EMPERYAL OYUN VE TUZAKLAR * TSK’yı ÖZEL KUVVETLER ÜZERİNDEN VURMAK * ÖZEL KUVVETLER KOMUTANLIĞI, TÜRKİYE’NİN VE TÜRK ORDUSUNUN GURURUDUR

Tahir Tamer KUMKALE :

ÖZEL KUVVETLER KOMUTANLIĞI,
TÜRKİYE’NİN VE TÜRK ORDUSUNUN GURURUDUR

Türk Milleti, ne vakit yükselmek için adım atmak istemişse bu adımların önünde daima baş olarak, daima yüksek milli ideali gerçekleştiren hareketlerin önderi olarak kendi kahraman çocuklarından kurulu ordusunu görmüştür. (Gazi Mustafa Kemal Atatürk – 1931)

Küresel güçlerin içimizdeki yandaşları tarafından Cumhuriyetin kurucusu, devletin bek’asının ve güvenliğinin sarsılmaz koruyucusu Türk ordusuna yapılan insafsız saldırılar durmaksızın devam etmektedir.

Hainler sürüsü, orduya saldırının odağına en mümtaz birliğimiz Özel Kuvvetler Komutanlığını oturtmuşlardır. Bu şekilde bu küçük birlik konu edilerek tüm orduyu itibarsızlaştırarak bağrından çıktığı asil milletin gözünden düşürmeğe çalışmaktadırlar.

Onlar hedeflerini doğru seçmişlerdir. Ama bu hedeflerine ulaşmada daima başarısız kalmaya mahkum olduklarını da geçmiş deneyimlerinden bilmektedirler. Çünkü onlar içinden çıkmalarına rağmen Ordu- Millet Türkleri asla tanımamaktadır.

Son günlerde yine Türk Özel Kuvvetlerine basın yolu ile yapılan haksız saldırılar karşısında Genelkurmay Başkanlığı resmi internet sitesinde 16 maddelik bir açıklama yapma durumunda kalmıştır.

LİNK : http://www.tsk.tr/3_basin_yayin_faaliyetleri/3_1_basin_aciklamalari/2013/ba_08.html

Genelkurmayın bu açıklaması geç kalınmasına rağmen çok doğru ve doyurucudur. Anlamayanların, bilerek anlamak istemeyenlerin, gördüğü halde görmemiş gibi davrananların kafalarına çakılmış bir balyoz niteliği taşımaktadır. Milletimizin bu birliği iyi tanıması ve sahiplenmesi gerekmektedir.

Ge­nel­kur­may Baş­kan­lı­ğı­na bağ­lı Özel Kuv­vet­ler Ko­mu­tan­lı­ğı, is­mi gi­bi ül­ke­mi­zin en önem­li ve en özel bir­li­ği­dir. Bu bir­li­ğin bariz özel­li­ği ala­ca­ğı zor­lu gö­rev­ler do­la­yı­sıy­la çok özel eği­tim­den geç­miş, ge­nel­lik­le rüt­be­li profesyonel seç­kin as­ker­le­rin is­tih­dam edil­miş ol­ma­sın­dan kay­nak­lan­mak­ta­dır.

Özel Kuv­vet­ler; ül­ke­mi­zin her­han­gi bir böl­ge­si düş­man iş­gâ­li al­tı­na gir­di­ği tak­dir­de oralarda kalan Türk vatandaşları ta­ra­fın­dan iş­gâl kuv­vet­le­ri­ne kar­şı ör­güt­lü ve plân­lı ola­rak kar­şı ko­nul­ma­sı ve cep­he ge­ri­sin­de uy­gu­la­ya­ca­ğı ge­ril­la ey­lem­le­ri ile aza­mi za­rar ver­di­ril­me­si için ba­rış za­ma­nın­dan yapılacak ha­zır­lık­la­rı yü­rü­ten bir­lik­tir.

Bu gö­re­vi yü­rü­te­cek si­vil kad­ro­la­rın se­çil­me­si, teş­ki­lat­lan­ma­sı, eği­til­me­si, yeterli si­lah sis­tem­le­ri ile do­na­tıl­ma­sı gi­bi giz­li­lik içe­ren fa­ali­yet­le­ri ye­ri­ne ge­ti­ren bu bir­lik gö­re­vi­n ta­bia­tı ge­re­ği giz­li­lik se­vi­ye­si çok yük­sek şart­lar­da ça­lı­şır.

Çok seç­kin su­bay-ast­su­bay ve uz­man per­so­nel­den olu­şan bir­lik yu­ka­rı­da be­lirt­ti­ğim ana gö­re­vi dı­şın­da yur­ti­çin­de her­han­gi bir as­ke­ri bir­li­ğin ka­bi­li­ye­ti­ni aşan özel gö­rev­le­ri de ye­ri­ne ge­ti­rir. Uçak kaçırma­lar, sa­bo­taj­lar, anar­şi ve te­rör ör­güt­le­ri­ne kar­şı dü­zen­le­ne­cek kritik nok­ta ope­ras­yon­la­rın­da başa­rı ile gö­rev alan Özel Kuv­vet­ler halk ara­sın­da “Bor­do Be­re­li­ler” ola­rak isim yap­mış­lar­dır. Bu bir­likte gö­rev al­ma ay­rı­ca­lı­ğı­na eriş­miş rüt­be­li per­so­ne­lin ka­muo­yu nez­din­de ken­di­le­ri­ne ve ai­le­le­ri­ne gu­rur vere­cek hak­lı bir ye­ri üs­tün ye­ri var­dır.

Son dö­nem­de Kıb­rıs Türk Mu­ka­ve­met Teş­ki­la­tı­nın ku­rul­ma­sı ve 1974 Kıbrıs Ba­rış Ha­re­kâ­tı­na ka­dar Kıb­rıs Türk toplumunun can ve mal gü­ven­li­ği­nin sağ­lan­ma­sın­da ba­şa­rı ile gö­rev yap­mış­lar­dır.

Bila­ha­re yurt için­de ve Irak’ın kuzeyinde pkk te­rör ör­gü­tü­ne kar­şı yü­rü­tü­len ope­ras­yon­lar­da plân da­hi­lin­de gö­rev al­mış ve önem­li ba­şa­rı­lar gös­ter­miş­tir.

Özel Kuvvetler büyük Türk cen­gâ­ver­li­ği­ni ve Or­du-Mil­let kav­ra­mı­nı en üst dü­zey­de tem­sil eden gu­rur kay­na­ğı­mız­dır.

1952 yı­lın­dan be­ri NA­TO için­de gö­rev yap­tı­ğı­mız müt­te­fik­le­ri­miz ken­di bir­lik­le­ri ile mu­ka­ye­se ettik­le­rin­de Türk özel kuv­veti­nin her ba­kım­dan di­ğer­le­ri­ne üs­tün­lük­le­ri­ni di­le ge­tir­mek­ten çe­kin­me­miş­tir.

Dai­ma göz önün­de ba­şa­rı­lı hiz­met­ler üre­ten bu bir­li­ği­mi­ze kar­şı Tür­ki­ye üze­rin­de emel­le­ri olan kü­re­sel mih­rak­la­rın sal­dı­rı­la­rı ka­çı­nıl­maz­dı. So­nun­da sal­dı­rı yo­lu­nu da çok iyi bul­du­lar.

Bi­lin­di­ği gi­bi küre­sel mih­rak­la­rın son 35 yıl­dır te­rör or­ta­mı­na sü­rük­le­diği ül­ke­miz­de çe­şit­li grup­la­rın bir­bi­ri i­le ça­tış­tı­ğı şartlarda pek çok in­san kim­li­ği be­lir­le­ne­me­yen ki­şi ve ku­ru­luş­lar­ca hun­har­ca kat­le­dil­miş­tir.

İş­te bu kaos or­ta­mı­nı fır­sat bi­le­rek gö­re­vi ge­re­ği giz­li ça­lı­şan bu birliğimize hak­sız ve mes­net­siz şe­kil­de sal­dı­ra­rak bu müs­tes­na bir­li­ği­mi­zi fai­li meç­hul ci­na­yet­le­rin fai­li gi­bi gös­te­re­rek hal­kı­mı­zın gö­zün­de kü­çük dü­şür­me­ye ça­lış­tı­lar. Ka­fa­lar­da oluş­tur­duk­la­rı bir­ta­kım so­ru işa­ret­le­ri ile bu bir­li­ği­mizi dev­let için­de dev­let şek­lin­de ta­nım­la­ya­rak Kontr Gerilla, Gladio, Derin Devlet gi­bi isim­ler ta­ka­rak ka­ra­la­ma­ya ça­lış­tı­lar.

Dış kay­nak­lı psi­ko­lo­jik ha­re­kât ope­ras­yon­la­rı ile ku­ru­luş ama­cı ve gö­rev­le­ri ka­nu­nen bel­li olan özel kuv­vet­le­rin mev­cu­di­ye­ti­ni ve fa­ali­yet­le­ri­ni il­le­gal ola­rak gös­te­re­rek ade­ta ül­ke­miz­de­ki her tür­lü karan­lık ve ya­sadı­şı iş­le­ri plân­la­yıp uygulayan bir suç ör­gü­tü ola­rak gös­ter­me­ye ça­lış­tı­lar. Bu­ra­da he­def; en gü­zi­de bir­lik­le­ri böy­le ise di­ğer­le­ri kim bi­lir ne du­rum­da­dır? So­ru­su­nu ka­fa­la­rda yerleştirmektir.

Özel Kuvvetler, özel­lik­le ele alın­ma­sı­na rağ­men asıl he­def doğ­ru­dan doğ­ru­ya Türk ordusudur.

Kü­re­sel psi­ko­lo­jik savaş uz­man­la­rı­nın psi­ko­lo­jik sal­dı­rı­la­rın­da kul­lan­dık­la­rı te­ma­lar özet­le şun­lar­dır;

– As­ker­ler maf­ya­laş­mış­tır. Fai­li meç­hul ci­na­yet­ler için­de par­ma­ğı var­dır.

– Or­du için­de çe­te­ler var­dır ve bun­lar ken­di ba­şı­na buy­ruk il­le­gal iş­ler yap­mak­ta­dır.

– Or­du men­sup­la­rı ka­ra pa­ra ak­la­ma, uyuş­tu­ru­cu ve si­lah ti­ca­re­ti­ne bu­laş­mış­tır. Bu iş­le­ri or­du için­de­ki gö­rev ge­re­ği olan giz­li ça­lı­şan bi­rim­ler giz­li­lik ve do­ku­nul­maz­lık ör­tü­süal­tın­da yap­mak­ta­dır.

Bu te­ma­la­rı ih­ti­va eden suç­la­ma­lar her plât­form­da kullanılarak; Türk hal­kı­nın or­du­su­na olan güve­ni­ni sars­mak, mil­le­ti birara­da tu­tan Or­du-Mil­let kav­ra­mı­nı za­yıf­la­ta­rak dev­le­ti sır­tın­da ta­şı­yan orduyu güç­süz­leş­tir­mek ve gö­rev ya­pa­maz ha­le ge­tir­mek amaç­lan­mış­tır. Çün­kü güç­süz bir or­du­ya sa­hip Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Dev­le­ti­nin bu coğ­raf­ya­da ya­şa­ma­sı as­la müm­kün de­ğil­dir.

Bu bir­li­ğin fa­ali­yet­le­ri­ni sor­gu­la­yan­lar; uy­gu­la­dık­la­rı psi­ko­lo­jik savaş me­tot­la­rı ile çok önem­li ki­şi ve ku­ru­luş tem­sil­cisini bu bir­lik­le­rin ya­sadı­şı fa­ali­yet yap­tı­ğı hu­su­su­na inan­dır­dı­lar. Ve uy­gu­la­dık­la­rı yoğun pro­pa­gan­da sal­dı­rı­la­rı­na ye­nik dü­şe­rek ül­ke­mi­zin bu müs­tes­na bir­li­ği­ni le­ke­le­me­ye ve suç­lu göster­me­ye ça­lı­şan­lar ara­sı­na dev­le­tin en üst ka­de­me­le­ri­nde görev yapanları kat­mayı ba­şa­rdılar.

Ni­te­kim son el­li yı­lın si­ya­setine damgasını vuran merhum Bü­lent Ecevit da­hi her fır­sat­ta Özel Kuv­vet­ler Ko­mu­tan­lı­ğı­nı Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri için­de il­le­gal gö­rev ya­pan bir bir­lik şek­lin­de gös­te­ren ta­lih­siz be­ya­nat­lar ver­miş­tir. Ken­di­si­ne ve­ri­len bü­tün bil­gi­len­dir­me bri­fing­le­ri­ne rağ­men Ece­vit ve onun gi­bi dü­şü­nen pek çok si­ya­set adamını bu fi­kir­le­rin­den dön­dür­mek müm­kün ol­ma­mış­tır. Çün­kü kar­şı ta­ra­fın PH uz­man­la­rı çok iyi ça­lı­şı­yor­lar­dı ve kim­ler­den ne­re­de ve na­sıl ya­rar­la­na­cak­la­rı­nı iyi bi­li­yor­lar­dı.

Su­sur­luk ola­yı ile bir­lik­te ye­ni­den gün­de­me ge­len bu bir­li­ği­miz hak­kın­da günümüzün mü­za­ke­re ba­sı­nı de­vam­lı ka­ra­la­ma kam­pan­ya­la­rı yü­rüt­mek­ten ge­ri kal­ma­mış­tır.

Baş­ta E.Yb. Kor­kut Eken ol­mak üze­re bu bir­lik­te gö­rev ya­pan pek çok ki­şi ba­sın yo­lu ile ka­ra­lan­ma­ya ça­lı­şıl­mış­tır.

Bu ki­şi­ler; al­dık­la­rı eği­tim, dev­let kav­ra­mı­na olan ye­min­li bağ­lı­lık­la­rı, yap­tık­la­rı gö­re­vin ül­ke ya­ra­rı­na ol­du­ğu­nun bi­lin­ci için­de ya­pı­lan suç­la­ma­la­ra hiç ce­vap ver­me­di­ler.

Dev­let giz­li­li­ği­ni or­ta­ya çı­kar­ta­ca­ğı ge­rek­çe­si ile suç­la­ma­la­rın ce­vap­sız bı­ra­kıl­ma­sı ve ve­ri­len ce­za­la­rın ol­du­ğu gi­bi ka­bul edil­me­si psi­ko­lo­jik savaş plân­la­ma­cı­la­rı­nın oyunlarını boz­du. Çün­kü şimdi ya­ka­la­dık de­dik­le­ri suç­lu­la­rı yi­ne bu­la­ma­mış­lar­dı. Bu­na rağ­men sal­dı­rı­lar ve suç­la­ma­lar dur­ma­dı.

Kont­rge­ril­la – Gla­di­o – De­rin Dev­let gi­bi kav­ram­lar­la bu bir­lik­le­ri hal­kın gö­zün­de kü­çük dü­şür­mek ve hal­kın or­du hak­kın­da­ki fi­kir ve dü­şün­ce­le­ri­ni olum­suz ola­rak et­ki­le­mek ama­cı ile ya­pı­lan fa­ali­yet­le­ri Türk toplumu hiç sa­hip­len­me­di.

Halkımız her sal­dı­rı­da bi­raz da­ha or­du­su­na sa­hip çık­tı. Ni­te­kim çe­şit­li sivil top­lum ku­ru­luş­la­rı­nın be­lir­li dö­nem­ler­de yap­tık­la­rı ciddi ka­muo­yu araş­tır­ma­la­rı­na gö­re Türk Or­du­su Türk hal­kı­nın en gü­ven­di­ği ke­sim ol­ma vas­fı­nı açık fark­la sür­dür­mek­te­dir.

4-6 Tem­muz 2003’te Sü­ley­ma­ni­ye’de esir alı­nan 11 as­ke­ri­miz de bu bir­li­ğin men­sup­la­rıy­dı.

Irak’ta­ki ABD iş­gâl güç­le­ri Sü­ley­ma­ni­ye ope­ras­yo­nu ile Irak Türk­le­ri­nin umu­du ve PKK’nın kor­ku­lu rü­ya­sı olan Türk as­ker­le­ri­ni bu 11 as­ker nez­din­de ka­ra­la­ya­rak Türk hal­kı­nın gö­zün­de kü­çük dü­şür­me­ye ça­lış­tı ve Irak Türk­le­ri­ne de “Bun­lar ken­di­le­ri­ni korumadan aciz­ler. Si­zi na­sıl ko­ru­ya­cak” me­sa­jı­nı ver­di.

ABD’nin psi­ko­lo­jik ha­re­kât yö­ne­ti­ci­le­ri­nin gü­dü­mün­de gö­rev yap­tık­la­rı açık­ça bel­li olan yan­daş med­ya­mız, bu 11 as­ke­rin her­han­gi ça­tış­ma­ya gir­me­den tes­lim ol­ma­sı­na se­vin­di­ler.

Yaz­ılarında iş­lenen or­tak te­ma; “Her­han­gi bir yan­lış­lık yap­ma­dan ABD as­ker­le­ri­ne kar­şı­lık ve­ril­me­me­si çok ye­rin­dedir. Eğer ce­vap ve­ril­se idi ora­da 11 as­ke­ri­miz­le bir­lik­te en az 100 Ame­ri­kan as­ke­ri öle­bi­lir­di. Bu du­rum­da tez­ke­re do­la­yı­sıy­la za­ten bi­ze kız­gın olan dost­la­rı­mız­la ara­mız iyi­ce açı­la­cak­tı ve bu­nun in­ti­ka­mı­nı biz­den faz­la fazla ala­cak­lar­dı. Bu ba­sit bir olay­dır ve üze­rin­de du­rul­ma­ya değ­mez” şek­lin­dey­di.

As­lın­da 11 as­ke­rin Sü­ley­ma­ni­ye’de çar­pı­şa­rak şe­hit ol­ma­la­rı Türk mil­le­ti­nin or­tak bek­len­ti­si idi.

ABD or­du­su da Türk­le­rin si­lah­la kar­şı­lık ver­me­si­ni bek­li­yor­du ve kendini bu­nun so­nuç­la­rı­na ha­zır­la­mış­tı. Fakat Türk as­ker­le­ri üst­le­rin­den al­dı­ğı emir­le si­lah­la­rı­nı tes­lim edip ka­fa­la­rı­na çu­val ge­çi­ril­me­si­ni ka­bul ettiler. Bunun üzerine ABD tarafı, plân­la­rı­nı PH. uz­man­la­rı­nın kul­la­na­bi­le­cek­le­ri mal­ze­me­le­ri te­min edecek şe­kil­de sür­dür­dü­ler. Ya­ni Türk mil­le­ti­nin haz­me­de­me­ye­ce­ği gö­rün­tü­le­ri ma­ha­ret­le ha­zır­la­dı­lar.

Bu kü­çük bir­lik nez­din­de Türk ordusunu ve do­la­yı­sıy­la Or­du-Mil­let ka­rak­ter­li Türk mil­le­ti­ni aşağıla­mak ve gu­ru­ru­nu kır­mak için her tür­lü ile­ti­şim araç­la­rı­nı kul­lan­dı­lar.

Bu ko­nu­da plân­la­dık­la­rı hedef­le­rin­den da­ha faz­la ba­şa­rı el­de et­ti­ler. Çün­kü bu­ra­da askerimize ver­dik­le­ri za­rar fi­zi­ki ola­rak çok faz­la de­ğil­di, ama be­yin­ler­de ya­rat­tı­ğı ha­sar çok bü­yük­tü ve ta­mi­ri ko­lay­lık­la müm­kün de­ğil­di.

Sü­ley­ma­ni­ye bas­kı­nı gün­le­rin­de­ki Türk med­ya­sı­nı in­ce­le­yen­ler, bu ya­zı­lar ara­sın­da “ABD’nin kıta­lar öte­sin­den ge­le­rek bu böl­ge­de bu­lun­ma­sı­nı meş­ru gö­ren ve Türk As­ke­ri­nin gü­ven­li­ği için da­hi ol­sa baş­ka bir ül­ke­de bu­lun­ma­sı­nı kı­na­yan” ya­zı­lar ol­du­ğu­nu gö­rür­ler.

Bu hu­sus ya­pı­lan ABD psi­ko­lo­jik savaş ope­ras­yo­nu­nun ne de­re­ce ba­şa­rı­lı uy­gu­lan­mış ol­du­ğu­nu ka­nıt­la­mak­ta­dır.

Hiç il­gi­si ge­re­ği yok­ken ay­ni gün­ler­de özel kuv­vet­le­rin geç­mi­şin­de ka­ran­lık iliş­ki­ler ol­du­ğu­nu iddi­a eden­le­rin kul­lan­dı­ğı “GLA­DI­O” söz­cük­le­ri­nin de ba­sın­da yer al­ma­sı plân­lı ha­re­ke­tin bir baş­ka boyu­tu­nu işa­ret et­miştir. Bü­tün sal­dı­rı­la­ra rağ­men Özel Kuv­vet­ler Ko­mu­tan­lı­ğı bi­li­nen giz­li­lik kav­ra­mı için­de söy­le­nen­ler­den hiç et­ki­len­me­den, bir adım ge­ri çe­kil­me­den es­ki­sin­den da­ha cid­di bir va­zi­fe anlayı­şı için­de gö­rev­le­ri­ne de­vam et­mişlerdir.

Bu bir­lik üze­rin­de ya­pı­lan sü­rek­li pro­pa­gan­da ve aşa­ğı­la­ma ça­ba­la­rı­na rağ­men is­te­nil­di­ği öl­çü­de ba­şa­rı­lı olu­na­ma­ma­sı­nın bir tek ge­çer­li se­be­bi var­dır. Baş­ba­kan Ecevit de söy­le­se, Baş­ba­kan Er­do­ğan da söy­le­se bir baş­ka meş­hur isim da­hi bil­dir­se hal­kı­mız bu gü­zi­de bir­li­ği­miz hak­kın­da söy­le­nen men­fi ve olum­suz söz­le­re inan­ma­mak­ta­dır.

Ya­ni ay­dın­la­rı­mız kan­dı­rıl­ma­sı­na rağ­men hal­kı­mı­zı kan­dır­mak mümkün ol­ma­mak­ta­dır. Ak­si­ne hal­kı­mız bu çok özel as­ker­le­ri ile gu­rur duy­du­ğu­nu açık­la­ya­rak bütün karalama ça­ba­la­rının boş ol­du­ğu­nu vur­gu­la­mak­ta­dır. Sal­dır­gan­lar ye­ni tak­tik­ler ve hiç kullanılmamış oriji­nal metotları uy­gu­la­ma ala­nı­na sok­ma­la­rı­na rağ­men daima başarısız olmuşlardır. Çün­kü bin­ler­ce yıllık Or­du-Mil­let kav­ra­mı mil­le­ti­miz­de bü­tün can­lı­lı­ğı ile ya­şa­mak­ta­dır.

Or­du­mu­zun ta­rih­te­ki kah­ra­man­lık men­kı­be­le­ri ile ye­ti­şen in­san­la­rı­mız bu askerleri ger­çek bi­rer kah­ra­man gi­bi gör­mek­te­dir. Mil­le­tin kendi as­ker­le­ri hak­kın­da­ki dü­şün­ce­le­ri­ni de­ğiş­tir­mek ko­lay de­ğil­dir. Bu hu­sus bi­lin­me­si­ne rağ­men PKK’yı ya­sal­laş­tı­ra­rak si­ya­si bir gö­rü­nüm ver­mek için ya­pı­lan ça­lış­ma­lar için­de yer alan Şem­din­li olay­la­rın­da da he­def yi­ne as­ker­ler ve özel­lik­le Özel Kuv­vet­ler olmuştur.

Ya­pı­lan bü­tün kış­kırt­ma ça­lış­ma­la­rı­na, sa­tın alın­mış ba­sı­nı­mı­zın yay­ga­ra­la­rı­na, te­le­viz­yon­lar­da ne­re­de ise ken­di as­ker­le­ri­ni halk düş­ma­nı ilan ede­cek ka­dar ile­ri gi­den ay­dın kı­lık­lı ga­fil­le­rin sa­nal prog­ram­la­rı­na rağ­men hal­kı­mız yi­ne oyu­na gel­me­miş­tir.

Dün­ya­da kü­re­sel güç­le­rin ele ge­çir­mek ve kon­trol al­tın­da tut­mak için bü­yük ça­ba­lar har­ca­dı­ğı ve bu ça­ba­la­rın Af­ga­nis­tan-Irak iş­gâl­le­ri ile fi­ili­ya­ta dönüştüğü bir coğ­raf­ya­da ko­nuş­la­nan Tür­ki­ye’nin güven­li­ği­ni sağ­la­ya­cak ye­gâ­ne ku­ru­lu­şu Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri­dir.

Dün­ya­da­ ben­ze­ri bu­lun­ma­yan Türk Or­du­su; 12.000 yıl­dır ta­rih sah­ne­sin­de olan Türk mil­le­ti­nin Ordu-Millet vas­fı ile ka­rak­te­ri­ze edil­miş bir bölü­mü­dür.

Türk or­du­su; Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Dev­le­ti­’nin omurgasıdır. On­suz bu coğ­raf­ya­da ya­şa­ma­mız müm­kün de­ğil­dir. Bu­gün ül­ke­mi­ze yön­len­di­ril­miş kü­re­sel sal­dı­rı­lar kar­şı­sın­da her za­man­kin­den da­ha güç­lü ve her an har­be ha­zır bir orduya ih­ti­ya­cı­mız or­ta­ya çık­mış­tır. Çün­kü sa­de­ce ül­ke­mi­ze de­ğil, çev­re ül­ke­le­re kar­şı yü­rü­tü­len kü­re­sel sal­dı­rı­lar­la meyda­na ge­len sı­cak ge­liş­me­ler bi­ze bu­na zorlamaktadır.

Or­du­la­rı­mız Cum­hu­ri­ye­tin be­k’a­sı­nın ger­çek te­mi­na­tı­dır. Han­gi mev­ki ve ma­kam­da bu­lu­nur­sak bu­lu­na­lım bu yü­ce mü­es­se­se­ye göz­be­be­ği­miz gi­bi bak­ma­lı, O’nu ko­ru­ma­lı ve kol­la­ma­lı­yız. Yoksa, cumhuriye­ti ko­ru­yup kol­la­ma­mız müm­kün de­ğil­dir.

Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri­nin dev­le­ti ve mil­le­ti için­de­ki öne­mi­ni iyi kav­ra­yan kü­re­sel güç­ler, içe­ri­de­ki yar­dak­çı­la­rı­nı da kul­la­na­rak, ”Ba­rış – De­mok­ra­si – İn­san Hak­la­rı” gi­bi in­sa­ni de­ğer­le­rin ar­ka­sı­na sı­ğı­na­rak bu gü­cü ta­ma­men et­ki­siz kıl­ma­yı ve bu­nun so­nu­cun­da ül­ke­mi­zin ta­ma­mı­nı hiçbir di­re­niş gör­me­den teslim al­ma­yı he­def­li­yor­lar.

Bu al­çak­ça yö­ne­ti­len oyu­nu mil­le­ti­miz gör­müş ve bu ko­nu­da­ki her tür­lü psiko­lo­jik sal­dı­rı­yı eli­nin ter­si ile it­me­si­ni bil­miş­tir.

“Ne­den hep sal­dı­rı­lar­da Özel Kuv­vet­ler gün­de­me ge­li­yor” so­ru­su­nun ce­vabı çok basittir.

Çünkü ge­çen yüz­yıl için­de Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri yap­tı­ğı mu­ha­re­be­le­rin ço­ğun­da kla­sik sa­vaş yön­tem­le­ri­ni değil, özel hallerde mu­ha­re­be tak­tik ve tak­tik­le­ri­ni kul­lan­mış­tır.

Do­la­yı­sıy­la hal­kı­mız or­du­su­nu da­ha çok bu yü­zü ile ta­nı­mış­tır.

Bu ko­nu­yu aça­lım.

19’un­cu yüz­yıl son­la­rın­da is­tik­lâl için ayak­la­nan Bal­kan mil­let­le­ri­ne kar­şı Os­man­lı su­bay­la­rı­ Balkan­la­rın her kö­şe­sin­de ti­pik bir ge­ril­la mu­ha­re­be­si ver­miş­ler­dir. Bu mü­ca­de­le­le­rin her bi­ri ef­sa­ne­le­re, ro­man ve film­le­re ko­nu ol­muş­tur. Bu mü­ca­de­le­le­ri ya­pan as­ker­ler hal­kın gö­zün­de ger­çek bi­r kah­ra­man ola­rak gö­rül­ür. Bu­gün zevk­le din­le­di­ği­miz Ru­me­li şar­kı ve tür­kü­le­ri bu kah­ra­man­la­rı ölüm­süz kıl­mış­tır.

Trab­lus­garp’ta, Bal­kan­lar­da ve Arap ya­rı­ma­da­sın­da Türk as­ker­le­ri­nin sa­vaş­la­rı ara­sın­da ni­za­mi harp­ler çok az­dır.

Ça­nak­ka­le’yi ha­riç tu­tar­sak Or­du­nun bir kıs­mı cep­he­de or­ga­ni­ze kuv­vet­ler­le savaş verirken bü­yük bir kıs­mı da cep­he ge­ri­sin­de is­yan­lar­la ve çe­te­ci­ler­le bo­ğuş­mak zo­run­da kal­mış­tır.

Bu mü­ca­de­le­ler­de Türk Or­du­su ay­nen mi­lis kuv­vet­le­ri gi­bi sa­vaş­tı­ğın­dan as­ker­le­rimiz kla­sik mu­ha­re­be­den çok özel hal­ler­de ha­re­kât ko­nu­sun­da tec­rü­be sa­hi­bi ol­muş­tur.

İs­tik­lâl Har­bi­ne gel­di­ği­miz­de ise ön­ce dış güç­le­rin kış­kırt­ma­sı ile Ana­do­lu’da baş­la­yan is­yan­lar bas­tı­rıl­mış­tır. İs­yan­ları es­ki as­ker­le­rin ko­mu­ta et­ti­ği Ku­vvay’i Mil­li­ye (si­vil mi­lis gücü) bas­tı­r­mış­tır.

İs­tik­lâl Har­bi­’nin as­ke­ri gü­cü ola­rak ön­ce her böl­ge­de hal­kın ken­di ken­di­ne oluş­tur­du­ğu mi­lis­ler­den mey­da­na ge­len Ku­vvay-i Mil­li­ye güç­le­ri ile Yu­na­n Ordusuna kar­şı ko­nul­muş­tur.

Gü­ney­do­ğu­da ise hal­kın des­tan­sı di­re­ni­şi so­nun­da Fran­sız­lar böl­ge­yi terk et­mek zo­run­da bı­ra­kıl­mış­tır.

Bu di­re­ni­şi ödül­len­dir­mek üze­re Urfa, Ma­raş ve An­tep şehirlerine Şan­lı- Kah­ra­man- Ga­zi un­van­la­rı ve­ril­miş­tir. Son­ra­dan bu mi­lis güç­le­ri ni­za­mi kuv­vet­ler ha­li­ne dö­nüş­tü­rü­le­rek İs­tik­lâ­li­miz ka­za­nıl­mış­tır.

Türk as­ke­ri­nin özel mu­ha­re­be gö­rev­le­ri Cum­hu­ri­yet dö­ne­min­de de de­vam et­miş­tir.

1925’te Şeyh Sa­it is­ya­nı ile baş­la­yan halk ayak­lan­ma­la­rı Ağ­rı, Tun­ce­li, Der­sim, Zi­lan De­re­si, Hak­kâ­ri is­yanı ile devam et­miş­tir. İsyanları bas­tır­mak üze­re dü­zen­li or­du gücleriyle gay­ri ni­za­mi un­sur­la­ra kar­şı sa­vaş ve­ril­miş­tir.

1968-1980 ara­sın­da baş­la­yan ve iç sa­va­şa dö­nüş­me is­ti­da­dı gös­te­ren te­rö­re kar­şı sı­kı­yö­ne­tim uy­gu­la­ma­la­rı ile mücadele eden as­ker­le­rin uyguladıkları hep özel ha­re­kât tü­rü mu­ha­re­be­ler ol­muş­tur. 1980’li yıl­lar­da baş­la­yan PKK te­rör ör­gü­tü­ne kar­şı ya­pı­lan ha­re­kât ise, “Dü­şük Yo­ğun­luk­lu Sa­vaş” olarak ni­te­len­di­ri­len ta­ma­men özel hal­ler­de mu­ha­re­be tak­tik ve tek­nik­le­ri­nin kul­la­nıl­dı­ğı sa­vaş şek­lidir.

Ola­ğa­nüs­tü Hal uy­gu­la­ma­la­rı ile birlikte Do­ğu ve Gü­ney­do­ğu­’da yo­ğun­la­şan te­rö­re kar­şı ye­ni­den ya­pı­lan­ma­ya gi­dil­miş ve ku­ru­lan Asa­yiş Ko­lor­du Ko­mu­tan­lı­ğı emrinde gö­rev ya­pa­cak ko­ru­cu­luk sis­te­mi oluş­tu­rul­muş, bölgede görevli Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri men­sup­la­rı­nın ta­ma­mı­ özel ha­re­kât ko­nu­sun­da ihti­sas­laş­mış­tır. Cum­hu­ri­ye­tin ku­ru­lu­şun­dan son­ra or­du­da gö­rev alan bü­tün muvazzaf su­bay­lar hiz­met yerleri için­de mutlaka özll hallerde muharebe yapan birliklere ko­mu­ta et­miş­tir.

Bu ara­da Kolordu se­vi­ye­si­ne çı­kar­tı­lan özel kuv­vet­lerimiz çok ba­şa­rı­lı gö­rev­ler üst­len­miş ve te­rör ör­güt­le­ri­ne kar­şı kul­la­nı­la­bi­le­cek dün­ya­nın en iyi ye­tiş­miş bir­li­ği ol­du­ğu­nu ka­nıt­la­mış­tır. İş­te bu kı­sa ta­ri­hi çer­çe­ve için­de ko­nu­ya ba­karsak Türk or­du­su­nun en güç­lü yö­nü­nün 21’in­ci asır­da bü­tün in­san­lı­ğın bü­yük teh­di­di olan te­rör olay­la­rı­na kar­şı koy­ma, ya­ni özel hal­ler­de mu­ha­re­be ol­du­ğu gö­rül­mek­te­dir.

PKK terör örgütüne AB ve ABD destekli PKK’ya karşı en iyi savaşan birlikler Özel Kuv­vet­ler Komutanlığı birlikleridir. Türk askerine yapılan küresel sal­dı­rıların ne­den özel­lik­le bu bir­li­ği­miz he­def alına­rak ya­pıl­dı­ğı bu sis­tem için­de de­ğer­len­di­ril­me­li­dir. As­lın­da burada he­def Özel Kuv­vet­ler de­ğil­dir. He­def ön­ce Türk Ordusu ve bi­la­ha­re ba­ğım­sız­lı­ğı­nı bu orduya borç­lu olan Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­dir.

Bu­nu bi­le­rek ted­bir­le­ri­mi­zi bu­na gö­re al­mak ge­rek­mek­te­dir. Çün­kü sa­de­ce yur­du­muzda de­ğil, Bal­kan­lar-Kaf­kas­lar-Or­ta­do­ğu’yu içi­ne alan dünyanın merkezi konumundaki bu coğrafyada kü­re­sel hedef­le­ri en­gel­le­ye­cek tek ör­güt­lü ya­pı Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri­dir. Bu gü­cü ön­ce yıp­rat­mak ve son­ra görev yap­ma azim ve ira­de­si­ni kır­mak üze­re her türlü psi­ko­lo­jik sa­vaş me­tot­la­rı Türk or­du­su üze­rin­de acı­ma­sız­ca kul­la­nıl­mak­ta­dır.

Bunu bilerek gözbebeğimiz ordumuza ve devletimize sahip çıkmalıyız.

ozel-buro@isnet.net.tr

Paylaşımı için Serendip Altındal’a teşekkür ederim

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, TSK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *