İlk yazım tarihi 28.04.2008
Birinci güncelleme 14.02.2010
İkinci güncelleme 12.10.2017
Bu günlere nasıl geldiğimizi , Dünyanın gündemine düşen küresel büyüklükteki YOLSUZLUKLARIN nasıl başladığını hatırlatmak için gündeme taşımanın yararlı olacağını düşünüyorum.
Değerli okurlar,sizlerle 28.04.2008 ve 14.02.2010 tarihlerinde paylaşmış olduğum 17/25 Aralık yolsuzluklarının babası Deniz Feneri derneğinin yolsuzluk haberini arşivimden çıkartarak ve HATIRLATMAK için tekrar paylaşıyorum.
FENERİN IŞIĞI SÖNDÜ
AMA FENERCİLER ,
BAŞBAKAN KORUMASINDA
Almanya’da sonuçlanmış ve suçlularının da belirlenmiş olduğu davanın Türkiye ayağında bu konu ne yazık ki mahkemede tutsak kalmış ve konuya ilişkin yayın yasağı konmuştur. Yolsuzluğun öncü sorumlularından olan Zahid Akman’ın ise,Başbakan Erdoğan’ın koruma kalkanına alınmış olduğu ve Akman için soruşturma izini vermemiş olduğu da bir gerçektir.
Ülkemizin temel savunmasını ilgilendiren KOZMİK ODA araştırmasına yayım yasağı koymamış olan yargının Ucu AKP ve Başbakan Recep tayyip Erdoğan ve oğluna kadar dayandığı söylenen bu davaya yayım yasağı koymuş olması acaba nedendir ?
Dava hangi aşamadadır ?
Gün geçtikçe dava dosyası küflenerek,
kanıt belgeler de buharlaşıyor !!!
ASRIN YOLSUZLUĞU OLAN
DENİZ FENERİ DERNEĞİNİN DAVASINI UNUTMAYIN !!!
Naci kaptan
ARASTIRMA YAZISI
yazan Naci Kaptan
FENERIN ISIGI SONDU !!!
DENIZ FENERI DERNEGINDE
YOLSUZLUK IDDIALARI … BOLUM – 1
Bu yazi dizisi DENIZ FENERI DERNEGININ yolsuzluk iddalarini sizlere duyurmak ve bilgilendirmek icin kaleme alinmistir.
Kombasan,
Yimpas,
jet-pa
Deniz Feneri Dernegi,
Turkiye’de guclenen yesil sermaye ile birlikte , dini inanc ve soylemleri kullanarak toplumda inanan kesime faiz degil de kar payi verecegini soyleyen , calisma sahasi olarak camileri , dini dernek ve vakiflari secen YESIL SERMAYE sirketleri ortaya cikti.
Bu sirketler sadece Turkiye’de degil , Avrupa’ya calismaya gitmis olan Turk kitleyi hedef alarak , dini soylemlerle ve araya taninmis olan siyasetci veya din adamlarini sokarak para toplamaya basladilar.Bu konuda en guzel ornekler Kombassan-Yimpas ve Jet-pa dir.Vakti zamaninda milyonlarca mark , daha sonra da yine milyonlarca euro topladilar.
Faiz odeme zamani geldiginde ortada ne parayi toplayanlar vardı ,ne de paralar !!!…
Ortada sadece milyonlarca mark/euro paralarini kaptirmis binlerce magdur kaldi.AKP hukumeti ise konuya gereken ilgiyi gostermedigi gibi,Basbakan Erdogan , kendisine sikayette bulunmak isteyen magdurlari “sahtekar” diye asagilayarak azarlama yolunu secti…
Halka kar payi dagitmayi vaad eden sirketlerden sonra ,Insani yardim amaciyla kuruldugu soylenen DENIZ FENERI DERNEGI ortaya cikti.Bu dernek siyasetciler tarafindan desteklendi, topluma tanitildi , ve Devletten mali estek de gorerek topluma yararli dernek statusune alindi ve devlete vergi odeme zorunlugu kaldirildi.
Insanlara yardim amaciyla kurulmus olan ama topladigi paralarin buyuk kisminin kayboldugu , amac disi kullanildigi ,yardimlarin kullanildigi belirtilen yerlere gitmedigi, AKP yanlisi Kanal 7 ye buyuk paralar aktarildigi , Toplanan paralarla kacirilarak ismi devamli degistirilen bir feribot alindigi iddiasiyla , Almanya’da DENIZ FENERI DERNEGI merkezi basilarak , yoneticileri tutuklandi.
***
Simdi geliniz , AKP ve basbakan Erdogan ile DENIZ FENERI DERNEGI ve KANAL 7 TV arasindaki baglantilari arastiralim. TV’de yardım programıyla başladı 100 milyon dolarlık dernek oldu
DENİZ Feneri, 1996’da Ramazan ayında ’furya halinde başlayan’ yardım programlarından biriyle (Şehir ve Ramazan – Kanal 7) ekranlarında yardım dağıtmaya ve yardım toplamaya başladı.
TV sunucusu Uğur Arslan’ın kişiliği ile de özdeşleşen Deniz Feneri 1998’de dernek oldu. Kanal 7 Yönetimi programa gelen yoğun ilgi nedeniyle ve Ramazan sonrası da iyilik hareketinin yürütülmesi düşüncesiyle “Deniz Feneri” isimli yeni bir program başlatarak iyilik hareketini devam ettirdi. Uluslararası bir yardım kuruluşu olma yolunda hızla ilerledi ve Bakanlar Kurulu kararıyla kamuya yararlı dernekler kapsamına da alındı. Ankara ve İzmir’de şubeler kuruldu. Ümraniye’de de Anadolu Lojistik Merkezi binası inşa edildi. 2006’da Deniz Feneri Derneği’nin yıllık 100 milyon dolarlık yardım toplayabilen bir kurum haline geldiği açıklandı. Derneğin yurt dışındaki örgütlenmesi ise ayrı tüzel kişilik olarak gerçekleşti.
Gazeteci Sabahattin Onkibar’in bu konudaki yazisini sunuyorum :
“Daha önce de yazmıştım ama; tarih, mekan ve isim vererek bir kez daha hatırlatmak durumundayım:
Tarih: 1993 O günlerde RP Ankara Milletvekili olan arkadaşım Melih Gökçek telefon ediyor: “Sebo, Tayyip Erdoğan’ı tanıyor musun, bizim partinin İstanbul İl Başkanı.”
Cevap veriyorum:
“Hemşehrimdir, tanıyorum.”
Gökçek: “Tayyip Bey Ankara’ya geliyor.Yeni bir özel TV projesi peşindeler. TGRT’nin Ankara’daki Kurucu Temsilcisi olman hasebiyle seninle de konuşmak istiyorlar.”
Peki diyorum ve Büyük Ankara Oteli’ne öğle yemeğine davet ediyorum. Tayyip Bey’in yanında Gökçek’in dışında iki isim var. Biri bugün Kanal 7’nin sahibi olan Zekeriya Kahraman, diğeri de bugün RTÜK’ün başında olan Zahit Akman (Onlar da şahittir bu görüşmeye.) Erdoğan yemek boyunca kuracakları TV kanalı (Kanal 7) için seferber olduklarını ve Hoca’yı (Erbakan) da ikna etmeye çalıştıklarını açıklamıştı. Evet bakmayın şimdi Tayyip Bey’in Kanal 7 ile ilişkim yok demesine, bu kanalın mimarı ve perde gerisindeki kurucusu bizatihi kendisidir..
Tam bu noktada soruyorum Kanal 7’yi bir dönem YİMPAŞ (Yüklü meblağlarda sponsor olarak) finanse etmedi mi? Etti.. O zaman YİMPAŞ ile AKP’nin dolaylı ilgisi var anlamı çıkmıyor mu?
Deniz Feneri Derneği için iddialar da YİMPAŞ misalidir. Muhtaçlar için toplanan yardımların siyasi faaliyetlerde kullanıldığı kaydediliyor.Görüldüğü gibi batık olan ve olmayan pek çok İslam motifli kuruluşun ardında AKP’nin direkt veya endirekt ilişkileri var… Doğrusu ben bunların hesabı seçim öncesinde sorulur zannetmiştim ama yanılmışım.. AKP medyaya öyle bir baskı uyguluyor ki bunları yazabilene aşk olsun…
AKP yalakası medyanın büyük bölümü haberi pas geçti. Hangi haber mi?
YİMPAŞ’ın sahiplerinin aldığı hapis cezasının Yargıtay’ca onandığı haberi. Biraz daha geriye gidelim ve Kanal 7 ile Deniz Feneri Derneği ile ilgili olarak yapılan soruşturmayı hatırlayalım.
Yok yok bu soruşturma AKP’nin hükümette olduğu Türkiye’de değil, Almanya’da yapılıyor… Berlin hükümeti, ülkelerindeki Türklerden toplanan yardım paralarının hortumlandığı iddiasıyla harekete geçti.
Alman hükümeti Kanal 7 ve Deniz Feneri Derneği için ulaştığı bulgularla düğmeye bastı ve konuyu yargıya taşıdı. Bu arada bu iki kurum ile ilgili olarak Türkiye’den yardım talep etti yani bilgi ve belge istedi. Peki istenilen yardım yapıldı mı? Ne gezer.
AKP hükümeti Kanal 7 ve Deniz Feneri için sadece Türkiye’de göz yummuyor, Almanya bağlantısında bile bilgi ve belge ambargosu uygulayarak konunun kapatılması için müdahil oluyor. Hadi diyelim biz ve bazıları İslam ambalajlı bu menfaat gruplarına iftira ediyor peki ya Alman hükümetinin tutumu! Güneş balçıkla sıvanmaz. AKP bütün bu batık, sözde İslamcı kuruşlarla hep ama hep kol kola olmuştur. “
Sabahattin Onkibar’in yazisinda gorulecegi gibi 1993 senesinde Simdinin basbakani olan R.T.Erdogan ile simdinin RTUK baskani Zahit Akman ve KANAL 7’nin simdiki sahibi Zekeriya Kahraman var.
Yani bugunun is birligi temelleri daha 1990 li senelerde atilmis ve kader birligi etmisler !!! Sonbahar yagmurlarina semsiyesiz cikarak BIRLIKTE ISLANMISLAR !!!
FENERIN ISIGI SONDU !!!
DENIZ FENERI DERNEGINDE
YOLSUZLUK IDDIALARI … BOLUM – 2
ARASTIRMA YAZISI
yazan Naci Kaptan
1996’da Ramazan ayında TV’de yardım programıyla başlayan Kanal 7 ekranlarında yardım dağıtmaya ve yardım toplamaya başlayan DENİZ Feneri Dernegi simdilerde 100 milyon dolarlık dernek oldu.Dernegin bu buyuk bas dondurucu yukselisinin ardinda, Dernegi kuran ve kanatlari altina alarak , dernegin ekonomik gucunu , AKP hukumetinin siyasetine ve ihtiyacina uygun yonlendirmesi vardi.
Ne kadar uzucudur ki , toplumun iyilik ve yardim yapma duygusu , iktidar hukumeti tarafindan istismar edilerek kullanilmaya baslanmisti.Deniz Feneri Derneginin sitesinde acikladigi bazi bilgileri incelemek yararli olacaktir .
Dernek kendisini soyle tanitiyor ;
“1996 yılının Ramazan ayında “Şehir ve Ramazan” isimli bir televizyon programıyla başlayan iyilik hareketi, yardım etmek ve yardım almak isteyenlerin kuvvetli talebiyle “Deniz Feneri” kimliğine bürünerek önce haftalık yayınlanan bir programa dönüşmüş, sonrasında ise aynı isimdeki dernek çatısı altında 2002’de ISO 9001 Kalite Belgesi’ni alarak kurumsal bir yapıya kavuşmuştur.
İlk günden bu yana onu yalnız bırakmayan on binlerce bağışçı ve gönüllüsüyle, Türkiye’de ve Dünya’da 500.000 aileye gıda, barınma, sağlık ve para yardımı ulaştırmış ve gün geçtikçe artan bir sayıyla ulaştırmaya devam etmektedir.
Türkiye’nin dört bir yanında hayata geçirdiği gıda, eğitim, sağlık, barınma alanlarındaki projeleriyle; kurduğu misafirhaneler, aşevleri, giyim mağazaları, yürüttüğü meslek edindirme programları ile ihtiyaç sahiplerine kapsamlı bir hizmet sunmaktadır.
Kurulduğu 1998 yılından bu yana şubeleri, temsilcilikleri, gönüllüleri ve bağışçılarıyla birlikte Türkiye’de ve Dünya’da, yardım isteyen yüz binlerce sese herkesten önce cevap vermektedir.
Hiçbir ayrım gözetmeksizin ayni ve nakdi her türlü yardımı, gerçek ihtiyaç sahiplerine en kaliteli şekilde ulaştırma anlayışı ve bağış yapıldığı andan, yardımın ulaştığı ana kadar en küçük ayrıntının dahi kayıt altında tutulduğu hiçbir şüpheye yer bırakmayan sistemiyle TBMM Üstün Hizmet Ödülünü’nü almaya hak kazanan Deniz Feneri Derneği, 2005 yılı itibariyle”Sosyal Sorumlulukta Lider” bir dernek konumundadır. ”
Dernegin yapmis oldugu yardimlar ve yerleri yazilidir.
Ama bunlarin ne kadar gercek olduklari ise , Alman bas savciliginin DENIZ FENERI DERNEGI hakkinda acmis oldugu davadaki iddialar karsisinda sorgulamaya acilmistir. Alman Savciliginca yapilan arastirmalarda, yardim yapildigi soylenen bircok isim ve okul vb bulunamamistir.
(DFD) DENIZ FENERI DERNEGI’nin AKP iktidari ile uyumlu calismasi ve AKP’nin sozculugunu yapmakta olan KANAL 7 TV’ye destek veriyor olmasi , dernege TBMM Üstün Hizmet Ödülünü’nü almasiyla geri donmustur !
AKP hukumetinin dernege vermis oldugu destek sadece bununla sinirli degildir.DFD Bakanlar kurulu karari ile KAMU YARARINA CALISAN VE IZIN ALMADAN YARDIM TOPLAYABILECEK olan dernek statusune alinmistir.Boylece yapacagi ekonomik faaliyetlerden dogacak olan vergi odeme zorunlugu da kaldirilmistir.
Bu kanunun ne oldugunu kısaca animsayalim ;
“5228 Sayılı Kanunla (31.7.2004 tarih ve 25539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır) Kamu Yararına Çalışan Derneklerle Bakanlar Kurulu’nca Vergi Muafiyeti Tanınan Vakıfları İlgilendiren Değişiklikler:
Kamu yararına çalışan derneklerle, Bakanlar Kurulu’nca vergi muafiyeti tanınan vakıfların faiz, özel finans kuruluşlarından elde edilen kar payları ve repo gelirleri vergi dışı bırakılmıştır. Böylece bu tür gelirler üzerindeki ortalama % 17-22 nispetindeki vergiler kalkmış olmaktadır. Böylece, bu dernek ve vakıfların daha fazla kamu hizmeti üretmeleri sağlanmış olacaktır. (Yürürlük tarihi: 1.1.2005) “
DFD kendisine taninan muafiyet statusuyle , gelirlerinden odemesi gereken %17 – 22 arasindaki vergi yukundenden de boylece kurtulmus oluyordu.DFD islevi nedeniyle , yapmakta oldugu yardimlarla AKP siyasetine karsi sempati saglamis ve Yurt disina Filistin – Nijerya – Bosna – Mozambik gibi ulkelere de yapilan yardimlarla yine AKP siyasetine sempati ve destek temin etmistir.
DFD’nin calismalari ise toplumun bir kesimi olan TURKIYE SAKATLAR DERNEGINin sitesinde soyle yanki buluyordu ;
http://www.tsd.org.tr/content/view/3588/1942/
www.ucankus.com
“yalvarttırıyor!… Türk halkını küçük duruma düşürüyor!…
Hepimizin duygularını sömürmeye çalışıyor!..
Hatta bu konuda bir kaç köşe yazarı da yazı yazmıştı!.. Ama belli ki Deniz Feneri Derneği, bunları takmadı!.. Bu umursamaz davranıştan sonra gözümüz kulağımız bu derneğin üzerinde olacak!… Daha önce ortaya çıkan ama kapanan o bilinen vukuatları da biz incelemeye alıyoruz… Televizyonları da, bu duygu sömürüsü yapan reklamları yayınlamamaya davet ediyoruz!… Pazartesi gününden itibaren daha detaylı incelemeye gireceğiz… Ve çok şeyi ortaya çıkaracağız ve yapılan yardımların gerçekten nereye gittiğini (İnşallah bir yanlışları yoktur) takibe alacağız…”
DFD , TV lerde yaptigi yardim programlarinda merhamet istismari yaptigi icin ozurlu vatandaslarimiz rencide oluyordu.
FENERIN ISIGI SONDU !!!
DENIZ FENERI DERNEGINDE
YOLSUZLUK IDDIALARI … BOLUM – 3
ARASTIRMA YAZISI
yazan Naci Kaptan
DFD ve KANAL 7 TVnin kurulmasinda , gelistirilmesinde gorev alanlar, yonetim kadrolarinin 1990 li senelerden bu yana kurulus felsefesine ihanet etmediler.
Kendilerini bu gorevlere atamis olan siyasi gucle el ele vererek misyonlarini yuruttuler baglilliklari zaman icinde , iktidar hukumeti tarafindan odullendirildi.
fakat,DFD’nin toplamis oldugu yardim paralarinin , amaca uygun olarak harcanmiyor oldugu birilerinin gozunden kacmadi.Alman bassavciligi polis vasitasiyla DFD’nin yonetim binasini basarak tum evraklarina el koydu ve yoneticilerini de tutukladi .
Boylece DFD icin yolun ucu gozuktu.Peki ne olmustu da DFD ve KANAL 7 TV icin boyle bir sorusturma baslatilmisti ?
Naci Kaptan
Sayın Özyalçın,
Değerli katkınız için teşekkür ederim.
Değerli bilgileri kullanabilmek için arşivledim.
Saygılarımla
Naci Kaptan
***
Merhaba Naci bey,
sitenizde konu hakkında yazılarınızı gördüm..
Yazmak/araştırmak isterseniz şu da var:
Basına yansıdı:
Yimpaş’ın en değerli şirketi AYTAÇ ET şu şirkete satıldı:
Halka Arz Eden Pay Sahibi(leri), Halka Arz Edenler
Yıldız Holding A.Ş., Mustafa Latif Topbaş, Eaton Capital Fund, Ahmet Afif Topbaş, Zeki Ziya Sözen, Firdevis Çizmeci tüzel ve gerçek kişilerinin her biri anlamındadır
Halka arza konu olan Şirket’in çıkarılmış sermayesinin %45’ini oluşturan ve Şirket pay sahiplerinden Yıldız Holding A.Ş.’ye ait 64.000.000 TL nominal değerli, Mustafa Latif Topbaş’a ait 19.027.027 TL nominal değerli, Eaton Capital Fund’a ait 32.000.000 TL nominal değerli, Ahmet Afif Topbaş’a ait 10.378.378 TL nominal değerli, Zeki Ziya Sözen’e ait 16.000.000 TL nominal değerli ve Firdevis Çizmeci’ye ait 2.594.595 TL nominal değerli Şirket payları anlamındadır.
Hazine Müsteşarlığı veya Müsteşarlık: T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı
Topbaş ile alakalı AKP bağlantı var, medyaya yansıdıği kadar…
TABİİ YİMPAŞ BU SATTIĞI AYTAÇ’TAN MAĞDURLARINA HAK ETTİĞİ ÖDEMEYİ YAPMADI…
Yıldız Holding A.Ş.ise yılardır basın ve medyaya yansıyan dolandırcılıkla anılan Yimpaşın hisslerini neden aldığı araştırılması gerekir..
************
Yimpaş’ı denetleyen IŞIK Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş.nin sitesine baktım. (http://www.isik-ymm.com.tr/)
Kurucularına da baktım:Yönetim kuruluna ve ortaklarına baktım. Bir de ne gördüm dersiniz? Mustafa Açıkalın’ı gördüm. Bu şahıs AKP’nin kurucularındandır
aşağıdaki yemini ihlal etmiştir:
Madde 11 –
Yeminli mali müşavirlik mesleğine kabul edilenler, görevlerine fiilen başlamadan önce, Asliye Ticaret Mahkemesinde aşağıda yazılı şekilde yemin ederler.
“Yeminli mali müşavirlik mesleğinin, bir kamu hizmeti olduğunu bilerek, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına, mesleki kurallara ve meslek ahlakına uyacağıma, mesleğimi tam bir bağımsızlık, tarafsızlık ve dürüstlükle yerine getireceğime, üzerime aldığım işleri dikkat ve özenle yapacağıma, namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.”
Sayın Kaptan,
e-posta adresinize giden mailler geri dönüyor, neden acaba?
Aktif olarak halen makaleler yayınlıyor musunuz?
Evetse, bunun cevabını aşağıdaki eposta adresime gönderiniz lütfen!
Kolay gelsin..