Akıl Fikir yazıları * KEMALİZM ve DEMOKRATİK SOSYALİZM tanımları üzerine * KEMALİST veya SOSYAL DEMOKRAT olmak

Sayın Tuncay Erciyes CHP’nin yapısını Kemalizm ve Sosyal demokrasi
üzerinden irdeleyerek bizleri gerçeklerle yüzleştiriyor

Tuncay Erciyes
tuncayerciyes@gmail.com
1 Şubat 2018

Alıcı: kemal.kilicdaroglu@chp.org.tr
Cc: Ümit Kocasakal umit.kocasakal@gmail.com
Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU ofeminagaoglu@gmail.com

“Kemalizm Sosyal Demokrasi ile ÇELİŞMEZ” diyenler için Mehmet Altan’dan:

“KEMALİSTLER SOSYAL DEMOKRATLARDAN AYRIŞMADIKÇA..”

Sevgili Dostlar,

Mehmet Altan’ın aşağıda sunduğum bu makalesini okuduğunuzda, onun da benim gibi,
“Hem KEMALİST hem SOSYAL DEMOKRAT OLUNMAZ” tezini savunduğunu göreceksiniz.

“Kemalizm Sosyal Demokrasi ideolojisi ile uyumludur, ÇELİŞMEZ” diyerek Kılıçdaroğlu’nun CHP üyelerine Kemalizm’i değil Sosyal Demokrasi ideolojisini benimsetmeye çalışmasını (Bakınız: https://www.medyasiyaset.com/kilicdaroglu-hakli-chp-de-buyuk-ideoloji-kaybi-var/) kitapçıklar hazırlatıp, eğitim kampları düzenletmesini doğru bulanları;

* Mehmet ALTAN’IN aşağıdaki makalesini ve

* Umut ORAN’IN Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcılığından İSTİFA açıklamasını (Bakınız: http://umutoran.com/2018/01/27/umut-oran-sosyalist-enternasyonal-baskan-yardimciligindan-istifa-etti/ ) okumaya davet ediyorum.

Mehmet Altan aşağıdaki makalesinde,“Kemalizm’i, ‘Sosyal Demokrasi’ olarak sunmak Türkiye’ye büyük zarar veriyor. CHP Kemalizm’den vazgeçmeli, Kemalistler CHP’den ayrılmalı /atılmalıdır” tezini savunuyor. (Yani, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına geçtikten sonraki uygulamalarını tanımlıyor)

Hemen belirteyim ki AVRUPA ve DÜNYA Sosyal Demokrat Partileri ve üst örgütleri Mehmet ALTAN ile aynı görüştedir. ULUSALCILIĞA, LAİKLİĞE, ERMENİ SOYKIRIMI YALANINA, KIBRIS MESELESİNE, KÜRTÇÜLÜĞE, BÖLGESEL ÖZERKLİĞE bakışları hep aynıdır.Demek ki Sosyalist Enternasyonal’in Türkiye’nin Afrin harekatına karşı çıkan bildiri yayınlaması SOSYAL DEMOKRASİ İDEOLOJİSİNE aykırı değil UYGUN bir DAVRANIŞTIR.

KILIÇDAROĞLU’nun CHP Genel Başkanı olarak yapması gereken ise, SE’in bildirisine İSTİFA açıklamasıyla tepki gösteren Umut ORAN’ın davranışının CHP’nin görüşünü yansıttığını AÇIKLAMASI ve SE’i Türkiye’den ÖZÜR dilemeye davet etmesidir. Ama görünen o ki yapmayacaktır. Çünkü Oran’ın istifasından haberi olduğu halde Salı günü grupta yaptığı konuşmada bu konuya hiç değinmemiştir.

BAŞKAN adaylıklarını açıklayan KOCASAKAL ve EMİNAĞAOĞLU da maalesef sessizdir. Hem de mail adreslerine, aynen şimdi yaptığım gibi mail gönderip olayı duyurmama, SE’i protesto eden, özür dilemeye çağıran BİLDİRİ yayınlamaya davet eden yazılarıma rağmen!!

Erdoğan tarafından CHP’yi yıpratmak için kullanılmaya çok uygun olan SE’in bildirisine, CHP’de sadece tek kişinin tepki göstermesi, Kılıçdaroğlu ve Atatürkçü Başkan adaylarının sessiz kalması anlaşılır bir şey değildir.

Yoksa Erdoğan’ın Başkan seçilmesi CHP’de kimsenin derdi değil mi?
Ne dersiniz?

Sevgi ve saygılarımla

Tuncay Erciyes
31 Ocak 2018

Not: “Hem ATATÜRKÇÜ hem SOSYAL DEMOKRAT OLUNMAZ” başlıklı yazımı,
https://www.facebook.com/terciyes1/posts/10213900361095453 Adresinde okuyabilirsiniz.

Mehmet Altan 23 Mayıs 1998

KEMALİSTLER’LE, SOSYAL DEMOKRATLAR AYRIŞMADIKÇA…

Türkiye’nin, Cumhuriyet’in 75. yılında hâlâ kavramları sıradan ansiklopediler düzeyinde bile özümseyememesine üzülüyor, insan.Ankara, feodaliteden sanayi toplumuna geçerken oluşan bütün kavramların içini boşaltıp içeriğini yok ederek topluma sunmuş. Kendi bakış açısının dışındaki bütün görüşleri ve düşünceleri da yasaklamış.

Şimdi yeni bir CHP kurultayı daha, birbirine taban tabana zıt olan “KEMALİZM” ile “SOSYAL DEMOKRASİYİ” AYNI ŞEYLERMİŞ GİBİ sunarak toplanıyor.İdeolojik boyuttaki bu karmaşa aşılmadıkça da, CHP yönetimi umutlanmasına rağmen, yüzde 10 oyu bile bir daha göremeyebilir.

*

“Sosyalist Kültür Ansiklopedisi”, KEMALİZM’İ şöyle tanımlıyor:

“Kemalizm; adını Türkiye Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın Başkumandanı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal’den alan bir ideoloji ve doktrindir.

… Kemalizm genellikle 20. yüzyılın sömürge yönetiminden yeni kurtulan ya da, kurtulma aşamasında olan ülkelerde, ‘Batı’ya dönük aydınlarının, asker-sivil bürokratlarının’ bazen de adını koymadan benimsedikleri bir ideolojidir.Kemalizm özde ‘HALKA RAĞMEN HALKÇI, YARI TOTALİTER’ bir rejim ortaya çıkartır. Daha sonraları Ortadoğu ve Afrika’da kimi zaman NASIRİZM adıyla ortaya çıkan ‘ilerici askeri yönetimler’ aslında Kemalizm’in derin izlerini taşır.”

*

Dışişleri Bakanı İsmail Cem “SOL’DAKİ ARAYIŞ” başlıklı kitabında, CHP’nin bu ideolojisini şöyle somutlaştırır:

“Kökleri Meşrutiyet dönemine, İttihat ve Terakki’ye, tek parti iktidarına kadar uzanan bu anlayışa göre, kitleler ancak iyi niyetli kurtarıcılar tarafından yüceltilebilir; kendi başlarına bırakılmaları onları ya din devleti kurmaya ya da sürekli aldatılmaya götürür. Zaten demokrasi gelince halk daha kolay aldatılmış ve doğruyu göremediğinden CHP iktidar olamamıştır, vb.”

*

CHP’nin eski Genel Başkanı Bülent ECEVİT de AYNI DÜŞÜNCEDEDİR. 10 Kasım 1969 tarihinde, partisinin resmi yayın organı olan Ulus Gazetesi’nde 1923 ila 1950 arasındaki “iktidar dönemini” değerlendirdiği yazısında şunları söyler:

“(Kemalist)DEVRİMCİLİK, biçimsel bir devrimcilik; halkçılık HALKA TEPEDEN BAKAN bir halk patronluğu olmaktan öteye gidememiştir.

… Ekonomik ve toplumsal altyapı, gereğince ve yeterince değiştirilememiştir. Bu yapıda, geniş halk kitlelerinin yararına köklü değişimler GERÇEKLEŞTİRİLEMEMİŞTİR.

KADRO, kendini halkın dışında ve üzerinde gören aydın bürokratlarla, bunların çoğu zaman ve çoğu yerde özdeşleştikleri mahalli eşraftan kurulmuştu.”

Ecevit aynı yazısında “fesi çıkarıp şapka giymenin ekonomik bünyeyi değiştirmediğini” de vurgular… Yukarda tanımlanan anlayışı benimseyen birisinin kendini “SOSYAL DEMOKRAT” saymasına imkân var mı?

Ama Türkiye böyle bir çarpıtmaya izin veren ideolojik bir sefalet içinde. Ama yaşamın kendisi aldatılamıyor. Türkiye geliştikçe, TEK PARTİ İDEOLOJİSİ iyice iflas ediyor. Partisi barajı zar zor aşıyor, gazetesinin tirajı elli bine bile ulaşamıyor.

*

“SOSYAL DEMOKRASİ” ise, “ilerici askeri yönetimler”, “halka rağmen halkçı, yarı totaliter” gibi tanımlarla tanımlanamayacak, çok ayrı bir kökten gelmekte.Derin anlatımlara gerek yok. Sadece ansiklopedik bir bilgi bile, bizdekinin hiçbir şekilde “sosyal demokrasi” olmadığını insanın gözüne sokmaya yeterli:

“Kapitalizmden sosyalizme, var olan siyasal süreçleri kullanarak barışçı ve evrimci geçişi savunan siyasal ideoloji.19. yüzyıl sosyalizmine ve Karl Marks ile Friedrich Engels’in öğretilerine dayanan sosyal demokrasi, komünizmle ortak ideolojik köklere sahiptir. Bununla birlikte sosyalist toplumun inşası için devrim yoluna başvurmayı reddetmesi ve Ortodoks marksist öğretiden ayrılması nedeniyle ‘revizyonizm’ olarak nitelendirilmiştir.”

Sosyal Demokrasinin kuramsal temellerini atan Bernstein Kautsky ve Jaures’dir.Kendini “sosyal demokrat” ilan eden bizdeki partilerin hiçbirinde bu akımın fikir babalarının küçük bir resmine bile rastlayamazsınız.

Yeryüzünde sosyal demokrasi “EMEK-SERMAYE” çelişkisi üzerinde gelişti.
Bizdekiler hâlâ eski CHP fobilerinin peşinde, “LAİKLİK-ŞERİAT” ikileminde dolaşıyor.
Bu bile neden toplumun sorunlarını çözmede çare olamadıklarını açıklamaya yetmekte…

(1998’de Kemalizm karşıtı bu görüşleri savunan Mehmet Altan’ın 2002’de Erdoğan’ı desteklemesi, 10 yıl AKP tarafından kayırılıp semirtilmesi, yıl 2013’e geldiğinde, artık kendisine ihtiyaç kalmaması sebebiyle gözden düşmesi, 2017’de ise hapse atılması normaldir. Tuncay Erciyes)

*

Deniz Baykal’ın CHP’si, kendisinden çok daha büyük bir SHP’yi yuttu…Halbuki bu birleşme olmasaydı, SHP “evrensel sosyal demokrasiyi” benimseyen bir parti haline gelirken, CHP de sosyal demokrasiyle hiçbir alakası olmayan, geçmişe özlem duyan KEMALİSTLER’İN PARTİSİ olarak kalırdı.Bu ayrışma Türk siyasetine bir saydamlık getirirdi. Kitlelerin gerçek bir “SOSYAL DEMOKRAT” hareketle tanışmasına olanak verir, çare olabilirdi…

Dün parti yönetimlerinin yapmadığını bugün “taban” yapabilir. Kemalizm’i, “Sosyal Demokrasi” olarak sunmak TÜRKİYE’YE BÜYÜK ZARAR VERİYOR ÇÜNKÜ…

(Bana göre ise, Türkiye’ye zarar veren şey; Kılıçdaroğlu’nun Sosyal Demokrasi ideolojisini, zaman zaman Gençliğe Hitabe ve Bursa nutku okuyarak KEMALİZM ile çelişmiyormuş gibi yutturması ve Kemalizm’e ters işler yapmasıdır. Tuncay Erciyes)

Tek parti döneminin ruhundan sıkılmış geniş halk yığınları, yaşam çilelerine çözümler getirecek gerçek solu tek parti döneminin baskıcı rejimi sanıyor ve başka kanallarda çare arıyorlar.

Sabah

7 Eylül 2014, Ahmet Dursun – TOGEÇ tarafından yayınlandı

This entry was posted in AKIL FİKİR YAZILARI, ATATURK, SİYASİ PARTİLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *