Güncellendi * EKONOMİ VE “EMPERYALİZMİN AĞALARI ULUSLARARASI MADEN ŞİRKETLERİ VE MADEN ÇIKARTILAN ÜLKELERİ BEKLEYEN TEHLİKELER . Bölüm 1

ARAŞTIRMA YAZISI

Naci Kaptan
04.Eylül.2017

Değerli okur,

Dün sizlerle ” EMPERYALİZMİN AĞALARI ALTIN’cılar * BEYAZ ADAM VE ALTIN * Brezilya’da Temas Kurulmamış Amazon Kabilesi Bireyleri Öldürüldü * ‘’Sizin cennetinize gitmek istemiyorum’’  https://nacikaptan.com/?p=50060 başlıklı bir yazı paylaştım .

Bu yazıdan sonra  arşivimde olan “EMPERYALİZMİN AĞALARI ULUSLARARASI MADEN ŞİRKETLERİ VE MADEN ÇIKARTILAN ÜLKELERİ BEKLEYEN TEHLİKELER” başlıklı yazı dizimi güncelleyerek tekrar okumanıza sunmanın yararlı olacağını düşündüm. özellikle araştırmacı dostlara yararlı olacağını düşünüyorum.

Öncelikle Ülkemizin ekonomide nereye geldiğine bakmamız yararlı olacaktır.

2017 EYLÜL İTİBARIYLA DURUM VAZİYETİ

“2017 bütçesinde öngörülen açık 47,5 milyar TL iken ve henüz bütçe yılı tamamlanmadan bütçe açığı 89,2 milyar TL olarak gerçekleşti. 30 Haziran 2017 tarihi itibariyle Türkiye’nin brüt dış borç stoku 432,4 milyar dolara çıkmış durumda ki, bu, milli gelirin yarısından daha fazlasına tekabül ediyor ve 2003’ten beri ilk kez gerçekleşiyor. Üstelik 2003’te toplam dış borç 135 milyar dolarken bugün 432 milyar dolarlık bir tutar söz konusu. Yani seçim meydanlarında “IMF’ye borcu sıfırladık” diye böbürlenilirken borçlar aslında dörde katlanmış durumda.” (BirGün 01.10.2017)

“Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt döviz rezervi, en son açıklanan 3 Mart verilerine göre 89 milyar 234 milyon dolara geriledi. Böylece 24 Ağustos 2002’den beri en düşük seviyede olduğu görüldü .Merkez Bankası verilerine göre Türkiye’nin kısa vadeli dış borç stoku aralık itibarıyla 98.1 milyar dolar. Yani döviz rezervleri kısa vadeli borcu dahi karşılamıyor..” *1*

Basit bir deyişle Merkez Bankasının döviz rezervleri DIŞ BORÇLARI ödeyemez durumda .

Bu arada toplumun yeterince haberdar olmadığı bir açıklama ülke ekonomisinin çok zorda olduğunu duyuruyordu ;

“Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin 490 ton olan Altın rezervinin 450 tonunun, İngiltere Merkez Bankası Bank Of England’da emanette olduğunu Avusturya’dda açıkladı. Bu açıklama, Türkiye’nin karmaşık gündeminde yeterince ele alınmadı. Hiçbir bağımsız devlet, geleceğinin güvencesi olan birikmiş servetini, başka bir devlete; borç vermez, emanetine koymaz, rehin bırakmaz. Türkiye’de, askeri harcamalar artıp dış borç ödeme sınırını aşarken ve ekonomik bunalım derinleşirken, hazine 450 ton altını neden ve ne karşılığı yabancılara teslim etmiştir? Beklenti nedir? Libya’nın 200 milyar dolarına el koyan Batı’ya nasıl güvenilmiştir? Elde kalan son devlet varlıklarını, “Varlık Fonu” adı altında elden çıkarılmasının, altın olayıyla bir ilişkisi var mıdır? Varsa nedir?”

Araştırmacı yazar Ahmet Akgül aslında İng,ltere’ye rehin edilen altının 470 ton olduğunu ve kalan altınların bir bölümünün ABD’ye ve İstanbul borsasına gönderildiğini , Merkez Bankasında 10 ton civarında altın kaldığını açıkladı . İzleyiniz ; http://halkmeclisi.biz/mehmet-simsek-in-agzindan-kacirdigi-sozler-1

Türkiyenin tüm kaynaklarının ÖZELLEŞTİRME MASALI ile yabancılara ve yandaşlara değerinin çok altında peş-keş çekilmesinden sonra 2002 yılından bu yana her yönüyle talana uğrayan Türkiye tüm ekonomik varlıklarını kaybetti ve bugünlere geldik. Ekonomimiz dara girerek dışarıdan kredi alamaz duruma gelince 26 Ağustos 2016 tarihinde VARLIK FONU kuruldu. Varlık fonunun kuruluş amacı şöyle açıklandı ;

“Kamuya ait olan varlıkları daha etkin ve verimli bir şekilde yönetmek; mevcut kamu varlığına değer katarak gelecek nesiller için daha güçlü bir Türkiye hazırlamak amacıyla kurulmuş bir yapı olup, ülkemizin ekonomik istikrarının artırılması ve kalkınmasına katkı sağlamak ”

Yandaş medyaya göre Türkiye Dünyada A liginde 200 milyar dolarlık fonu ile büyük oyuncu olacaktı .Keşke öyle olsa idi. Fon aslında yeni bir Düyünu Umumiye dönemine girdiğimizin işareti idi.

Varlık fonunun ana kuruluş nedeni dış kredi musluklarının kapanması idi. Hiç bir kuruluş Türkiye’ye borç vermek istemiyor , verenler ise büyük faizler ve ayrıca borca karşılık teminat (ipotek) istiyordu.

Bakanlar Kurulu Kararı’yla aşağıdaki kurumlar Türkiye Varlık Fonu’na devredildi.Bir sepete toplanan bu kaynakları rehin gösterip dış borç bulmayı amaçlayan Fon, Sayıştay denetimine de tabi değil.

* Ziraat Bankası – Hazineye ait hisselerin tamamı
* Türk Telekom – Türk Telekomünikasyon AŞ’nin yüzde 6,68 oranındaki
   Hazine’ye ait hissesi.
* THY’nin yüzde 49.12’lik Hazine payı.
* Halkbank’ın yüzde 51.11 hissesi
* PTT – Hazineye ait hisselerin tamamı
* Milli Piyango ve at yarışları
* Borsa İstanbul – Hazineye ait hisselerin tamamı
* BOTAŞ – Hazineye ait hisselerin tamamı
* Türkiye Petrolleri – Hazineye ait hisselerin tamamı
* Türksat – Hazineye ait hisselerin tamamı
* Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (Çaykur)
* Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü
* Bist
* Ayrıca Antalya, Aydın, Isparta, İstanbul, İzmir, Kayseri ve Muğla’daki
   mülkiyeti Hazine’ye ait 46 taşınmazl

Yapılan görüşmelerle Katar’dan Türkiye’ye kaynağı belli olmayan büyük miktarda para girişi oluyordu. Bu paraların karşılığında nelerin verildiğini ise meclis ve halk bilmiyordu. Ekonomi tepetaklak olurken , halka vergi zamları yüklenirken her nedense cumhurbaşkanı sanki çok zengin ve kaynakları sınırsız bir ülkeyiz gibi Dünyanın en büyük saraylarını yaptırıyor , yetmiyor bugünlerde Okluk koyunda 300 odalı çok lüks bir yazlık sarayın temellerini attırıyordu .Üst üste aldığı pahalı uçaklarla , sayısı bilinmeyen yüksek maaşlı danışmanlarla , çok yüksek koruma giderleriyle , yüzlerce lüks arabalarla ülkemizin hazinesini her gün  daha çok fakirleşiyordu .

Bölüm 1 – arkası yarın

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, Dizi Yazilari, DOĞA - ÇEVRE, Ekonomi, Madencilik ve Yeralti Kaynaklari, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *