EMPERYALİZM * Tuncay Özkan ve Kadir Mısırlıoğlu farklı kişilik mi?

Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
20.12.2017

Tuncay Özkan ve Kadir Mısırlıoğlu farklı kişilik mi?

Uzunca yıllar FETO ve PKK sanki birbirinden ayrı örgütlermiş gibi bize taktim edildi.Artık hem PKK’nın hem de FETO’nun arkasında, Amerika’nın olduğu ayan beyan ortadadır.

Amerika tarafından, Türkiye’ye karşı bir şey oldu mu, işin içinde, ya PKK’nın siyasi uzantıları ya da FETO’nun elinin olduğunu görürdük. Aslında iki örgütün arkasında da, ABD olduğundan, koordinasyonu yapanın CIA olduğunu fark edemezdik.

Övünmek gibi olmasın, bu gerçeği, kendi adıma yaklaşık otuz yıldır bilmekteydim.Lakin ortalık o kadar çok gladio etkisi altında toz dumandı ki, bu gerçeği ifade edenler hep sıkıntı yaşıyordu.

Gerçek ancak 15 Temmuz’da ortaya çıktı ve kitlelere mal oldu.

Rahmetli Uğur Mumcu’nun katledilmesine tepki yürüyüşlerinde, “Mollalar İran’a” sloganının atılması bile, kitlelerin ABD adına nasıl yönlendirildiğinin acı bir örneğidir.

Oysa yürüyüşü yapanlar, kendisini ilerici ve devrimci sanıyordu. Ama CIA’nın yönlendirmesi ile slogan atıyordu.Ülkemizdeki Amerikancılığı ve ülkemizdeki Amerikan varlığının sebebini sadece siyasal İslam’ın üzerine atarak sorumluluktan kurtulamayız.

Şimdi size Amerikancılıkta birbiri ile yarışan iki aydının nasıl da Amerikancılıkta birleştiğini ifade edeceğim.Birisi fesli Kadir Mısırlıoğlu, diğeri kendini antiemperyalist ulusalcı sanan Tuncay Özkan…

Her ikisinin de Amerikancılıkta nasıl karar kıldıklarını kendi ifadelerinden yola çıkarak ifade edeceğim.

Tuncay Özkan diyor ki; “Trump kazanıyor, Erdoğan gidecek.”
Tuncay anlatmaya devam ediyor… İyi ki Amerikalılarla beraberiz.
Özkan Amerikalıların gelip Erdoğan’ı alaşağı etmesini bekliyor. Umuyor.

Tıpkı, “keşke Yunan kazansaydı” diyerek, emperyalizme karşı verilen mücadeleyle mücadele eden fesli Kadir Mısırlıoğlu gibi.Tıpkı Mollalar İran’a diyerek, CIA’nın yapıp ettiklerini İran’ın üzerine yıkan laikçiler gibi…

Nasıl ki PKK ve FETO ABD çatısı altında bütünleşiyorsa, doğru siyasetlerle Erdoğan ile mücadele etmek yerine, Trump’ın Erdoğan’ı alaşağı etmesini isteyenler de ABD çatısı altında bütünleşiyor.

Emperyalizmden medet ummak, ona teslim olmaktır.

Amerikan yenilgisini ABD’li stratejistler bile söylerken, Özkan hala Amerikan hayranlığı içinde boğulmuşa benziyor.

Almanya Dışişleri Bakanı bile, Türkiye bağımsızlığı için ABD ile savaşı göze aldı derken, keşke Yunan kazansaydı der gibi, Trump kazanacak, Erdoğan gidecek demek, ben Mısırlıoğluyum demektir.

Sahte kahramanlar, zor günlerde, kim olduklarını böyle ifşa ederler.
Millete inançsızlık işte böyle insanları kör çukura düşürür.

Erdoğan’ın gönderilmesi gerekiyorsa, bunu Türk milleti yapmalıdır. Türk milletinin önüne çıkıp lider pozlarında ülkeyi Trump’a teslim edecekler değil.

“Erdoğan gitsin de ne olursa olsun, hatta Amerikan valisi bile olur mantığıdır”. Mandacılıktır.Laik ve ulusal görünümlü Amerikancılık artık deşifre oluyor.

Türk Amerikan savaşı derinleştikçe, daha çok sahte karamanlar ve sahte saflaşmalar deşifre olacak.

20.12.2017

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, BÜLENT ESİNOĞLU YAZILARI. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *