Mehmet Ali Güller
19 Haziran 2017
ABC Gazetesi
2019 ÇARPIŞMASI ve CHP’YE 3. KUMPAS
Enis Berberoğlu’na MİT TIR’ları haberi dolayısıyla 25 yıl ağır ceza verilmesi, Kemal Kılıçdaroğlu’nu 2019 sürecinde rehin alma operasyonuydu. Kılıçdaroğlu “yürüme” kararı alarak bu operasyona direnme kararı aldı. ”
Enis Berberoğlu’na MİT TIR’ları haberi dolayısıyla 25 yıl ağır ceza verilmesi, Kemal Kılıçdaroğlu’nu 2019 sürecinde rehin alma operasyonuydu. Kılıçdaroğlu “yürüme” kararı alarak bu operasyona direnme kararı aldı.
Yani yaşananlar aslında 2019 çarpışmasıdır!
Gelin ne demek istediğimizi anlatabilmek için önce bazı saptamalar yapalım:
1) AKP hükümetleri döneminde TSK’ye belli başlı 3 kumpas yapıldı:
a) AKP-FETÖ ortaklığında Ergenekon-Balyoz kumpasları.
b) FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi
c) AKP’nin 15 Temmuz fırsatıyla TSK’yi “yeniden yapılandırma” kumpası.
2) Aynı dönemde CHP’ye de belli başlı 3 kumpas yapıldı:
a) ABD’nin Deniz Baykal’ı rehin almasıyla 2003’de Erdoğan’a başbakanlık yolunun açılması.
b) 2010’da, AKP-FETÖ ortaklığında Baykal’dan bir kasetle kurtulma operasyonu.
c) Ve Berberoğlu operasyonu.
3) Bu süreçte İşçi Partisi ve MHP’ye de AKP-FETÖ ortaklı kumpas ve operasyonlar yapıldı.
4) Ayrıca gazetelere, gazetecilere, aydınlara, demokratik kitle örgütlerine, sendikalara, meslek odalarına vs. operasyonlar yapıldı.
AKP-FETÖ ortaklığındaki operasyonlar genel olarak Cumhuriyet’i yıkma hedefliydi; AKP’nin yaptığı operasyonlar ise yıktığı rejimin yerine yenisini inşa etmek hedefli operasyonlardır.
İşte bu geniş resim içinde Berberoğlu operasyonunun anlamı ortaya çıkmaktadır. Açalım:
BERBEROĞLU ÜZERİNDEN KILIÇDAROĞLU’NA OPERASYON
MİT TIR’ları olayı, AKP hükümetinin Suriye’de Esad rejimini yıkmak amaçlı dış politikasının bir yansımasıydı. TIR’larla iddia edildiği gibi Suriyeli muhaliflere gıda ve ilaç gibi yardımlar gitmiyordu, silah gidiyordu. TIR’lardaki görüntüleri Cumhuriyet’e verdiği iddia edilen Berberoğlu bu nedenle “casuslukla” suçlandı.
Gerçi bu suçlamayla bile 25 yıllık ağır ceza, normal değildi. Normal olmadığı AK-Medya’nın anında “peki Berberoğlu’na o görüntüleri kim verdi?” haberlerinden anlaşılıyordu. Kararla birlikte “asıl suçlu Kılıçdaroğlu’dur” kampanyası başlattılar.
Hedef, en zor viraja girerken, yani 2019 sürecinde Kılıçdaroğlu’nun rehin alınmasıydı. Böylece Erdoğan’ı korkutan yüzde 49’luk “hayır” cephesi (ki gerçekte yüzde 55) daha baştan sıkıntıya sokulacak, dahası ilerideki kimi hamlelerle birlikte cephe yarılacaktı.
Nasılsa Kılıçdaroğlu 7 yıldır çok da zorluk çıkarmamış, Gezi’de, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday yapılmasında, 16 Nisan referandumunda o cepheyi hep hayal kırıklığına uğratmıştı. Ayrıca “laikliğin tehlikede olmadığını” söylemesinden tutun da, dokunulmazlıkların kaldırılmasındaki tavrına kadar pek çok konuda AKP’nin işini kolaylaştırmıştı.
Kısacası Berberoğlu’na gösterilen 25 yıl ağır ceza sopası Kılıçdaroğlu’nu rehin almaya yetecekti.
Ancak Kılıçaroğlu bu son hamleyle köşeye sıkışmış oluyordu ve köşeye sıkışmış her canlı gibi ya “ölecek” ya da “yaşamak” için savaşacaktı!
Ve savaşmaya mecbur kaldı!
SARAY’IN ‘CUMHURİYET’E SON DARBESİ’Nİ ENGELLEMEK
İşte Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü bu geniş resimde anlatmaya çalıştığımız “rejim inşası operasyonlarını” durdurabilmek için desteklenmelidir.
Elbette Kılıçdaroğlu onlarca büyük hata yapmıştır, elbette Kılıçdaroğlu örneğin Berberoğlu serbest bırakılırsa yürüyüşü yarıda bırakabilir, elbette Kılıçdaroğlu yine CHP tabanını hayal kırıklığına uğratabilir…
O nedenle Kılıçdaroğlu’nu sürekli arkadan itmeliyiz; geri dönmesin diye, yarı yolda bırakmasın diye…
Kılıçdaroğlu’nun yürüme kararı, Saray’ın “Cumhuriyet’e son darbe”sini engelleyebilmek için bir fırsat yaratmıştır ve bu nedenle desteklenmelidir!
“Türk bayrağı yok” gibi doğru olmayan bilgilere aldırmadan, “Kılıçdaroğlu PKK ve FETÖ’yü kurtarmak için yürüyor” gibi komplolara bakmadan, “CHP dış müdahale istiyor, iç savaş peşinde” gibi kışkırtmalara gelmeden, bu yürüyüş desteklenmeli ve büyütülmelidir.
Erdoğan’ın 2019 sürecinde “yüzde 49 cephesini” bölme hamlesini bozmak, sadece CHP’nin değil, hepimizin görevidir!