Rahmi Turan
20.12.2017
BİR ARKADAŞLIK EFSANESİ
Midnight Oil adlı ünlü gece kulübünün sahibi ve George Clooney’nin en yakın
arkadaşı Rande Gerber, bugüne kadar gizli tuttuğu bir arkadaşlık anısını bir
basın toplantısı yaparak açıkladı.
Gerber ‘’2013 Eylül ayı başlarında George Cloney bana telefon ederek, bizim
‘’Amigolar” diye adlandırdığımız 14 arkadaşı bir akşam yemeğine davet etti,
gittik.
Özenle hazırlanmış uzun bir yemek masasında tabakların yanında 14 tane siyah
derili el çantaları dizilmişti. Yemek salonunda çıt bile çıkmıyordu. George
elindeki şarap kadehini kaldırdı ve “Hepiniz hoş geldiniz benim sevgili
amigolarım, kader arkadaşlarım” diyerek söze başladı ve devam etti:
“Sizler ben üne kavuşmadan önce beni bağrınıza bastınız, her birinizin evinde
yoksul günlerim geçti. Bana maddi ve manevi hiçbir yardımı esirgemediniz.
Madem ki bugün hepimiz hayattayız her birinize o siyah çantalar içerisinde birer armağan veriyorum. Lütfen kabul edin” dedi.
Yemek masasının etrafını bir merak uğultusu kapladı. Çantaların çifte kilitlerinin açılış tıkırtısı ve “Ooooo… Harika!” sesleri ve arkasından arkadaşların ayağa kalkarak çılgınca alkışlamaları salonu çınlattı. Çünkü o siyah çantaların içinde “1.000.000 (birer milyon) dolar” vardı. Çantanın diğer bölümünde ise 300 bin dolar daha bulunuyordu. George Clooney izah etti:
“300 bin dolar, vergi borçlarınızı ödemeniz için…” Toplam 1 milyon 300 bin dolar… Bugüne kadar dünyada görülmüş bir şey değil…
Fakat, arkadaşlardan biri bunu kabul etmedi! Rande Gerber, George’un yanına gelerek “Ben bu kadar yüklü bir hediyeyi kabul edemem” demez mi?
George kızmadı, bozulmadı. Elinde tuttuğu şarap kadehini masaya bıraktı ve
aynen şunları söyledi:
“Arkadaşlar, Gerber benim hediyemi kabul etmezse, üzülerek söylüyorum,
ellerinizde tuttuğunuz o çantaları sizden geri istemek zorunda kalacağım!
Ya hepiniz, ya hiçbiriniz!”
Bu sözler yemek salonunu bir anda karıştırıverdi. Herkes sofradan kalktı ve
Gerber’in etrafını sardı. Bazıları “Gerber, seni gebertiriz” bile dediler.
Sonrası malum. Gerber zorunlu olarak “Evet kabul ediyorum” dedi ve salon bir
kez daha kulakları çınlatan alkış seslerine boğuldu.Birlikte George’u bir ellerinde çanta ve boşta kalan elleri ile de havaya kaldırdılar:
“En büyük George, başka büyük yok!” sesleri yükseldi.
“Arkadaşlığın böylesi herhalde ilk defa görülüyordu.”