1. AKKUYU NÜKLEER SANTRALI (ANS) RUSLARIN , BİZİM DEĞİL.
2. RUSLAR ANS’nı TÜRKİYE’de KURARAK KENDİLERİ İŞLETECEK.
3. ANS’ni YAPAN FİRMA PATLAMIŞ OLAN CHERNOBİL SANTRALINI YAPAN
ROSATOM İSİMLİ FİRMA.
4. ELEKTRİK ÜRETİMİNDE DEVLETİN ÖNERDİĞİ KW FİYATI ÇOK YÜKSEK .
5. ANS RUSLARIN – ÇALIŞANLAR RUS – BÜYÜK PARALAR KAZANACAKLAR
FAKAT NÜKLEER ATIKLAR TÜRKİYE’YE KALACAK .
6. ANS’nin KURULACAĞI YER DEPREM FAY HATTI ÜZERİNDE
ANS HAKKINDA BİLGİLER
Cumhuriyet
Çiğdem Toker
06 Nisan 2018 Cuma
Akkuyu kapitülasyonu
Kapitülasyon kısa tanımıyla bir devletin bir başka devlete tanıdığı ayrıcalık. Daha uzun tanımda ise iktisadi, sosyal ve siyasi ayrıcalıkların, tek yanlı hukuki işlem veya anlaşmalar yoluyla tanınması diye ifade ediliyor.
Türkiye, Rusya’ya Akkuyu’da dört reaktörlü bir nükleer güç santralı (NGS) kurma iznini sekiz yıl önce imzalanan bir milletlerarası anlaşma ile verdi. Şüphesiz Resmi Gazete’de yayımlanan (6 Ekim 2010) bu milletlerarası anlaşmanın, başında yahut herhangi bir yerinde kapitülasyon sözcüğü geçmiyor. Fakat, Türkiye’nin TETAŞ (Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş.) üzerinden verdiği kilovatsaat başına 12.35 cent alım garantisi başta olmak üzere Akkuyu NGS için Rusya’ya sağladığı olanaklar karşısında bu anlaşmayı kapitülasyon diye nitelemek abartı sayılmaz.
(NGS’nin yapımı, inşaat finansmanı Rusya’da görünse de Rusya’nın 7-8 milyar dolarlık kısmının Türkiye’ce karşılanmasını istediğini ancak bu durumun çözülemediği için askıda kaldığını not düşelim.)
Akkuyu’nun -özellikle Avrupa’nın kademeli olarak nükleerden çıkış kararları ve ülkemiz açısından da güncellenmiş elektrik enerjisi talep projeksiyonları dikkate alındığında- bir ihtiyaç değil, siyasi bir tercih kimliği daha çok ortaya çıkmaktadır. Bu devasa ölçekli inşaat Rusya’nın desteğini almak ve şirketlere iş sahası yaratarak siyasi ömrü sağlamlaştırma işlevi görecektir.
Atık yönetimi muğlak
Atık yönetimi bir NGS’de temel kritik alanlardan biri olmasına karşın Akkuyu’da atıkların nasıl yönetileceği belirsizdir. Bu konunun nasıl muğlak bırakıldığı, 6 Ekim 2010 tarihli milletlerarası anlaşmanın “yakıt, atık yönetimi söküm” başlıklı 12. maddesinden de anlaşılabilir:
Madde 12 YAKIT, ATIK YÖNETİMİ VE SÖKÜM
1.Nükleer Yakıt, Proje Şirketi ve tedarikçiler arasında yapılan uzun dönemli anlaşmalar bazında tedarikçilerden temin edilir.
2.Taraflarca mutabık kalınabilecek ayrı bir anlaşma ile Rus menşeli kullanılmış nükleer yakıt, Rusya Federasyonu’nda yeniden işlenebilir.
3.Taraflar, devletlerinin yürürlükteki kanunları ve düzenlemeleri izin verdiği ölçüde, nükleer yakıt, kullanılmış nükleer yakıt veya herhangi bir radyoaktif materyalin sınır ötesi taşınması da dahil olmak üzere, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla, nükleer materyallerin sınır ötesi taşınmasına ilişkin gerekli tüm ilgili onay, lisans, kayıt ve rızaların alınmasında Proje Şirketi’ne yardım eder.
4.Proje Şirketi, NGS’nin sökümü ve atık yönetiminden sorumludur. Bu çerçevede, Proje Şirketi yürürlükteki Türk kanun ve düzenlemeleri ile öngörülen ilgili fonlara gerekli ödemeleri yapacaktır.
Devlet sırrını yabancılar biliyor
CHP Enerji Komisyonu Başkanı Necdet Pamir 2014’teki kritik bir gelişmeyi hatırlatıyor. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın Türkiye’ye, Akkuyu NGS konusunda 39 başlıkta uyarıda bulunduğunu ancak açılan davada talep edilmesine karşın bu uyarıların “devlet sırrı olduğu” gerekçesiyle mahkemeye sunulmadığını belirtiyor. İnsanların aklıyla alay edildiğini söyleyen Pamir, “Düşünün Türkiye’nin devlet sırları Uluslararası Atom Enerjisi’ndeki uzmanlarca hazırlanmış. Onlar biliyor ama bizim bilmemiz istenmiyor” diyor.
Durmaksızın 20 milyar dolar yatırım tutarı vurgulanan Akkuyu’da, Rusya’nın 15 yıl boyunca, 12.35 cent üzerinden satacağı üretim gelirleriyle, yapacağı harcamayı fazlasıyla çıkaracağını unutmasak iyi olur. Milletlerarası anlaşmaya, bundan sekiz yıl öncesinin dolar kuru dikkate alınarak konulmuş 12.35 cent, bugünkü kur ortamında ürkütücü bir fiyattır. Akkuyu’nun kapitülasyon olmadığını iddia edecek olanlar önce 12.35 cent için “halk için çok iyi bir fiyattır” demesi gerekmektedir. *1*
Cumhuriyet
Çiğdem Toker
26 Kasım 2017 Pazar
Akkuyu’nun garanti fiyatı ne kadar vatansever?
Halkın sağlığına zarar vereceği önceden belli enerji projeleri vardır. Bunların aynı anda doğal kaynakları, tarımsal üretimi bozacağı da ilk bakışta görülür.
Hal böyleyken, siyasi iktidarlar, bu tür yatırımları “millet yararına”, kalkınma dostu gibi takdim etmekten kaçınmaz; boğaz tokluğuna, göç pahasına inşaat işçiliğini “büyük istihdam” diye parlatırlar.
Daha da ileri gidip “Hayır bu proje o kadar da faydalı değil” diye sorgulayan herkesi, vatan hainliği yahut teröristlikle damgalarlar. (En taze örnek, Alpu’da kurulması planlanan termik santral toplantısı, Eskişehir medyasına yansıdı.)
Bazen mitingde, bazen satın aldıkları TV’lerde yaparlar bunu.
Kamu kaynaklarından şirketlere sermaye transferiyle sonuçlanan bu işlerin, iktidar gücünü tahkim etmek üzere kurgulandığı, mümkün olduğunca bilinmesin isterler çünkü.
Farkında olanları susturmaya çalışmalarının nedeni de budur.
Siyasiler ve şirket patronları, bu yaftalamaya çok alışsalar da kamu kaynaklarını dağıtma gücünü elinde tutanların işlemlerini sorgulamanın “gazetecilik” olduğunu hatırlatıp devam edelim.
Kilovatsaati 12.35 cent
Akkuyu Nükleer Güç Santralı (NGS) Türkiye-Rusya arasında imzalanmış milletlerarası anlaşmaya dayalı.
Santralın kurulması sayısız işlem ve eyleme bağlı. ÇED raporu bunlardan biri.
Akkuyu için verilmiş “ÇED uygundur” kararı için açılmış bir iptal davası var.
Geçen hafta, Danıştay 14. Daire’de duruşması görüldü.
TMMOB, TTB, TEMA temsilcileri, ODTÜ öğretim üyeleri, Mersin milletvekilleri oradaydı.
Öğrendik ki, o duruşmada da projeye itiraz etmek ile “vatan hainliği” arasında bir illiyet bağı kurmuş.
Bu santralın olası yıkıcı sonuçlarına, uzmanlar uzun süredir değiniyor.
Biz de meselenin mali boyutuna bakıp Türkiye’nin alım garantisi verdiği elektriğin fiyatını hatırlatalım.
Devletimiz, Akkuyu’nun 1 ve 2. ünitelerinde üretilecek elektriğin, yüzde 70’ini; 3 ve 4. ünitelerdekinin de yüzde 30’unu satın alacak.
TETAŞ aracılığıyla verilen bu garantinin fiyatı ise: 12.35 cent. Süresi: 15 yıl.
Bu anlaşmanın yayımlandığı 6 Ekim 2010’da, bir ABD Doları 1.5 TL’ydi. Şimdi 3.9 TL.
Bugünlerde popülaritesi yüksek, kısa adı YEKA olan Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı için aynı devletimizin verdiği alım garantisi, yaklaşık 7 cent civarında.
Bir hayli vatansever rakamlar öyle değil mi? *2*
Haberayyıldız.com
07.04.2018
Nükleer cinayet santralleri yapılmayacak!
Akkuyu Nükleer Santral gerçeği ;
Akkuyu’da finansman sıkıntısına rağmen bugün temel atılmasının en önemli nedeni… Kommersant, projeyi gerçekleştirecek Rus şirkete vergi muafiyeti ve gümrük ayrıcalıklarının sadece Akkuyu’nun inşaatı boyunca değil, yaklaşık 90 yıl süreceğini belirtiyor.
Akkuyu ve Sinop Nükleer Santralleri yapılmayacak. Rus Rosatom firmasının Akkuyu Nükleer Santralini yapmak için parası yok. Projeye %49 ortak olup finansman getirecek firma arıyor. Ortak oldu/olacak denen Cengiz-Kolin-Kalyon, sözleşmeyi imzalamadan kaçtı. Akkuyu Nükleer santrali, ilk planlamaya göre, 2015’te başlayıp 2022’de, 20-22milyar Dolar’a bitecekti.
AKP iktidarda kalır, proje de 2019’da başlayabilirse, 2025’te bitip, 25 milyar Dolar’a mal olacağı için kimse girmek istemiyor. AKP, Akkuyu’da üretilecek elektriğin %50’sine, 15 yıl boyunca 12,35 cent/kWh bedelle alım garantisi verdi. Yani, diğer santrallerde 15 kuruş olan elektrik için 49 kuruşa alım garantisi verdi. Aradaki fark, toplamda 35 milyar Dolar’a ülke zararı demektir.
22 milyar Dolar açıklanan proje, 25 milyar Dolar’a çıkartılıp, garanti zararı 35milyar Dolar da bindirilince, proje olmaktan çıkıp, SOYGUN haline geliyor. Anlaşma, AKP sonrası hükumetler tarafından ‘kamu yararına’ iptal edileceği için de, hiçbir firma işe girmek istemiyor.
Akkuyu lisans ve bürokratik işlemleri nedeniyle şimdiden 4 yıl geciktiği için, Rus Rosatom 3 milyar Dolar fark istiyor. Bu farkı AKP halka açıklayamayacağı için resmen imzalayamıyor. Rosatom da resmi imza olmadan riske girmeyip, riski aktaracağı Türk ortak arıyor. Özetle, Akkuyu Nükleer santrali, 2019 seçimlerine kadar yandaş Türk müteahhitlere hafriyat/dolgu, yol işleri bütçeden yaptırılıp oyalandıktan sonra, AKP iktidardan gidince proje çöpe atılacaktır.
2019 seçimlerine kadar Rosatom, 1 ruble para harcamayacaktır. SİNOP NÜKLEER Akkuyu Nükleer Santrali, 22 milyarDolar’a Ruslarla, Sinop Nükleer ise 22 milyar Dolar’a Japon Mitsubishi Heavy/ Itochu ve Fransız firma ile imzalanmıştı. Akkuyu’daki problemlerden sonra geçtiğimiz ay, Sinop Nükleer’deki Japon firmalar da sorun çıkardı.
http://www.asahi.com/ajw/articles/AJ201803150046.html
SİNOP NÜKLEER Sinop Nükleeri yapacak Japon firmalar, 4 nükleer reaktör için 19.7 milyar DOlar öngörülen maliyetin, 2 katına, yani 37.5 milyar Dolar seviyesine yükseldiği bildirip, Türk tarafından fiyat artışı için yanıt beklediklerini açıkladı.
Sonuç olarak, politik ve ekonomik olarak çöküş aşamasında olan AKP iktidarı Türkiye’sine yabancı banka ve firmalar güvenmediği için, 2 Nükleer Cinayet Santrali projesi (Akkuyu ve Sinop) de iptal aşamasına geldi. AKP seçimlere kadar bu gerçeği açıklayamayacak. *3*
Bilim, Ekonomi
6 Mayıs 2018
Mustafa Ergün
Akkuyu Nükleer Santrali ile
ilgili dehşet verici bilgiler
Nükleer santrallere neden karşı çıkmalıyız? Mersin‘de yapılan Akkuyu Nükleer santrali nedir, ne değildir? Nükleer santrallerle ilgili bir fikir sahibi olmak için bir solukta okuyacağınız 25 maddeyi sizin için listeledik. Nükleere karşı olmak siyasi bir tavır değil, çevresel bir sorumluluktur. Yaşadığımız evrene karşı, doğacak insanlara karşı bir sorumluluk. Akkuyu Nükleer Santrali hakkında, herkesin bilmesi gereken 25 gerçeği farkında olun diye derledik… 3 dakikanızı ayırın ve bu gerçeklerle yüzleşin.
1. Mersin Akkuyu, bir fay hattı üzerinde bulunuyor.
2. Santrali yapan şirket Çernobil’in sorumlu şirketi: Rosatom.
3. ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) Raporu sahte imzayla sunuldu, kısa sürede okunmadan kabul edildi.
4. Santralin Rus payı %51’nin altına düşmeyecek. Türkiye’nin santrali değil yani.
5. Dünyada en ucuz teklifi veren alır + Yap İşlet Sahiplen modeliyle kurulan tek santral. İşletim sırasında maliyetten kısılacak.
6. Dünyada daha önce denenmemiş bir reaktör modeli kullanılıyor.
7. Türkiye’nin Rusları denetleyebilecek ya da kalite kriteri koşabilecek kapasitede elemanı yok. Ancak “en güvenlisi olacak” gibi açıklamalar duyuluyor.
8. Ruslara 12.5 cent’ten 15 yıl (yani 70-80 milyar dolar) alım garantisi verildi. Dolar her geçen gün artıyor.
9. Yakıtta Rusya’ya bağımlı olacak, bizim az olan uranyumumuz kullanılamayacak. Doğalgaz bağımlılığı yerine uranyum bağımlılığı artacak.
10. Atıkları bertaraf etmeyi dünyada hiçbir ülke başaramadı.
11. Atıklar 100.000’lerce yıl boyunca deprem bölgesi olan Akkuyu su depolarında hasar görmeden korunmak zorunda. Rusya atıkları ülkesine almıyor.
12. Olası bir kaza durumunda 500.000.000.000 (500 milyar) dolarlık hasarın sadece binde birinden Rusya sorumlu. Tüm masraflar Türkiye’den çıkacak.
13. Uranyum yakıt çubuklarının sürekli olarak su ile soğutulması gerekiyor. Soğutma elektrik kesintisi gibi bir sebeple duracak olursa kısa sürede Fukuşima ve Çernobil gibi kazalar meydana geliyor.
14. Türkiye tüm ülkeyi kapsayan elektrik kesintisinin sebebini bir hafta boyunca bulamamış bir ülke.
15. Türkiye, santrali olmadığı halde 3. seviyeden nükleer kaza yaşayan tek ülke.
16. Türkiye, topraklarında (Aliağa) sessiz sedasız radyoaktif gemi sökülüp hurdaları atılan bir ülke.
17. Türkiye, topraklarında uranyum işlenip normalin 400 katı radyasyon saçacak halde açık bırakılıp gidilen bir ülke.
18. Santralin hidrolik sistem ihalesini “Milletin a… koyacağız” diyen adamın şirketi kazandı.
19. Soma facia madenlerine sahip olan şirket bu projenin altyapısında yer alıyor.
20. Santral kazasız çalışırken bile, çevreye radyoaktif toz saçacağı için Mersin’de yetişen çilek, muz gibi gıdalara “radyoaktif atık içerir” etiketi getirilecek.
21. Anlaşma teknoloji transferi öngörmüyor, yani Ruslar bize bu teknolojiyi de öğretmeyecek. Silah yaparız diye ümitlenmeyin.
22. Türkiye’nin elektrik fazlası olduğu gibi %15 kayıp-kaçak oranı var. Akkuyu ise %2’lik bir katkı sağlayacak.
23. Akkuyu bir ihtiyaç değil, siyasi bir tercih. Sadece altyapı şirketlerine gelir kapısı yaratma ve Rusya’nın desteğini alma amacıyla yapılıyor.
24. Zira Avrupa ülkeleri tüm nükleer santrallerini aşamalı olarak kapatma ve yenilenebilir enerjiye geçme kararı aldı. *4*