Bu iç kaldıran skandalda en yukarıdan aşağıya ters giden bir şeyler var.
Ters gidenleri sıralamadan önce bu büyük skandalı geriye dönük kayıtları tarayarak ,AMAN BANA NE demeden vakaları listeleyen ve bu çalışmayı yaparken hastahane psikiyatri doktorundan destek alan isimsiz kahramanı bir yurttaş olarak kutluyorum . Topluma egemen olan GÖRMEDİM – DUYMADIM duyarsızlığını göstermeyen saygın Yurttaşa teşekkür edilmesi gerekirken neden cezalandırılmış , görev yeri değiştirilmiştir. Bu doğru ise bu cezalandırma işlemini yapan kişi bu olayları da toplumdan ve savcılardan saklayan kişi olmalıdır .
* Bu hamile çocukların kayıtları neden ve kimin talimatıyla saklandı ?
* İstanbu valisi ilin en büyük mülki amiri olarak soruşturmaya neden izin vermedi ?
* Sağlık Bakanlığı durumdan haberdar olmasına rağmen neden soruşturma izini vermedi ?
Aşağıdaki ilk paragraf şöyle bitiyor ;
“Kamuoyu; mülteciler ile kadın ve çocuk hakları konusunda oldukça hassas olduğu bilinen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuyla ilgili yapacağı girişime ve açıklamalara kilitlendi… “
Bu paragrafı yazana sadece ENSAR VAKFINDA tecavüze uğrayan sayısı 75 olan fakat daha fazla tecavüze uğramış çocuk olduğu söylenen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu tecavüze uğramış çocuklar için tek bir söz söylemediğini hatırlatmak isterim .
Özetle iktidarın ortaklığınla bir suç işlenmiş ve işlenmektedir. Şimdi Cumhuriyet savcılarına düşen görev tüm hastahanelerin mercek altına alınarak toplumdan saklanan hamile çocukların dramı ortaya çıkartılmalıdır.
Naci Kaptan / 19.01.2018
Türkiye ‘çocuk hamileler’ skandalını konuşuyor..
İstanbul’da, Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 5 ay içinde 115 hamile çocuğun kayıtlara geçtiği ancak adli makamlardan bunun saklandığı ortaya çıktı. Yurt genelinde infiale neden olan olay gözleri Aile Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere yetkililere çevirdi. Hamile çocuklardan bir kısmının Suriyeli olması da Türkiye’deki Suriyelileri sosyal yaşam şartlarını yeniden tartışmaya açtı. Sağlık Bakanlığının yazılı açıklaması dışında henüz konuyla ilgili bir gelişme yaşanmadı. Kamuoyu; mülteciler ile kadın ve çocuk hakları konusunda oldukça hassas olduğu bilinen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuyla ilgili yapacağı girişime ve açıklamalara kilitlendi…
İstanbul’da, Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 5 ay içinde 115 hamile çocuğun kayıtlara geçtiği ancak adli makamlardan bunun saklandığı ortaya çıktı. Yurt genelinde infiale neden olan olay gözleri Aile Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere yetkililere çevirdi. Hamile çocuklardan bir kısmının Suriyeli olması da Türkiye’deki Suriyelileri sosyal yaşam şartlarını yeniden tartışmaya açtı. Sağlık Bakanlığının yazılı açıklaması dışında henüz konuyla ilgili bir gelişme yaşanmadı. Kamuoyu; mülteciler ile kadın ve çocuk hakları konusunda oldukça hassas olduğu bilinen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuyla ilgili yapacağı girişime ve açıklamalara kilitlendi..
Hürriyet’ten Dinçer Gökçe’nin Türkiye’nin kamuoyuna taşıdığı skandallar zinciri Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli bir personelin savcılığa ihbarıyla ortaya çıktı. 5 ay içinde, yaşları 18’den küçük 115 çocuğun hamile olduğu saptandı. Üstelik bu yalnızca bir hastanede; İstanbul’da Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kayıtlara geçen rakam.
İHBARLA ORTAYA ÇIKTI
Hastanede görevli bir personel kayıtların polise bildirilmediğini fark etti, tutanak hazırladı, savcılığa bildirdi. Hastaneye 1 Ocak 2017- 9 Mayıs 2017 tarihleri arasında gelen 115 çocuğun hamile olduğu tespit edildi. Çocukların 38’i 15 yaşından da küçük, 39’u Suriyeli. Yasalara göre çocuk gebeliklerin ilgili kurumlara bildirilmesi gerekiyor. Bildirmeyen yetkililerin cezai sorumluluğu var.
İddiaya göre durumu ortaya çıkaran personel hastaneye bildirdi ancak işlem yapılmadı, ardından Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbarda bulundu. Ancak İstanbul Valiliği görevliler hakkında soruşturma izni vermedi, görevliler hakkında “görevi kötüye kullanma” suçunun oluşmadığı belirtildi. Konuyu savcılığa bildiren personel hakkında inceleme başlatıldı, görev yeri iki kez değiştirildi.
İLSAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SORUŞTURMA BAŞLATTI
İstanbul İl Sağlık Müdürü konuyla ilgili inceleme başlattı. 115 hamile çocuğun yetkililere bildirilmemesinin sorumluları inceleme sonunda belli olacak.
SAĞLIK BAKANLIĞI’NDAN AÇIKLAMA
Sağlık Bakanlığı da olayla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada “18 yaş altı gebelik ve eksik bildirim” konusunun tekrar incelenerek soruşturulması talimatı verildiği ve müfettiş görevlendirildiği bildirildi. Haberin daha önce şikayete konu olduğu ve İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünce incelendiği belirtilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
“Medeni kanunun ilgili hükümleri, ‘Erginlik, on sekiz yaşın doldurulmasıyla başlar. Evlenme kişiyi ergin kılar.’, ‘Erkek veya kadın on yedi yaşını doldurmadıkça evlenemez.’ demektedir.
Ancak 181 Sayılı KHK’nın 21. maddesinin (a) bendine göre, 18 yaş altında resmi nikahı olmayan gebelerin adli mercilere bildirimi hususu şöyle düzenlenmiştir; 18 yaş altında resmi nikahı olmayan gebeler, kamu sağlık kurum ve kuruluşlarına başvurduklarında, 15 yaşını tamamlamamış olanların (rıza olsun veya olmasın) tamamının ve 15 yaşını tamamlamış olanlar da ise cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen herhangi bir emarenin varlığı mevcut ise adli mercilere bildirimi sağlanmaktadır.
Bu düzenleme uyarınca 15 yaşını doldurmuş olanların sosyal hizmet uzmanlarına bildirilmesi gerekmektedir. Şikayete konu olan sorumlularla ilgili soruşturma açılmasına gerek olup olmadığı hususu, yukarıdaki mevzuat hükümleri uyarınca mülki idare tarafından değerlendirilmiş ve soruşturma açılmasına gerek olmadığı kararına varılmıştır.”
Açıklamada, “Ancak Bakanlığımız konunun hassasiyetini dikkate alarak, konunun tekrar incelenerek soruşturulması talimatını vermiş, müfettiş görevlendirmiştir.” ifadelerine yer verildi.
MECLİS GÜNDEMİNE TAŞINDI
CHP milletvekili Ali Şeker de habere konu olan iddaları Meclis gündemine taşıdı.
Şeker’in soru önergesinde şu sorular yer aldı;
Küçükçekmece Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde gerçekleştiği iddia edilen ve kamuoyunda ciddi bir infiale yol açan vakanın doğruluğunu tespite ilişkin herhangi bir resmi işlem ya da soruşturma başlatılmış mıdır?
Suçu ihbar ettiği belirtilen kişinin görev yerinin değiştirildiği iddiaları doğru mudur? Doğru ise bu görev yeri değişikliği ilerleyen süreçte benzeri istismar vakalarının ihbarını önleme amaçlı bir gözdağı mıdır?
Geçtiğimiz yasama yılında Hükümet’in bir gece yarısı önergesi ile çocuk istismarcılarına af getirmeye çalıştığı da göz önüne alınırsa, yukarıda belirtilen iddiaların doğruluğu durumunda, Hükümet’in çocuk annelikle mücadele konusunda gerekli özen ve isteği göstermediği eleştirisi doğru mudur?
Ülkemizde son 5 yıl içerisinde, her yıl için ayrı ayrı olmak üzere kanunlara göre yasal yaş sınırının altında çocuk doğum yapan kişi sayısı kaçtır? Bu olayların kaçında yasal soruşturma başlatılmıştır?
Okullarda ders kitapları aracılığıyla buluğ yaşına giren (kız çocuğu 9 yaş erkek çocuğu 12 yaş) çocuk kendi başına evlenebilir şeklinde eğitim verilmesinin çocuk annelik sayısının artmasına etkisi var mıdır?
2016 verilerine göre Türkiye’de kayıtlı bulunan 2 buçuk milyon Suriyelinin yaşlara göre dağılımı.
KAMUOYUNDA TEPKİLER ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR
Kamuoyunda infiala yol açan skandala ilişkin Sağlık Bakanlığının yazılı açıklaması dışında hükümet kanadından henüz bir adım atılmadı. Kamuoyu; mülteciler ile kadın ve çocuk hakları konusunda oldukça hassas olduğu bilinen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuyla ilgili yapacağı girişime ve açıklamalara kilitlendi.
YAZIN YAYINLAYALIM
Türkiye’deki binlerce hastaneden sadece İstanbul’daki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki korkutucu rakamlar, gözleri diğer hastanelere de çevirdi. Siz de bu konuyla ilgili bilgi, görüş ve temennileriniz varsa yazın yayınlayalım.