz” 1923’te kurulan Cumhuriyet’tir.
Saray’daki de, geçen yıl Ensar Vakfı’nın genel kurulunda “Kızıl Elma”yı açıklamıştı: “Artık 2053 vizyonumuz bir temenniden ibaret olmaktan çıkmış, gençlerimizin gerçekleştirebileceklerine inandığımız yeni Kızıl Elmamız haline dönüşmüştür. Hamdolsun.”
Ensarcıların hedefi, 2053’tür, 1453’e göndermeyle…
Artık 1923 yok. Türkiye fethediliyor!
Yargıç haşlama
Onlar birer yargıç. Anayasa uyarınca, görevlerinde bağımsızlar. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve yargıçlara emir ve talimat veremez…
Anayasa kimin umurunda ki…
Saray’a çağırırsın, ayağına gelirler.
“Böyle karar alınır mı?”, “Şimdi sırası mı?”, “Üstünüze vazife mi?” dersin, baştan aşağı bir güzel haşlarsın, dinlerler. “Siz karışmayacaksınız, ben varım” diye çatarsın; başkanları, önünü ilikler, boynunu eğer, lafı ikiletmez.
Antmış filan, geçeceksin bunları.
Bırakın Türküm, doğruyum, çalışkanımı…
Yasam yok artık, yasam.