Milliyet 24.03.2017
Mahrem imamların zulası ortaya çıktı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) Hava Kuvvetleri Komutanlığına ilişkin mahrem yapılanması ve örgüt üyesi Hava Kuvvetleri Komutanlığı personeli hakkında hazırlanan “Mahrem imamlar” iddianamesinde, örgüt mensuplarının SD kartlardaki gizli bilgileri, kirli peçete parçası ya da cevşen içerisinde taşıdığı, klima içi, duvardaki fayans içindeki gizli bölmede veya evde bulunan herhangi bir “lamba karpuzu”nun iç kısmındaki zulalarda muhafaza ettiği belirtildi.
Mahrem imamların zulası ortaya çıktı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, FETÖ’nün “mahrem hizmetler” yapılanmasındaki örgüt içi evlenme sistemi, birimlerin tedbir, fişleme ve iletişim konularındaki uygulamaları anlatıldı.
Asker ve polis okulları öğrencilerinin doldurduğu “izdivaç formları”nın silsile halinde “müdür”lere kadar ulaştıran örgüt mensupları, daha sonra sivil kanatta bulunan “il abileri veya il ablaları” ile yapılan toplantılarda, örgüt tarafından uygun olduğu düşünülen adayların birbiriyle tanıştırıldıkları kaydedildi.
Örgüt içinden evlenmek önemli bir referans
Evlenmek isteyen askeri personelin yapı içerisinden evlenmeyi kendi isteği ile kabul etmesinin çok önemli referans kabul edildiği vurgulanan iddianamede, “Örgüt mensubu bir askeri personelin ancak yapı içerisinden evlenirse kariyeri ile ilgili gireceği sınavlarda referans olunduğu, aksi durumda derecesinin düştüğü ve muadili başka kişiler var ise onların tercih edildiği, örgüt için örgüt içinden evlenmenin çok önemli bir kriter olduğu anlaşılmıştır.” ifadesine yer verildi.
“Birim” mensuplarının örgütsel faaliyetler esnasında uyguladıkları tedbirlerin de yer aldığı iddianamede, örgüt mensuplarının yolculuklarda alması gereken tedbirler şöyle sıralandı:
“Otobüslere biniş ve inişlerin otogarlardan yapılmaması yol üstünde şehir merkezi dışında indi/bindi yapılması, uçakla seyahatlerde acenteye kimlik numarası verilmemesi, şehir merkezine intikallerde dikkat çekilmeden taksi/dolmuş kullanılması, arkada veya yanda oturan yolculara ve yanında bulunan dijital malzemelere dikkat edilmesi, araçta birlikte seyahat edilen kişilerle şahsi bilgi, şahsi görüş deklare edilmeden ve dikkat çekmeden az konuşarak sohbet edilmesi, örgüte ait olmayan gazete, dergi ve Kitap taşınması, mümkünse aynı firma, aynı hareket saati aynı koltuk gibi rutin seyahat biçimlerinden uzak durulması, gidilecek yere tek bir vasıta ile ve doğrudan gidilmemesi, şahsi araçlarla il içinde seyahat edilmemesi ve MOBESE kameralarına dikkat edilmesi, yolculuk esnasında telefon taşınmaması, çok erken ya da çok geç saatlerde gidilecek yerde olunmaması ve takip edilmediğinden emin olunması.”
İddianamede bilişime yatkınlığı olan “müdür, müdür yardımcısı ya da öğretmen” seviyesindeki herhangi bir “birim” görevlisinin olduğu “Arama Tarama Mesulü” tarafından alınan tedbirler ise şöyle sıralandı:
“Bilgisayarlarda örgüt tarafından izah edilemeyecek bilgi bulundurulmaması, iletişimde kullanılan internet programları için muhakkak surette VPN kullanılması, evde bandrolsüz kitap, CD bulunmamalı ve kitapları izahı mümkün kitaplar olmalı, evde mutlaka bir zula olmalı ve kullanılan şahsi flash bellekler temiz tutulmalı, mesaj, WhatsApp gibi programlara dikkat edilmeli, evde veya arabada örgütsel doküman bulunmamalıdır.”
Telefon numarası şifreleme yöntemleri
İddianamede, örgüt mensuplarının “birim” üyeleri arasındaki iletişimde kullandıkları yöntemler ve telefon numaralarının rehbere kayıt yöntemleri de anlatıldı. Buna göre, ilk zamanlarda kontörlü telefondan cep telefonu aranarak kurulan iletişimde, örgüt mensuplarının birbirlerinin numaralarını “doksan dokuza tamamlama” ya da “sondan dördüncüyü dört artırma” yöntemleriyle telefon rehberlerine kaydettiği tespit edildi. İddianamede, telefon numarası şifreleme yöntemleri şöyle aktarıldı:
“Doksan Dokuza Tamamlama: Kayıtlı telefon numarasının son iki rakamını 99 sayısından çıkararak ortaya çıkan rakamı yazmak. Mesela son iki rakamı 01 olan telefonu 98 ya da 23 olan telefonu 76 olarak kaydetmek gibi bir şifreleme yöntemidir. Bu rehbere kayıtlı numara için yapılabildiği gibi not alınan kağıtlardaki numaralar için de yapılabilmektedir.
Sondan Dördüncüyü Dört Artırma: Telefon numarasının sonran dördüncü rakamına dört eklenerek kaydedilmesidir. 0 555 444 62 44 numaralı telefon kaydedilirken 0 505 444 02 44 olarak kaydedilir.”
ByLock ve Eagle
İddianamede, örgüt mensuplarının 17-25 Aralık’tan sonra yaygın olarak Android tabanlı iletişim programlarını kullandığı, süreç içerisinde önce ByLock sonra da Eagle programlarının öne çıktığı ve örgüt mensupları arasındaki kriptolu iletişimin bu yöntemle sağlandığı belirtildi.
17-25 Aralık süreci ile gizlilik ve tedbir konusunu en üst seviyede sağlamaya çalışan örgüt mensuplarının iletişimlerini kriptolu programlardan sağladığı, programı geliştiren örgüt mensubunun programın kırılabilirliğini test etmek ve eksikliklerini gidermek amacıyla programı ilk olarak Google Store üzerinden kullanıma sunduğu anlatılan iddianamede, daha sonra söz konusu yerlere bozuk versiyon yüklenerek güncelleme yapılması durumunda programın kullanılamaz hale getirildiği, örgüt mensuplarına SD kart ve benzeri yöntemlerle yüklenerek ve Türkçe yama yapılarak eksikleri giderilen programın örgüt içi kriptolu iletişim aracı olarak kullanıldığı ifade edildi.
İddianamede, “ByLock programının kurulumu ile kullanıcı ID bilgileri ve iletişim kurulacak örgüt mensubunun ID bilgileri girilerek, ortak şifre girilmesi halinde iletişim sağlanabilmektedir. ByLock programının deşifre olmasıyla Eagle isimli kriptolu iletişim programına yönelen örgüt, ham halleri ‘birim’ yapılanması açısından ‘bilgin’ veya ‘müdür’ vasıtasıyla getirilmek suretiyle örgüt mensuplarının cep telefonlarına ve tabletlerine bu programlar yüklenmiştir.” denildi.
Örgütün farklı ara yüzlerle Shu, Tango, Viber, Turkuaz gibi iletişim programlarını da kullandığı tespit edildi.
“Birim”de fişleme
FETÖ’nün kendi örgüt mensuplarını da fişlediği bunu da “birim” içinde faaliyet olarak görüldüğü ifade edilen iddianamede, çalışan öğrenci örgüt elemanı, okuyan öğrenci örgüt elemanı, tüm muvazzaf kara kuvvetleri personeli, tüm okuyan öğrenciler, izdivaç adayları ve hedef durumda olan TSK personeli olarak ayrı ayrı fişlemeler yaptığı anlatıldı.
Örgüte mensup öğrenci personelin bilgilerinin “Mavi Dosya”da, örgüte mensup olan veya olmayan tüm Ordu mensuplarının bilgilerinin “Gri Dosya”da ihtiva edildiği vurgulanan iddianamede, örgütle irtibatı azalan ve durumu örgüt tarafından menfi kabul edilen şahısların listesinin de “Ümit Dosyası” ismiyle fişlendiği kaydedildi.
Gri, mavi ve ümit dosyalarının tek tek açılabilen ya da senkronize bir biçimde açılan dosyalar olduğuna işaret edilen iddianamede, bu dosyalarda kişilerin aile bilgileri, ikamet bilgileri, tayin yerleri, aktif görev yerini içeren ve daha çok şahsi bilgiler bazında sisteme işlenen fişleme verilerinin bulunduğu bildirildi.
İddianamede, gri dosyanın mavi dosya ile senkronize edilerek açıldığında örgütün kişi hakkındaki detaylı fişleme bilgilerine ulaşıldığı, örgüte bağlılık, husumet derecesi, zaafları, kişi hakkında örgüt tarafından yapılan yorum ve benzeri tüm detayların bu bilgiler arasında yer aldığı belirtildi.
“Lamba karpuzu”nda zula
Örgütün gizli bilgileri birim müdürleri tarafından SD kartlar içerisinde sakladığı belirtilen iddianamede, bu kartların kirli peçete parçası içinde, pantolon içine yaptırılan gizli bir cepte ya da cevşen içerisinde taşındığı ifade edildi. İddianamede, örgüt mensuplarına evlerinde “zula” tabir edilen gizli bir bölümün bulunmasının zorunlu tutulduğu, bu gibi SD kartların buralarda muhafaza edilmesi gerektiğinin söylendiği kaydedildi.
İddianamede, klima içi, duvarda fayans içlerinde oluşturulan gizli bölmeler, evde bulunan herhangi bir “lamba karpuzu”nun iç kısmı gibi yerlerin örgüt mensuplarınca zula olarak kullanıldığına işaret edildi.
Milliyet / 24.03.2017
Türker Karapınar / ANKARA
‘Akın Öztürk’e Büyük Patron diyorlardı’
FETÖ’nün Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki yapılanmasıyla ilgili iddianame tamamlandı. İddianamede 76’sı sivil ‘mahrem imam’, 81’i subay 157 şüpheli yer aldı. 2013-2016 arasında F-16 eğitimi alan kursiyerlerle pilotların örgütten olduğu belirtildi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’nün Hava Kuvvetleri Komutanlığı içindeki ‘mahrem yapılanması’na ilişkin 157 şüpheli hakkında iddianame hazırladı. Mahrem hizmetlerde birimin, FETÖ’nün askeri yapılanması olduğu belirtilen iddianamede, her kuvvetin başında bir ‘bölge temsilcisi’, altında ‘müdürler’, ‘müdür yardımcıları’, ‘öğretmenler’ olduğu kaydedildi.
Müdürlerin örgütsel faaliyetlerini son zamanlarda data hatlı telefon ve tabletler üzerinden yaptığı, cihazlarda basıldığında tüm hafızayı bir daha geri getirilemeyecek şekilde silen “panik buton” uygulamasının yüklü olduğu kaydedildi.
İkiye ayırmışlar
Örgütün Hava Kuvvetleri’nin Ankara Bölgesi Yapılanması’nı, Ankara 1. Bölge ve Ankara 2. Bölge olarak ikiye ayırdığı, 1. Bölge’de, Merzifon 5. Ana Jet Üs Komutanlığı, Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı, Hava Lojistik Komutanlığı, 11. Üs Komutanlığı/Etimesgut Hava Hastanesi ve Kayseri 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı’nın bulunduğu belirtildi.
Örgütün F-16 pilotlarının eğitildiği ve uçtuğu Akıncı’ya ayrı bir önem verdiği kaydedilen iddianamede, 2013-2016 arasında F-16 eğitimi için gelen kursiyerlerin ve pilot subayların neredeyse tamamının örgüt üyesi olduğu, darbe girişiminde pilotların çok küçük bölümünün yer almadığı anlatıldı.
Özel kalemindeydi
İddianamede, şüpheli Pilot Yarbay Bilgehan Bülbül’ün Ankara 11. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığı’nda görev yaparken, komutanlığın ‘müdürü’ olan ‘Enes’ kod Ertuğrul Akkaya ile irtibatı bulunduğu, pilot eşi Yarbay Nail Bülbül’ün de ‘Kamil’ kod Kemal Alkan’a bağlı faaliyet yürüttüğü iddia edildi. İki şüphelinin de ‘silahlı terör örgütü üyesi olmak’ suçundan 7.5 yıldan 15’er yıla kadar hapsi istendi. Orduda ilk kadın general adayı olan Yarbay Bilgehan Bülbül, özel kaleminde görev yaptığı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın Kardak kayalıklarında 29 Ocak’ta yaptığı ziyarette yer almış, ardından gözaltına alınıp serbest kalmıştı.
TRT uzmanı, Akıncı Üssü’nde ‘öğretmen’
İddianamede, şüphelilerden firari Hakan Malkoç’un son olarak TRT’de uzman olduğu, KHK ile ihraç edildiği, bir dönem HSYK’da çalışan memurlardan sorumlu olduğu iddia edildi. İddianamede Malkoç’un, Akıncı Üssü’nün örgütsel anlamda, “müdür yardımcısı” Salih kod Ufuk Işık’ın sorumluluğunda, “öğretmen” olarak faaliyet yürüttüğü, “Osman” kod adını kullandığı, TSK’ya sızmış örgüt üyeleri ile toplantılar yaparak talimatları ilettiği öne sürüldü. İddianamede, Akıncı Üssü’nün örgütsel anlamda müdürünün firari Murat Kara olduğu, “Selim” ve “Muhsin” kod isimlerini kullandığı belirtildi.
O villayı kiralamıştı
İddianamede, Hava Kuvvetleri imamı olduğu iddia edilen firari Adil Öksüz’ün Ankara’da darbe toplantılarını yaptığı tespit edilen villayı kiralayan firari şüpheli Serkan Aydın’ın, Kara’ya bağlı olarak müdür yardımcısı olarak faaliyet yürüttüğü, buradan “Bülent” kod Nebil Ekiz’in yerine Ankara Hava Lojistik Komutanlığı’nda örgütsel anlamda en üst statü olan müdür pozisyonunda görev yaptığı anlatıldı. İddianamede, Aydın’ın, villayı kiralayan Empati danışmanlık şirketiyle de yönetici ve ortaklığı bulunduğu kaydedildi. İddianamede, 15 Temmuz’da TBMM’yi bombalayan F-16 pilotu Kurmay Binbaşı HASAN Hüsnü Balıkçı’nın da cezalandırılması istendi.
‘Meyvesini alacaksınız’
İddianamede, FETÖ’nün mahrem yapılanmasında yer aldığı iddia edilen subaylarla ilgili itiraflarda bulunan Ufuk Işık hakkında etkin pişmanlık hükümleri uyarınca takipsizlik kararı verildiği belirtildi. Işık’ın ifadesinde, YAŞ üyesiyken 15 Temmuz sonrasında tutuklanan Akın Öztürk’le ilgili şunları anlattığı kaydedildi:
“… Selim-Muhsin (K) Murat Kara’nın koordinesinde Müdür Yardımcılarının katılımı ile yapılan bir toplantıda Kamil (K) Kemal Alkan kendisinin ilgilendiği bir subay hanımına Gülen tarafından saat gönderildiğini, bu subay eşinin aynı saati Büyük Patron’un eşinde de gördüğünü söyledi, bu sohbet üzerine Murat Kara’nın ‘keşke bunları burada paylaşmasaydın deşifre ettin, iyi olmadı’ şeklinde söylemde bulundu, orada bulunan herkes bu söylem üzerine gülümsedi. Burada Büyük Patron olarak adı geçen kişinin Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk olduğunu tahmin ediyorum. Yine aynı toplantıda Kara, Öztürk ile ilgili olarak ‘Zamanında Akın Paşa yabancı bir pilot ile ilgilenmiş.
Bu pilotun Türkiye’de görev yaptığı dönemde de Akın Paşa kendisine yakınlık göstermiş. Pilot çok başarılı olduğundan onu terfi ettirmemişler ve bulunduğu yerde görevine devam ettirmişler’ şeklinde söyleyerek, bizlerin ve subayların bu tür davranışlar sergilememizi ve bunun meyvesini mutlaka bu örnekte de söylediği gibi alabileceğimizden bahsetti.”
Üniversitedeki ‘kral dairesi’
Bursa’da FETÖ/PDY’ye yönelik soruşturma kapsamında eski Vali Şahabettin Harput’un da aralarında bulunduğu 59 sanık hakkında hazırlanan iddianamede, Orhangazi Üniversitesi binasının üst katında ‘kral dairesi’ gibi döşenen ve örgütün ‘il imamı’ firari Cansun Sarıyıldız’ın toplantılarını yaptığı özel odaya yer verildi. Üniversite ile ilgisi bulunmayan Sarıyıldız’ın örgüt toplantılarını bu dairede yaptığı belirtildi. l AA