YAKIN TARİHİN SAYFALARINDAN * İNGİLİZ BELGELERİNDEN 6 EKİM 1923 İSTANBUL’un KURTULUŞU * Türk orduyu millisi o zaman henüz doğuyordu. Faal ve vatanperver rüesanın idaresinde muharip kuvvetlerden teşekkül ediyordu. Başta Mustafa Kemal Paşa bulunuyordu. Halbuki bu kuvvetler hiç bir zaman ciddi bir amili as­keri telakki edilmiyordu.

06 Ekim 1923 – İstanbul’un kurtuluşu Türk Askeri Galata köprüsünde 

Değerli dostum Aydoğan Kekevi İstanbul’un işgalden kurtarılışını kaynak kitaplardan BELGELERİNDEN alıntı ile yazıp emek vererek bilgisayara aktarmış ve bizlerle paylaşmış.( kes-yapıştır yapmamış)

Emekleri için kendisine teşekkür ederek arşiviniz için yazıyı ben de sizlerle paylaşıyorum.

Naci Kaptan

***

Aydogan Kekevi
10/06/17

BELGELERLE 6 EKİM 1923 İSTANBUL’un KURTULUŞU..

“ Kurtarıcılara şükran ve rahmet, düşmanlara lânet!”..

Aydoğan Kekevi 06.Ekim.2017

* * * * * * * * * *

Belgelerle İstanbul’un Düşman İşgalinden Kurtuluşu..

BELGE I
Mütareke Devresinin İngiliz Noktai Nazarından Tarihçesi

– AÇIKLAMA-
Mütareke esnasında Türkiye’deki İngiliz kıtaatına kumanda eden General Harington’un İngiliz Hükümetine mütareke devrine ait olmak üzere gönderdiği resmi rapor İstanbul matbuatı ta­rafından elde edilmiş ve aynen neşedilmiştir. İngiltere’de intişarından hatta merciine vusulünden evvel raporun neşredilebilmesi, matbaada bulunan bozuk bir nüshasının ameleden biri tarafından elde edilmesi sayesinde olmuştur. Henüz resmen İngiltere’de neşredilmediği için raporun mevsukiyetinden şüphe edenler de vardır. Maamafih bir tarihi vesika mahiyetini haiz olan bu raporun aynen naklini faideden hali bulmuyoruz. (AYIN TARİHİ, cilt 1, sayı 2, Ekim 1923, Sayfa 245-251) İstanbu12 Teşrinevvel

İngiliz Karargahı Umumisi
Londra’da Harbiye Nezaretine

Devletmaab!
İngiliz kıtaatının Tiirkiye’de 1920 teşrinsanisinden 1923 teşrini evveline kadar olan faaliyeti hakkında işbu raporumu takdim etmekle kesbişeref eylerim.Bu devir, şarkikarip meseleyi müşkilesinin birçok alâkadar safhalarını ihtiva etmektedir ki bu safhalardan bazılarının imtidadınca vaziyet pek emniyetsiz idi ve musasamat derdesti iptidar telakki ediliyordu. İngiliz kıtaatının bu müşkil ve buhranlı devri muvaffakiyetle geçirdiklerinden kendimi bahtiyar addediyorum. Maamafih, iptidasını, 1920 senesinin meşum bir haftası teşkil eden bu devrin mebadisiyle burada muhtasaran meşgul olacağız. Mezkur hafta zarfında atideki vakayi cerayan etmiştir:

1. İstanbul’a feci bir halde iltica eden Vrangel ordusunun inhidamı,
2. Karsın sukutu
3. Venizelos’un iskatı

O tarihte müttefikler arasında takarrür eden bir itilaf mucibince İngiliz kuvvetleri bir süvari alayı. bir sahra top batar­yası, iki İngiliz ve dört Hind taburuna tenzil edilmiş idi. Bundan başka Yunan Ordusu’nun İzmit’teki II nci fırkası ve Cezayir Bah­ri sefid alayının 204 ncü taburu tahtı emrimde idi. Fransız kuvvetleri altı, İtalyan kuvvetleri bir taburdan müteşekkildi.

VAZİYETİ ASKERİYE
General Paraskevopulos, Bursa’nın ve Şarki Trakya’nın Yunan Ordusu tarafından işgali ile neticelenen harekatı icra eylemiş idi.Türk ordusuna gelince:

Türk orduyu millisi o zaman henüz doğuyordu. Faal ve vatanperver rüesanın idaresinde muharip kuvvetlerden teşekkül ediyordu. Başta Mustafa Kemal Paşa bulunuyordu. Halbuki bu kuvvetler hiç bir zaman ciddi bir amili as­keri telakki edilmiyordu. Şurası da kayıd edilmelidir ki gerek Ankara’da, gerek İstanbul’da Sovyetler’in tesiratı o zamandan beri mahsus olmaya başlamıştı. O zaman müttefikeyn kıtaatının emniyetine muzir bazı eşhasın derdestini emretmek zarure­tinde bulundum. Bunlar meyanında Bursa’ya sevkedilen Bolşevik propogandacıları da vardı.

1920 kışı ve 1921 baharı sıralarında İstanbul’da vaziyete hakim olmaya muvaffak olduk ve fakat Türk milli ordusu kuvvet itibariyle çoğaldıkça ve teşkilat itibariyle düzeldikçe Ankara ‘da, Anadolu’dan Yunan ordusunu tard etmeye ve müttefikleri İstanbul’u tahliyeye icbar eylemeye matuf bir kuvvet teşkil edilmekte olduğunu artık görüyordum.

YUNANLILARA İTİMAT YOKTU
Fikrime nazaran Yunan ordusu kendi iradesini kabul ettirmeye kafi değildi. Venizelos’un sukutundan sonra Yunan ordusunda yapılan mütemadi tebeddüllerden dolayı bu ordunun ciddi harekat için ne dereceye kadar liyakatlı olabileceğinden daima şüphe ediyordum. Fikrime nazaran askerin kitlesi iyi idi. Fakat Yunan kumanda heyeti âliyesinin-erkâharbiyenin bir çok azası tecrübeden mahrumdu-vâsi mikyasta harekatı, bilhassa ciddi bir mani karşısında muvaffakiyetle neticelendirebilecegi kanaatim yoktu. 1922 senesinin son ayları bu tahminatımı teyit eylemiş idi.

1921 temmuzunda Müttefik Kuvvetleri Başkumandanlığı bana tevdi ediIdi. Fransız kıtaatı hemen bize müsavi idi. İtalyan kıta­larının miktarı bizimkilerden çok dûn idi. O zamandan beri re­fiklerim General MonbelIi ve General Şarpi’nin müzaheretleriy­le İstanbul’da kanunun hükmünü ve emniyetini temin eden bir çok tedabir ittihaz ettim. Fakat zaman geçtikçe teşebbüs Türk­lerin eline geçiyordu.

Yunanistan’ın durumu da gittikçe kötüleşiyordu. 1922 martın da mucibi memnuniyet bir sureti haI bulmaya müttefiklere me­zuniyet verdiler. Paris Konferansından böyle bir netice alınacağı umuluyordu. Fakat Türkler o şartları kabul etmediler.

HACI ANESTEZİ SAHNEDE
O zaman Hacıanesti Yunan Ordusunun başkumandanlığına tayin edildi ve derhal İstanbulu bir darbe ile işgal etmek üzere Anadolu’daki ordunun bir kısmını Şarki Trakya’ya nakletmeye başladı. Görüşüm odur ki, bu, fena fikrin mahsulü bir proje idi ve hiçbir ümidi muvaffakiyeti haiz değildi.

Hacıanesti’nin bu fikri hakkında kati malumat alınca bir beyanname neşrederek İstanbul aleyhinde herhangi bir hareke­tin 1921 Mayısında müttefikeyn komiserleri tarafından tayin edi­len bitaraf mıntıkaya herhangi bir tecavüzün müttefik kıtaları tarafından mukabeleye maruz kalacağını Yunanlılara bildirdim ve aynı zamanda İzmit yarımadasındaki lngiliz Kuvvetlerini Ça­talca’ya sevk ederek General Şarpi’nin emrine verdim. Fransızlar da o zaman üç piyade taburundan bir süvari alayından mü­rekkep bir takviye kuvveti aldılar. Bu tedbirler verimli oldu. YunanlıIar mutasavver taarruzu icra etmediler. Türkler taarruz icra etmek üzere Yunanlıların Anadolu’dan Trakya’ya kuvvet göndermelerinden istifade ettiler. Planlan pek parlak oldu. Afyonkarahisar sahasında büyük bir şiddetle tatbik ve icra edildi

TARiHİN EN BÜYÜK İNHİZAMI
Türklerin taakkup eden harekatı ne dereceye kadar evvelden tahtı karara almış oldukları meşkuktur. Yunan ordusunun cenup grubu yanrıldı ve artık müdafaaya muktedir olamadı ve tari­hin en büyük inhizamlarından biri olarak Anadolu’dan denize döküldüler.

Türkler tabii olarak muvaffakiyetlerinden cesaret alarak dikkatlerini Anadolu’daki müttefik kıtalarına atfettiler. O zaman bu kıtalar münhasıran İngiliz kuvvetleri idi. Emrim tahtında yalnız Çanakkalede Cuban alayının bir taburu ve İzmit’te iki tabur bulunuyordu. Müttefiklerin vahdetini göstermek için Çanakkale­ye ve İzmit’e Fransız ve İtalyan müfrezeleri göndermelerini İtal­yan ve Fransız komiserlerinden rica ettim. Bu isteğim musaraatla kabul edildi. Ben de evvelkine müşabih bir tebliğ yayınladım. Fransız ve İtalyan Hükümetleri ise bu tebliği tasvip etmediler ve Anadolu’daki müfrezeleri geri çekmek emrini verdiler.

İSTANBUL’UN MÜDAFAASI İÇİN
İstanbul’un hakiki müdafaası Boğaziçinin on mil Şarkında Maltepe-Dudullu hattı müdafaasından müteşekkildi ve Müttefik kıtaatı tarafından ihzar edilmişti. Fransız ve İtalyan Hükümet­lerinin kıtaatından hiçbirisinin Boğazın Asya sahilinde istihdam edilmemesi yolundaki kararları mevkii pek müşkil bir haIe koydu. Çünkü tahtı emrimdeki İngiliz kuvvetleri gerek Çanakkale’ nin, gerek İzmit yarımadasının müdafaasına ve bilhassa ciddi bir taarruz karşısında kâfi değildi. O sıralarda Türklerin bu iki noktaya karşı kuvvet cem ve tahşit ettikleri anlaşılmıştı.

HÜCÜM ETSEYDİK
Tehlike önümüze çıktığı zaman karşı koyacak kuvvetlerim yoktu. Askeri mevcudumuz pek faik kuvvetler tarafından tehdit ediliyordu. O sıralarda müttefiklerin notası verilmiş ve Mudanya Konferansı belirmeye başlamış bulunuyordu. Ben hiç bir müsademeye meydan vermemeleri arzusunda idim ve bu arzu sev­kiyle lazım gelen evamiri verdim. Fakat Türklerin hattı harekatı az kaldı ahvali değiştiriyordu. Türklerin maksadı İngiliz kuvvet­lerini kendi mevkilerinde hareketsiz bulundurmaktı. Süvarilerinden mürekkep olan askerlerinin vaziyeti ciddi telakki etmedikleri anlaşılıyordu.

Bilhare bu süvari kuvvetleri piyade kuv­vetleri tarafından istibdal edildi. Bu kuvvetlerin karşısındakileri müsademeye davet etmek emrini almış oldukları aşikar idi.Vaziyet fevkalade bir haI aldı. İngiltere kıtaatının her zabiti ve her neferi Mudanya Konferansına bila hadise varmak husu­sundaki arzumun husule gelmesine elinden gelen gayreti sarf et­ti. Emrim tahtında bulunan General Mardeu tahrikata karşı sabır ve tahammülün son derecesini de geçtiğimizi ve muhasamatın başlamasına ramak kaldığını bana iki defa telgrafla işar etti. Bu vaziyeti İngiliz Hükümeti Kraliyesine bildirdim. Ayni zamanda askerlerini bitaraf mıntıka haricinde muayyen bir müddet zarfında çekmek üzere Türk ordusu kumandanına bir nota göndermek selahiyetini aldım.

GÖNDERİLMEYEN NOTA
Mezkur noktada Türk askerleri çekilmediği takdirde ateş açılacağını bildirdim. Fakat Mudanya Konferansı başlamak üzere bulunduğu cihetle bu notanm gönderilmesine lüzum kalmadı. Bundan sonra İngiltere Hükümeti ve Eastern kumpanyası ile istişa­re ederek İstanbul’u Avrupaya rapteden kabloyu Asya sahilin­den Avrupa sahiline naklettirdim. Bu tedbir pek faideli oldu. Çünkü kablonun naklinden 48 saat sonra Anadolu sahilindeki telgraf tesisatı Kemalistler tarafından tahrip edildi.

Mudanya Konferansı 3 Teşrinievvel 1922’de başladı ve 11. Teşrinievvel 1922’de protokolün imzasına müncer oldu. Konferansın müddeti devamınca mütemadiyen piyade ve topçu takviye kıtaatı vurud ediyordu. Donanma da mühim surette takviye edil­mişti. Ehemmiyetli bir tayyare kuvveti de ihzar edilmekte ve taarruza hazırlanmakta idi. Bu konferansta müttefikeyn general­leri ile İsmet Paşa arasında, Yunan ordusunun Trakyadan çekil­mesi lazım gelen hattın tayini ile iştigal edecegi malum idi. O ara bazı tedbirler almak üzere İstanbul’a avdet ettim ve ertesi gün Mudanya’ya döndüğümde lsmet Paşa’ya siyasi murahhas­ların da refakat ettiğini ve paşanın müttefik generallerini, hü­kümetlerinden aldıkları talimat haricinde mesaili siyasinin mü­zakeresine sürüklemek istediğini anladım.

Türklerin bu teşebbüsüne israrla muhalefet ettim. Bir çok uzun ve zahmetli müzakerattan sonra 9 Teşrinevvelde İsmet Paşaya selahiyetimiz dahilinde bulunan mesai hakkındaki noktai nazarımızın haddi asgarisini natık protokol projesini taksim et­tik. İsmet Paşa, hükümetiyle iştişare etmek üzere ertesi günü öğleye kadar bir müsaade istedi. lsmet Paşa’nın da müzakeratı tarzı idaresine de beyanı takdirat etmek isterim. İsmet Paşa bi­dayette ihtiyatkarlık göstermiş ise de bilahara şüpheleri zail olun­ca münasebatımız tamamıyla dosthane bir şekil almıştır. O zamandan itibaren kendisine vuku bulan bütün ricalanm isaf edilmiştir.

MUDANYA’DAN SONRA
Lozan Konferansına kadar vaziyyetin sakin kalacağını zan­nediyordum, aldanmışım. Az sonra yeni bir müşkül devre karşısında bulundum. Refet Paşa, Şarki Trakya valiliğine tayin edilerek İstanbul’a geldi ve müttefik kumandanları ile bir çok müla­katIarda bulundu. Bu mülakatlardan birinde bize Hükümeti Sul­taniyenin ilga edildiğini ve kendisinin Büyük Millet Meclisi Hükümeti namına İstanbul’un idaresini deruhte ettiğini tebliğ etti.

Bu vaka bize bir ihtilal evresi geçirmekte olduğumuzu ihtar ettiği cihetle mucibi hayretimiz olmuştur. Yeni idarenin takarruru, İstanbul’un ecnebi vaziyeti için fevkalade gayri müsaid bir takım icraat da zemin hazırladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin noktai nazan, İŞGALİ HİÇBİR SURETTE TANI­MAMAK merkezinde idi. Yalnız kontrol hakkı olmayarak işgal kuvvetlerinin mevcudiyetini kabul ediyordu. Bu vaziyet mütte­fik generalleri ile Refet Paşa arasında bir silsilei müşkilat davet etti. Ancak büyük zorluklardan ve büyük bir sabır ve tahammül­den sonra İstanbul’da bir muhasama vuku bulmadan 20 teşrini­sani 1922 tarihihde Lozan konferansı müzakeratının başlamasına imkan hasıl oldu.

KOMİSERLER ENDİŞE İÇİNDE
Bu devre, geçirdiğimiz devrelerin hepsinden daha müşkil bir devre idi. Müttefik Komiserleri, Refet Paşa tarafından Büyük Millet Meclisi Hükümeti adına hemen hergün, mesela gümrük rusumunun tezyidi, umuru inzibatiyenin Türk polisi tarafmdan rüiyeti, muhtelif mehakimin lağvı, düyûnu umumiyeden bazı me­murların azli, ecnebiler için mutlaka lazım bazı eşyanın men’i duhulu ve saire gibi isdar edilen yeni nizamat ve ahkâmdan do­layı endişe etmekte idiler.

Müttefik generalleri Refet Paşa ile mülakat ederek bir tedbir bulmaya çalışmak hususunda talimat aldılar. Anlaşma olmazsa İstanbulda idarei Örfiye iIanı takarrir etti. Ne var ki, ittihaz etmiş olduğu tedabirden birkaçını tadil etmeğe Refet Paşayı ikna etmeye muvaffak oldular ve böylece idarei örfiye ilanına lüzum kalmadı. Ben şahsen bu kararın alınmasından kaçınıyordum ..

Böyle bir durumda düşman taarruzu­nun en büyük darbesine İngilizlerin maruz kalacağı muhakkaktı. Bizim için en mühim hedef Boğazların müdafaası idi. İstanbul’ da idarei örfiye ilan edilirse alınması şart olan tedbirler için İzmit Yarımadasından ve Çanakkaleden kuvvet çekmem lazım geliyordu ki bunu yapmama imkan yoktu. Durumu ve endişele­rimi Komiserlere izah ettim.

Müttefiklerimizin yardımına mazhar olamadığım takdirde, bir taarruz karşısında Gelibolu yarımadasına çekiImeye mecbur olacaktım ki o takdirde bütün ahalii hristiyaniye paniğe uğrayacaktı. O zamanda İstanbul’da 350 bin kadar hristiyan nüfus vardı. Bundan başka o vakitler İstanbul’da büyük bir asabiyet mev­cut olduğu ve hristiyanların bizim himayemize istinad ettikleri nazan dikkate alınmalıdır.

Diğer taraftan idarei örfiye ilanı ayni zamanda şehrin bütün idaresini bizim deruhte etmemizi istilzam edecekti. Biz ise idare için lazım olan kadroyu bulmaktan acizdik. Sonraki vukuat Re­fet Paşa ile kabiliyeti tatbikiyeyi haiz bir itilaf bulmaya çalış­makta ne derece haklı olduğunu isbat eylemiştir.

VAHİDEDDİN’İN HAYATI TEHLİKEDE Mİ İMİŞ?
o sıralarda beni en çok işgal eden meselelerden biri de hayat ve emniyeti fevkalade komiserler tarafından bana tevdi edilmiş olan sakıt Sultan Vahideddin’in emniyeti meselesi idi. 16 Teşrin­sani 1922’de Sultan, tahriren bana müracaat ederek İngiliz Hi­mayesini talep etti. İki gün sonra saraydan gizlice kaldırılarak Malaya sefinei harbiyesiyle Malta’ya sevkedildi. Bu iş nazik bir iş idi ve selahiyattarlar tarafından iyi bir tarzda icra edilmiştir. Sultan da ittihaz edilen tedabirden dolayı minnettarlığını beyan ve izhar etmiştir.

Lozan Konferansının ilk günlerinde müşkülatımız devam ediyordu. Fakat Türk makamati ile tedricen bir itilafa varıldı ve hadiseler azaldı. Ne var ki aynı zamanda bir çok Türk askerinin lİtanbula girmekte oldukları müşahede ediliyor ve gerek İstanbulda gerek Şarki Trakyada muhasamatın başlaması takdirinde müttefiklere karşı faaliyete geçilmek üzere teşkilat ya­pıldığı aşikâr görünüyordu.

TÜRK ORDUSU NE KADARDI?
O zaman bizim aleyhimize sevk ve tevcihi mümkün olan Türk kuvvetleri tahminen 40 bini Çanakkalede, 50 bini İzmit yarımadasında, 30 bini merkez ihtiyatları, 20 bini İstanbulda ve 20 bini Şarki Trakyada olmak üzere 160 bin kişilikti. İstanbuldaki ecnebi cemaati ise şöyle idi: 6 bin Fransız, 15 bin İtalyan ve 3 bin İngiliz.

LOZAN GÖRÜŞMELERİNDEKİ İNKİTADAN SONRA
İsmet Paşa ile Lozan’dan Ankara’ya avdet edcrken görüşmek fırsatını elde ettim. Bu mülakatında müşarühileyhin hakikaten muslihane bir sureti tesfiyeyi samimiyetle arzu ettiği intibaını hasıl ettim. Lozan’da ahvalin bir neticei sulhiyeye pek ziyade yaklaşıldığı ve bir sureti tesfiye bulunması ümitleri vardı.

Son dokuz ay müttefiklerin askeri kuvvetleri için kolay olmadı. Ankara Hükümeti bütün bu müddet zarfında işgali tanımaktan istinkaf eder ve yalnız mevcudiyetimizi kabul ederdi. Bu hal muhtelif hadiselere sebeb oldu.Müttefik Kuvvetler Generalleri, kendi kıtaları aleyhinde ha­rekette bulunacak herhangi bir şahsı muhakemeye selahiyetli olduklarında israr etmek mecburiyetinde kaldılar. Refet Paşa her ne kadar bu hakkımızı kabul ve teslim etmişse de Ankara Hü­kümeti bu hakkımızı kabul ve tasdik etmekten istinkâf ediyordu.

Lozanda bütün mesail hakkında itilaf olduğuna ve sulhun derdesti imza bulunduğuna ve bütün müttefik kıtalarının sulhun Ankara’ca tasdikinden altı hafta zarfında İstanbul’u terk ve tah­liye edeceklerine dair olan haberi memnuniyetle aldık.

Türk kumandanı askerisi Selahaddin Paşayı resmen ziyaret ederek Türkiye için iyi bir sulh ve refah temennisinde bulundum ve müttefik kıtaatın bilâ hadise ve en iyi hatıralarla İstanbul’dan mufarakatına hadim mesaiye yardım etmesini rica ettim. Müt­tefik generalleri, kıtaat arasında mevzu olan hürmeti mütekabile vc selam merasiminin Türk ordusuna da teşmiline karar verdi. Selahaddin Adil Paşa, müsaraaten ricamı kabul etti ve hemen lazım gelen emirleri verdi.

TAHLİYE NASIL YAPILDI?
Tahliyenin tarzı icrasından bahsetmeksizin bu raporuma nihayet vermek istemem. Lozan muahedesinin Türkiye tarafından tasdik edidiğinden 23 Ağustos akşamı resmen haberdar oldum. İngiliz kıtaatının tahliye ameliyesi ertesi günden başladı ve ni­hayetine kadar da mevcut plan ve proje dahilinde icra edildl. Bütün tahliye devresi esnasında en küçük bir hadise bile vuku bulmamıştır.Fazla eşyamız hilaliahmere satılmış ve iyi blr halde teslim edilmiştir. Müttefiklerln elinde bulunan Türk mühimmatı har­biyesi de Lozan anlaşması mucibince Türklere teslim edilmiştir.

TAHLİYE MERASİMİ
Tahliyenin hitamı mutantan merasim ile icra edilmiştir. Müttefiklerin her biri bu merasim için yüzer kişilik bir müfreze tahsis ettikleri gibi, Türkler de yüz kişilik bir müfreze ile mera­sime iştirak etmişlerdir.

Üç müttefik general bu müfrezeleri teftiş etmişlerdir. Üç müttefik bandıraları ile Türk bayrağı müttefik generallerin önün­den geçmiş ve selamlanmıştIr. Ayni zamanda her milletin milli marşı muzıka tarafından terennüm edilmiştir.Bu merasim, müttefiklerin bandıralarının indirilmesi ve Türk bayrağının keşidesi merasimi idi. Bu merasimin hitamından sonra fevkalade komiserleri, heyeti diplomasiyeyi, Türk Generali Selahaddin Adil Paşayı selamladık ve her general kendi hü­kümetine mensup gemiye çekildi. Ben de Arabic Vapuruna bin­dim. Generallerin râkip olduğu gemiler müttefik harp sefinelerl arasından geçerek müfarakat etmişlerdir ..

Generallerin râkip ol­duğu gemileri derhal müttefik donanmaları takip etmiştir.
Bu suretle Müttefikin işgali hitam bulmuştur.

General HARRİNGTON
* * * * * * *
Kaynak: İlhami SOYSAL Kurtuluş Savaşı’nda İŞBİRLİKÇİLER. Gür Yayınları

* * *
İstanbul’un “kimler”den tahliye olduğuna; “İstilacılar”ın kimler ve nerelerden geldiklerine dikkatinizi çekmek isterim.

A.K.

BELGE II

“Lozan Barış andlaşmasının imzalanmasını izleyen 1923 yılı Eylül ayında, Matbuat Genel Müdürlüğü AYIN TARİHİ adıyla süreli yayın çıkarmaya başlamıştır. Olayların yarı resmi blr tarihçesinin verildiği bu yayının ilk cildinin ilk sayısının 7 sayfasında İstanbul’un boşaltılması olayı şöyle verilmektedir.”

İSTANBUL’UN TAHLIYESININ SEYAHATI HULASASI
Lozan Muahedenamesinin ondördüncü faslını teşkil eden (Tahliye protokolü ve merbutu beyanname) mucibince ve “kıtaatı elhaletühazi (haIen), Türk arazisinin bazı aksamını işgal eden düveli müttefika yani Fransa, Büyük Britanya ve İtalya Hükümetleri ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, milletlerinin amali sulhpervaranelerini bila tehir tatmin etmek emniyesini mütesaviyen perverde ettikleri cihetle …

” Mondros Mütarekenamesinin salifülzikir yedinci maddesini vesile ittihaz ederek işgal ettikleri yerleri tahliyeye ister istemez razı olmuşlardır. Tahliye protokolunun birinci maddesi mucibince «muhadei sulhiye ve diğer senedatın Büyiik Millet Meclisi Tarafından tasdik kılındığı düveli müttefikanın İstanbuldaki Fevkalâde Komiserlerine tebliğ edilir edilmez düveli mezkure kitaatı, kendileri tarafından işgal edilmiş olan arazinin tahliye ameliyatına tevessül edeceklerdir.»

Aynı protokolün ikinci maddesi de “Tahliye ameliyatının altı hafta zarfına ikmal” edileceğini tesbit ediyor.Lozan Sulh Muahedenamesi 23 Ağuslos 1339 perşembe giünü aktedilen Büyük Meclis celsesinde tasdik edildi. Tasdik keyfiyeti aynı gece saat 10 ile 11.30 arasında İstanbul’daki İtilaf Devletleri Komiserlerine tebliğ edildi.Binaenaleyh tahliye protokolu mucibince 23-24 Ağustos 1339 tarihinden itibaren altı hafta zarfında ikmal edilmek üzere kuvvei işgaliyenin derhal tahliyesi ameliyatına ıptidar olundu.

KARA GÜNLERİN SON GÖLGESİ
Tahliye ameliyatının günü gününe hülasası:

23 Ağustos 1339 Perşembe: Sulh muahedenamesi henüz mecliste müzakere cdildiği halde Bostanci ve Maltepede bulunan İngiliz kıtaatı, kuvayı işgaliye kumandanlığından tahliye emrini almış olduklarından Hüsar ve Duc of Wellington alayları bulundukları yerleri tahliye ederek hamil bulunduklan 27 kıt’a top ile mühimmatı saireyi gemiye irkâb etmişlerdir. Tesellüm komisyonu Selahattin Adil Paşanın riyaseti altında içtima etmiştir.

24 Ağustos: Bostancı ve Maltepede tahliye olunan yerler memurlarımız tarafından tesellüm edilmiş ve Türk Erkanıharbiyesi ile müttefikin erkanıharbiyesi arasında teslim ve tesellüme dair müzakere cereyan etmiştir. Diğer cihetten de müttefikin kumandanları General Harrington’un riyaseti altında içtima ederek tahliye planını kararlaştırmışlardır. Aynı günde büyük bir nakliye gemisi ile üçüncü Hüsar alayı ve ikinci Yorkshir alayının bir kısmı Duc of Wellington alayının bazı bölükleri ve 26 ve 92 inci topçu bataryaları İstanbul limanından hareket etmişlerdir.

25 Ağustos: 39, 96 ve 97 inci İngiliz Bataryaları ile 29. Fırka zabitanı, ikinci Yorkshir alayına mensup fen ve istihkam kıtaları Sibirya ve Somali Nakliye gemilerine irkâb ve tahrik edilmişlerdir.

26 Ağustos: Tahliye muamelatına devam edilmiş ve Golden Scotch kıtaları gemilere irkâb olunmuştur. Ayastafonostaki İngiliz kıtaatına ait eşya ve levazım ve 17 tayyare motoru ve teçhizatı altmış nefcrle beraber sevkedilmiştir.

27 Ağustos: İngiliz kıtaatından II. piyade taburu Poolond nakliye gemisi ile sevk edilmiştir. Çanakkale tahliyesine de devam edilerek, Archaber taburu ile ağırlıklar ve birinci, ikinci. üçüncü bataryalar da ayni vapurla tahrik olunmuştur.

28 Ağustos: Sumrepil vapuru ile bir kısım mühimmat ve levazımat ve Bostancıda bulunan topçu alayının bakayası sevk edilmiştir.Bahriyeye ait olan tüfek, cephane ve levazım vesaire teslim olunmuştur. Pierre Loti vapuru ile 500 Fransız efradı sevk olunmuştur. Şimdiye kadar dört gün zarfında 8000 nefer ve ayni miktarda techizat sevk cdilmiştir. İlk defa hareket eden nakliye gemilerinin avdetine kadar sekiz günlük sukünet devam edecektir.

29 Ağustos: Maltepe ve Soğanlı arazisi kamilen tahliye olunmuştur.

30 Ağustos: Tahliye ameliyatı devam ederek ambarlardaki erzak ve mühimmat iskelelere naklolunmuştur.

31 Ağustos: Fransızlara ait üç vagon cephane ve İstanbul cihetinde Capitaine Moro’nun kumandası altındaki Fransız zabıta memurlarının evli olanlan hareket etmişlerdir. 207 ve 208 numaralı tayyare bölükleri zabitanı mufarakat etmiş ve Ingilizler Fenerbahçe civarında işgal ettikleri bilumum mevaki ve binalar ile Ortaköydeki erzak anbarını tahliye etmişlerdir.

1 Eylül: Kadıköyündeki otomobil tamirhanesi tahliye ve tarafımızdan tesellüm edilmiştir.Meriç Havzasında bulunan 66. Fransız taburu ve Hadimköy ilerlerinde bulunan kıtaat İstanbul’a sevk ve Makrıköy ile Baruthanedeki top, mitralyöz ve zırhlı otomobiller tamamiyle sevke hazır bir haIe konulmuştur.Reşadiye köyündeki kıtalar hazırlıklarını ikmal etmişlerdir.Bize ait olup da vaktiyle alınmış olan esliha ve cephaneler teslim olunmaktadır.

2 Eylül: 77. Fransız alayı ile 12. Senagal alayından birer tabur hareket etmiştir.

3 Eylül: Kilya’dan Hekiya vapuru (di baz ciment) ile 6. Topçu alayını hamilen Cebelüttarıka hareket etmiştir.

4 Eylül: İngilizler Çanakkaleden, Franssızlar İstanbuldan olmak iizere birer tabur efrad sevkeylemiştir. Fransızların sevk ettigi II. Senagal alayının taburudur.

5 Eylül: Egypte Vapuru İrlanda taburunu hamilen Cebelüttarıka müteveccihen ve Cardın vapuru da bir miktar levazımı harbiye alarak hareket etmişlerdir.Çanakkale mıntıkasında BOX alayının bir taburu ile Hassa İskoç taburu ve bir miktar muhtelif kıtalara ait asker ile top İngiltereye müteveccihen hareket etmiştir.Sirkecide işgal altında bulunan ihracat gümrügünün bir kısmı ve Okmeydanındaki telsiz telgraf istasyonu ile telsiz telgraf makineleri de teslim alınmaktadır. Hususi mebaniden olan evlerin teslimi hitam bulmuş ve merkez ve zabıta memurları huzuru ile sahiplerine teslim edilmiştir.Ayastafenostan Fransız ve İngiliz kıtalarının levazımatı harbiyesinin nakline devam edilmektedir.

6 Eylül: Tahliye devam etmekte olup bir kısım mebanii umumiye hükümetçe tesellüm edilmiş, bazı mebanii hususiye sahiplerine iade olunmuştur.

7 Eylül: Çanakkaledc İngiliz Kıtaatı bütün ağırlık. cephane, toplarını ve kısmen askerlerini nakletmişler ve Fransız kıtaatı da tahliyeye başlamışlardır.

8 Eylül: Ok Meydanındaki Bahriye telgraf istasyonunun mütebaki malzeme ve cihazı kamilen teslim alınmıştır. Çanakkaledeki bilumum mebanii hususiye ve resmiye yalmz bir kışla müstesna olmak üzere kamilen tahliye ve tesellüm olunmuştur.

9 Eylül: Fransızlar Ayasofya civarındaki mebanii hususiye ve emiriyenin de tahliycsine başlamışlardır. Gülhanedeki paviyon ve barakalarla zabtiye kapısı ahırları ve Demirkapıdaki kışlanın tahliyesi hitam bulmuştur. Maslak Kasrı lngilizler tarafından tahliye ve tarafımızdan tesellüm edilmiştir. Talat Paşanm konağı tahliye edilmiştir.

10 Eylül: Karaağaçta bulunan Fransız kıtaatı askeriyesinden 12. alaya mensup Chasseurs d’Afrique namındaki süvari bölüğü vapuru irkâb ve sevk edilmişlerdir.Yarın Rami köyündeki ondördüncü Afrika Grubu topçularından birbuçuk batarya gidecek ve ayın onüçünde Ramide Topçulardan kimse kalmayacaktır.

11 Eylül: Zeytinburnu fabrika ve depoları Fransızlar tarafından tahliye edilmiştir. Gülhanedeki cephane depoları ve Rami deposu, Makrı köyündeki bez fabrikası tahliye edilmiş ve tarafımızdan tesellüm olunmuştur. Cumartesi günü de Davutpaşa ve Metris esliha ve cephane dcpoları tesellüm olunacaktır. Dün tahliye ve tesellüm olunan mebani meyanında Karaağaç, Çobançeşme topçu ve piyade ambarları ile Piripaşa istihkam unbarı vardır. Mütareke senelerinde Zonguldak civarında tevkif edilen Mersin Vapuru da Fransızlar tarafından tahliye ve tarafımıza tesellüm edilmiştir.

12 EylüI: Bu hafta en ziyade Fransızların ibrazı faaliyet eylediği hafta olmuş vc kuvvetlerinin üçte ikisi sevk edilmiştir. İngilizlerin de şimdiye kadar sevkettikleri kıtaatın miktarı, kuvvet· Ierinin üçte ikisi derecesindedir. Kuvvetleri pek az olan italyanlar 313 numaralı taburlarını sevketmişlerdir. Dün tesellüm alınan mahaller Eyüpte Bahariye araba fabrikasl. Davutpaşa, Rami Kışlası cephanelikleri ve mühimmat depolandır.

13 EylüI: Tersaneler ve havuzlar düveli itilafiye bahriye zabıtanı tarafından tesellüm heyetimize teslim olunmuştur. Louis Cressenet ve Pierro Loti vapurları ile top atları, mitralyöz esterleri ve bir miktarda piyade efradı sevkedilmiştir. Lamartine vapuru bugiin Fransız askerlerini hamil olduğu halde Fransaya hareket etmiştir. İngilizler de tahliyeye kemali faaliyetle devam etmektedir. Galata rıhtımından büyük bir İngiliz nakliye gemisi bir çok malzemei harbiyeyi hamil olduğu halde akşam hareket edecektir.

14 Eylül: Dün Ekererinoslav vapuru İstanbuldan ve Kilyostan asker alarak programı haricinde Mısır fevkalade bir sefer yapmıştır. Vapur lstanbuldan birkaç kıta ile zabitaı askeriye ve Kilyostan bir takım ıtaat ile telsiz telgraf malzemelerini almıştır. Son üç vapurun program dahilinde hareketleri tesri edilmiştir. Fransızlar da kemali faaliyetlc tahliyeye devam etmektedirler. Karaağaç bu sabah tarafımızda tesellüm cdilmiştir. Bozcaada ve İmrozun tahliyesini müteakip tesellüm muamelesini yapmak için bir heyet izam edilmiştir.

15 Eylül: Eyüpteki Rami kışlası dün tarafımızdan tamamen . teslim alınmıştır. Fransızların birkaç günden beri vapurları rakiben sevkedilmekte olan Senagal nalayının bakiyesi dün bir Fransız vapuru ile sevkolunmuştur. Senagal alayı tamamen sevkedilmiş olduğundan bugünlerde diğer taburların sevkiyatına başlanacaktır.

16 Eylül : Makrıköy istasyonunun yanındaki Zuhuri Baba Karakolu ile diğer bir karakol. Makrıköydeki Fransızların Merkez kumandanlığı diye kullandıkları bina, Kömürciyanın evi ve Halil Beye ait bir bina ile Reşadiye kışlaları vc bu civardaki Ali Haydar Mithat Beye ait arazi tahliye olunmuştur.

17 Eylül: Dün Çanakkale boğazının Anadolu cihetinin tahliyesine devam edilmiş ve son kalan topçu kıtaatı vapurlara irkâb edilmiştir. Son kıtaatın hareketiyle Çanakkalenin Anadolu mıntıkası tamamen tahliye ve tesellüm edilmiş bulunmaktadır.İngilizlerin Kağıthane, Maslak ve Büyükdere havalisindeki nakliyatı büyük bir faaliyetle devam etmektcdir. Beyoğlu mıntıkasında İngilizler işgal ettikleri mevaki ve mebanideki ağırlıklarını nakletmektedirler. Fransızlar Çanakkalede Kilitbahirdeki 56 ve 25 numaralı tabiyeleri ve yine aynı mevkideki istihkam kışlasını tamamen tahliye, protokolünde münderiç müddet mucibince 5 teşrinevvel nısfılleylinde ikmal edilmiş bulunacaktır.İngilizlerin tahtı işgalinde bulunan Fenerbahçedeki bağçe. barakalar, çiftehavuzlardaki arsa, barakalar, Fenerbahçedeki mesire mahalli ile arsa, Kalamıştaki gazino, Göztepedeki taşmektep mahalleri tamamcn tahliye edilmiştir.

18 Eylül: Fransızlar Trakyadan gelen Faslı ve Cezayirli müslüman askerleri de rıhtımda bulunan vapurlara irkâb etmişlerdir. Çanakkalede Anadolu cihetinde Mecidiye istihkamatı ile dekovilleri ve depoları tamamen tesellüm edilmiştir.

19 Eylül: İngilizlerin iki, Fransızların ve İtalyanların birer taburundan az efradı kalmış, diğerleri kamilen sevkedilmiştir. Bunlar da tahliye merasiminde hazır bulunacaklardır. Tahliye, kemali faaliyetle devam etmektedir.

20 Eylül: İtalyanlar Beyoğlunda işgal ettikleri mebanii husisiyedeki ağırlıklarının kısmı azamını dün Tophane rıhtımına nakil ve gemilere tahmil etmişlerdir. Esasen İtalyan kuvvetlerinin tahtı işgalinde bulunan binalar pek az olduğundan İtalyan tahIiyesi de teşrinievvelin ikisinde hitam bulacaktır.İngilizler dün Maslaktaki seyyar kararkâhta kalan son eşya ve malzemei askeriyeyi Tophaneye nakletmişlerdir. Kağıthane ve Büyükdere havalisinde ağılık nakliyatı devam etmiştir. Tophane rıhtımı civarında cem ve teksif edilen eşya iki güne kadar avdet edecek gemilere tahmil edilecektir. İngilizler Beyoğlunda işgal ettikleri binaların kısmı azamını tamamen tahliye etmişlerdir. Boşalan bu binalardan eşhası hususiyeye ait olanIarın yarından itibaren sahiplerine teslimine başlanacaktır.Fransız kıtaatının tahliyesi elyevm en faal devresinde bulunmakta ve Sarayburnu ile Ayastafanostan tahmil edilen gemiler hergübn Fransaya hareket etmektedir. Dün de Sarayburnundan ve Süleymaniye kışlasından nakil edilen eşyayı askeriye ile mebanii hususiyeden getirilen ağırlıkları hamilen iki Fransız nakliye vapuru hareket etmiştir.Fransızların tahliye ameliyatına müteallik olarak İstanbul kumandanlığınca düşünülen ve müşkülat tevlit eden bir mesele vardır.

21 Eylül: Bozcaada, tesellüm heyetimiz tarafından tesellüm edilmiştir.

22 Eylül: Gülhanede Sarayyolu üzerinde bulunan işaretli mühimmat anbarının dört deposu Fransızlar tarafından tahliye ve İstanbul kumandanlığı tarafından, tesellüm edilmiştir.

Fransız süvari müfrezesi tarafından işgal olunan Çırağan Sarayı tahliye ve Makrıköyündeki mebanii hususiye ve emiriye tahliye ve teslim edilmiştir.

23 Eylül: Evvelki gün Fransızlardan Ahırkapı otomobil tamirhaneleri ve Gülhanede dört depo ile Çırağan sarayının bir kısmı teslim alınmıştır. Dün de İngiliz kuvayı havaiyesinden tahliye edilen Nişantaşındaki merhum Sait Paşa Konağı teslim alınmıştır. Elyevm şehrimizde Fransızların iki, İngilizlerin üç taburları ile İtalyanların bir taburdan az kuvvetleri kalmıştır. Bugün Fransızlar Makrıköyünde bazı hususi mebaniyi tahliye ve tesellüm edeceklerdir. Beyazıttaki eski jandarma dairesi 2 teşrinevvelde tahliye olunacaktır. Elyevm Meriç boyunda, Çatalca ve HadImköyünde tek bir ecnebi askeri kalmamıştır. Çanakkalede kalan son 250 kişiden mürekkep bir İngiliz taburu da sevkedilmiştir. Bu suretle Çanakkale ve Boğazların Anadolu sahili kamilen tahliye edilmiş, yalnız mezarlıkların muhafazasına memur birkaç gaynmüsellah efrad kalmıştır. Boğazın Rumeli cihetinde ise, elyevm Kilidbahirdeki küçük bir Fransız müfrezesinden başka kimse kalmamıştır.

Kaynak: İlhami SOYSAL Kurtuluş Savaşı’nda İŞBİRLİKÇİLER. Gür Yayınları

***

Şu satırların okunduğu günler … düşmanlarımız bir daha dönmemek üzere memleketimizden çekilmiş bulunacaklardır.

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, ATATURK, Tarih. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *