Hürriyet
Ertuğrul Özkök
6 Temmuz 2017
Bakın bu devlet 13 yıl önce ne kararı almış
SEDAT Ergin dünkü yazısında 2004 yılına ait çok önemli bir olayı gündeme getirdi.Şimdi art arda yazacağım şu üç yazıyı dikkatle okuyun lütfen…Sonunda, hepimiz açısından çok önemli bir noktaya bağlayacağım.
*
DURUM 1
MİT ve Genelkurmay 2004 yılında “devlet içindeki FETÖ’cü yapılanma tehlikesi” ile ilgili olarak Milli Güvenlik Kurulu’na bir sunum yapmış.MGK bu konuda bir önlem planı hazırlanması kararı almış ve bunu hükümete iletmiş.
*
Merak ettim…
Devlet ve ordu içindeki bu “FETÖ’cü paralel yapılanma tehlikesine” karşı ne önlemler alınmış, neler uygulanmış diye…
*
Sedat Ergin’in yazısında bu sorunun cevabı yoktu.Çok ilginç… Cevabını o dönemin Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’in 2015’te yayınlanan “Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor” adlı kitabında buldum.
*
Şimdi sıkı durun.
O gün bu tehlikeye karşı neler yapıldığını o kitabın 123 ve 124’üncü sayfalarından, kelimesine dokunmadan aynen aktarıyorum.
DURUM 2
SİYASİ VE HUKUKİ SORUMLULUĞU ALIP O DOSYAYI RAFA KALDIRDIK
DÖNEMİN Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer MGK kararına karşı ne yaptıklarını aynen şöyle anlatıyor:
*
– BİR: “Tavsiye kararı Başbakanlığa bildirildikten sonra konuyu Başbakanımıza açtım ve gelen yazıyı ‘dosyasına’ kaldırmaya karar verdik.”
*
– İKİ: “Bu karar metni Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılmadı ve hakkında hiçbir işlem yapılmadı.”
*
– ÜÇ: “Konudan MGK toplantısına katılan bakanlar dışında kimsenin haberi olmadı ve onları endişeye sevk edecek bir sonucun doğmamasına özen gösterildi.”
*
– DÖRT: “Bütün toplumsal ve siyasi riski hükümet adına Sayın Başbakanımız, hukuki riski ise ben üstlenmiştim.”
DURUM 3
ZAMANIN RUHU İŞTE BÖYLE BİR ŞEYDİR
ŞİMDİ bu kitabın yayınlanış tarihine bakın. 2015 yılı…
Yani 17-25 Aralık 2013 olayından sonra, 15 Temmuz darbesinden önce…
*
Ömer Dinçer bugün adaleti samimiyetle savunan bir insan.
Antidemokratik uygulamaları aynı samimiyetle eleştiriyor.
*
Ama bakın o gün övünerek “Engelledik” dediği bu MGK kararı, 15 Temmuz gecesi Türkiye’nin başına neler açtı.
*
O günün başbakanı o gün bu kararı uygulamamanın “siyasi sorumluluğunu” almış.
Ömer Dinçer de “hukuki sorumluluğunu” yüklenmiş.
*
Merak ediyorum acaba bugün de aynı sorumlulukları yükleniyorlar mı…
*
Bunu neden yazıyorum…Bütün kalbimle söylüyorum ki,
ne o günün başbakanını ne de Ömer Dinçer’i eleştirmek için yazıyorum.
*
Sadece şunu söylemek istiyorum.
“Zamanın ruhu” diye bir şey var…
Ve o ruh, hepimizi etkiliyor.
*
O ruha uygun olarak bazen doğru şeyleri yapıyoruz…
Bazen de çok yanlışları…
*
O yüzden geçmişi yargılarken hepimiz insaflı, vicdanlı ve adil olmalıyız.