Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
18.01.2018
Savaş ve kitlelerde ruh hali dönüşümü
Prusyalı General Carl von Clausewitz, topyekûn savaş doktrininde, “savaş siyasetin başka araçlarla devamıdır” demiş.
Kurumların, kitlelerin, partilerin, sivil toplum kuruluşlarının savaş sırasında nasıl bir fikri, ideolojik ve ruh hali dönüşümüne uğradığını anlamak bakımımdan, “savaş siyasetin başka araçlarla devamıdır” çözümlemesi oldukça açıklayıcıdır.
Günümüz pratiğine bu kuralı uyguladığımızda; Türkiye örtülü/açık bir Türk Amerikan savaş süreci yaşamaktadır. Bu süreç halkımız tarafından daha derinlemesine kavrandıkça, zihinler tüm yaşananları, düşman ve dost açısından bakarak anlamlandıracaktır.
Son Suriye olayları ve ABD’nin bölgedeki çıkarları için Kürdistan kurma iradesi, Türk halkını ABD düşmanı konumuna taşımıştır.
Bundan sonra Türkiye’de siyaset yapacak tüm partilerin ve kurumların bu durumu göze alarak siyaset yapma mecburiyeti ortaya çıkmaktadır.
Bir başka ifadeyle, ben Amerika’nın yanındayım, ben dış siyasette (aslında iç siyasette de) ABD ve AB’nin yanında siyaset yaparım demek; ben düşmanın yanındayım anlamına gelen, bir imaj yaratmaktan başka bir anlama gelmeyecektir.
Kitleler savaş haleti ruhiyesine girmişken, ülke bölünmeye karşı konumlanmışken, sizin ABD ve AB yanında duruşunuz, sanki düşmanın yanında bir duruş olarak algılanacaktır.
Düşmanın yanında düşmanla beraber siyaset yapmak, ya da düşmana karşı siyaset yapmak…
Düşman tekleştikçe ve somutlaştıkça, düşman yanından siyaset imkansızlaşacaktır. Tevil etmek, düşmanı muğlaklaştırma gibi gayretler de boşa çıkacaktır.
Düşmanın yanında siyaset yapanlar için geriye bir tek çare kalacaktır. O da sokağa çıkıp düşmanın yanında savaştığını ayan beyan açıklamaktır.
Böyle durumların da olduğuna şahit olacağız ama ortam ve iklim büyük çoğunluğun düşman algılaması doğrultusunda belirlenecektir.
18.1.2018