Napolyonla Köylü
Birgün büyük Napolyon bir köycüğe uğradı,
Bir parça hava almak, dolaşmaktı maksadı,
Köyde çift sürerken, meserretle bakarken ,
Bir köylü Napolyonu görünce birden şaştı.
Hürmetle eğilerek huzuruna yaklaştı.
Bu, tarlada çift süren, bir fakir ihtiyardı
Bir ağarmış sakalı, bir bükük beli vardı.
Napolyonla gelince bir lâhzada göz göze,
Eline sarılarak şöyle başladı söze:
Köylü:
-“Sen imparatorsun, çok büyük ünvanlısın,
“Cesursun, kahramansın, heybetlisin, şanlısın,
“İstediğini çıkardın hükümdarlık tahtına
“Arzu etsen verirsin dünyaları ateşe,
“Hattâ hâkim olursun istersen güneşe.
“Sen herşeyi yapmakta kudretlisin bu kadar,
“Benim şimdi senden bir küçücük dileğim var;
“Kızımı bu köydeki bir gence vereceğim;
“Ben bu mesut düğünle murada ereceğim,
“Bir hakikat olmuyor bu tatlı emel lâkin,
“Kızım o gence karşı duyuyor âşk değil kin.
“Sen gönlüne hakim ol, varsın dediğim gence,
“Herşeyde kudretin var, yaparsın bunu bence.”
Napolyon:
-“Ben bir imparatorum, ben büyük ünvanlıyım,
“Cesurum, kahramanım, heybetliyim, şanlıyım,
“Evet, Dünya şaşıyor benim açık bahtıma,
“İstediğimi çıkardım, hükümdarlık tahtına,
“Arzu etsem veririm dünyaları ateşe,
“Hatta hakim olurum istersem de güneşe.
“Bu arzunu duyunca derim ki; sen delisin.
“Bu büyük hakikati artık öğrenmelisin,
“Bu bu işi yapmak için hiçbir kuvvet bulamam,
“Arza hâkimim ama , kalbe hakim olamam.”
Victor Hugo
Meserret TDK ; sevinç