Şirket sahibi bakanlar ne yapmalı? Etik ne diyor?

Onur Şahin
10 Temmuz 2018 Salı

Şirket sahibi bakanlar ne yapmalı?
Etik ne diyor?

Erdoğan’ın dün açıkladığı kabineyle Türkiye tarihinde bir ilk yaşandı. 3 iş insanı faaliyet gösterdikleri alanda bakanlık koltuğuna oturdu. Peki bu siyasi etiğe ne kadar uyuyor? İş insanı bakanların ne yapması gerekiyor? Uluslararası Şeffaflık Derneği Başkanı Oya Özarslan, Cumhuriyet’e anlattı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , yeni sistemin ilk kabinesini açıkladı. Kabinede ETS Turizm’in sahibi Murat Ersoy Turzim Bakanı, Medipol Üniversitesi’nin mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Koca Sağlık Bakanı, Maya Okulları’nın sahibi Ziya Selçuk ise Milli Eğitim Bakanı oldu.

“DEVLET YÖNETİMİ BU KİŞİLERİN
İYİ NİYETİNE BIRAKILAMAZ”

Erdoğan’ın kabinesinde yer verdiği üç isimin faaliyet yürüttükleri alanda iş insanı olması “Türkiye A.Ş.” yorumuna neden oldu. Uluslararası Şeffaflık Derneği Başkanı Oya Özarslan , şirket yöneticisi bakanlara ilişkin yaptığı değerlendirmede “Ne yazık ki Türkiye’de siyasi etik yok. Bu kişiler görevlerini kendi çıkarları için kullanabilirler. Devlet yönetimi bu kişilerin iyi niyetine, sözüne, ahlaklı bir insan olmasına bırakılmaz.” ifadelerini kullandı.

“MAL VARLIKLARINI AÇIKLAMALILAR”

Bakanların bütün mal varlıklarını açıklaması gerektiğinin altını çizen Özarslan, “Eğer yöneticisi oldukları şirketlerden bir ücret alıyorlarsa o görevin tamamen bırakılması, şirkete ait hisselerinin devredilmesi gerekir yada hisseler bağımsız (kayyım gibi) bir kuruma bırakılabilir. Aksi takdirde çıkar çatışmasına gider. Siz o görevde iken rakip firmalar ne hissedecek? Ülke yönetmek bir özveri işidir. Bu özverininin gereği de kar getiren ticari faaliyetlerden feragat etmektir.” diye konuştu.

“SEÇİLME SÜRECİNDE KİMİN DAHA
ÇOK DESTEKLEDİĞİ BELLİ OLUYOR”

Kamu görevine gelecek kişilerin gelir elde etmeye dönük ticari faaliyetlerini sürdürmemelerinin bir boyutun da ticaretin finansmanı olduğunu kaydeden Özarslan, “O göreve gelirken kim size yardımcı oldu, kim sizi daha çok destekledi? Bu daha çok milletvekilleri ve seçilmişler için tabi ki. Bu seçilme sürecinde de belli oluyor ki belli oranlarda bağış yapabiliyorsunuz belli kişinin kampanyasına. Çünkü sonradan o kişi kamu hizmetine atanmış olan, seçilmiş olan kişiler esas görevleri olan halk değil, kendilerine hizmet etmiş kişilere hizmet etmesinler diye.

“TİCARET VE SİYASET ARASINDAKİ
İLİŞKİLER ŞEFFAF OLMALI”

Dünyadaki uygulamaların değiştiğini kaydeden Özarslan, siyaset ve ticaret arasındaki ilişkilerin açık, şeffaf ve mesafeli olması gerektiğini vurguladı. Özarslan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) örneğine değinerek, “ABD’de kongre üyeleri sahip oldukları hisse ve bonoları açıklamakla yükümlüler. Trump hisselerini çocuklarına devretti. Milletvekilleri veya kamu görevine atanan kişiler gelir elde etmeye devam etmemeli. Temel kural bu. Dünyada siyasiler bu kurala uymaya özen gösteriyor.” dedi.

ATAMALARDA DEVLETİN ŞİRKET GİBİ
YÖNETİLMESİ ANLAYIŞININ YANSIMALARI VAR

“Devletin şirket gibi yönetilmesi” kavramını hatırlatan Özarslan, “Biz şirket yöneticilerinin bakan olarak atanmasında bunun yansımalarını görüyoruz. Bütün dünyada şirketlerin “kurumsal vatandaşlık” dediği kavramdan bahsediyoruz. Şirketlerin topluma duyarlı, onlara hizmet etmeye yönelik tavrından bahsediyoruz. Devletin şirketleşmesi değil, daha çok şirketlerin kamu yararı gütmesi anlayışı dünyada yaygın. Devletin anonim şirketleşmesi değil, daha çok anonim şirketlerin kamu yararı gözetmesinden bahsediyoruz. Çok karlı olmasada yurdun ücra yerlerine kamu hizmeti götürülebilir. Dünyada yükselen trend bu. Şirketler “yasalara uyacağız, hesap verdiğimiz yer sadece ortaklarımız değil, toplumdur” anlayışına geçiyor. Yasalara saygılı olmak zorunda şirketler.” dedi.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/1022183/

This entry was posted in Politika ve Gundem, SEÇİM - SEÇSİS, SİYASİ PARTİLER, SİYASİ TARİH, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *